İçeriğe atla

Bizans diplomasisi

Kiev Rusları hükümdarı Olga, maiyeti ile birlikte Konstantinopolis'te (Madrid Skilicis, İspanya Millî Kütüphanesi, Madrid)
İmparator II. Konstans'ın elçisinin Çangan'da Li Shimin'in sarayında kabulünün modern bir gösterimi, 643 CE

Bizans diplomasisi, Bizans İmparatorluğu'nun diğer devletler ile müzakere etmek ve dış politikasının hedeflerini yükseltmek için benimsediği ve kullandığı ilke, yöntem, mekanizma, ideal ve teknikleri anlatır. Dimitri Obolensky, Doğu Avrupa medeniyetlerinin korunmasının, Bizans'ın Avrupa ve Orta Doğu tarihine kalıcı katkılarından biri olan Bizans diplomasisinin beceri ve becerisine bağlı olduğunu iddia eder.[1]

Zorluklar ve hedefler

Roma'nın yıkılmasından sonra Bizans İmparatorluğu'nun başlıca zorluğu, kendisi ile Persler, Gürcüler, İberler, Cermenler, Bulgarlar, Slavlar, Ermeniler, Hunlar, Avarlar, Franklar, Lombardlar ve Araplar da dahil olmak üzere imparatorluk statüsünü somutlaştıran ve koruyan çeşitli komşuları arasındaki bir dizi ilişkiyi sürdürmekti. Tüm bu komşular, Bizans'ın Roma'dan devraldığı önemli bir anahtar kaynağı yani resmi bir yasal yapısı yoktu. Resmi siyasal kurumları kalıba dökerken imparatorluğa bağımlıydılar. Klasik yazarlar barış ve savaş arasında keskin bir ayrım yapmayı severken, Bizans diplomasisi başka yollardan bir savaş biçimiydi. Niccolò Machiavelli ve Carl von Clausewitz öngördüğü gibi, Bizans tarihçisi İoannis Kinnamos, "Pek çok ve çeşitli konular bir uca, zafere götürdüğünden, oraya ulaşmak için hangisinin kullanılacağı konuyla alakasızdır" şeklinde yazar. Yedinci yüzyılın kayıplarından sonra düzenli ordu 120.000-140.000 kişi arasındayken,[2] imparatorluğun güvenliği aktif bir diplomasiye bağlıydı.

Bizans'ın "Barbarlar Bürosu", imparatorluğun rakipleri hakkında akla gelebilecek her kaynaktan bilgi toplayan ilk yabancı istihbarat teşkilatıydı.[3] Yüzeyde bir protokol bürosu iken -asıl görevi yabancı elçilerin uygun bir şekilde bakılmalarını sağlamak ve bakımları için yeterli devlet yardımı temin etmekti ve bütün resmi çevirmenleri de bulundurmaktı- açıkça bir güvenlik fonksiyonuna da sahipti. 6. yüzyıldan Strateji üzerine, yabancı elçilikler hakkında tavsiyelerde bulunur: "Bize gönderilen [Elçilerin] onurlu ve cömertçe alınması gerekir, çünkü herkes elçileri yüksek saygı ile tutmalıdır. Ancak görevliler gözetim altında tutulmalıdır. Halkımıza sorularını sorarak bilgi toplamalarından alıkonulmalıdırlar."[4]

Prensipler ve metodlar

Bulgar hükümdarı Omurtag, Bizans İmparatoru II. Mihail'e delegasyon yolluyor (Madrid Skilicis, İspanya Millî Kütüphanesi, Madrid).

