İçeriğe atla

Borda

Yetmiş dört adlı Fransız gemisinin bordası.

Borda, bir geminin yan kısmı, bir savaş gemisinin bir tarafında bulunan top bataryası; ya da deniz savaşındaki koordineli ateş anlamına gelir. 16. yüzyıldan buharlı geminin ilk on yıllına kadar savaş gemilerinde gövdenin her iki yanına yerleştirilmiş top bataryaları bulunurdu. 18. yüzyılda men-of-war gemilerinde bulunan toplar sadece kısa menzilde isabetliydi ve delici güçleri vasattı, bu da tahta gemilerin kalın gövdelerinin ancak kısa mesafelerde delinebileceği anlamına geliyordu. Bu nedenle ahşap gemiler, bordayı ilk ateşleyen olup savaşta avantajlı başlayabilmek için savaş sırasında top ateşi etkili oluncaya kadar birbirlerine yaklaşırlardı.[1] Ayrıca gemilere yükleme ve boşaltma yapıldığı sırada bordayı koruma amaçlı Maliborda tahtası veya yükleri korumak için Maliborda ağı, borda üzerinden sarkıtılmaktadır.

Tarih

Antik çağlardan beri denizde gerçekleşen savaş, karada olduğu gibi, yakın dövüş silahları olan yaylar ve oklarla yapılırdı, ancak savaş alanlarından ziyade yüzen ahşap platformlarda savaşılıyordu. Gemilere özel silahların ortaya çıkması önemli bir değişiklik olsa da, savaşın gemiden gemiye gerçekleşmesi bir anda olmadı. Gemilerdeki ilk silahlar, açık güvertelere ve üst yelkene monte edilmiş, genellikle yalnızca bir veya iki kişinin kullandığı küçük ferforjelerdi. Gemiye binmeden önce düşmanı yaralamak, öldürmek veya sadece sersemletmek, şok etmek ve korkutmak için tasarlanmışlardı.[2] Silahlar, gemi mürettebatından ziyade geminin kritik noktalarından vurarak hasar verme potansiyellerini artırdılar. Bu silahlar önceki anti-personel silahlarından çok daha ağır olduğundan, gemilerin dengesiz hale getirebiliyorlardı. Bunu önlemek için silahların gemilerin alt kasımlarına yerleştirilmeleri ve lombozlardan ateşlenmesi gerekiyordu. Kuzey Avrupa'da klinker ile inşa edilmiş gemiler, gövdede lombozu oluşturulmasını zorlaştırdı. Bu nedenle klinker ile inşa edilmiş gemiler, ana silahlarının çoğunu dış gövdede taşıyordu. Çözüm, geminin ağırlığını taşımak için iç iskelet yapısına dayanan, karavela tipi gemilerin kademeli olarak benimsenmesiydi.[3] 15. yüzyılda inşa edilemeye başlanan karavela tipi gemiler sayesinde gemiler hem lombozlardan ateş edebiliyorlardı hem de daha çevik ve manevra yapabiliyorlardı.[4]

Lomboz 1501 gibi erken bir tarihte gemilerin gövdesinde kesilmişti. Geleneğe göre mucit, Descharges adında bir Bretonlu gemi yapımcısıydı, muhtemelen lomboz zaten yüzyıllardır kullanılan ticari gemilerin kıç tarafındaki yükleme kısmının kademeli olarak uyarlanmış halidir.[5] Başlangıçta lomboz, takip gemisi topu olarak adlandırılan silahı kıç tarafına monte etmek için kullanılırdı, ancak kısa süre sonra lomboz gemilerin yanlarına yapıldı. Bu, tarihte ilk kez, en azından teoride, bir geminin bir tarafındaki tüm silahlardan koordine edilmiş yaylım ateşlerini mümkün kıldı. 16. yüzyıl deniz savaşlarında ki harekât konseptinde silahların sabit pozisyonda ve uyumlu yaylım ateşi yerine bağımsız ateşleme konsepti vardı.[6]

20. yüzyıl savaş gemilerindeki ana bataryalar, tüm geminin etrafında daha geniş ateşleme alanı oluşturmak için 180 derece veya daha fazla dönebilen, güçlendirilmiş top kuleleri şeklindeydi. Bu, ana topların en azından bazılarının doğrudan öne veya arkaya odaklanmasına izin verse de, bir savaş gemisinin ortasındaki köprü kulesi gibi yapılar, geminin kıç kısmındaki silahların ileri ve geriye doğru ateş etmesini engelleyeceği için, zırhlılar maksimum ateş gücü için hala bordalara güveniyorlardı. Ek olarak, silahları iskele veya sancak tarafına yönlendirerek ateşlenirse gemiye zarar verebilir.

