
Ekoloji ya da doğa bilimi, canlıların hem kendi aralarında hem de fiziksel çevreleri ile olan ilişkileri inceleyen bilim dalıdır. Ekoloji canlıları birey, popülasyon, komünite, ekosistem ve biyosfer düzeylerinde inceler. Ekoloji çok yakından ilişkili olduğu biyocoğrafya, evrimsel biyoloji, genetik, etoloji ve doğa tarihi dallarıyla örtüşür. Ekoloji, biyoloji biliminin bir dalıdır.

Güney Afrika Cumhuriyeti ya da daha yaygın kullanımı ile Güney Afrika, Afrika kıtasının güneyinde yer alan bir ülkedir. Ülkenin sınır komşularını Namibya, Botsvana, Zimbabve, Mozambik ve Esvatini oluştururken ülkenin güneydoğusunda Hint Okyanusu, güney ve güneybatısında Atlas Okyanusu bulunmaktadır. Bu ülkelerin haricinde Lesotho'da da tamamen Güney Afrika Cumhuriyeti toprakları içinde yer alan bir ülke olarak Güney Afrika ile tüm sınırlarını paylaşmaktadır. Güney Afrika'da yürütme başkenti Pretoria, yasama başkenti Cape Town, yargı başkenti Bloemfontein olmak üzere üç başkent bulunmaktadır.

Habitat ya da yaşam alanı, bir canlının yaşadığı ve geliştiği yer. Bu yer, fiziksel bir bölge, yeryüzünün özel bir parçası, hava, toprak ya da su olabilir. Habitat, bir okyanus ya da bir çayırlık kadar büyük olabileceği gibi, çürümüş bir ağaç da bir böceğin bağırsağı kadar küçük de olabilir. Bununla beraber, her zaman tanımlanabilen ve fiziksel olarak sınırlı bir bölgedir. Birden fazla hayvan ya da bitki özel bir habitatta yaşayabilir. Develerin habitatı çöller, balıklarınki ise denizler ve tatlı su kaynaklarıdır.

Soykırım, jenosit veya genosit ; ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, çıkâr amacıyla, bir plan çerçevesinde ve yok edilmeleri niyetiyle girişilen eylem ve sonuçlar bütünüdür. Tam tanımı, soykırım üzerinde çalışan akademisyenler arasında değişiklik gösterse de 1948'de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şu şekilde tanımlamaktadır: "Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Topluluğun üyelerinin öldürülmesi, topluluğun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, topluluğun yaşam koşullarının topluluğun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasıtlı olarak bozulması, topluluk içinde yeni doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, topluluktaki çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi."

Avrupa Birliği (AB), yirmi yedi üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenmedir. 1993 yılında, Avrupa Birliği Antlaşması olarak da bilinen Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi sonucu, var olan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmesiyle kurulmuştur. 445 milyondan fazla nüfusuyla Avrupa Birliği, dünya ülkelerinin GSYİH'ye (nominal) göre sıralanışında nominal gayrisafi yurt içi hasılasının %30'luk bölümünü oluşturur.
De facto veya defakto, "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiilî" ya da "pratikte" anlamında kullanılan Latince deyiş. "Kanuna göre" veya "hukuki olarak" anlamına gelen "de jure" ile karşıt olarak sıkça kullanılır. Yasal bir durum tartışılırken, "de jure" kavramı, konu hakkında kanunların ne söylediğini, "de facto" kavramı ise gerçek hayatta uygulamanın nasıl olduğunu belirtir. Bu uygulama, yasal olabilir ya da olmayabilir.

Koyun (Ovis), keçiler ile birlikte Caprinae alt familyası içerisinde yer alan bir memeli cinsi. Cinsin coğrafi olarak ve nüfusça en yaygın türü Evcil koyun olmaktadır, ancak pek çok yabani tür de Ovis cinsine aittir.

Avrupa Birliği Müktesebatı, temel Avrupa Birliği anlaşmalarında ve diğer yardımcı hukuk kaynaklarında yer alan kural ve kurumlar bütününü ifade etmektedir.

