Rönesans, Orta Çağ ve Reform arasındaki tarihsel dönem olarak bilinir. 15 - 16. yüzyıl İtalya'sında batı ile klasik İlk Çağ arasında güzel sanatlar, bilim, felsefe ve mimarlıkta bağın tekrar kurulmasını sağlayan, Antik Yunan filozoflarının ve bilim insanlarının çalışmalarının çeviri yoluyla alındığı, deneysel düşüncenin canlandığı, insan yaşamı (hümanizm) üzerine yoğunlaşıldığı, matbaanın icat edilmesiyle bilginin geniş kitlelerle paylaşımının arttığı ve kökten değişimlerin yaşandığı bir dönemdir.
Müzik, geçmiş ve şimdiki bilinen her kültür ve dinde zaman ve mekânlar arasında büyük çeşitlilik gösterir. En izole edilmiş kabile grupları da dâhil olmak üzere dünyadaki tüm insanlar bir müzik türüne sahip olduklarından, müziğin, insanların dünyaya yayılmasından önce atalardan oluşan topluluklarda mevcut olduğu sonucuna varılabilir. Sonuç olarak, ilk müzik Afrika'da icat edilmiş ve daha sonra çeşitli çalgılar yapmak için çeşitli materyaller kullanarak insan hayatının temel bir bileşeni hâline gelmiş olabilir.
Antik Çağ felsefesi ya da Antik Çağ Yunan felsefesi, MÖ 700'lü yıllardan başlayıp M.S. 500'lü yıllara, yani Orta Çağ'a kadar uzanan tarihsel dönemdeki felsefe tarihini kapsar. Antik Yunan ve Roma kültürlerinde süregelen felsefe eğilimleri ve öğretilerinden oluşur. Klasik İlkçağ felsefesi olarak adlandırılması da söz konusudur. Bu dönem İlk Çağ felsefesinden, Yunan ve Roma kültürlerine bağlı olmalarıyla ayrıştırılır. Böylece bilgi için bilgi gibi bir felsefe geleneğine geçilmiş olduğu varsayılır; bilgi burada gündelik yaşamdaki kullanılabilirliğinin ötesinde kendi başına bir değer ya da sorundur. Bu nedenle Batı felsefesi olarak adlandırılan felsefe geleneği kendisini Antik Çağ felsefesine dayandırır. Çağdaş ya da modern denilen düşünce biçiminin ve felsefe tarzının embriyon halinde bu dönem felsefe geleneğinde ortaya konulduğu varsayılmaktadır. Antik Çağ filozofları, bilginin anlamını, doğruluğun ne olduğunu, erdemin ne anlama geldiğini, evrenin ve yaşamın anlamını sorgulamışlar ve felsefi soruları şekillendirmişlerdir.
Orta Çağ felsefesi tarihsel dönem itibarıyla ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. M.S. 2. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına-16. yüzyıl başlarına, rönesansa kadar olan dönem olarak ele alınır. Bu dönemin felsefe tarihi açısından kendine özgü özellikleri vardır. Birçok felsefe tarihi kitabında Orta Çağ'da felsefe yok sayılır ya da Orta Çağ'ın karanlık bir çağ olduğu değerlendirmesine bağlı olarak felsefenin de karanlığa gömüldüğü öne sürülür. Bunun yanı sıra Orta Çağ'da felsefenin varlığını kabul eden ve bu felsefenin özgül niteliklerini açıklayan felsefe tarihi çalışmaları da söz konusudur.
Aristotelesçilik, Platonculuğa paralel olarak, aynı zaman dönemleri içinde gelişen bir felsefi eğilimdir. Yeni bir dünya görüşü arayışı içinde rönesans felsefesinin Platon'a ve Aristoteles'e yönelmesi şaşırtıcı değildir. Her ikisi de klasik çağın en güçlü düşünürleriydi ve yapıtları bir anlamda ilk felsefeyi kurmaya yönelikti.
Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.
