İçeriğe atla

Bizans İmparatorluğu'ndaki Yahudilerin tarihi

Bizans imparatoru olarak resmedilern Büyük İskender, Yahudi hahamlardan oluşan delegeyi kabul ederken. 14.yy minyatür; Alexander Romance.

Bizans Yahudileri, genelde Romanyotların oluşturduğu Bizans İmparatorluğu'nda yaşayan Yahudilerdir. Bizans İmparatorluğu kurulmadan önce bu topraklarda bulunan Yahudiler zamanla ya başka ülkelere göç etmiş ya da yerlerinde kalan Yahudiler 13. yüzyıldan sonra Osmanlı tebaasına girmiştir. Romanyotlar ise zamanla diğer Yahudi mezhepleri içinde asimile olmuştur.

Bizans ve Hristiyanlık öncesi

Ege bölgesinden çıkan kalıntılardan anlaşıldığına göre, MÖ 4. yüzyılda bu bölgede Yahudilerin yaşadığına dair bilgi ve belgeler bulunmaktadır.[1] Josephus, Aristo'nun Anadolu'ya düzenlediği gezilerde Yahudilere rastladığını anlatır.[2] I. Selevkos Nikator (MÖ 312-280) başta Antakya olmak üzere Anadolu'daki çeşitli kentlerde Yahudilere belli başlı bazı haklar tanımıştır.[3] I. Nikator'un torunu II. Antiohus (MÖ 260-246) Efes'i işgal ettiğinde buradaki Yahudilere geniş haklar vermiştir.[4] Ödemiş yakınlarındaki Hypaepa harabelerinden çıkan MÖ 3. veya 2. yüzyıla ait kitabede "Genç Yahudilerin Sunusu" yazısı mevcuttur.[5] MÖ 132'de Suriye Kralı'na karşı mücadele için Roma'dan yardım istemek için yola çıkan Filistinli Yahudi grup, Bergama'da organize bir Yahudi cemaatine rastlamıştır.[6] Filozof Philon (MÖ 20-MS 50) MÖ 79'da Bursa'da var olan bir Yahudi cemaatinden bahseder.[7] MÖ 59'da, Senato önünde vaaz veren Cicero, söylevinde Dinar, Edremit ve Bergama'daki Yahudi cemaatlerin mevcudiyetinden bahseder.[8] Ayrıca, Roma İmparatorluğu döneminde Aydın'da da bir Yahudi cemaati bulunduğu bilinmektedir.[9][10] Erdemit'tekilerin yanı sıra Denizli'de bulunan Yahudi cemaatinin Kudüs Tapınağı'na katkı parası gönderdikleri bilinmektedir.[11]

Hristiyanlığın Anadolu'da ilk yılları

1. yüzyıla ait Konya'da bulunan mezartaşlarının üzerindeki Yahudi isimleri bu şehirde bir Yahudi cemaatinin varlığını belgelemektedir.[12] Doğu Karadeniz bölgesinde bulunan Pontus Krallığı'nda milattan sonra dahi Yahudilerin yaşadığı İncil'in I. Petrus bölümünde belirtilmektedir.[13] 259'da, Pers Kralı I. Sapor, Kayseri'yi fethettiğinde kendisine karşı savaşan 12.000 Romalı Yahudiyi öldürmüştü.[14] Fethiye'de keşfedilen 4-5. yüzyıla ait bir lahitteki yazılar, bu şehirde Yahudilerin yaşadığına işaret eder.[15] Tarsus'ta da organize bir Yahudi cemaati ve bir de sinagog mevcuttu.[16] Ankara'da 5. yüzyılda birçok Yahudi'nin Hristiyanlığa geçmesi, bu şehirde Yahudilerin yaşadığına işarettir.[17] 6. yüzyılda Adana'da organize bir Yahudi cemaati mevcuttu,[16] bunun yanı sıra Bodrum'da bulunan ve üzerinde İbranice yazılar bulunan mezartaşlarından, burada da Yahudilerin yaşadığı anlaşılmaktadır.[18] Bursa'da 9. yüzyıla ait, üzerinde İbranice yazılar bulunan kalıntılar bulunmuştur.[19]

