İçeriğe atla

Borç esareti

Borç köleliği ya da borç esareti, bir kölelik biçimi olarak bilinir. Bir kişinin borcunun ya da başka bir yükümlülüğünün geri ödenmesi için hizmetlerinin teminat olarak verilmesidir. Geri ödeme koşullarının açıkça belirtilmediği durumlarda, borcu elinde bulunduran kişi, özgürlüğü borcun geri ödenmesine bağlı olan işçi üzerinde bir miktar kontrole sahiptir.[1] Borcun ödenmesi için gereken hizmetler ve bu hizmetlerin süresi tanımsız olduğu zaman, borcu olan kişinin süresiz olarak hizmet etmesi talep edilebilir.[2] Borç esareti nesilden nesile aktarılabilir.[2]

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 2005'te yaptığı çalışmaya göre borç esareti, tahminen 8.1 milyon insanı etkileyen en yaygın köleleştirme yöntemidir.[3] Borç esareti, Birleşmiş Milletler tarafından bir "modern kölelik" biçimi olarak tanımlanmıştır ve "Köleliğin Kaldırılmasına İlişkin Ek Sözleşme", bu uygulamayı ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.[2][4][5]

Güney Asya ve Sahra Altı Afrika bölgelerindeki çoğu ülke "Köleliğin Kaldırılmasına İlişkin Ek Sözleşmeye" taraf olmasına rağmen, bu uygulama en çok bu bölgelerde yaygındır. Dünya'da bu şekilde çalıştırılan işçilerin %84 ila 88'inin Güney Asya'da olduğu tahmin edilmektedir.[4][6] Bu suçun soruşturulmaması ya da caydırıcı cezasının bulunmaması, bu suçun devam etmesinin önde gelen nedenlerindendir.[6][7]

Genel bakış

Tanım

Uluslararası Çalışma Örgütü'nün 187 bölümden oluşan 1930 tarihli Zorla Çalıştırma Sözleşmesi, zorla çalıştırma yoluyla uygulanan köleliğe dikkat çekmeye çalışsa da, borç esaretine resmi muhalefet 1956 yılında yayımlanan Köleliğin Kaldırılmasına İlişkin Ek Sözleşme'de geldi.[1][2] 1956 tarihli sözleşme[2] borç esaretini Madde 1 bölüm (a) kapsamında şöyle tanımlar:

"Borç esareti, bir borçlunun kişisel hizmetini borçlu olduğu kişiye borcun teminatı olarak rehin vermesinden doğan durum veya koşuldur. Borcun tasfiyesine yönelik koşullar, bu hizmetlerin uzunluğu veya niteliği sınırlı ve tanımlı değildir;[2]

Bir kişi borcunu ödemek için alacaklıya hizmet etme taahhüdü verdiğinde, alacaklı genellikle borcuna karşılık faiz oranlarını makul olmayan miktarda şişirir ve bu da borçlunun borç karşılığı verdiği hizmetten ayrılmasını imkansız hale getirir.[8] Borçlu işçi öldüğünde, borçlar genellikle çocuklara geçer.[8][9]

Terimin kullanımı

Borç esareti, zorla çalıştırma, insan ticareti gibi köleliğin çeşitleri olarak tanımlansa da, aslında her terim farklıdır.[1][10][11] Borç esareti, zorla çalıştırma ve insan ticaretinden farklıdır; çünkü bir kişi, borcunu geri ödeme aracı olarak kendi isteğiyle hizmet etmeyi alacaklıya taahhüt eder.[1][10]

