İçeriğe atla

Bosna-Hersek'in İslamlaşması

15. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nun fethinden sonra eski Bosna Krallığı'nda önemli sayıda insanın İslam'a geçmesi, ona Balkanlar'da benzersiz bir karakter kazandırmıştır. İslam'ın çoğunluğun dini haline gelmesi yüz yıldan fazla zaman almıştır.[1] Pek çok akademisyen, Bosna nüfusunun İslamlaştırılmasının şiddet içermediği, çoğunlukla barışçıl ve gönüllü olduğu konusunda hemfikirdir.[2]

Arka planı

Bu sürecin arkasında çeşitli faktörlerin olduğu görülmektedir. En önemlisi, Osmanlı hakimiyeti öncesinde Hristiyanlığın Bosna'da nispeten sığ kökleri olmasıdır. Bosna'da güçlü bir takipçi kitlesini yönetecek güçlü bir Hristiyan kilise teşkilatı yoktu; bu, rahiplerin azlığı ve Ortodoks ve Roma Katolik Kiliseleri ile bölünmüş, Osmanlılar gelmeden kısa bir süre önce çöken Bosna Kilisesi arasındaki rekabetin bir sonucuydu. Bu, çoğu insanı dini açıdan ilgisiz ve İslam kurumlarının çekiciliğine açık hale getirmiştir. Bu anlayış, birçok insan arasında, Osmanlı zamanında popüler olan halk İslam'ının bir biçimine uyarlanabilen, çeşitli uygulamalara ve törenlere odaklanan bir tür halk Hristiyanlığının gelişmesiyle desteklendi.[3][4][5][6]

Bosna'da İslam'a geçişin neden Balkanlar'ın diğer yerlerine göre daha yaygın olduğuna dair teorilerden biri, Bosna Kilisesi'nin bogomilizm uygulama ihtimalidir. Bogomilizm, Katolik Kilisesi tarafından büyük bir düalist sapkınlık olarak görülüyordu ve hatta Papa XXII. Ioannes 1325'te ona karşı bir Haçlı Seferi bile başlatmıştı. Bu nedenle Bosna Kilisesi'nin pek çok taraftarı İslam'a geçişe daha açık davrandı. Aslına bakılırsa Bogomil geleneğinde İslam'a benzeyen çeşitli uygulamalar vardı: Haçı dini bir sembol olarak reddediyorlardı, dini tasvirlerin, kutsal emanetlerin veya azizlerin önünde eğilmeyi putperestlik olarak görüyorlardı ve hatta günde beş kez dua ediyorlardı Rab'bin Duası okuyarak).[7] Ancak tarihçiler arasında Bosna Kilisesi'nin Bogomilist olduğu evrensel olarak kabul edilmemektedir.

Bu teori, aralarında Sir Thomas Arnold'un da bulunduğu bazı tarihçiler tarafından desteklenmektedir, ancak diğer tarihçiler bunun aşırı basitleştirme olduğunu düşünmektedir. Sadece Boşnak kilisesinden değil, Katolik ve Ortodoks kiliseleri de dahil olmak üzere tüm Hristiyan mezheplerine bağlı Boşnakların da İslam'a geçtiğine dikkat çekiliyor.[8] Ayrıca Bosna nüfusunun büyük bir kısmı Bosna kilisesine mensup değildi.[9] Son olarak, Osmanlı yönetimi altında birçok yönde önemli din dönüşümleri yaşandı: birçok Katolik Ortodoks kilisesine geçti ve bunun tersi de geçerliydi.[8]

Akademisyen Fine'a göre, İslam'a geçişin Osmanlı yönetimi altındaki diğer bölgelerin aksine Bosna'da (ve Arnavutluk'ta) daha yaygın olmasının nedeni, bu bölgelerde hiçbiri baskın olmayan birden fazla rakip kilisenin bulunmasıydı. Dolayısıyla Boşnaklar diğer Balkanlılara göre daha az sadık Hristiyanlardı.[8]