Bizans kurulurken

Hristiyan askerlerin desteğiyle 306 yılında imparator olan I. Konstantin, başkenti Bizantion olarak seçip şehre kendi adını verip Konstantinapol yaptı. Şehirde bulduğu ve eskiden beri var olan Yahudi cemaatine karşı başlangıçta hoşgörüyle yaklaştı.[20] Yeni sinagoglar inşa etmeme ve vergi karşılığında, Yahudilerin halihazırda var olan sinagoglarının devam etmesine izin verdi.[21] Ancak, on yıl gibi kısa bir süre içinde[22] papazların etki ve baskılarıyla imparator, Yahudilere karşı olan tutumunu sertleştirdi.[21] Babasının ölümünün ardından tahta geçen II. Konstantin, babasının Yahudilere karşı olan sert tavrını benimseyip yeni yasalar çıkardı. "Yahudilerin Yahudi olmayan esirler edinmesi, esirlerin sünneti, Hristiyanlarla evlenme, Musevi dinine geçme vb. çoğu kez ölümle cezalandırılan" kanunları yürürlüğe soktu.[22] 361'de tahta geçen Konstantin'in yeğeni Julian, Hristiyanlıktan nefret ettiği için paganizme döndü ve Yahudilere getirilen kısıtlamaları kaldırdı.[22] Julian'ın Yahudilere karşı iyi davranmasının sebebi, onlara karşı bir sempati duyması değil, Hristiyanlığa karşı duyduğu antipatiydi.[23]

Bizans dönemi

395 yılında kurulan Bizans İmparatorluğu'nun ilk kralı Arcadius'tu. Arcadius döneminde Yahudiler adına kayda değer ender olaylardan biri, Samuel kitabının yazarı olan Kahin Samuel'in kemiklerinin Kudüs'ten Konstantinapol'e getirilmesidir.[24]

II. Theodosius dönemi ise Yahudiler adına istikrarsızlıklarla doludur. Yahudilere karşı iyi duygular beslemesine rağmen psikopozların baskısıyla, tahta çıktığı gün ilk icraatı "kutlama törenlerinde haç yakılıp Hrsitiyanlara hakaret edildiği iftirası ve bahanesiyle Purim bayramının kutlanmasının yasaklanması" oldu.[25] 415 yılında ise yeni sinagog yapımının yasaklanması ve mevcut olanların yıkılması emri verildi; aynı yıl son Nasi (Başkan) Gamaliel'in görevine son verildi.[26] 423 yılında ise Yahudilik için "Hristiyanlığı rahatsız etmemek kaydıyla taviz verilebilir bir din" olarak ilan eden Theodosius, yıkılan sinagogların yerine yenilerinin inşa edilmesine izin verip, Şabat'a saygı duyulmasını buyurdu.[27] Aynı yıl içinde Yahudileri "Roma Yasalarının düşmanı" ilan eden imparator, Yahudi ibadetleri ile sinagog inşasını yasakladı ve sakıncalı olanların yıkılması emrini verdi.[28] Yahudiler evlerinden kovulup, zamanında şehir dışı olan Haliç'in kuzeyindeki Galata bölgesine yerleştirildiler.[29]

Yahudilere karşı sert tavırlarıyla bilinen I. Justinianus 527'de tahta çıktıktan beş yıl sonra Yahudilerin Hristiyanlara karşı mahkemelerde şahitlik yapabileceğini bildirdi.[30] Yahudiler arasında, Tevrat'ın hangi dille okunacağı hususunda anlaşmazlık çıktı; Rumca konuşan ve İbranice bilmeyen Yahudiler Tevrat'ın Rumca okunmasını isterken, Tevrat'ın İbranice okunmasının gerekliliğine inanan hahamlar buna şiddetle karşı çıktı. Duruma el koyan Justinianus, Tevrat'ı isteyen istediği dilde okuyabilceğini fakat Rumca okunması takdirde Septante ve Aquila metinlerinin okunabileceğine hüküm kıldı.[30] Mişna ve Talmud'u yasaklayan Justinianus, eskiden var olan Yahudilik haklarını tamamen ortadan kaldırmaya çalıştı.[31] Pesah bayramının ise sadece Hristiyanların Paskalya bayramı bittikten sonra kutlanmasına izin verdi.[23]