Bizans diplomasisi, komşularını imparatorluğun kendisi tarafından kontrol edilen uluslararası ve devletlerarası ilişkiler ağına çekti.[5] Bu süreç, antlaşma yapma etrafında döndü. Bizans tarihçisi Evangelos Chrysos, çalışma mantığında üç katmanlı bir süreç öne sürer: 1) yeni hükümdar kralların ailesi arasına kabul edilir, 2) Bizans sosyal tutum ve değerlerinin asimilasyonu vardır, 3) sürecin ikinci katmanının resmileştirilmesi olarak, yasalar vardı.[6]

Bu süreci sürdürebilmek için, Bizanslılar kendilerini bir takım çoğunlukla diplomatik uygulamalardan faydalandılar. Örneğin, Konstantinopolis'a gönderilen elçililer genellikle yıllarca kalacaklardı. Diğer kraliyet hanedanlarının bir üyesi, sadece potansiyel bir rehine olarak değil, aynı zamanda gelen siyasi koşulların değişmesi durumunda da Konstantinopolis'te kalması için rutin olarak talep edilecektir. Bir diğer kilit uygulama, ziyaretçileri görkemli görüntülerle boğmaktır. Konstantinopolis'in zenginliği devletin diplomatik amaçlarına bir propaganda aracı olarak ve yabancıları etkilemek için bir yol olarak hizmet etti.[7] Liutprando di Cremona Bizans başkentinin büyükelçisi olarak gönderildiğinde imparatorluk konutunda, lüks yemekler ve akrobasi eğlencesi ile boğulmuştu. Mümkün olduğunca yüksek derecede duyuları uyandırmak için özel dikkat gösterilirdi: Parlayan şekilde yanan şeyler görmek, korkunç sesler, lezzetli yiyecekler; hatta tahtın etrafında kendi yerel aletlerini giymiş barbarlar diplomatik yollardan biriydi.[8]

Bizans'ın barbarlarla olan ilişkilerinde genelde savaş diplomasisini tercih etmesi şaşırtıcı değildir. Doğu Romalılar için, iki cephede savaşmak -doğuda Persler, Araplar ve Türkler'e, kuzeyde Slavlar ve step göçebeleri- zorunda kalmak kişisel tecrübelerden hem para hem de insan gücü olarak ne kadar pahalı olduğunu biliyorlardı.[1] Bizans, diplomasiyi bir savaş silahı olarak kullanmada yetenekliydi. Bulgarlar tehdit ederse, Kiev Ruslarına yardım verebiliyorlardı. Bir Rus tehdidi Peçenekler'e yapılan yardımlar ile karşılanabilirdi. Eğer Peçenekler sorun çıkartırda, Kumanlar ile temas olabilirdi. İmparatorun eli açıklığını takdir edecek bir konumda her zaman düşmanın arkasında başka biri vardı. Bizans diplomasisinin bir diğer yenilikçi ilkesi, diğer devletlerin iç işlerine müdahale etmekti. 1282'de VIII. Mihail, Charles d'Anjou'ya karşı Sicilya'da Sicilya Vesperleri adında bir isyana destek verdi. İmparator Herakleios bir keresinde İranlı rakibi II. Hüsrev'in generali infaz etmesini emreden bir mesajı ele geçirdi. Herakleios, mesaja 400 isim ekledi ve haberciyi yönlendirdi ve listede olanların isyan çıkarmasını kışkırttı. İmparator neredeyse her yabancı taht için o tahta rakip istikrarlı bir düşman yaratmışlardır. Vatanlarını tehdit eden saldırı sırasında, verilen fonlar ve tahribat yaratmak için serbest bırakılanlar şeklinde olabilirdi.[3]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Obolensky 1994, "The Principles and Methods of Byzantine Diplomacy", p. 3.
  2. ^ Gabriel 2002, s. 281; Haldon 1999, s. 101.
  3. ^ a b Antonucci 1993, ss. 11–13.
  4. ^ Dennis 1985, Anonymous, Byzantine Military Treatise on Strategy, para. 43, p. 125.
  5. ^ Neumann 2005, ss. 869–870.
  6. ^ Shepard & Franklin 1992, Evangelos Chrysos, "Byzantine Diplomacy, A.D. 300–800: Means and Ends", p. 35.
  7. ^ Laiou 2002, "Writing the Economic History of Byzantium", p. 3.
  8. ^ Neumann 2005, ss. 870–871.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bizans İmparatorluğu</span> Geç Antik Çağ ve Orta Çağ boyunca Roma İmparatorluğunun devamı şeklinde var olmuş devlet (395–1453)