Bosna'nın Osmanlı Balkanları'nın diğer bölgelerinden farklı olduğu bir başka nokta da, Osmanlı döneminin büyük bölümünde Bosna'nın, imparatorluğun en önemli düşmanlarından bazılarıyla (Avusturya, Macaristan ve Venedik) karşı karşıya olan bir sınır vilayeti olmasıydı. Osmanlılar, kuzey ve batı Bosna'nın nüfusun azaldığı bölgelerini doldurmak için, Sırbistan ve Hersek'ten askeri becerilere sahip çok sayıda dayanıklı yerleşimcinin göçünü teşvik etti. Bu yerleşimcilerden bazıları, Latin dilini edinmiş ve hayvancılık, at yetiştirme, uzun mesafeli ticaret ve dövüş konularında uzmanlaşmış, Slav öncesi Balkan nüfusunun üyeleri olan Ulahlardı. Çoğu Sırp Ortodoks Kilisesi'nin üyeleriydi. Osmanlı fethinden önce, Hersek dışındaki Bosna topraklarında ve Drina vadisinin doğu kesiminde bu kilisenin çok az üyesi vardı. Orta, kuzey veya batı Bosna'da 1463'ten önce herhangi bir Ortodoks kilise binasına dair kesin bir kanıt yoktur. Ancak 16. yüzyılda Bosna'nın bu bölgelerinde, görünüşe göre oraya yeni yerleşen Ortodoks nüfusa hizmet etmek için birkaç Ortodoks manastırı inşa edilmiştir.[10]

Ekonomik ve sosyal kazanç aynı zamanda Müslüman olmayı da teşvik ediyordu: İslam'a geçmek ekonomik ve sosyal statü sağlıyordu. Osmanlı sistemi altında, yalnızca İslam'a geçenler toprak ve mülk edinip miras alabiliyordu; bu da onlara genellikle gayrimüslimlere verilmeyen siyasi haklar sağlıyordu. Ancak bazı Hristiyan soylular, Osmanlı yönetiminin başlarında imparatorluk adına savaşarak mülklerini ellerinde tutabildiler; bu da mülklerini ellerinde tutmanın erken İslam'a geçiş için büyük bir teşvik olmadığını düşündürüyor. Daha düşük bir sosyoekonomik düzeyde, İslam'a yeni geçenlerin çoğu, mülklerini mülk sahibi çiftliklere dönüştürebildi. Sosyoekonomik merdivenin en altında nüfusun çoğunluğunu oluşturan ve ağırlıklı olarak Hristiyan olan serfler vardı. Ayrıca, özel ayrıcalıklar ve çok daha yüksek bir yaşam standardı sunan Osmanlı devlet aygıtında yalnızca Müslümanlar görev alabiliyordu. Müslümanlar aynı zamanda yasal ayrıcalıklardan da yararlanıyordu: Hristiyanlar Müslümanlara dava açamıyor ve onların ifadeleri mahkemede Müslümanlara karşı kullanılamıyordu.[11][12]{Kdş|Malcolm|1994|ss=63–66}}[13]

İslam'a kademeli geçiş, çeşitli bölgelerde ve farklı gruplar arasında farklı oranlarda ilerlemiştir. Öğrenim ve Osmanlı yönetiminin merkezi olan kentsel alanlarda İslam'a geçiş, kırsal kesime göre daha hızlı olmuştur. Tüccarlar, Müslüman olarak daha fazla hareket özgürlüğü ve malları için devlet koruması elde ettikleri için İslam'a geçmeyi avantajlı bulmuşlardır. Birçok profesyonel asker de daha hızlı terfi sağlamak için İslam'a geçmiştir.[14]

17. yüzyıla gelindiğinde Bosna nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmuştur.[8]

Müslümanlara tanınan çeşitli avantajlar ve ayrıcalıklar ve bunların yerli halk arasında teşvik ettiği çok sayıda din değiştirme, zamanla Bosna Hersek'te siyasi ve ekonomik güce hakim olan, büyük ölçüde yerel bir Müslüman yönetici sınıfın ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bazıları, devşirme haraçından (Hristiyan ailenin oğlunun askere alınmasını sağlayan) kaçmak için İslam'a geçmiştir. Aynı zamanda, bazı Müslüman aileler oğullarını askere almayı (örneğin yeniçeriye) tercih ediyorlardı; çünkü bu onlara okula gitme ve mesleki alanda ilerleme şansı veriyordu.[15]