602 yılında tahta geçen Phocas, Yeşiller ve Maviler[dn 1] arasında çıkan kargaşada, iki grup içinde de Yahudilerin bulunduğu gerekçesiyle kargaşanın sorumlularının Yahudiler olduğunu ve bu nedenle Yahudilerin öldürülmelerini emretti; direniş karşısında fikrini değiştiren Phocas, Yahudilerin vaftiz edilmesine karar verdi.[32]

692 yılında, II. Justinianos tarafından getirilen Yahudilere karşı kısıtlamalar içinde Yahudiler ile Hristiyanların aynı hamamlarda yıkanmama kuralı bulunmaktaydı.[33]

İkonoklast hareketin öncüsü olan III. Leon, 721/722 yılında Yahudilerin vaftiz edilmesini emredip[34] 723'te Tefilin dualarının okunmasını ve Şabat'ı kutlamayı yasakladı.[35] 843'ten sonra ikonlara tapma eğilimi tekrar başlayıp Yahudi karşıtı kanunlar şiddetlendi.[36]

I. Basileios (867-886), Hristiyanlığa geçen Yahudileri ömür boyu ödüllendireceği ve vergiden muaf tutacağını vadedince birçok Yahudi, inançtan ziyade çıkar sebebiyle, yeni dinlerini kabul etti.[37] Hükümdarın akli dengesi bozuk olan kızını tedavi etmeyi başaran hekim Sefatya ben Amittay şerefine, beş cemaat yok edilmekten kurtuldu.[37] Basil'den sonra başa geçen VI. Leon ise Yahudilerin ata dinlerine dönmelerine izin verdi[36]

I. Romanos'un koyduğu aşırı kısıtlamalar yüzünden Yahudilerin bir kısmı 944 yılında Hazarlara sığındı.[38]

1170 yılında İstanbul'i ziyaret eden ünlü Yahudi seyyah Tudelalı Benjamin, şunları aktarmaktadır:

"[Yahudilerin] şehrin dışında Haliç'in kuzeyinde Pera denilen bir semtte oturduklarını, yaklaşık 2000 Rabinik Musevi ile yaklaşık 500 Karay bulunduğunu, kralın doktoru Mısırlı Salomon'dan başka hiçbir Yahudi'nin ata binme izni olmayıp şiddetli baskı altında inlediklerini, Rumların Yahudileri sokakta dövüp zalimce davrandıklarını, vs..."[39]

1203 yılında Haçlılar Yahudilerin oturduğu Pera semtini kılıçtan geçirdi.[40] 1261'de Yahudi liderleri bir araya toplayarak hukuki durumlarının düzeltileceği sözü veren VIII. Mihail, Yahudilerin dinlerini serbestçe uygulamasına karar verdi.[41] 1347 yılında patlak veren veba salgınında çaresiz kalan V. İoannis ve VI. İoannis, bu beladan sorumlu tuttukları Yahudileri öldürmeye başladılar.[42]

Ortaçağ sonu

İkamet bölgeleri

4. ve 5. yüzyıllarda Yahudilerin Halkoprateia (Bakırcılar) bölgesine oturdukları ve 318 yılından beri burada bir sinagogun mevcut olduğu bilinmektedir.[43] Teodosius, Yahudilerin şehir merkezinde yaşamalarını yasaklamış, onları Haliç'in kuzey sahilinde, Galata sırtlarında Stenum, (veya Staour, Stanyere) diye anılan bölgede oturmaya zorlamıştır.[29]