Bir ölçüm olarak

USS Iowa

Ek olarak, borda terimi, bir geminin tek bir hedefe atılabilen maksimum ve eşzamanlı ateş gücünün bir ölçüsüdür. Bu, geminin ana silah mermilerinin mermi ağırlığının taşınabilecek namlu sayısı ile çarpılmasıyla hesaplanır. Bazı kuleler geminin her iki tarafına da ateş edemiyorsa, yalnızca bir tarafa veya diğerine ateş edebilecek maksimum namlu sayısı sayılır. Örneğin, Amerikan Iowa sınıfı zırhlılar, bordalarında dokuz adet 406 mm ana toptan oluşan bir ana silah taşıyordu. Her 16 inçlik mermi 1.200 kg ağırlığındaydı; bu rakam dokuzla çarpıldığında (üç taretteki toplam varil sayısı) toplam 11.022 kg'a eşittir. Bu nedenle, Iowa sınıfı bir zırhlı, teorik olarak tek bir ateşlemede hedefe indirebileceği mermilerin ağırlığı 11.0 ton bordadır.

Kaynak

  1. ^ Platt (1993) p. 18
  2. ^ Rodger (1997), pp. 205–206
  3. ^ Marsden (2003), pp. 137–142
  4. ^ Rodger (1997), pp. 71–72
  5. ^ Rodger (1997), p. 207
  6. ^ Rodger (1996), pp. 312, 316

İlgili Araştırma Makaleleri

Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahların genel adıdır. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelse de ateşli silahlar kategorisi; büyük toplardan tüfeklere, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Tank</span> Ateş gücü ve mobilitesi yüksek, ağır zırhlı araç

Tank; ana görevi doğrudan ateş gücü kullanımıyla düşman kuvvetlerine saldırmak olan, paletli ve zırhlı savaş aracı veya bu araçlardan oluşan birlikleri kapsayan askeri sınıf. Tankı diğer savaş araçlarından ayıran özellikleri ağır bir zırha, yüksek ateş gücüne ve her türlü arazide hızlı gidecek şekilde tasarlanmış sürüş takımlarına sahip olmasıdır. Her ne kadar masraflı ve lojistik açıdan çaba gerektiren araçlar olsa da, yer hedeflerine saldırma yeteneği ve piyadelerin moralini çökertmesi nedeniyle modern orduların vazgeçilmez unsurlarındandır.

<span class="mw-page-title-main">Kalyon</span> 16. Yüzyılda kullanılmaya başlanan, üç direkli bir savaş gemisi

Kalyon, İngilizler tarafından 16. yüzyılda geliştirilen rüzgarla giden, üç direkli, yelkenli, büyük savaş gemisi.

<i>Barbaros Hayreddin</i> (zırhlı) Alman zırhlısı

Barbaros Hayreddin veya SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, okyanus ötesi sefer yapabilen bir Alman zırhlısıdır. Alman İmparatorluk Donanması ve sonrasında Osmanlı donanması'nda görev yapmıştır. Geminin orijinal adı Prusya dükü ve Brandenburg seçici prensi olan I. Frederick Wilhelm'den gelmektedir. Brandenburg sınıfının dördüncü ön dretnot gemisi idi. 1890 yılında Kaiserliche Werft Wilhelmshaven'da inşa çalışmaları başladı, 1891'de denize indirildi ve 1893'te tamamlandı. Geminin yapımı 11,23 milyon marka mal oldu. Brandenburg sınıfı savaş gemileri üç zırhlı tarette taşıdıkları altı ana top ile, diğer donanmaların iki tarette dört top taşıyan gemilerine kıyasla daha modern bir tasarımdı.

