Galaksi veya gök ada, kütle çekimi kuvvetiyle birbirine bağlı yıldızlar, yıldızlararası gaz, toz ve plazmanın meydana getirdiği yıldızlararası madde ve şimdilik pek anlaşılamamış karanlık maddeden oluşan maddesel bir sistemdir. Tipik galaksiler 10 milyon ile bir trilyon arasındaki miktarlarda yıldız içerirler ve bir galaksinin içerdiği yıldızların hepsi o galaksinin kütle merkezini eksen alan yörüngelerde döner. Galaksiler uzayda tek yönlü hareket ederler, galaksilerin yörüngeleri yoktur. Galaksiler çeşitli çoklu yıldız sistemlerini, yıldız kümelerini ve çeşitli nebulaları da içerebilirler. Çevresinde gezegenler ve asteroitler gibi çeşitli kozmik cisimler dönen Güneş, Samanyolu Galaksisi'ndeki yıldızlardan yalnızca biridir.
Andromeda Galaksisi, Andromeda Takımyıldızı'nda bulunan sarmal bir galaksidir. Mitolojik bir kavram olan Andromeda'nın Türkçedeki karşılığı, zincire vurulmuş kız anlamına gelmektedir. Ayrıca Messier 31, M31 ve NGC 224 olarak da bilinir. Galaksi, Spitzer Uzay Teleskobu'ndan elde edilen verilere göre bir trilyon yıldıza ev sahipliği yapmaktadır. Samanyolu galaksisi ile arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 2,54 milyon ışık yılıdır. 2006 ölçümlerine göre Samanyolu, Andromeda'nın kütlesinin ancak ~80%'ine sahiptir. Andromeda'nın bir diğer özelliği ise çıplak göz ile Dünya'dan görülebilen en uzak gök cismi olmasıdır. Ayrıca Samanyolu'na en yakın büyük galaksidir.
Kara delik; astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek derecede güçlü olan, büyük kütleli bir gök cismidir. Kara delik, uzayda belirli nitelikteki maddenin bir noktaya toplanması ile meydana gelen bir nesnedir de denilebilir. Bu tür nesneler ışık yaymadıklarından kara olarak nitelenirler. Kara deliklerin "tekillik"leri nedeniyle, üç boyutlu olmadıkları, sıfır hacimli oldukları kabul edilir. Kara deliklerin içinde ise zamanın yavaş aktığı veya akmadığı tahmin edilmektedir. Kara delikler Einstein'ın genel görelilik kuramıyla tanımlanmışlardır. Doğrudan gözlemlenememekle birlikte, çeşitli dalga boylarını kullanan dolaylı gözlem teknikleri sayesinde keşfedilmişlerdir. Bu teknikler aynı zamanda çevrelerinde sürüklenen oluşumların da incelenme olanağını sağlamıştır. Örneğin, bir kara deliğin potansiyel kuyusunun çok derin olması nedeniyle yakın çevresinde oluşacak yığılma diskinin üzerine düşen maddeler diskin çok yüksek sıcaklıklara erişmesine neden olacak, bu da diskin yayılan x-ışınları sayesinde saptanmasını sağlayacaktır. Günümüzde, kara deliklerin varlığı, ilgili bilimsel topluluğun hemen hemen tüm bireyleri tarafından onaylanarak kesinlik kazanmış durumdadır.
Kuasar, kütlesi milyonlarca ila on milyarlarca güneş kütlesi arasında değişen, bir gaz diski ile çevrili bir süper kütleli kara delik tarafından desteklenen son derece parlak bir aktif galaksi çekirdeğidir (AGN). Kara deliğe doğru düşen diskteki gaz sürtünme nedeniyle ısınır ve elektromanyetik radyasyon şeklinde enerji açığa çıkarır. Kuasarların ışıma enerjisi muazzamdır; en güçlü kuasarlar, Samanyolu gibi bir galaksiden binlerce kat daha fazla parlaklığa sahiptir.