9. yüzyıldan itibaren Yahudiler Haliç'in güneyinde, özellikle Bahçekapı ile Ayasofya arasında kalan bölgede ikamet etmekteydiler.[44] Mahallenin surlarından denize doğru çıkış kapısı olan Pota Iudece (Yahudi Kapısı)'nin Yeni Cami civarında olduğuna inanılır.[45]

11. yüzyılın ikinci yarısında Yahudiler, resmi makamlarca şehir dışında bulunan Galata-Pera'ya nakledildiler.[44] İkinci Haçlı Seferi İstanbul'dan geçmeye karar verince I. Manuil Hasköy'deki Yahudi mahallesine saklandı.[46]

1261'den itibaren Pegai (Kasımpaşa)'nin, Yahudilerin yaşadığı muhit olarak görülmektedir.[47] 1275'ten 1453'e kadar Yahudiler özellikle Haliç'in güneyinde Marmara sahillerine yakın bir bölgede, Langa'da oturmaktaydı.[47]

İstanbul'un fethini bizzat yaşayan tarihçi Nicolo Barbaro, fethi anlatan eserinde Sultan'ın Kabataş önünde demirli bulunan donanmasını Haliç'e, Yahudi mahallesinin önündeki surların karşısına indirdiğini ve leventlerini, Guidecca (Yahudi mahallesi) sahilinde kıyıya çıkardığını nakletmektedir.[48]

Ortaköy Singogu ile ilgili 12 Kasım 1825 tarihli fermanda, Bizans'ın son günlerinde Boğaziçi kıyılarında da, en azından Ortaköy yöresinde Yahudilerin oturduğu sonucuna varılmaktadır.[49]

Meslekler

Coğrafi avantajıyla transit liman olan Bizans kenti, Çin, Hindistan ve İran'dan gelen ürünlerin dağıtım merkeziydi. Yahudiler, armatörlüğün yanı sıra ipek ticaretiyle de uğtaşmaktaydı.[50] Dut ağacı yetiştirmeyi başaran Yahudiler, 6. yüzyılda Çin'den getirdikleri ipekböceği yumurtalarından Çin ipeğini aratmayacak derecede ipek üretmeye başlamıştı.[49] Yine aynı asırda Yahudiler, kumaş boyama endüstrisinin liderlerindendi.[50]

El sanatlarıyla uğraşan Yahudiler, bakır eşya işleme, marangozluk, şişirme cam ve deri işlemede ön plana çıktılar.[50] 11 ve 12. yüzyıllarda Yahudilere cellatlık görevi verildi.[50] Serbest mesleklere gelince, avukatlık Justinianus tarafından Yahudilere yasaklanmıştı.[50] Kilisenin beyanlarına rağmen Yahudiler arasında ünlü hekimler yetişmiş ve zaman zaman Saray'da baş yeri işgal etmişlerdir.[dn 2]

Lisan

Genel olarak diasporadaki Yahudiler içinde bulundukları ülkenin dilini konuşurlar. Bizans İmparatorluğu'nda İbranice hiçbir zaman yasaklanmamış olmasına rağmen sadece ayin dili olarak kullanılmış ve günlük hayatta, başta İstanbul'da olmak üzere Rumca kullanılmıştır.[51] 1492'de Sefaradların Osmanlı'ya varmasından sonra Rumca Ladino dilini etkilemiş ve bazı Rumca kelimeler Ladino'ya girmiştir.[52][dn 3]

Dip notlar

  1. ^ Başlangıçta Hipodrom'da yapılan at ve araba yarışlarına katılan iki rakip grubu simgeleyen Yeşiller ve Maviler daha sonraları İmparatorluğun kaderine tesir edecek derecede siyasi önem kazandılar.
  2. ^ I. Manuel'in hekimi Mısırlı Salomon gibi.
  3. ^ Avramila (erik), Papu (dede), Eskulariça (küpe), Pita (pide), Nikoçira (hamarat ev kadını), Karidi (ceviz), Politi (vatandaş), Polikar (yiğit), Piron (çatal) vs.