Borç esareti yalnızca, çalışarak bu borcu ödeyemeyen ve bu sebeple de işten ayrılma umudu olmayan kişiler için geçerlidir.[1][8] Eğer işveren, borçlunun borcunu verdiği hizmetin değeri oranında günden güne azaltıyorsa bu durumda borçlu kişi borç esaretinde sayılmaz.[1][8]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f pdf "SLAVERY, FORCED LABOR, DEBT BONDAGE, AND HUMAN TRAFFICKING: FROM CONCEPTIONAL CONFUSION TO TARGETED SOLUTIONS" |url= değerini kontrol edin (yardım). Program on Human Trafficking and Forced Labor. Washington College of Law: Center for Human Rights & Humanitarian Law. February 2011. 28 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2022.  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım) Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: ":1" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  2. ^ a b c d e f Article 1(a) of the United Nations' 1956 Supplementary Convention on the Abolition of Slavery defines debt bondage as "the status or condition arising from a pledge by a debtor of his personal services or of those of a person under his control as security for a debt, if the value of those services as reasonably assessed is not applied towards the liquidation of the debt or the length and nature of those services are not respectively limited and defined".
  3. ^ "Global Report on Forced Labour in Asia: debt bondage, trafficking and state-imposed forced labour". Promoting Jobs, Protecting People. International Labour Organization. 2005. 5 Nisan 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ a b Kevin Bales (2004). New slavery: a reference handbook. ABC-CLIO. ss. 15-18. ISBN 978-1-85109-815-6. 27 Aralık 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2011.  Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "Bales2004" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  5. ^ The Bondage of Debt: A Photo Essay 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., by Shilpi Gupta
  6. ^ a b Bonded Labor: Tackling the System of Slavery in South Asia. New York: Columbia University Press. 2012. ISBN 9780231158480.  Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  7. ^ "South Africa". U.S. Department of State. 25 Şubat 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ekim 2016. 
  8. ^ a b c d von Lilienfeld-Toal (1 Ağustos 2010). "The Political Economy of Debt Bondage". American Economic Journal: Microeconomics. American Economic Association. 2 (3). 
  9. ^ "The problem of contemporary slavery: An international human rights challenge for social work". International Social Work. Social Sciences Index. 54 (2).  Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)
  10. ^ a b "Swept Under the Rug: Abuses against Domestic Workers around the World" (PDF). Human Rights Watch. 2006. 30 Kasım 2008 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  11. ^ "Human Trafficking and Contemporary Slavery". Annual Review of Sociology. Business Source Complete. 41 (1).  Birden fazla yazar-name-list parameters kullanıldı (yardım); Yazar |ad1= eksik |soyadı1= (yardım)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dört Halife</span>

Dört Halife ya da Râşid Halifeler; Sünnilik'te Râşid halifeler, doğru yola yönlendirilen ve doğru bir model olduğu kabul edilen halifelerdir. Bazıları bu kategoriye Muhammedin torunu Hasan'ın 6 aylık hilafetini de sokarlar. İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra ümmete önderlik eden ilk dört halifedir:

Cinsiyetçilik, kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı veya ayrımcılıktır. Cinsiyetçilik herkesi etkiler. Basmakalıplarla ve toplumsal cinsiyet rolleriyle bağlantılıdır, ve bir cinsiyetin veya toplumsal cinsiyetin doğası gereği diğerinden üstün olduğu inancını içerebilir. Aşırı cinsiyetçilik kadın düşmanlığını, cinsel tacizi, tecavüzü ve diğer cinsel şiddet biçimlerini teşvik edebilir. Cinsiyet ayrımcılığı cinsiyetçiliği kapsayabilir. Bu terim, insanlara cinsiyet kimlikleri veya toplumsal cinsiyet veya cinsiyet farklılıklarına dayalı ayrımcılık olarak tanımlanmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığı özellikle işyeri eşitsizliği açısından tanımlanmaktadır. Sosyal veya kültürel gelenek ve normlardan ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Birleşik Krallık tarihi</span> Büyük Britanya tarihi

Birleşik Krallık tarihi, 18. yüzyılın başlarında Birlik Antlaşması ve Birlik Yasaları ile başlar. Birleşik Krallık'ın çekirdeği, 1707'de İngiltere ve İskoçya krallıklarının siyasi birliği yoluyla Büyük Britanya adlı yeni bir üniter devletin kurulmasıyla oluştu. Tarihçi Simon Schama, bu yeni Büyük Britanya devleti hakkında şunları söylemiştir:

Düşmanca bir birleşme olarak başladı, ancak dünyanın en güçlü ve sağlam birliğine dönüştü... Bu Avrupa tarihindeki en hayret verici dönüşümlerden biriydi.