Doğu Roma İmparatorluğu veya Bizans İmparatorluğu ya da kısaca Bizans, Geç Antik Çağ ve Orta Çağ boyunca Roma İmparatorluğu'nun devamı şeklinde var olan ve başkenti Konstantinopolis olan ülke. 5. yüzyılda Batı Roma İmparatorluğu'nun dağılışı ve çöküşü sürecinden sonra ayakta kalan imparatorluk, 1453'te Osmanlı'ya yenik düşünceye kadar yaklaşık bin yıl boyunca var olmaya devam etmiştir. Var olduğu sürenin başı ve ortalarını kapsayan çoğunda, Avrupa'da ekonomik, kültürel ve askerî bakımdan en güçlü ülkeydi. "Bizans İmparatorluğu" ve "Doğu Roma İmparatorluğu" terimleri ülkenin yıkılışından sonraki tarihçiler tarafından yaratılmış olup imparatorluk vatandaşları kendi ülkelerine Roma İmparatorluğu, veya Romania ; kendilerineyse "Romalılar" demekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Diplomasi</span> yabancı bir ülkede ve uluslararası toplantılarda ülkesini temsil etme işi ve sanatı

Diplomasi, uluslararası siyasî ve hukukî iletişim demektir. Sorunların çözümü için karşılıklı anlaşma/antlaşma imzalanır. Devletlerin temsilcilerinin sözlü veya yazılı konuşma eylemlerini ifade eder. Diplomatlar dış temsilcilik ve diplomatik görevler yoluyla faaliyet gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Konstantinopolis Kuşatması (674-678)</span>

Konstantinopolis'in Birinci Arap Kuşatması 674 ila 678 yılları arasındaki Bizans-Arap Savaşları'nın büyük bir çatışması olup, Konstantinopolis'in savunmasının sınandığı sayısız kuşatmalardan biriydi. Savaş, Bizans İmparatorluğu ile Emeviler arasında cereyan etti. Muaviye, Emevi hükümdarı olarak ortaya çıkmıştı ve Şam'ı başkent yaparak; stratejik hedef olarak Bizans İmparatorluğu'nun ortadan kaldırılmasını açıkça ilan etmişti. Bu nedenle 668'de Muaviye, oğlu Yezid komutasında bir Arap ordusunu Bizans İmparatorluğu'na sefere göndermişti. Yezid ve ordusu, bütün Anadolu'yu katederek Kalkedon'a (Kadıköy) kadar ilerlemişti. Anadolu'da önemli bir Bizans kalesi olan Amorium şehri, bu sefer sonunda Araplar'ın eline geçmişti. Fakat Kalkedon'da, Konstantinopolis'in karadan ele geçirmenin imkansız olduğu anlaşıldı.

<span class="mw-page-title-main">Armeniakon</span>

Armeniakon Theması, daha doğrusu Armeniakların Theması kuzeydoğu Küçük Asya'da yer alan Bizans İmparatorluğu theması.

<span class="mw-page-title-main">Ekskubitores</span>

Excubitores erken dönem Bizans imparatorlarının imparatorluk muhafızları olarak yaklaşık 460 yılında kurulmuştur. Komutanları kısa sürede büyük etki sahibi olmuş, aralarından 6. yüzyılda bir dizi imparator çıkmıştır. Excubitores geç 7. yüzyılda kayıtlarında görülmemeye başlamışlardır, fakat 8. yüzyıl ortalarında, orta dönem Bizans ordusunun çekirdeğini oluşturan seçkin "tagmata" birliklerinden birine dönüşmüşlerdir. Excubitores hakkında son kayıt 1081 yılıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tagma</span>

Tagma tabur ya da alay büyüklüğünde askerî birlik.

<span class="mw-page-title-main">Bizans ordusu</span> ordu

Bizans ordusu veya Doğu Roma ordusu, Bizans donanmasının yanında hizmet veren Bizans silahlı kuvvetlerinin başlıca askeri organıydı.

<span class="mw-page-title-main">Bizans askerî talimatları</span>

Bu makale, "Askerlik sanatı üzerine" Bizans İmparatorluğu'nda üretilmiş çok miktarda makalelerin en önemlilerini listeler ve kısaca haklarında bilgi verir.