Kaynakça

  1. ^ Naim A. Güleryüz 2012, s.1
  2. ^ Flavius, CA, 1-176
  3. ^ Flavius, Antiq, 12-119
  4. ^ Flavius, Antiq, 12-125.7
  5. ^ Salomon Reinach, REJ
  6. ^ J. Hatzfeld, REJ
  7. ^ Moshe Sevilla-Sharon, s.4
  8. ^ Moshe Sevilla-Sharon, s.101
  9. ^ Jean Juster, Vol.I, s.238
  10. ^ Galante 1986, C.4, s.88
  11. ^ Naim A. Güleryüz 2012, s.4
  12. ^ Galante 1986, C.4, s.259
  13. ^ "İncil - I. Petrus 1:1". 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2012. 
  14. ^ Galante 1986, C.4, s.257
  15. ^ Galante 1986, C.4, s.151
  16. ^ a b Galante 1986, C.4, s.269
  17. ^ William Mitchell Ramsay, Bölüm 2, s.525
  18. ^ Theodor Reinach 1901, s.1
  19. ^ Galante 1986, C.4, s.157
  20. ^ Naim A. Güleryüz 2012, s.6
  21. ^ a b Galante 1940, s.8
  22. ^ a b c Naim A. Güleryüz 2012, s.7
  23. ^ a b Galante 1940, s.9
  24. ^ Charles le Beau 1752-1817 s.310
  25. ^ Naim A. Güleryüz 2012, s.8
  26. ^ Galante 1940 s.10
  27. ^ Samuel Krauss 1902, s.46
  28. ^ Charles Le Beau 1752-1817, Vol.VI, s.110
  29. ^ a b Charles du Fresne 1680, s.167
  30. ^ a b Naim A. Güleryüz 2012, s.9
  31. ^ Charles Le Beau 1752-1817, Vol.IX, s.279
  32. ^ Andrew Sharf 1971, s.46
  33. ^ Andrew Sharf 1971, s.56
  34. ^ Andrew Sharf 1971, s.61
  35. ^ Samuel Krauss 1902, s.72
  36. ^ a b Naim A. Güleryüz 2012, s.13
  37. ^ a b Galante 1940, s.18
  38. ^ Andrew Sharf 1971, s.45
  39. ^ Moshe Sevilla-Sharon 1982, s.105
  40. ^ Geoffroi de Ville Hardouin 1882, s.89
  41. ^ Samuel Krauss 1902, s.54
  42. ^ Galante 1940, s.22
  43. ^ Naim A. Güleryüz 2012, s.15
  44. ^ a b Naim A. Güleryüz 2012, s.16
  45. ^ Kristof Buedelmonte 1420, s.917-918
  46. ^ Galante 1940, s.23
  47. ^ a b Naim A. Güleryüz 2012, s.17
  48. ^ Nicolo Barbaro 1969
  49. ^ a b Galante 1940, s.51
  50. ^ a b c d e Naim A. Güleryüz 2012, s.18
  51. ^ Naim A. Güleryüz 2012, s.19
  52. ^ M. Franco 1897, s.23-24