<i>Turgut Reis</i> (zırhlı)

Turgut Reis veya SMS Weißenburg, Alman İmparatorluğu Donanması'nın ilk okyanus ötesi savaş gemilerinden biridir. Alman İmparatorluğu Donanması'nın ardından son olarak Osmanlı donanmasında görev yapmıştır. Alman İmparatorluğu'nda 1890'larda yapılan Brandenburg sınıfı dört ön-dretnot zırhlısından üçüncüsüdür. 1890 yılında AG Vulcan firmasının Stettin tersanesinde inşası başlamış, 1891'de denize indirilmiş, 1894 yılında tamamlanmıştı. Brandenburg sınıfı zırhlılar, üç adet ikiz tarette taşıdıkları altı büyük kalibre top ile, dönemin standardı olan iki adet ikiz taret taşıyan zırhlılardan farklıydılar. İngiliz Kraliyet Donanması, bu gemilere "whaler" adını vermişti. Turgut Reis, kendisiyle aynı sınıftan gemiler olan SMS Brandenburg, SMS Wörth ve SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm ile aynı yıllarda suya indi.

<i>Mesudiye</i> (zırhlı)

Mesudiye, Osmanlı donanması için 1871-1875 yılları arasında İngiltere'deki Thames Ironworks'te inşa edilmiş merkezî bataryalı zırhlı korvettir. İnşa edilmiş en büyük iki merkezî bataryalı zırhlı korvetten biriydi. Mesudiye'nin Hamidiye adında bir kardeş gemisi olması planlanmıştı; ancak bu gemi Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve HMS Superb adıyla görevlendirildi. Ana silahları merkezî zırhlı bir bataryada yer alan on iki 250 mm toptu.

Schwerer Gustav Almanların II. Dünya Savaşı sırasında kullandığı 800 mm çapta namluya sahip demiryolu topu.

HMS <i>Agincourt</i> (1913) Birleşik Krallıkta inşa edilmiş bir savaş gemisi

HMS Agincourt, Brezilya Donanması'ndaki adıyla Rio de Janeiro ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Sultan Osman-ı Evvel, 1910'ların başında Birleşik Krallık'ta inşa edilmiş bir dretnot savaş gemisidir. Başlangıçta Brezilya'nın Güney Amerika dretnot yarışındaki rolünün bir parçası olarak planlanan gemi, Brezilyalıların özellikle "etkileyici bir tasarım" gereksinimlerine uygun olarak, diğer dretnot savaş gemilerinden daha fazla ağır top ve daha fazla taret taşıyordu.

<i>Brandenburg</i> sınıfı zırhlı

Brandenburg sınıfı, Alman İmparatorluğu'nun okyanus ötesi ilk dört ön dretnot zırhlının dahil olduğu sınıf. Bu gemiler aynı zamanda kablosuz iletişim yapabilen ilk Alman savaş gemileridir. Bu sınıfta üretilen savaş gemilerinin adları SMS Brandenburg, SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, SMS Weißenburg ve SMS Wörth'tür. Dört geminin inşasına 1890 yılında başlandı, üçü 1893'te tamamlanırken SMS Weißenburg 1894'te bitirildi. Öncü gemi olan Brandenburg 9,3 milyon marka, Kurfürst Friedrich Wilhelm ise 11,23 milyon marka mal oldu. Birleşik Krallık Kraliyet Donanması, bu gemileri alaya alarak "balina avcıları" olarak nitelendirmiştir.

SMS <i>Blücher</i> Alman İmparatorluk Donanmasının son imal edilen zırhlı kruvazörü

SMS Blücher, Alman İmparatorluk Donanması'nın son imal edilen zırhlı kruvazörü. Alman istihbaratınca, hatalı olarak İngiliz Invincible sınıfı kruvazörlerine ait olduğu zannedilen özelliklere göre tasarlanan Blücher, önceki zırhlı kruvazörlere göre daha büyük olup, daha fazla ağır silah taşısa da büyüklük ve silah bakımından Birleşik Krallık ile Alman donanmalarında zırhlı kruvazörler yerine getirilen muharebe kruvazörleriyle rekabet edebilecek konumda değildi. Gemi, ismini 1815 yılındaki Waterloo Muharebesi'nde Prusya kuvvetlerine komuta eden Generalfeldmarschall Gebhard Leberecht von Blücher'den almıştı.

<span class="mw-page-title-main">Baş kasara</span>

Baş kasara, yelkenli gemilerde ön direğin ilerisinde üst güvertede yer alan kısmıdır.