Bir gökada kümesinde bulunan gökadalar arasındaki etkileşimler nispeten sıklık göstermekte olup, evrimlerinde önemli bir rol oynarlar. Etkileşime geçmiş iki gökada çarpışmasa da “gelgit etkileşimleri”nden dolayı hem birtakım eğrilip bükülme deformasyonlarına uğrar, hem de aralarında bir miktar gaz ve toz alışverişi olur. İki gökada arasında çarpışma, birbirlerinin tam üzerine geldikleri ve birleşmelerine imkân tanımayacak ölçüde bir devim niceliğine sahip oldukları zaman meydana gelir. Bu denli etkileşime girmiş gökadalardaki yıldızlar, birbirleriyle çarpışmadan, birbirlerinin arasından geçerler. Bununla birlikte gaz ve tozları etkileşime geçerler. Bu da, yıldızlararası ortamın bozulup ve parçalanıp sıkışmış hale gelmesiyle "yıldız doğumları"nın patlak vermesine neden olur. Gökadaların çarpışması birinde ya da her ikisinde ciddi anlamda, çubuk, halka veya kuyruk benzeri eğilip bükülme bozulmalarına yol açar.
Gözlemleyebildiğimiz galaksilerin bir kısmı "aktif" olarak sınıflandırılır. Galaksiden çıkan toplam enerjinin önemli bir kısmı yıldızlar, toz ve yıldızlararası ortamdan değil, bir başka kaynaktan yayılmaktadır. Aktif galaksi çekirdeği için standart örnek, çekirdek bölgesindeki bir dev karadeliğin (SMBH) çevresinde oluşan bir yığılım diskine dayanır. Bir aktif galaksi çekirdeğinin ışınımı maddenin diskten hareketle kara deliğe doğru düşmesi sırasındaki kütleçekimsel enerjiden kaynaklanır. Bu tür kozmik cisimlerin %10'unda, yarıçapları bakımından birbirine zıt bir enerji akışı çifti, çekirdekten ışık hızına yakın hızlarda parçacıklar fırlatır. Bu akışları üreten mekanizma, yani bu akışların işleyişi henüz anlaşılamamıştır.
NGC 1097 Ocak takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 45 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan çubuklu sarmal gökadadır. William Herschel tarafından 9 Ekim 1790 tarihinde keşfedildi. Halton Arp tarafından görüntülenmiş ve Arp 77 olarak "Eşlikçileri küçük ama yüksek yüzey parlaklığına sahip sarmal gökadalar" kategorisi altında Tuhaf Gökadalar Atlası'na dahil edilmiştir. Bu gökadanın Arp 77 olarak listelenmesine yol açan "nesne", hemen yanında yer alan eliptik gökada NGC 1097A'dır. NGC 1097 içerisinde SN 1992bd, SN 1999eu ve SN 2003B olmak üzere üç süpernova gözlenmiştir.
NGC 1275, Kahraman takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 235 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan 1,5 tipi bir Seyfert galaksisi. NGC 1275, çok büyük ve görece yakın Kahraman Kümesi'nin merkezinde yer almakta olup, kümenin baskın bir üyesidir. Muazzam bir x-ışını ve radyo dalgası kaynağı olan NGC 1275, malzemesini üzerine düşen galaksilerden sağlamakta ve böylece merkezinde bulunan çok büyük kütleli bir kara deliği beslemektedir.
Erboğa A veya Centaurus A, Erboğa takımyıldızı bölgesinde yaklaşık olarak 35,87 MIy (11 Mpc)uzaklıkta bulunan bir merceksi veya dev eliptik gökadadır. James Dunlop tarafından 29 Nisan 1826 tarihinde keşfedildi. Halton Arp tarafından görüntülenmiş ve Arp 153 olarak "İç emilim ile bozulmuş gökadalar" kategorisi altında Tuhaf Gökadalar Atlası'na dahil edilmiştir. NGC 5128, Dünya'ya en yakın radyo gökadalardan birisidir, bu nedenle etkin gökada çekirdeği, profesyonel gök bilimciler tarafından yoğun olarak incelenmiştir. Ayrıca gökyüzündeki en parlak beşinci gökadadır ve bu da onu sadece düşük kuzey enlemlerinden ve güney yarımküreden görülebilmesine rağmen ideal bir amatör gökbilim hedefi haline getirir.