Bibliyografi

  • Nicolo Barbaro, Giornale dell'assedio di Contantinople. İngilizce çeviri: Diary of the Siege of Constantinople, çev: J.R. Melville Jones, Exposition Press, New York, 1969
  • Kristof Buedelmonte, Liber Insularum Archipelegi, EJ, Vol.5, 1420
  • Josephus Flavius, Antiquitatum Iudaciarum ("Jewish Antiquities")
  • Josephus Flavius, Contra Apionem ("Against Apion")
  • M. Franco, Essai sur l'Histoire des Israelites de l'Empire Ottoman, Depuis les origines jusqu a nos jours, Librairie A. Dublacher, Paris, 1897
  • Charles du Fresne, Histoire Byzantine Vol.II, Paris, 1680
  • Abraham Galante, Les Juifs de Constantinople sous Byzance, Imprimerie Babok, İstanbul, 1940
  • Abraham Galante, Histoire des Juifs de Turquie, 9 Cilt, İsis Yayıncılık, İstanbul, 1986
  • Naim A. Güleryüz, Bizans'tan 20. Yüzyıla - Türk Yahudileri, Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A.Ş., İstanbul, Ocak 2012; ISBN 978-9944-994-54-5
  • J. Hatzfeld, "Une ambassade juive a Pergame", REJ, T.53, Paris, 1907
  • Geoffroi de Ville Hardouin, Conquete de Constantinaople, Paris, 1882
  • Jean Juster, Les juifs dans l'Empire Romain, P. Gauthner, Paris, 1914, I-145
  • Samuel Krauss, Antioch, REJ, T.45, Paris, 1902
  • Charles Le Beau, Histoire du Bas-Empire, commençant a Constantin-Le-Grand, 22 Cilt, Paris, 1752-1917
  • William Mitchell Ramsay, The Cities ad Bishopries of Phyrgia: Being an Essay of the Local History of Phrygia from the Earliest Times to the Turkish Conquest, Oxford, 1895
  • Salomon Reinach, "Les Juifs d'Hypaepa", REJ, T.10, Paris, 1885
  • Theodor Reinach, "La Pierre de Myndos", REJ, T.42, Paris, 1901
  • Moshe Sevilla-Sharon, Türkiye Yahudileri - Tarihsel Bakış, Kudüs, 1982
  • Andrew Sharf, Byzantine Jewry from Justinian to the 4th Crusade, Routledge & Kegan Paul, London, 1971

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sinagog</span> Musevi ibadethanesi

Sinagog veya havra, Yahudilik inancına inanan Yahudi ve Samirilerin ibadet etmek için gittikleri ibadethane.

<span class="mw-page-title-main">Avram Galanti Bodrumlu</span>

Avram Galanti veya Abraham Galante, Türk eğitimci, siyaset adamıdır. Soyadı Kanunu ile "Bodrumlu" soyadını almıştır.

Ester Handali ya da Ester Kira önce Hürrem Sultan'ın sonra da Nurbanu Sultan'nın kirası olan Yahudi bir kadındı. Bu sultanların saray dışı meselelerini ve sultanlara mücevher sağlama işini üstlenmiştir. Ebelik konusundaki uzmanlığı sayesinde Kanuni Sultan Süleyman döneminde hareme kabul edilmeye başlandı.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Yahudilik</span> Türkiyedeki Yahudilerin tarihi

Türkiye'deki Yahudilerin tarihi, Yahudilerin Anadolu'da bulundukları yaklaşık 2400 yılı kapsar. Anadolu'da en az MÖ beşinci yüzyıldan beri Yahudi toplulukları bulunuyordu ve Elhamra Kararnamesi ile 15. yüzyılın sonlarına doğru İspanya'dan sürülen İspanya ve Portekiz Yahudilerinin birçoğu Osmanlı İmparatorluğu'na kabul edildiler ve Osmanlı Yahudilerinin çoğunluğunu oluşturdular. Bugün Türkiye Yahudilerinin büyük çoğunluğu İsrail'de yaşarken günümüz Türkiye'si, yaklaşık 14 bin kişilik bir Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul'daki sinagoglar listesi</span> Vikimedya liste maddesi

İstanbul'daki sinagoglar, ilk olarak Bizans döneminde şehre gelen Musevilerin dinî gereksinimleri için kurdukları ibadethanelerdir. Kayıtlarda, İstanbul'da ilk sinagoğun MS 318 yılında, bakırcılıkla uğraşan Musevilerin yoğun olarak yaşadığı Halkopratia semtinde inşa edildiği geçmektedir. Bu sinagog, II. Theodosius döneminde kiliseye çevrilse de, şehrin çeşitli noktalarında sinagoglar her dönemde varlığını sürdürmüştür. İstanbul'un 1453 yılında Türkler tarafından ele geçirilmesinin ardından da, Museviler İstanbul'daki varlıklarını sürdürmüşlerdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun 1492 yılında İspanya'dan sürgün edilen Musevilere sığınma hakkı vermesiyle, Osmanlı topraklarındaki Musevi nüfusu büyük oranda artmıştır. Türkiye'de cumhuriyet ilan edildikten sonra, ülkenin dört bir yanındaki pek çok Musevi, İstanbul'a yerleşmiştir.