<span class="mw-page-title-main">İnsan ticareti</span>

İnsan ticareti, en yaygın şekilde tacirler veya başkaları için cinsel kölelik, zorla çalıştırma ya da cinsel istismar için gerçekleştirilen ticarettir. Bu ticaret aynı zamanda zorla evlilik kapsamında kişilere eş sağlanması amacıyla, organların veya dokuların çıkarılması amacıyla, veya taşıyıcı annelik ya da yumurtaların çıkarılması da dahil olmak üzere bir ülkede/uluslararası alanda yapılabilir. İnsan ticareti baskı yoluyla mağdurun özgür olarak hareketini engellediğinden dolayı kişiye karşı işlenen bir suçtur ve kişilerin istismarı söz konusudur. İnsan ticareti suçunun gerçekleşmesi için mutlaka kişinin bir yerden, başka bir yere hareket ettirilmesine gerek yoktur.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da kadın</span> İslam toplumlarında kadının yeri

Müslüman kadınların deneyimleri farklı toplumlarda ve aynı toplum içinde büyük farklılıklar gösterir. Ortak yönleri ise, hayatlarını değişen derecelerde etkileyen, aralarındaki geniş kültürel, sosyal ve ekonomik farklılıklar arasında köprü kurmaya hizmet edebilecek ortak bir kimlik veren İslam dinine bağlılıklarıdır.

Eşzamanlılık, ilk olarak analitik psikolog Carl G. Jung tarafından "anlamlı bir şekilde ilişkili görünen ancak nedensel bir bağlantıdan yoksun durumları tanımlamak için" ortaya atılan bir kavramdır. Çağdaş araştırmalarda, eşzamanlılık deneyimleri, kişinin zihnindeki olaylar ile dış dünya arasındaki tesadüflerin nedensel olarak birbiriyle ilgisiz olabileceği, ancak başka bilinmeyen bir bağlantısı olabileceğine dair kişinin öznel deneyimine atıfta bulunur. Jung, bunun insan zihninin sağlıklı, hatta gerekli bir işlevi olduğunu ve psikozda zararlı hale gelebileceğini savunmuştur.

Uzmanlık, bir veya daha fazla alanda üstün performans gösterme olarak tanımlanır. Bir alanda uzman olan kişi bu alanın gerektirdiği becerilere ve bilgilere sahip olan kişidir. Uzmanlık, uzmanları acemilerden ve ilgili alandaki daha az deneyimli kişilerden ayıran özellikler, beceriler ve alanın bilgisi ile ilgilidir. Bilişsel psikoloji için önemli bir çalışma alanıdır. Literatürde müzik, satranç, spor gibi alanlardaki uzmanlıkla ilgili çalışmalar yapılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Afrika'da kölelik</span>

Kölelik tarihsel olarak Afrika'da yaygındı ve Modern Afrika'da kölelik hala bazı Afrika ülkelerinde devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Modern Afrika'da kölelik</span>

Afrika kıtası, çağdaş köleliğin en yaygın olduğu bölgelerden biridir. Afrika'da köleliğin uzun bir tarihi vardır, Sahra-ötesi ve Hint Okyanusu'ndaki köle ticareti ve yine Atlantik-ötesi köle ticareti ile kölelere olan talep, kârlı köle ihracatını tetikleyerek, köle toplamak için sürekli bir savaşan bir dizi krallıkların oluşumuna sebep olmuştur Bu oluşumlar 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyılın başına kadar olan döneme, yani sömürge dönemine kadar devam etmiştir. 1900 yılında itibaren kölelik bastırılmaya çalışılsa da, bu çalışma pek başarılı olamadı ve dekolonizasyondan sonra bile kölelik, teknik olarak yasadışı olmasına rağmen Afrika'nın birçok yerinde hâlâ devam ediyor.

