İçeriğe atla

Boy (antropoloji)

Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbirleriyle kan akrabalığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen ataerkil, geleneksel topluluğa boy denir.

Boy boyladı, soy soyladı (Dede Korkut)

Köken

Eski Türkçe bod sözcüğünden, Oğuz Türkçesinde sık görülen d~y dönüşümüyle boy hâlini almıştır. Anlamı duruş. Karşılaştırma için: Arapçadan alıntı kavim (duruş) sözcüğü.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil</span> mavi ve sarı arasında görülebilen katkı ana rengi

Yeşil renk elektromanyetik tayf'ın insan gözüyle görülebilen renklerinden biridir. Turuncu ve mor ile birlikte ara renklerden birini oluşturur. Dalgaboyu 550 nanometre kadardır. Karşıt rengi kırmızı'dır.

Beyaz veya ak, görülebilir dalga boylarındaki tüm renkleri kapsayan renk. Ak ışık, kızıl, yeşil ve mavi ışıkların karıştırılması ile oluşturulabilir. Eskiden, akın ışığın doğal rengi olduğu kabul edilirdi ancak Newton, tam tersine beyazın tüm renklerin birleşimi olduğunu kanıtladı.

<span class="mw-page-title-main">Kahverengi</span> bir renk

Kahverengi veya Boz kırmızı ve yeşil, turuncu ve mavi veya sarı ve mor pigmentlerin karıştırılması ile elde edilebilen bir renktir.

<span class="mw-page-title-main">Macarca</span> Macaristanın resmi dili

Macarca (kendi dilinde

<span class="mw-page-title-main">Kiril alfabesi</span> Slav dillerinin kullanımında rol oynayan bir alfabe

Kiril alfabesi, Avrasya'da çeşitli dillerin yazımı için kullanılan alfabedir. Çeşitli Slav, Kafkas, Moğol, Ural, ve İranî dillerinin resmî alfabesidir. En eski Slav kitaplarının yazıldığı iki alfabeden biri olan Kiril yazısı, Aziz Kiril ve kardeşi Metodius tarafından 9. yüzyılın ilk çeyreğinde oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Amfibiler</span> dört üyeli sınıf

İki yaşamlılar ya da iki yaşayışlılar, amfibiler, amfibyumlar, amniyotik yumurtaya sahip olmayan, değişkensıcaklı, derisi çıplak ve nemli, göğüs kemiği hiçbir zaman kaburgalarla bağlanmamış, çoğu ses çıkarabilen, omurgalı hayvan sınıfı. Sınıf, Gymnophiona, Anura ve Caudata olmak üzere 3 takımdan oluşur.

K-k, Türk alfabesinin 14. harfidir. Türkçede bu harfin işaret ettiği ses ke denilerek isimlendirilir. Sıklıkla, harfin işaret ettiği ses ka denilerek isimlendirilir, ancak TDK'ye göre bu isimlendirme yanlıştır. Bu durumda sesin ince ve kalın şekilleri vardır. Fonetik bakımdan kalın seslilerle birlikte art damak, ince seslilerle birlikte ön damaktan çıkarılan süreksiz ve sert bir sessiz harf olduğundan sesli-sessiz uyumunu gerektirir. Türkçe kelimelerde bu harfin kullanım sıklığı % 4,71'dir. Arap alfabesine dayalı Göktürk, Uygur ve Osmanlı alfabelerinde iki ayrı harf ve ses olarak kaf ve kef yerine bugünkü Türkçede k kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Gürcüce</span>

Gürcüce, bir Kafkas halkı olan Gürcülerin konuştuğu dil. Gürcistan'ın resmî ve öğretim dilidir. Modern Gürcüce, Kartli diyalekti temelinde gelişmiş ve 5. yüzyıldan itibaren Gürcü edebiyatının tek dili olmuştur.

Jj, Türk alfabesinin 13. harfidir. Yabancı dillerden özellikle Fransızca ve Farsçadan Türkçeye girmiş sözcüklerde geçer. J harfi, İngilizcede C, Almancada Y, İspanyolcada H, Slav dillerinde de Y olarak okunur. Türkçede Latin harflerine geçilirken, Fransızcadaki işlevi ile alınmıştır. Psikoloji, jartiyer gibi sözcükler Fransızca kökenli iken, Jale, Müjgân gibi isimler Farsça kökenlidir.