<span class="mw-page-title-main">Bizans ekonomisi</span>

Bizans ekonomisi, Akdeniz'de birçok yüzyıl boyunca en sağlam ekonomilerden biri olmuştur. Konstantinopolis, bazı zamanlar Avrasya'nın tamamına ve Kuzey Afrika'ya kadar genişleyen ticaretin ana merkezi olmuştur. Bazı Bilim insanları, 7. yüzyılda Arapların gelişine kadar, Doğu Roma İmparatorluğu'nun dünyanın en güçlü ekonomisi olduğu düşünürler. Bununla birlikte, Arap fetihleri, bir dönem gerileme ve durgunluğa katkıda bulunan servetlerin önemli bir tersini temsil edecektir. V. Konstantinos'in reformları, 1204 yılına kadar süren bir canlanmanın başlangıcını işaret eder. 10. yüzyıldan 12. yüzyılın sonuna dek, Bizans İmparatorluğu'nda lüks bir görüntü görülür ve gezginler, Başkent'in birikmiş servetinden etkilenirler. Tüm bunlar, ekonomik bir felaket olan Dördüncü Haçlı Seferi'nin gelişiyle birlikte değişti. Paleologos Hanedanı ekonomiyi yeniden canlandırmaya çalıştı ancak geç Bizans devleti ne yabancı ne de yerli ekonomik güçlerin tam kontrolünü ele geçiremeyecekti.

Sebastopolis Muharebesi, 692 yılında Sebastopolis'ta Halife Abdülmelik yönetiminde Emevîler ile Bizans İmparatorluğu arasında gerçekleşen muharebedir. Bu muharebe, iki güç arasında 680 yılından beri mevcut olan barışı sonlandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dazimon Muharebesi</span>

Dazimon Muharebesi, 22 Temmuz 838 tarihinde Dazimon yakınlarında Bizans İmparatorluğu ile Abbâsîler arasında gerçekleşen çarpışma. Theofilos'in kumandanlığındaki 25 bin ila 40 bin kişi arasında olduğu düşünülen Bizans ordusu ile Afşin kumandasındaki 20 bin-30 bin kişilik Abbâsî ordusu Dazimon'da çarpışmış, zafer kazanan Abbâsîler Amorium'a yürüyerek şehri yağmalamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Optimatoi</span> Bizans idari bölümü (Thema)

Optimatoi, başlangıçta seçkin bir Bizans askerî birliği olarak kuruldu. Ancak, 8. yüzyılın ortalarında bir arz ve lojistik grubuna indirgendi ve kuzey-batı Küçük Asya'da eyalet (thema) olarak atanmıştır. Bir idari birim olarak, Optimatoi Theması, 14. yüzyılın ilk yıllarında Osmanlı İmparatorluğu tarafından ele geçirilinceye kadar ayakta kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hetaireia</span>

Hetaireia ya da Hetaeria, Bizans İmparatorluğu döneminde bir muhafız birliği için kullanılan terim. "Bölük" anlamına gelir, antik Makedon muhafız atlı birliği ve Antik Yunanistan aristokratlarının katıldığı Sempozyum yansımasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mesazon</span> Bizans İmparatorluğunun başbakanı olarak hareket eden yüksek makam

Mesazōn Bizans imparatoru'nun başbakanı ve baş yardımcısı olarak hareket eden Bizans İmparatorluğu'nun son yüzyıllarında yüksek bir makam ve görevlisi.

John F. Haldon Britanyalı tarihçi ve Shelby Cullom Davis'in 30 Avrupa Tarihi Profesörü, Bizans Tarihi ve Yunanistan Araştırmaları Profesörü ve aynı zamanda Princeton Üniversitesi Mossavar-Rahmani İran ve Basra Körfezi Çalışmaları Merkezi Direktörüdür.