Şulhan Aruh, Musevi hukukunda uyulması gereken bir kural veya yazılı bir katalogdur.

<span class="mw-page-title-main">Zülfaris Sinagogu</span>

Zülfaris Sinagogu, İstanbul'da Beyoğlu ilçesinin Galata semtinde bulunan bir sinagog. 1671 tarihinde mevcut olduğu bilinmektedir. Ancak bugünkü bina eski temeller üzerinde, muhtemelen 19. yüzyıl başında, tekrar inşa edilmişti. Çeşitli zamanlarda yapılan restorasyon çalışmalarıyla, günümüze kadar güzelliğini koruyan Zülfaris Sinagogu, Kamhi Ailesinin maddi katkıları ve tarihçi, yazar ve küratör olan Naim Güleryüz'ün öneri ve tasarımıyla 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, olarak 25 Kasım 2001'de açılarak hizmete girmiştir.

Karaim ya da Karayit bir Yahudi mezhebidir. Karaim terimi İbranice Ba'alei ha-Mikra eşanlamı ile bilinir. Karaimler, Yahudilerin ana din kitabı olan Tora Yazıtları'ndan başka bir kaynak tanımaz, sözel kuralları kendi inancı için bağlayıcı bulmazlar. Yahudiliğin diğer kutsal kitabı olan, ancak sözel gelenek ve kuralların bir derlemesini oluşturan Talmud, Karaimlerce tanınmamaktadır. Tek kaynakları Tevrat olduğundan bazı dinî bayramları farklı biçimde kutlarlar. Bir takım dinî gelenek ve göreneklere özellikle uymadıklarını belirtmelerinden dolayı diğer Yahudilerce ayrıksı bir mezhep olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">Balat, Fatih</span> Fatih, İstanbul, Türkiyede mahalle

Balat, İstanbul'un Avrupa Yakası'da Fatih ilçesinde, Haliç kıyısında, Ayvansaray ile Fener semtleri arasında yer alan bir semttir. Balat adı, Rumca saray anlamına gelen palation kelimesinden gelmektedir; surlardaki Blaherna Sarayı'na yakınlığından ötürü semte bu isim verilmiştir.

Türkiye Hahambaşıları listesi 1453 yılındaki İstanbul'un fethinden günümüzden bu yana İstanbul'da görev yapan Türkiye Hahambaşılarının listesidir:

<span class="mw-page-title-main">İtalya Yahudileri</span>

İtalya Yahudileri genel anlamda İtalya'da yaşayan Yahudilere daha özele inildiğinde ise Roma İmparatorluğu'ndan bu yana bölgede varlığını sürdüren Sefarad ve Aşkenaz olmayan Yahudilere denir.

<span class="mw-page-title-main">Pletzl</span> Pariste mahalle

Pletzl Paris'in 4. arrondissement'inde bulunan Yahudi çeyreğidir. Place Saint-Paul ve çevresine, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında göçmenlerle artan Yahudi nüfusu sebebiyle Yidiş dilinde "küçük yer" anlamına gelen gayri resmi bir isim olan Pletzl denir. 13. yüzyılda evlerinden kovulan Parisli Yahudiler Le Marais'e yerleştiler. Zaman içinde Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika'dan gelen göçlerle cemaat mozaikleşip kültürel açıdan zenginleşti. Bölgedeki sinagoglar, kasap dükkânları, Yahudi şarküterileri ve falafel dükkânları yerel halkın sosyal ve kültürel dokusunu karakterize eder.