İkiz Kuasar, Büyük Ayı takımyıldızında bulunan NGC 3079'un 10 yay-dakika kuzeyinde yer alan kütleçekimsel mercekli çift kuasardır. Keşfedilen ilk çoklu görüntü kütleçekimsel merceklenme sistemidir ve türünün en iyi çalışılmış nesnelerinden biridir.
Radyo galaksisi ve yakınları, radyo yüksek sesle kuazarlar ve blazarlar, aktif galaksi türleridirlerdir ki, bunlar 10 MHz ile 100 GHz ve 1039 W arasında aydınlanma veren radyo dalgalarıdır. Radyo emisyonu sinkrotron işleminden kaynaklanmaktadır. Radyo emisyonunda gözlemlenen yapı relativistik ışımanın etkilerince modifiye edilmiş ikiz jetler ile dış ortam arasındaki etkileşim ile belirlenir. Ev sahibi galaksiler neredeyse sadece büyük eliptik galaksilerdirler. Radyo yüksek aktif galaksiler ilginçliği sadece kendileri açısından olmayıp, uzun mesafelerden tespit edilebildiklerinden dolayı ayrıca da gözlemsel kozmoloji açısından bir değer teşkil etmektedirler. Son zamanlarda, özellikle galaksi grupları ve kümelerindeki galaksilerarası ortamda bulunan bu cisimlerin etkileri üzerine oldukça fazla çalışmalar yapılmaktadır.
Seyfert Galaksileri, kuasarlar içinde aktif galaksiler içinde en büyük iki gruptan birini teşkil eder. Bunlar, kuasarlardan farklı olarak, ev sahibi galaksileri kolayca tespit edilebilen, yüksek iyonizasyon emisyon hatları ortaya çıkartan spektrumları olan oldukça yüksek yüzey parlaklıkları ile kuazar benzeri çekirdeklere sahiptirler.
Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması ya da SDSS, New Mexico Apache Point Gözlemevi, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 2,5 metre, geniş açılı optik teleskop kullanılarak yapılan çok filtreli görüntüleme ve spektroskopik kızıla kayma araştırmasıdır. Proje adını projeye önemli bir bağış yapan Alfred P. Sloan Kuruluşu’ndan almıştır. 2000 yılında başlayan veri toplama sürecinde nihai görüntüleme verileri 500 milyon civarında cismin fotometrik gözlemi ve 1 milyondan fazla cismin spektrumu ile gökyüzünün %35’ten fazlasını kapsamaktadır. Asıl örnek gezegenin z=0,1’in orta redshift’ine sahiptir; parlak kırmızı galaksiler için z=0,7 olduğu sürece redshift vardır ve z=5 olduğu sürece kuasarlar da vardır; ve z=6’nın ilerisindeki redshiftlerdeki kuasarları gözlemlemek için görüntüleme anketlerde katıldılar. Ocak 2011’de yayınlanan 8. veri sürümü (DR8) SDSS görüntüleme kamerasıyla yapılan gökyüzünün 14.555 kare derecesini kapsayan bütün fotometrik gözlemleri içermektedir. 31 Temmuz 2012 tarihinde yayınlanan 9. veri sürümü Baryon Salınım Spektroskopik Araştırması’ndan (BOSS) gelen 800.000 den fazla yeni spektrum içeren ilk sonuçları kapsamaktadır. Bunların içinde 500.000'den fazla spektrum evrende 7 milyar yıl önce var olan nesnelere aittir. 31 Temmuz 2013 tarihinde halka açıklanan 10. veri sürümü (DR10) önceki sürümlerde yayınlanan tüm verileri ve APO Galaktik Evrim Deneyi (APOGEE) spektrografından gelen, Samanyolu Galaksisi’nin yıldızlarının 57.000'den fazla yüksek çözünürlüklü (kızılötesi) spektrumunu içeren verileri kapsamaktadır. Ayrıca DR10 verileri uzak evrendeki galaksilerin ve kuasarların 670.000'den fazla yeni BOSS spektrumunu içermektedir.