Popülasyon, her türlü canlı varlığın sayısal yoğunluk ve dağılımıdır. Sözcük Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Türkçe karşılığı nüfus olmasına rağmen biyoloji ve toplumbilim terimi olarak sıklıkla kullanılır. Bunun yanında biyolojideki anlamı ile popülasyon, belli bir yerde belli bir zamanda bulunan, birbirleriyle çiftleşip üreyebilen ve aynı tür içinde yer alan canlıların oluşturduğu bireyler topluluğuna verilen isimdir. Bir popülasyonda sadece bir tür bulunabilir.
- Popülasyon: Belirli bir bölgede yaşayan aynı türe ait bireyler topluluğudur.
- Tür: Ortak bir atadan gelen çiftleştiklerinde verimli döller meydana getirebilen bireylerdir.
- Ekosistem: Belirli bir bölgede bulunan canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu yapıdır.
- Habitat: Bir organizmanın yaşadığı ve geliştiği yer.
- Ekoton: İki ekosistemin kesiştiği yerlerdir. Canlı çeşitliliği yüksektir.
- Baskın tür: Ekosistemde en fazla bulunan tür.
- Süksesyon: Çevre koşulları ile baskın türün değişmesidir.
- Komünite: Belirli bir bölgede yaşayan popülasyonların tümüdür.

Biyom, bulundukları fiziksel çevreye ve ortak bir bölgesel iklime tepki olarak oluşmuş biyolojik bir topluluktan oluşan biyocoğrafik bir birimdir. Bir diğer tanıma göre, biyosferin aynı iklim koşullarında ve aynı bitki örtüsünün egemen olduğu çok geniş bölümlerini belirten çevrebilim terimidir. Yeryüzündeki birbirine bitişik, benzer yayılmış yaşam alanları olarak da tanımlanabilir. Biyomlar birden fazla kıtaya yayılabilir. Biyom, habitattan daha geniş bir terimdir ve çeşitli habitatları içerebilir.

Mangrov, gelgit sonucu oluşan haliçlerde, tuzlu bataklıklarda ve çamurlu kıyılarda sık ormanlar oluşturan bazı ağaç ve çalı türlerine ve oluşturdukları ormanlara verilen addır.

Tampon bölge, genellikle ülkelerle ilgili olan iki veya daha fazla arazi arasında yer alan nötr bir bölgesel alandır. Tampon bölgenin türüne bağlı olarak, bölgeleri ayırmak veya birleştirmek için kullanılabilir. Yaygın tampon bölge türleri arasında silahsızlandırılmış bölgeler, sınır bölgeleri ve belirli kısıtlayıcı izin bölgeleri ile yeşil kuşaklar bulunur. Bu tür bölgeler, bir egemen devlet tarafından oluşturulabilir veya bir tampon devlet tarafından da oluşturabilir.
Biyolojide ırk aynı tür içerisinde yer alan ve göreceli olarak küçük morfolojik ve genetik farklılıklar taşıyan her bir topluluğu ifade eder. Eğer bu topluluklar arasındaki söz konusu farklılıklar değişik yerel habitatlara uyum amacıyla doğmuşsa her bir topluluğun ırkı ekolojik ırklar kapsamına girer; eğer coğrafi olarak izole olmuşlar ise coğrafi ırklar adı verilir. Eğer birbirlerinden yeterince farklılarsa, iki ya da daha fazla ırk alt türler olarak sınıflandırılabilir. Eğer değillerse, ırklar olarak tanımlanırlar, bu, gruba bir takson verilmemesi gerektiği anlamına gelir. Ernst Mayr'a göre "alt türler taksonomik açıdan, farklı bir isme sahip olmayı hak edecek kadar, farklılaşmış coğrafi ırklardır".

Avrupa Birliği Adalet Divanı ya da kısaca Avrupa Adalet Divanı, AAD Avrupa Birliği (AB) bünyesi içinde yer alan en yüksek mahkemedir. Avrupa Birliği üyesi ülkeleri arasında, Avrupa Birliği hukukunu ilgilendiren konularda son sözü söyleyen kurumdur. Avrupa Adalet Divanı 27 yargıç ve 11 hukuk sözcüsünden oluşmaktadır.