<span class="mw-page-title-main">Bulgaristan'daki Yahudilerin tarihi</span>

Bulgaristan'daki Yahudilerin tarihi MÖ 2. yüzyıla kadar uzanır. Bu zamandan beri her zaman bir Yahudi nüfusu olan Bulgaristan'da Yahudilerin Bulgaristan tarihinde antik çağlardan Orta Çağa ve bugüne kadar önemli rolleri bulunur.

<span class="mw-page-title-main">500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi</span> İstanbulda müze

500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi, 500. Yıl Vakfı tarafından topluma Türk Yahudilerinin gelenekleri ve tarihi açısından bilgi sunmak amaçlı kurulmustur. 25 Kasım 2001'de açılmıştır. 500. Yıl Vakfı 1989'da 113 Yahudi ve Müslümandan oluşan Türk vatandaşları tarafından Sefaradların 500 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu'na gelişini kutlamak için kuruldu. Müze fikri, müzenin ilk küratörü olan Naim Güleryüz tarafından ortaya atıldı ve Kamhi ailesinin maddi destekleriyle açıldı.

Suriye'deki Yahudileri, ilk çağlardan beri Suriye'de yaşayan Yahudiler ile 1492'de İspanya'dan kovulan Sefaradlar oluşturur. Halep, Şam ve Kamışlı'da asırlar boyunca büyük Yahudi cemaatleri var olmuştur. 20. yüzyılın başlarında Suriye Yahudilerinin büyük bir yüzdesi ABD, Orta ve Güney Amerika ve İsrail'e göç etti. Bugün Suriye'de çok az Yahudi yaşamaktadır. Suriye Yahudilerinin oluşturduğu en büyük cemaat 75.000 kişilik nüfusuyla Brooklyn, New York'tadır.

<span class="mw-page-title-main">Sardes Sinagogu</span>

Sardes Sinagogu, Türkiye'nin Manisa ilinde bulunan bir sinagogdur. Sardes, MÖ 133'te Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olana kadar birçok yabancı hakimiyetin altına girdi. Şehir, Roma eyaleti olan Lidya'nın idari merkezi haline geldi. MS 17 yılında gerçekleşen yıkıcı depremin ardından Sardes yeniden inşa edildi ve Roma hakimiyeti altında varlıklı bir yaşam sürdürdü.

Jozef Hamon, 1450'lerde Granada'da doğdu. Her ne kadar Carmoly, Josef'in İtalya'da doğduğunu iddia etse de İmmanuel Aboab, Josef'in Endülüslü olduğuna emindir.

<span class="mw-page-title-main">Yosef Karo</span>

Yosef Karo veya Yosef ben Efraim Karo'nun, 1488'de İspanya'nın Toledo şehrinde doğduğuna inanılmaktadır. Bir varsayıma göre ailesi Elhamra Kararnamesi'nin ardından Portekiz'e kaçmasıyla bu ülkede doğmuştur. 1497'te Portekiz'den gelen Yahudi göçmenlerle birlikte İstanbul'a gelen Karo, bir süre Niğbolu, Selanik ve Edirne'de de yaşamıştır. 1575'te Safed'te öldü.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Yahudilerin tarihi</span>

Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Yahudilerin tarihi, Osmanlı topraklarında var olan Yahudilerin tarihidir.

1841 İzmir Yangını 29 Temmuz 1841 tarihinde İzmir'de oluşan bir yangın. Daha çok Türk ve Yahudi mahallelerinde etkili oldu ve şehrin yaklaşık üçte ikisi ve on bin civarında ev ve dükkân yandı. Yangından birkaç gün sonra İzmir'e uğrayan Blanqui durumu şöyle bildiriyor, "İzmir birkaç gün önce evlerinin üçte ikisini yok eden korkunç bir yangınla tahrip olmuştu. Bizim girdiğimiz ilk mahalleler bir kül yığınından ibaretti". Bu yangın İzmir Yahudi mahallesinin büyük kısmını yok etti. Yerli bir Fransız gazetesine göre yüzlerce Yahudi evi, 7 sinagog ve birer Yahudi kütüphane ve hastane yandı. Sonradan Avrupa Yahudileri İzmir Yahudilerine yardım gönderdiler.