<span class="mw-page-title-main">Merkezî bataryalı gemi</span>

Merkezî bataryalı gemi veya kazamat gemisi, demir zırhlı savaş gemilerinin 1860'lardaki bir geliştirmesidir. Merkezî bataryalı gemi tasarımları, geminin ana silahlarını geminin ortasında yer alan zırhlı bir alanda toplamaktaydı. Silahların ortada bir araya getirilesi, geminin önceki savaş gemilerinden daha kısa ve daha kullanışlı olmasını sağlıyordu. Bu tasarım zırh kalınlığını maksimuma çıkartmaya ve yüksek ateş gücüne sahip olmaya olanak sağlıyordu. Bu gemiler, tam boy silah güverteleri olan zırhlı fırkateynlerin yerini aldı.

<span class="mw-page-title-main">Sarı Deniz Muharebesi</span>

Sarı Deniz Muharebesi 10 Ağustos 1904'te meydana gelen bir deniz muharebesidir. Rus donanmasında bu savaş aynı zamanda 10 Ağustos Muharebesi olarak da bilinir. Bu muharebe, Rus donanmasının tasarladığı bir planı ortaya çıkardı ve Rus donanmasını limanlarına dönmeyi zorladı. Planın amacı Port Arthur'da bulunan Rus donanmasının bulundukları yerdeki ablukayı yarıp Vladivostok'taki Rus gemileriyle birleşmesiydi. 4 gün sonra, Ulsan yakınlarındaki başka bir muharebede Vladivostok'ta bulunan filonun sortisi engellendi. Bunun sonucunda iki yerde de bulunan Rus filoları oldukları yerde kalmak zorunda kaldı ve birleşemediler.

<i>Osmaniye</i> sınıfı zırhlı fırkateyn

Osmaniye, 1860'larda Osmanlı donanması için inşa edilmiş dört zırhlı fırkateynden oluşan bir gemi sınıfıdır. Sınıf; öncü gemi Osmaniye ile Aziziye, Orhaniye ve Mahmudiye'den oluşmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu için inşa edilecek demir zırhlı tipteki ilk gemilerdi. İlk üçü Robert Napier and Sons, dördüncüsü ise Thames Iron Works tarafından olmak üzere tamamı Birleşik Krallık'ta inşa edildi. Gemiler borda toplu zırhlılardı; taşıdıkları birer 229 mm top üst güvertenin ön kısmında, geri kalan on dörder 203 mm ve onar 36 librelik Armstrong top ise geminin bordalarında dizilmişti.

<i>Aziziye</i> (zırhlı fırkateyn)

Aziziye, Osmanlı donanması için 1860'lı yıllarda Robert Napier and Sons tarafından Birleşik Krallık'ta inşa edilen, Osmaniye sınıfı dört zırhlı fırkateynin ikincisi olan zırhlı savaş gemisiydi. İnşasına 1863'te başladı, Ocak 1865'te denize indirildi ve aynı yılın Ağustos ayında hizmete girdi. Adını Padişah Abdülaziz'den alan gemi, bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36 libre Armstrong topa ek olarak, burunda bir adet 229 mm Armstrong top taşıyordu. Kariyeri boyunca sınırlı aktif hizmet gördü. 1877-78'deki 93 Harbi esnasında "riske atmak için çok değerli olması" sebebiyle donanma komutanlığı tarafından yedekte tutuldu. 1880'li yılları hizmet dışında geçirdi. 1890'lı yılların başında kapsamlı şekilde yeniden inşa edildi ve daha modern bir barbet gemiye dönüştürüldü. Bununla birlikte, 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başında bakımsız durumdaydı ve bu savaşta hiçbir çatışmada yer almadı, savaştan sonra ise silahsızlandırıldı. 1904'ten 1909'a kadar kısa bir süre kışla gemisi olarak kullanılmasından başka aktif hizmet görmedi. 1923 yılında hurda olarak gemi sökücülere satıldı ve parçalandı.