Barbarlar Bürosu, Roma İmparatorluğu/Bizans İmparatorluğu'nda bir hükûmet departmanıdır. İlk olarak beşinci yüzyılın Latince: Notitia Dignitatum dokümanında kaydedilmiştir ve Latince: magister officiorum kontrolündeydi.Latince: Notitia, Ya Latince: agentes in rebus mevcut birliklerinden ya da diğer bürolardan gelen dört sekreterin, Doğu İmparatorluğu'nun dört büyük idari bölümünün her biri için atandığını kaydeder. Bunlar, "Barbarlar" ile ilgili herhangi bir konu için protokol ve kayıt tutma konuları ile uğraşırlardı. Barbar devletlerinden ziyaret misyonları için çeviri hizmetlerinde de rol oynamış olabilirler. J. B. Bury, ofisin Konstantinopolis'i ziyaret eden tüm yabancılara nezaret yaptığına ve Logothetis tu dromu denetimi altında olduğuna inanıyordu.

y. 970'ten 1018'e kadar, Birinci Bulgar İmparatorluğu ile Bizans İmparatorluğu arasındaki bir dizi çatışmadır, Bulgaristan'ın Bizanslılar tarafından kademeli olarak yeniden fethedilmesine yol açtı ve böylece 7. yüzyıl Slav istilalarından bu yana ilk kez tüm Balkan yarımadası üzerindeki kontrolünü yeniden kurdu. Mücadele, Rus-Bizans Savaşı'ndan (970-971) sonra doğu Bulgaristan'ın birleşmesiyle başladı. Bulgar direnişi, 1018'de Bizans egemenliğine girinceye kadar, Bulgar İmparatorluğu'nun fethedilmemiş batı bölgelerinde bulunan Cometopuli kardeşler tarafından yönetildi.

<span class="mw-page-title-main">Svyatoslav'ın Bulgaristan'ı istilası</span>

Svyatoslav'ın Bulgaristan'ı istilası, Doğu Balkanlar'da 967/968'de başlayan ve 971'de biten bir çatışmaya atıfta bulunur ve Kiev Rusları, Bulgaristan ve Bizans İmparatorluğu'nu ilgilendirir. Bizanslılar, Rus hükümdarı Sviatoslav'ı Bulgaristan'a saldırmaya teşvik ederek, Bulgar güçlerinin yenilgisine ve ülkenin kuzey ve kuzeydoğusunun sonraki iki yıl boyunca Ruslar tarafından işgal edilmesine yol açtı. Müttefikler daha sonra birbirlerine döndü ve ardından gelen askeri çatışma Bizans zaferiyle sonuçlandı. Ruslar çekildi ve doğu Bulgaristan Bizans İmparatorluğu'na dahil edildi.

<span class="mw-page-title-main">Bizans bürokrasi ve aristokrasisi</span> Bizans İmparatorluğu hükûmeti

Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'ndan miras kalan karmaşık bir aristokrasi ve bürokrasi sistemine sahipti. Hiyerarşinin zirvesinde imparator duruyordu; ancak "Bizans bir cumhuriyetçi mutlak monarşiydi ve ilahi haklara sahip bir monarşi değildi". İmparatorluk verasetiyle ilgili yazılı yasalar yoktu ve Roma Cumhuriyeti hiçbir zaman resmen kaldırılmadı, bu nedenle İmparator, hem Senato (Synkletos) hem de Ordu tarafından resmi olarak seçilmeliydi. Gerçekte, Senato yetkisi zamanla ciddi şekilde kısıtlandı ve Ordu pratikte seçim konusunda tekel konumuna geçti. Ayrıca, yarı cumhuriyetçi bir varlık iken, İmparatorlar genellikle çocuklarının halefini dolaylı yollarla, örneğin onları ortak imparator olarak atamak gibi, sağlamayı başardılar. Yazılı veraset kanunlarının ve usullerinin yokluğu ve İmparatorluğun askerileştirilmiş devleti, çok sayıda darbe ve isyana yol açarak, Malazgirt yenilgisi gibi birçok feci sonuçlara yol açtı.

<span class="mw-page-title-main">Bizans İmparatorluğu'nun gerilemesi</span>

Bizans İmparatorluğu, 7. yüzyılın İslam'ın yayılışı sırasında büyük kayıplar da dahil olmak üzere, yaklaşık bin yıl boyunca birkaç büyüme ve bozulma döngüsü yaşadı.