Bizantoloji ya da Bizantinistik, Bizans İmparatorluğu'nu tarih, kültür, din, bilim, politika ve ekonomi olmak üzere hemen hemen her alanda inceleyen bir bilim dalıdır. Bizantoloji'nin kurucusu olarak "Bizans" teriminin mucidi Alman filolog Hieronymus Wolf kabul edilir.
Bilim insanı, bilimci veya bilimadamı-bilimkadını, evrene ilişkin olgulara ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişidir. Daha sınırlı anlamda ise bilimsel yöntem kullanan bir bireydir. Kişi bilimin bir veya birden fazla alanında uzman olabilir. Bilim insanları; fiziksel, matematiksel ve sosyal alanlar da dâhil olmak üzere bilimin tüm alanlarında araştırmalar yaparlar. Onlar olaylar hakkında soru soran ve bu soruları sistematik olarak cevaplama yoluna giden insanlardır. Doğaları gereği meraklı ve iyi organize insanlardır. Diğer insanların aksine, bilim insanları bir şeyleri gözlemleme yeteneğine ve gözlemlediklerinde bir şeyler görebilme yetisine sahip olurlar.
Makedon Rönesansı, Bizans İmparatorluğu'nun (867-1056) Makedon Hanedanı dönemini bazen tanımamakta kullanılan terimdir, özellikle 10. yüzyıl bazı bilim adamlarının Klasik Bilime ilgisinin artığı bir zamandır ve klasik ögeler Hristiyan sanatına uyarlanmıştır.
Coluccio Salutati, İtalyan hümanist, edip ve Rönesans Floransa'sının en önemli politik ve kültürel figürlerdendir.
Bizans Rumları, Bizans Grekleri veya Bizans Yunanları, Geç Antik Çağ ve Orta Çağ'da Yunanca konuşan Hristiyan Romalılardır. Onlar, Bizans İmparatorluğu, Konstantinopolis ve Küçük Asya, Yunan adaları, Kıbrıs ve güney Balkanların bazı bölgelerinin ana sakinleriydi veya en büyük azınlık ya da çoğunluğu oluşturuyorlardı, Levant ve kuzey Mısır'ın kıyı kent merkezlerinde de mevcutturlar. Tarih boyunca, Bizanslı Yunanlar, kendilerini Romalılar olarak tanımlar, ancak modern tarihçilikte "Bizanslı Yunanlar" olarak adlandırılırlar.
Rönesans döneminde coğrafya, astronomi, kimya, fizik, matematik, imalat, anatomi ve mühendislikte büyük ilerlemeler olmuştur. Eski bilimsel metinlerin yeniden keşfi 1453'te Konstantinopolis'in Osmanlı hâkimiyetine girmesinden sonra ivmelendi, matbaanın icadı öğrenmeyi demokratikleştirmiş ve yeni fikirlerin daha hızlı yayılmasını sağlamıştır. Ancak, en azından ilk döneminde, bazıları Rönesansı bilimsel bir geriye dönüklük olarak görmektedir. George Sarton ve Lynn Thorndike gibi tarihçiler ilerlemenin bir süre yavaşladığını savunarak Rönesans'ın bilimi nasıl etkilediğini eleştirirler. Hümanistler, siyaset ve tarih gibi insan merkezli konuları doğa felsefesine ve uygulamalı matematikğe tercih ettiler. Diğerleri ise kayıp veya belirsiz metinlerin yeniden keşfedilmesi ve dilin incelenmesi ve metinlerin doğru okunması üzerinde artan vurgu gibi etkenlere işaret ederek Rönesans'ın olumlu etkisine odaklanmıştır.
1400-1499 dönemindeki İtalya'nın kültürel ve sanatsal olaylarına toplu olarak Quattrocento denir. İtalyan'ların 1400 yılını tanımlamak için kullandıkları 400 kelimesinin İtalyanca anlamı olan ''millequattrocento'' kelimesinden gelir. Quattrocento, Geç Orta çağ'ın, erken Rönesans'ın ve genellikle 1495 ile 1500 arasında başladığı iddia edilen Yüksek Rönesans'ın sanatsal stillerini kapsar.