Daha sonraki Osmanlı döneminde Bosna, Hristiyan güçler tarafından yeniden fethedilen topraklardan (özellikle Hırvatistan, Macaristan ve Slovenya) Müslüman mültecileri çekmiştir.[16] Bu nedenle Bosna'nın İslamlaştırılmasının bir başka yolu da göç olmuştur. Örneğin 1600'lerin sonundaki Osmanlı-Kutsal İttifak savaşları sırasında Osmanlı İmparatorluğu, Macaristan'ın büyük bir kısmının ve kuzeybatı Balkanlar'ın bir kısmının kontrolünü kaybetmiştir. Bu bölgelerdeki birçok Müslüman, Bosna dahil Balkanların diğer bölgelerine kaçmıştır.[17]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel
  1. ^ Malcolm 1994, ss. 51—55.
  2. ^ "Velikonja, Mitja (2003)". 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  3. ^ Fine 2002, s. 6.
  4. ^ Friedman 1996, ss. 16—18.
  5. ^ Malcolm 1994, ss. 41—42.
  6. ^ Sugar 1977, ss. 52—53.
  7. ^ Arnold 1913, ss. 198—200.
  8. ^ a b c d Fine 2002, ss. 5-6.
  9. ^ Malcolm 1994, ss. bölüm 3.
  10. ^ "Bosnia and Herzegovina - Ottoman Bosnia | Britannica". 28 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  11. ^ Friedman 1996, s. 30.
  12. ^ Friedman 2004, s. 8.
  13. ^ McCarthy 1994, s. 65.
  14. ^ Friedman 1996, ss. 18-19.
  15. ^ Traian Stoianovich (20 Mayıs 2015). Balkan Worlds: The First and Last Europe (İngilizce). Routledge. s. 201. ISBN 9781317476153. 
  16. ^ Jelavich 1983, ss. 88-89.
  17. ^ Malcolm 1994, ss. bölüm 7.
Genel
  • Arnold, Thomas W. (1913), The preaching of Islam: a history of the propagation of the Muslim faith (İngilizce), Constable & Company 
  • Fine, John V.A. (2002), "The Various Faiths in the History of Bosnia: Middle Ages to the Present", Shatzmiller, Maya (Ed.), Islam and Bosnia: Conflict Resolution and Foreign Policy in Multi-Ethnic States (İngilizce), McGill Queen's University Press, ss. 3-23 
  • Friedman, Francine (2004), Bosnia and Herzegovina: A Polity on the Brink (İngilizce), Routledge 
  • Friedman, Francine (1996), The Bosnian Muslims: Denial of a Nation (İngilizce), WestviewPress 
  • Jelavich, Barbara (1983), History of the Balkans: Eighteenth and Nineteenth Centuries (İngilizce), 1, Cambridge University Press 
  • McCarthy, Justin (1994), "Ottoman Empire: 1800-1878", Pinson, Mark (Ed.), The Muslims of Bosnia-Herzegovina (İngilizce), Harvard University Press, ss. 54-83 
  • Malcolm, Noel (1994), Bosnia, A Short History (İngilizce), New York University Press 
  • Sugar, Peter F. (1977), Southeastern Europe under Ottoman Rule, 1354–1804 (İngilizce), University of Washington Press 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bosna-Hersek</span> Balkanlarda bir ülke

Bosna-Hersek, kısa haliyle B&H, resmî adıyla Bosna ve Hersek, Balkanlar'da 51.197 km² yüz ölçümlü bir ülke. Kuzey, batı ve güneyden Hırvatistan; doğudan Sırbistan ve güneydoğusunda Karadağ ile çevrili olup Adriyatik Denizi'ne Neum şehrinin olduğu yerde yalnızca 20 km'lik limansız bir kıyısı bulunmaktadır. Ülkenin coğrafyası merkez ve güneyde dağlık, kuzeybatıda tepelik, kuzeydoğuda düzlük bir karakter sergiler. Başkent ve en büyük şehir olan Saraybosna, birçok yüksek dağla çevrelenmiştir. Ülkenin çoğunluğunu kaplayan Bosna bölgesinde karasal iklim görülür, bu bölgede yazları sıcak, kışları kar yağışlı ve soğuktur. Ülkenin güney kıyılarındaki daha küçük Hersek bölgesinde ise tipik Akdeniz iklimi görülür. Bosna-Hersek doğal kaynaklar açısından da zengin bir görünüm arz eder.

Gayrimüslim, İslam hukuku ve dünya görüşünde Müslüman olmayanları tanımlamak için kullanılan terimdir. İslam esasıyla yönetilen devletlerin idaresi altında yaşayan ve İslam'dan başka bir inanca sahip kişi ve topluluklar ayrıca zimmî olarak sınıflanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutluk Katolik Kilisesi</span> Romaya bağlı Doğu kökenli kilise

Arnavutluk Katolik Kilisesi, Papa'nın ruhanî önderliğindeki ve Vatikan merkezli ökumenik Dünya Katolik Kilisesi'nin alt bölümlerinden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Bogomilizm</span> Teslis karşıtı Hristiyan mezhebi

Bogomilizm, Orta Çağ'da Bulgaristan'da ortaya çıkıp Avrupa'nın doğu ve batısında pek çok ülkede insan kitlelerini etkilemiş bir dinî akımdır.