<span class="mw-page-title-main">Rus kültürü</span>

Rus kültürü milletin tarihi, coğrafi konumu ve engin genişliği, dini ve sosyal gelenekleri ve Batı etkisi ile oluşturulmuştur. Rus yazarlar ve filozoflar Avrupa düşüncesinin gelişmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Ruslar ayrıca klasik müziği, baleyi, sporu, resmi, ve sinemayı da büyük ölçüde etkilemişlerdir. Rus ulusu ayrıca bilim ve teknolojiye ve uzay araştırmalarına öncü katkılarda bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Richard Lynn</span>

Richard Lynn, tartışmalı bir İngiliz psikolog ve yazardır. Ünvanı 2018'de geri alınana kadar Ulster Üniversitesi'nde fahri profesördü. Beyaz üstünlükçüsü ve bilimsel ırkçılık savunucusu olarak tanımlanan Mankind Quarterly dergisinin eski editör yardımcısı ve şu anki baş editörüdür. Zeka üzerine çalışan Lynn, cinsel ve ırksal farklılıkların zekayı etkilediğine olan inancıyla tanınır. İngiltere'deki King's College, Cambridge'de eğitim gören Lynn; Exeter Üniversitesi'nde psikoloji alanında öğretim görevlisi olarak çalışmasının yanı sıra Dublin'deki Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nde ve Coleraine'deki Ulster Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olarak çalışmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kölelerin evliliği (Amerika Birleşik Devletleri)</span>

İç Savaş'tan önce Amerika Birleşik Devletleri'ndeki kölelerin evliliği genellikle yasal değildi. Afrika Amerikalı köleler mal olarak düşünülürdü ve kölelik İç Savaştan sonra kaldırılmasıyla ve Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın on üçüncü değişikliğine kadar kölelerin sivil ve insan hakları reddedildi. Hem eyalet hem de federal yasalar, köleler için olan hakları reddediyor veya nadiren tanıyordu.

II. Tuğrul, Selçuklu sultanıdır. Amcası olan Selçuklu sultanı Ahmed Sencer'in (1118-1157); desteğiyle iktidarı korudu. Hastalığa yakalandı ve Ekim/Kasım 1134'te öldü.

<span class="mw-page-title-main">Peter Mandelson</span> İngiliz siyasetçi

Peter Benjamin Mandelson, 2009'dan 2010'a kadar Dışişleri Birinci Sekreteri olarak görev yapan bir İngiliz İşçi Partisi politikacısıdır. 1998'de ve 2008'den 2010'a kadar Ticaret Kurulu Başkanlığı yaptı. Uluslararası düşünce kuruluşu Policy Network'ün başkanı, Büyük Britanya-Çin Merkezi'nin onursal başkanı ve stratejik danışmanlık firması Global Counsel'in başkanıdır. Mandelson'a genellikle Blairite denir.

<span class="mw-page-title-main">Drag king</span>

"Drag king"ler çoğunlukla erkeksi drag giysileri giyen ve bireysel veya grup rutininin bir parçası olarak erkek cinsiyet klişelerini kişileştiren kadın performans sanatçılarıdır. Tipik bir drag gösterisi, dans, oyunculuk, stand-up komedi ve şarkı söylemeyi, canlı veya önceden kaydedilmiş parçalarla dudak senkronizasyonunu içerebilir. Drag kralları genellikle abartılı bir şekilde maço erkek karakterler olarak oynarlar, inşaat işçileri ve rapçiler gibi marjinalleştirilmiş erkeklikleri tasvir ederler ya da Elvis Presley, Michael Jackson ve Tim McGraw gibi erkek ünlüleri taklit ederler.

Kafala sistemi, Körfez İşbirliği Konseyi üyesi ülkeler ile Bahreyn, Kuveyt, Lübnan, Umman, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi birkaç komşu ülkede ağırlıklı olarak inşaat gibi sektörlerde çalışan göçmen işçileri izlemek için kullanılan bir sistemdir. Körfez ülkelerinde gitgide yaygınlaşan Kafala sistemi olarak isimlendirilen sözleşmeye göre, çalışmak için bir şirket ile anlaşma yapan bir işçi, kendisini ülkeye getiren şirketten başka bir işletmede çalışamamaktadır. Ayrıca, işçinin pasaportuna el konulduğundan ülkeyi terk etmesi de yine onu getiren şirketin inisiyatifindedir.