Klasik mitoloji, Klasik Greko-Romen mitolojisi, Yunan ve Roma mitolojisi veya Greko-Romen mitolojisi, kültürel alımlama tarafından kullanıldıklarında veya dönüştürüldüklerinde antik Yunan ve Romalıların mitlerinin hem konusu hem de incelenmesidir. Bu mitolojiler, felsefe ve politik düşüncenin yanı sıra, daha sonraki Batı kültürü boyunca klasik antik çağın en önemli kalıntılarından birini temsil eder. Yunanca mitos kelimesi, konuşulan kelimeye veya konuşmaya atıfta bulunur, ancak aynı zamanda bir masal, hikâye veya anlatıyı da ifade eder.
Bu, Bizans bilim adamlarının ve diğer alimlerin bir listesidir.
İtalyan sanatı yüzyıllar boyunca birçok büyük hareketi etkilemiş ve ressamlar, mimarlar ve heykeltıraşlar dahil olmak üzere birçok büyük sanatçı yetiştirmiştir. Bugün İtalya, pek çok büyük sanat galerisi, müze ve sergisiyle uluslararası sanat camiasında önemli bir yer tutmaktadır. Ülkedeki başlıca sanat merkezleri arasında Roma, Floransa, Venedik, Milano, Napoli ve diğer İtalyan şehirleri bulunmaktadır. İtalya, dünya birincisi olarak bugün 55 Dünya Mirası alanına ev sahipliği yapmaktadır.
Bizans felsefesi, özellikle 8. ve 15. yüzyıllar arasında Bizans İmparatorluğu'nun filozof ve bilginlerinin kendine özgü felsefi fikirlerini ifade eder. Hristiyan bir dünya görüşü ile karakterize edilmiştir, ancak fikirleri doğrudan Platon, Aristoteles ve Neo-Platoncuların Yunan metinlerinden alınan bir dünya görüşüydü.
Bizans tıbbı, Bizans İmparatorluğu'nun yaklaşık MS 400 ile MS 1453 arası yaygın tıbbi uygulamalarını kapsar. Bizans tıbbı, Greko-Romen öncülleri tarafından geliştirilen bilgi temeli üzerine inşa edilmesiyle dikkate değerdir. Bizans tıbbı, antik çağlardan kalma tıbbi uygulamaları koruyarak İslam tıbbını etkiledi ve Rönesans döneminde Batı'nın tıbbın yeniden doğuşunu destekledi.
Manuel Chrysoloras, Bizanslı bir Yunan klasik bilim adamı, hümanist, filozof, profesör ve Rönesans döneminde eski Yunanca metinlerin çevirmeniydi. Orta Çağ İtalya'sında Bizans imparatoru II. Manuel için elçi olarak görev yaparken, Venedik ve Floransa Cumhuriyetlerinde Yunan edebiyatı ve tarihinin ünlü bir öğretmeni oldu ve bugün o geniş ölçüde, Geç Ortaçağ'da Batı Avrupa için Antik Yunan edebiyatına girişin bir öncüsü olarak kabul edilir.
Rönesans sanatı, felsefe, edebiyat, müzik, bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmelere paralel olarak MS 1400 civarında İtalya'da ayrı bir üslup olarak ortaya çıkan, Avrupa tarihinin Rönesans olarak bilinen dönemine ait resim, heykel ve süsleme sanatlarıdır. Rönesans sanatı, antik geleneklerin en soylusu olarak algılanan Klasik Antik Çağ sanatını temel olarak aldı, ancak Kuzey Avrupa sanatındaki son gelişmeleri özümseyerek ve çağdaş bilimsel bilgiyi uygulayarak bu geleneği dönüştürdü. Rönesans hümanist felsefesiyle birlikte Avrupa'ya yayılmış, yeni teknikler ve yeni sanatsal duyarlılıkların gelişmesiyle hem sanatçıları hem de müşterilerini etkilemiştir. Sanat tarihçileri için Rönesans sanatı, Avrupa'nın Orta Çağ'dan Erken Modern Çağ'a geçişini işaret eder.