<i>Orhaniye</i> (zırhlı fırkateyn)

Orhaniye, Osmaniye sınıfı zırhlı fırkateyn sınıfının üçüncüsü gemisidir. 1860'larda Robert Napier and Sons tarafından Osmanlı donanması için Birleşik Krallık'ta inşa edilen bir zırhlı savaş gemisidir. Omurgası 1863 yılında serilen gemi, Haziran 1865'te denize indirildi. Orhaniye, ilk tasarlandığı haliyle burunda tek bir 229 mm Armstrong top ile bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36 librelik top Armstrong top taşımaktaydı. Osmaniye sınıfı gemiler, 1877-1878 yıllarında gerçekleşen 93 Harbi sırasında gemiyi Akdeniz'de güvenli bir şekilde tutuldu Gemi, 1880'leri Haliç'te geçirdi. 1890'ların başında kapsamlı şekilde yeniden inşa edilerek daha modern bir barbetli gemiye dönüştürüldü. Buna rağmen 1897'de Osmanlı-Yunan Savaşı başladığında bakımsızlık ve mürettebatın eğitim eksikliği nedeniyle Yunan gemileriyle çatışmaya girmeye uygun durumda değildi. Sonuç olarak hiçbir çatışmada yer almadı ve savaştan sonra silahları söküldü. 1909'da aktif hizmetten çıkarıldıktan sonra kışla gemisi olarak kullanıldı. 1913'te hurda olarak satıldı ve parçalandı.

<i>Mahmudiye</i> (zırhlı fırkateyn)

Mahmudiye, Osmanlı donanması için 1860'lı yıllarda Birleşik Krallık'ta inşa edilen, Osmaniye sınıfı dört zırhlı fırkateynin sonuncusu olan zırhlı savaş gemisiydi. Geminin inşaatı 1863'te başladı, Aralık 1864'te denize indirildi. Osmaniye sınıfında Thames Ironworks and Shipbuilding Company'de inşa edilen tek gemi olan Mahmudiye, adını Sultan II. Mahmud'dan alıyordu. Gemi bordalara dizili on dört 203 mm ve on 36-libre Armstrong topa ek olarak, burunda bir adet 229 mm Armstrong top taşıyordu. Gemi kariyeri boyunca sınırlı aktif hizmet gördü. 1877-78'deki 93 Harbi esnasında riske atmak için çok değerli olması sebebiyle donanma komutanlığı tarafından yedekte tutuldu. Gemi 1880'li yılları hizmet dışında geçirdi. 1890'lı yılların başında yeniden inşa edildi ve daha modern bir barbetli gemiye dönüştürüldü; ancak yeniden inşasının hemen ardından başlayan 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı'nın başında bakımsız durumdaydı. Bu savaşta hiçbir çatışmada yer almadı ve savaştan sonra silahsızlandırıldı. 1909'dan 1913'e kadar kısa bir süre kışla gemisi olarak kullanılmasından başka aktif hizmet görmedi. 1913 yılında hurda olarak gemi sökücülere satıldı ve parçalandı.

<i>Çesma</i> 1880lerde Rus İmparatorluk Donanması için inşa edilen Yekaterina II sınıfının ikinci gemisi olan zırhlı.

Çesma, 1880'lerde Rus İmparatorluk Donanması için inşa edilen Yekaterina II sınıfının ikinci gemisi olan zırhlıdır. Adını, 1770'te gerçekleşen Çeşme Deniz Muharebesi'ndeki Rus zaferinden almakta olup planlanandan daha ağır inşa edildiğinden dolayı zırh kuşağının çoğu su hattının altında kalmıştı. Rus şirketleri, Donanma Genel Komutanlığının istediği gelişmiş zırh ve makineleri üretemediği için bu parçalar Birleşik Krallık ve Belçika'dan ithal edildi. Çesma, kariyerini Rus Karadeniz Filosu'nun bir parçası olarak geçirdi.

Scharnhorst sınıfı zırhlı, II. Dünya Savaşı'ndan hemen önce inşa edilmiş bir Alman zırhlısı sınıfıdır. Nazi Almanyası'nın Kriegsmarine gemisinin ilk ana gemileri, iki gemiden oluşuyordu: Scharnhorst ve Gneisenau.

Hat kırma sistemi, 18. yüzyılın sonlarına doğru, İngiliz amiral Richard Kempenfelt'in Kraliyet Donanmasında daha iyi bir sinyalizasyon sistemini getirmesiyle gemilerin kazandığı yeni manevra özgürlüğü sayesinde gelişen sistemdir. Sistem, Nil, Kopenhag ve Trafalgar savaşlarında Horatio Nelson tarafından somutlaştırıldı.