Arap Kemeri, Suriye Baas hükümetinin Haseke Valiliği'nin kuzeyindeki Kürt bölgelerini Araplaştırma projesidir. Projenin temel amacı bölgenin etnik yapısını Araplar lehine çevirmek ve diğer etnik grupların, özellikle de Kürtlerin aleyhine çevirmekti. Proje Esad Gölü'nün oluşturulması ile yerlerinden edilen Arapların Kürt bölgelerine yerleştirilmesiyle arazilerin ele geçirilmesini içeriyordu.

Mısır'da organ ticareti, 2014 yılı itibarıyla esas olarak Kahire ve Sina Yarımadası'nda uygulanan, rıza, zorlama veya doğrudan hırsızlıkla organ toplamayı içerir. Mısır, 2010 yılına kadar ölen donörlerden organ bağışını yasaklayan az sayıdaki ülkeden biri olarak Kuzey Afrika'nın en büyük organ nakli merkezi haline geldi; yılda 500'ün üzerinde böbrek nakli operasyonu gerçekleştiriliyor ve bu organların çoğunluğu canlı donörlerden geliyor. Organ ticareti sürecindeki kaynaklar çoğunlukla yerli kırsal göçmenler, belgesiz sığınmacılar ve kayıt dışı işgücü dahil olmak üzere savunmasız nüfuslardan gelmektedir. Organ ticareti ve organ nakli turizminde kültürel ve dini artışın ortaya çıkması, Mısır'daki organ ticareti pazarına olan talebin hızla artmasına katkıda bulunmaktadır. Organ ticareti, mağdurlar için hem fiziksel hem de zihinsel sağlık açısından sonuçlar doğurmaktadır. Her ne kadar Mısır organ ticaretiyle mücadele için yasal çerçeveyi kademeli olarak güncelliyor olsa da, düzenleme gerçekte hayatta kalanları koruma ve organ nakli uzmanlarını yönetme konusunda başarısız oldu.

"Borç tuzağı diplomasisi", alacaklı bir ülke ya da kurumun borç alan bir ülkeye kısmen ya da yalnızca borç verenin siyasi gücünü artırmak için borç verdiği uluslararası finansal ilişkileri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Ancak bu terim yerine "Stratejik tuzak diplomasisi" teriminin kullanılmasının daha doğru olabileceği Asanga Abeyagoonasekera gibi bazı uzmanlarca savunulmaktadır. Alacaklı ülkenin, borçlu ülkeye ödeyemeyeceği şekilde aşırı kredi vermesinin veya bu yönde borçlanmasına izin vermesinin amacı borçlu ülke geri ödeme yükümlülüklerini yerine getiremez hale geldiğinde ekonomik veya siyasi imtiyazlar elde etmek onu bir nevi her yönden kendine bağlamaktır. Kredilerin koşulları genellikle kamuoyuna açıklanmamaktadır. Ödünç alınan para genellikle alacaklı ülkeden temin edilen yüklenicilerin ve malzemelerin masraflarını karşılar. Bir İhtira olan bu terim ilk kez 2017 yılında Hint akademisyen Brahma Chellaney tarafından, Çin hükümetinin jeopolitik amaçlar doğrultusunda küçük ülkelere borç verdiğini ve borç yükünü artırdığını iddia etmek için ortaya atılmıştır. Ancak bu politikanın benzerleri daha öncesinde İngiltere ve Fransa gibi ülkelerce de farklı diplomasi teknikleri ile çeşitli ülkelere uygulanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ağır borçlu yoksul ülkeler</span>

Ağır borçlu yoksul ülkeler (HIPC), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'ndan özel yardım almaya uygun, yüksek düzeyde yoksulluk ve borç yüküne sahip 39 gelişmekte olan ülkeden oluşan bir gruptur.