Natura 2000, Avrupa Birliği sınırları içinde belirlenmiş bir doğal çevre koruma ağıdır. Natura 2000, koruma ve restorasyon sayesinde çeşitli önlemlerin uygulanmasıyla ekosistemlerin (‘habitatlar’) ve yüksek seviyede önemli türlerin korunmasını amaçlamaktadır.

Doğa tarihi, hayvanlar, mantarlar ve bitkiler de dahil olmak üzere organizmaları doğal ortamlarında inceleyen, deneysel çalışma yöntemlerinden çok gözlemsel yöntemlere yönelen bir araştırma alanıdır. Doğa tarihi çalışan bir kişiye doğa bilimci veya doğa tarihçisi denir.
Komünite, ekolojide iki veya daha fazla türe ait popülasyonun aynı bölgede yaşamasıdır.

İstilacı türler, istilacı yabancı türler, yayılmacı türler ya da egzotik istilacı türler doğal habitatlarda flora ve fauna kategorizasyonunda kullanılan bir terimdir. İstilacı türler, doğal olarak yaşadıkları ekosistemden başka bir ekosisteme giren, çeşitli etkenlerle aşırı çoğalarak tüm ekosistemi etkileyen türler için kullanılan bir terimdir. Bazen dengesi bozulan bir ekosistemde baskın hale gelen yerli türler için de yerli istilacı tür terimi kullanılır.
Yaşam kalitesi, bireylerin veya toplumların genel refah ve erişim düzeyini ifade eden terimdir.

Copepoda, Maxillopoda sınıfına bağlı bir hayvan altsınıfıdır. Kopepodlar oldukça eski evrimsel tarihe sahip olan eklembacaklılardır. Vücutlarının oldukça küçük ve dayanıksız olmaları nedeniyle fosilleşmeleri oldukça zordur. Güney İngiltere'deki neolitik kazı alanında harpaktikoid bir kopepod olan Enhydrosoma garienis ’in bir erkek bireyi tanımlanmıştır; bu birey fosilden daha çok kurumuş durumda olup rehidrasyon işlemi ile incelenebilir duruma getirilip teşhis edilmiitir. Kopepodlara ait ilk gerçek fosil kayıtları Palmer tarafından Kuzey ve Güney Amerika’da Miyosen ve Pleistosen döneminden kalma bor mineralleri içerisinde bulunan bireylerden elde edilmiştir .Bu bireylerden bir tanesi Cletocamptus Schmankewitsch,cinsi olarak tanımlanırken diğeri takım seviyesine kadar teşhis edilebilmiştir.En dikkat çekici fosil kopepod hiç şüphesiz Kabatarina pattersoni dir. Brezilya’da Alt Kretase’ye ait kalker kayaçlarda bulunan bu tür parazitik olup yine fosil tür olan Cladocyclus gardneri,solungaçlarında tespit edilmiştir. Bu veriler kopepodlar'ın fosil kayıtlarının günümüzden 110-120 MY öncesine kadar geri çekilmesini sağlamıştır.Çok uzun evrimsel tarihleri boyunca kopepodlar denizler, yeraltı suları, sürekli ve geçici tatlı ve acı sular ile nemli karasal habitatları da içeren tüm sucul biyotoplarda başarılı bir şekilde kolonize olmuşlardır. Antarktik göllerin donmuş yüzeyleri altında ve Nepal Dağları’nda 5540 m yükseklikte dahi bulunmuşlardır. Bununla birlikte kopepodların yaşam alanları içine tatlısu ve denizel sedimentler, yeraltı suları, bataklıkların yanı sıra ağaç kovuklarındaki su birikintileri ve hatta atık araba tekerlekleri ve bromeliadların yaprakları arasında biriken su ortamları gibi kriptik habitatlar da bulunmaktadır. Ayrıca, serbest yaşayan siklopoid ve harpaktikoid kopepodlar orman tabanındaki nemli çürümüş bölge faunasının da önemli bileşenleridir. Derin hidrotermal kaynaklardan tespit edilen omurgasızların en baskın ve zengin grubunu da kopepodlar oluşturmaktadır