Öz Türkçe ya da ÖzTürkçe; yabancı sözcüklerden arındırılmış, arı durumdaki Türkçedir. ÖzTürkçecilik ise kullanımdaki dil içerisinden yabancı kökenli sözcüklerin atılarak yerine Türkçe kökenli sözcüklerin kullanıma sokulmasını amaçlayan bir yaklaşımdır.

Papaz, Hristiyan din adamları için kullanılan sözcük. Türkçeye 1300'lü yıllarda Rumca papas sözcüğünden geçmiştir. Türkçede rahip sözcüğü de bazen papaz anlamında kullanılır ancak her rahip bir papaz değildir. Rahip sözcüğü zaman zaman İslam dışındaki dinlerdeki din adamları için de kullanılır. Rahip sözcüğü Arapça kökenlidir. Farsça kökenli peder sözcüğü de Türkçede zaman zaman papaz anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Hanedan</span>

Hanedan veya sülale; Bir dizi hükümdar veya devlet adamının dahil olduğu geniş ve nüfuzlu sülale. Türkçeye Farsçadan geçen sözcüğün kökü "hane" (ev) kelimesine dayanır. Eski Türkçedeki sözcük karşılığı uruk veya sülaledir

<span class="mw-page-title-main">Mühimmat</span>

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.

<span class="mw-page-title-main">Siyahiler</span> orta ila koyu kahverengi tenli insan ırkı

Siyahî ya da zenci, antropolojide insanların ayrıldığı ırklardan biri. Bu kavram yalnızca belirli milletleri değil, derileri siyah olan tüm insanları kapsar. Batılı devletlerde yaygın olarak kullanılan Afro (Afrikalı) ve Karayipli sözcükleri de zaman zaman Türkçede kullanılır.

Türkçedeki alıntı sözcüklerin değiştirilmesi, Atatürk'ün Türkleştirme politikasının bir parçasıdır. Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsçadan birçok alıntı sözcüğe sahipti, aynı zamanda Fransızca, Yunanca ve İtalyanca gibi Avrupa dillerinden bulunan diğer alıntı sözcükler de resmî olarak Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından önerilen Türkçe karşılıkları ile değiştirildi. Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin (alıntı) Türkçeleştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Atatürk Devrimlerinin daha geniş çerçevesindeki kültürel reformların bir parçasıdır.

Basit sözcük, Türkçede hiçbir yapım eki almamış veya başka bir sözcükle birleşmemiş sözcük. Yalın haldeki basit sözcük aynı zamanda o sözcüğün köküdür.

Senkretizm, sıklıkla çeşitli düşünce ekollerinin uygulamalarını ve yollarını karıştırarak ayrı veya çelişkili inançları birleştirmek veya birleştirmeyi denemektir. Özellikle teolojide ve din mitolojisinde başta birbirinden farklı olan geleneklerin birleştirilmesi ve kıyaslanmasına yönelik olan, böylece farklı inançlarda temelde yatan bir birliği öne sürerek farklı inançlara karşı daha kapsayıcı bir duruşu savunan hareket ve denemeler için de bu terim kullanılabilir.

Alıntı kelime veya alıntı sözcük bir dilden başka bir dile çevrilmeden geçmiş sözcüktür. Alıntı sözcükler, ortak bir kökene sahip oldukları için iki veya daha fazla dilde birbirlerine benzer olan soydaş sözcüklerden farklıdır. Ayrıca başka bir dilden geçmiş olan, ancak geçerken o dile çevrilmiş, calque olarak adlandırılan sözcükler de alıntı olarak sınıflandırılmaz.

Ünsüz değişmesi, sessiz harflerin ek almaksızın sözcüğün söylenişine ya da yazımına daha uygun ünsüzlerle değişmesi sonucu oluşan Türkçedeki ses olaylarından biridir. Ünsüz benzeşmesi ve sertleşmesi olayları, sözcük ek alırken gerçekleşir. Ünsüz değişmesi ise kelimenin kökeni ile ilgilidir. Genellikle alıntı sözcüklerin Türkçenin ses yapısına uyarlanması ile gerçekleşen bir olaydır. Altı adet ünsüz değişmesi vardır.