<span class="mw-page-title-main">Kuveyt'te din</span>

Kuveyt'te din çok büyük ölçüde İslam'dır. Nüfusun %95'i Müslümandır, geriye kalan %5 ise Hristiyanlardan, Hindulardan ve Parsilerden (Zerdüştlük) oluşur. Az sayıda Kuveytli Hristiyan ve Yahudi bulunmaktadır. Çoğu yabancı ise Hindu veya Budisttir.

<span class="mw-page-title-main">Demokratik Eylem Partisi (Bosna-Hersek)</span> Aliya İzzetbegoviç tarafından kurulmuş siyasi parti

Demokratik Eylem Partisi, Bosna-Hersek'te muhafazakâr ve Boşnak bir siyasi partidir.

<span class="mw-page-title-main">Bosna Hersek İslam Birliği</span>

Bosna Hersek İslam Birliği Bosna-Hersek'teki Müslümanların dini bir kuruluşudur. Ayrıca Balkanlar'daki, özellikle Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Karadağ, Macaristan ve Boşnak diasporasındaki Müslümanların en yüksek temsilci organı olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bosna-Hersek'te İslam</span>

İslam, Bosna-Hersek'teki en yaygın dindir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Bosna-Hersek fetihleri sonucu 15. ve 16. yüzyıllarda yerel nüfus İslam ile tanıştı. Müslümanlar, Bosna-Hersek'teki en büyük dini topluluktur (%51), diğer iki büyük grup, hepsi Bosnalı Sırplar olarak tanımlanan Doğu Ortodoks Hristiyanları (%31) ve neredeyse tamamı Bosnalı Hırvatlar olarak tanımlanan Katolikler'dir (%15).

<span class="mw-page-title-main">Bosna-Hersek'te Hristiyan dövmeleri</span>

Bosna Hersek'te Hristiyan dövmeleri, Osmanlı'nın Bosna-Hersek'i kontrol ettiği dönemden (1463-1878) 20. yüzyıla kadar Roma Katolikleri arasında yaygın bir gelenek. Katolikler dövmeleri çocuklarının devşirilmemesi için yapmışken, kadınlar kölelikten kaçınmak umuduyla dövme yapılmıştır.

Kosova'da İslam, Kosova da dahil olmak üzere Balkanların Osmanlı fethine kadar uzanan köklü bir geleneğe sahiptir. 1389 yılında yapılan Kosova Muharebesi'nden önce tüm Balkan bölgesi hem Batı hem de Doğu Roma İmparatorluğu tarafından Hristiyanlaştırılmıştı. 1389'dan 1912 yılına kadar Kosova, resmi olarak Müslüman Osmanlı İmparatorluğu tarafından yönetildi ve bu nedenle, yüksek düzeyde bir İslamlaşma meydana geldi. II. Dünya Savaşı sonrası dönemde Kosova, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'ndeki laik sosyalist yetkililer tarafından yönetildi. Bu dönemde, Kosovalılar giderek laikleşmeye başladı. Komünist dönemin sona ermesinden sonra din Kosova'da canlandı. Bugün, Kosova nüfusunun %90-92'si çoğu etnik Arnavut olan Müslümanlardır. Kosova'daki diğer Müslüman gruplar ise Boşnaklar, Goralılar ve Türklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Bosanska Krajina</span>

Bosanska Krajina Sırp-Hırvatça telaffuz: [bɔ̌sanskaː krâjina]) ya da sadece Krajina, Bosna Hersek'in batısında etrafında nehirler olan bir bölgedir. Etrafındaki nehirler şöyle ki: Sava (kuzey), Glina (kuzeybatısında), Vrbanja (doğusunda) ve Vrbas (güneydoğusunda). Bölge aynı zamanda doğal güzellikleri ve tabiat çeşitliliği ile ünlüdür.

Müslümanlar ya da Müslimani, Yugoslavya'da devleti oluşturan altı halktan biri olarak sınıflandırılmış bir etnik gruptur. Bu terim 1971'de Yugoslavya vatandaşı Slav Müslümanlar için resmi bir tanımı olarak kabul edildi, bu nedenle başta Bosna Hersek’in modern Boşnakları olmak üzere, Goralılar ve Torbeşler gibi farklı etnik kökenlere sahip Güney Slav kökenli İslami halkları tek bir topluluk olarak bir araya getirdi. Bu tanım, Arnavutlar, Türkler ve Romanlar gibi Slav olmayan Müslümanları içermiyordu.