3C 273, Başak takımyıldızında yer alan dev bir eliptik gökadanın merkezinde bulunan bir kuasardır. Şimdiye kadar tanımlanan ilk kuasardır ve 12,9 görünür görsel büyüklüğü ile Dünya'dan görüldüğü haliyle gökyüzündeki en parlak kuasardır. Bu cismin hesaplanan mesafesi 749 milyon parsek kadardır. Merkezindeki süper kütleli kara deliğin kütlesi, Güneş'in kütlesinin yaklaşık olarak 886 milyon katıdır.
Tip-cD gökada D tipi eliptik dev galaksinin bir alt türü olan morfolojik bir gökada sınıflandırmasıdır. Yıldızlardan oluşan büyük bir hale ile karakterize edilirler. En dikkat çeken cD tipi gökadalar, genellikle bireysel olarak veya çiftler halinde ortaya çıkar ve 1 milyon ışık yılını bulan yarıçaplarıyla muazzam boyutlara ulaştıkları zengin gökada kümelerinin merkezinde bulunabilirler. Ayrıca süper dev eliptikler veya merkezi baskın gökadalar olarak da bilinirler.
Belinda Jane Wilkes ABD'deki Cambridge, Massachusetts'de bulunan Smithsonian Astrofizik Gözlemevi'nde (SAO) Kıdemli Astrofizikçi ve Chandra X-ray Merkezi'nin eski direktörüdür.
S5 0014+81, Kral takımyıldızının yüksek deklinasyon bölgesinde, Kuzey Ekvator Kutbu yakınlarında bulunan uzak, kompakt, aşırı parlak ve geniş soğurma çizgisine sahip bir kuasar veya blazardır.
BL Lacertae nesnesi veya kısaca BL Lac nesnesi, bir tür aktif gökada çekirdeği (AGN) veya böyle bir AGN'ye sahip bir gökada olup, adını prototipi BL Lacertae'den almıştır. Diğer aktif gökada çekirdeği türlerinin aksine, BL Lac'ler hızlı ve büyük genlikli akı değişkenliği ve önemli bir optik polarizasyon ile karakterizedir. Bu özelliklerden dolayı, sınıfın prototipi başlangıçta değişen yıldız olarak düşünülmüştü. Güçlü emisyon çizgilerine sahip daha parlak aktif çekirdeklerle (kuasarlar) karşılaştırıldığında, BL Lac nesneleri tüm elektromanyetik aralık boyunca nispeten özelliksiz ve termal olmayan emisyon sürekliliğinin hakim olduğu spektrumlara sahiptir. Spektral çizgilerin bu eksikliği, tarihsel olarak bu tür nesnelerin doğasının ve mesafesinin anlaşılmasını zorlaştırmıştır.
Optik olarak şiddetli değişen kuasar, yüksek oranda değişkenlik gösteren bir kuasar türüdür. Az sayıda bulunan, parlak radyo gökadalarından oluşan bir blazar alt sınıfıdır ve görünür aydınlatma güçleri bir günde %50 oranında değişebilir. OVV kuasarlar, temel olarak yüksek polarize kuasarlar (HPQ), çekirdek-baskın kuasarlar (CDQ) ve düz spektrumlu radyo kuasarlar (FSRQ) ile birleştirilmiştir. Farklı terimler kullanılsa da, FSRQ terimi giderek popülerlik kazanmakta ve diğer terimleri modası geçmiş hale getirmektedir.
X-şekilli radyo galaksiler, düşük yüzey parlaklığına sahip iki radyo lobu ("kanatlar") sergileyen ve bu lobların, aktif veya yüksek yüzey parlaklığına sahip loblara belirli bir açıyla hizalandığı ekstragalaktik radyo kaynakları sınıfıdır. Her iki lob da, lobların kaynağı olan eliptik galaksinin merkezinden simetrik olarak geçer ve bu da radyo galaksisine radyo haritalarında gözlenen X-şekilli bir morfoloji verir.