Ortodoks Hristiyanlık Karadağ'daki baskın din şekli olmasına rağmen, hem İslam hem de Katolik Hristiyanlığın çok sayıda inananı var. Baskın Kilise, Sırp Ortodoks Kilisesi'dir, ancak Karadağ Ortodoks Kilisesi'ni oluşturan izler mevcut.

Osmanlı döneminde Bosna-Hersek, Bosna-Hersek'in 1463/1482'den Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Bosna'yı ele geçirdiği 1878'e kadar Osmanlı yönetiminde kaldığı dönemdir. Osmanlıların gelişi, Bosna-Hersek tarihindeki en önemli olaydır ve günümüz Bosna-Hersek bölgesi için muazzam dini, dilsel, kültürel, politik ve askeri sonuçlar doğurmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bosna Kilisesi</span>

Bosna Kilisesi, 11. yüzyılda Bosna'da kurulmuş olan ve hem Katolik, hem de Ortodoks Kilisesi tarafından sapkın sayılan bağımsız bir kiliseydi. Bosna'daki Katolik piskoposluğundan ayrılmış olan Kilise, önce Bosna Banlığı, ardından da Bosna Krallığının kontrolündeyken, Bosna'nın Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden sonra ortadan kaybolmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sırbistan'da İslam</span>

Beş yüzyıl süren Osmanlı yönetimi sırasında İslam Sırbistan'a yayılmıştır. Sırbistan'daki Müslümanlar çoğunlukla Boşnaklar, Arnavutlar, Romanlar, etnik Müslümanlar, Goralılar ve Sırplar gibi grupların üyelerinden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda Hristiyanlık</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nun millet sistemi altında Hristiyanlar ve Yahudiler, devlete sadakat göstermesi ve cizye vergisini ödemesi karşılığında Osmanlı hukukuna göre zimmi olarak kabul edilirdi.

<span class="mw-page-title-main">Bosna-Hersek Hırvatları</span>

Bosna-Hersek Hırvatları, Bosnalı Hırvatlar ya da Hersekli Hırvatlar, Boşnaklar ile Sırplardan sonra Bosna-Hersek'teki en büyük üçüncü etnik grubu ve Bosna-Hersek'in bileşen uluslarından birini oluştururlar. Bosna-Hersek Hırvatları Bosna-Hersek kültürüne büyük katkılar sağlamıştır. Hırvatların çoğu Katolik olup kendilerini Hırvat dilinin konuşanları olarak tanımlarlar.

Arnavutluk'un İslamlaşması, 1385'ten itibaren Osmanlı'nın bölgeyi fethetmesi sonucunda meydana gelmiştir. Osmanlılar, yönetimleri ve orduları aracılığıyla çeşitli politikalar ve vergi teşvikleri, ticaret ağları ve ulusötesi dini bağlantılar yoluyla İslam'ı Arnavutluk'a getirmişlerdir. Osmanlı yönetiminin ilk birkaç yüzyılında, İslam'ın Arnavutluk'taki yayılması yavaş olmuş ve kısmen Osmanlı'nın toplumsal ve askeri entegrasyonunun artması, jeopolitik faktörler ve kilise yapılarının çöküşü nedeniyle on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda esas olarak yoğunlaşmıştır. Bu, Arnavutluk'taki Arnavutların büyük ölçüde Hristiyan bir nüfustan esas olarak Sünni Müslüman olan bir nüfusa dönüşmesi ve belirli bölgelerde önemli etnik Arnavut Hristiyan azınlıkları muhafaza etmesiyle Arnavutluk tarihindeki en önemli gelişmelerden birisi olmuştur. Sünni İslam'ın Arnavut etno-dilbilimsel bölgesindeki en büyük inanç olduğu, ancak diğer inançların da bölgesel bir yama içinde mevcut olduğu durum, Osmanlı'nın son döneminde Arnavutluk'un siyasi gelişiminin şekillenmesinde büyük bir etki oynamıştır. Dini değişikliklerin yanı sıra İslam'a geçiş, Arnavutları ve Arnavut kültürünü şekillendiren ve etkileyen diğer sosyal ve kültürel dönüşümleri de beraberinde getirmiştir.

Türk etnik adı, etnik-dilsel geçmişlerine bakılmaksızın bölgedeki tüm Müslüman yerleşimcileri belirtmek için Müslüman olmayan Balkan halkları tarafından yaygın olarak kullanılmıştır. Ancak bunların çoğunluğu gerçekten de etnik Türklerdi. Osmanlı İmparatorluğu'nda İslam inancı resmi dindi ve Müslümanlar gayrimüslimlerden farklı haklara sahipti. Müslüman olmayan etnik-dini gruplar, farklı millet grupları olarak tanımlanıyordu.