İçeriğe atla

Biyoetik

Biyoetik, tıp ve biyoloji alanında ortaya çıkan yeniliklerin, çeşitli teknolojik gelişmelere bağlı olan bilimsel sonuçların, etik düzlemde meydana getirdiği kapsamlı sorunların irdelenmesi üzerinden gelişen etik alanı ya da bölümüdür. Kelime anlamı olarak "canlı etiği" olarak da anlaşılır. Dolayısıyla biyoetik tüm bir yaşamı konu edinen etik tartışmadır.

Tanımı

20. yüzyıl sonlarından itibaren, felsefenin ve düşüncenin en önemli bölümlerinden ya da sorunlarından biri haline gelmiştir. Çünkü biyoloji ya da canlı bilimleri denilen alanlarda insan tavır ve davranışlarının ne olduğu, ne olacağı ve ne olması gerektiği konusunda önemli sorunlar belirmiş durumdadır. Bilimlerdeki gelişmeler çok sayıda alışılmadık durum meydana getirmekte ve belirli etik kararların alınmasında belirli bir özellik talep etmektedir. Biyoetiği doğuran bu özgül durumların çokluğu olmuştur. Aynı zamanda bu durum biyoetik alanında çok kapsamlı tartışmaları beraberinde getirmektedir. Yüzyıllardan beri süregelen etik tartışmalar, bu düzeyde yeni bir boyut kazanmış, disiplinlerarası bir niteliğe bürünerek, teknoloji, siyaset ve ahlaki meseleleri içeren bir kapsamda ortaya çıkmasına kaynaklık etmiştir.

Alanları

Somut gelecekle ilgili doğrudan tartışmaları içerdiğinden dolayı, aynı zamanda felsefenin somut dünyayla kesişen önemli bir noktası haline gelmiştir; her ne kadar tartışmalar uzmanlar tarafından yürütülüyor olsa da biyoetik herkesi içine alan bir kapsama sahiptir. Biyoetik Uygulamalı etiğin bir kolu olarak görülür, çünkü, bir yandan direkt ya da dolaylı olarak tüm canlı yaşamı ilgilendiren biyolojiyi kapsamakta, öte yandan da aynı anda burada ve bundan meydana gelen ahlaki, toplumsal ve politik konuları kapsamaktadır. Burada sorun sadece insan yaşamı olmadığından biyoetik, tıp etiğinden ayrılır ve onu da kapsayacak şekilde ele alınır. Gen teknolojisi, ilaç sanayi, klonlama, doğum, ölüm, ötanazi, insan deneyleri. öjeni, yapay üreme, kürtaj ve bunlarla birlikte canlılarla ilgili bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sonuçları, sınırları ve kullanım ilkeleri biyoetiğin belli başlı konu başlıklarıdır. Dolayısıyla biyoetik alanındaki konular tek başına bilimadamlarının, akademisyenlerin, hekimlerin, siyasetçilerin, teknikerlerin, felsefecilerin ya da başka herhangi bir kesimin tek başına tekelinde olamayacak konulardır. Burada meseleler artık bilinen tıp alanındaki etik meseleler olmaktan çıkmış, hem tıbbi hem sosyal ve siyasal meselelerin merkezinde yer alan bir etik sorun durumuna gelmiştir. Sonuç olarak yetki ve sorumluluğa sahip olan yasakoyucu olmasına rağmen, biyoetik, şu sorular çercevesinde bir anlamda herkesi içine almaktadır.

Belirli sorular

Bu noktada belli başlı soruları şöyle belirtmek mümkün;

  • "Ne yapılmalıdır? Neye nereye kadar izin verilebilir? Yapılması mümkün olan her şey yapılmalı mıdır, yoksa bir sınırlama getirilecek midir?Nasıl?"
  • "Başka sorularsa bu verilecek kararların temellendirilmesiyle ilgilidir. Gerekli olan ile olmayan, izin verilebilir olan ile olmayan arasındaki sınır nasıl temellendirilebilir? Neyin yasaklanması nasıl temellendirilecektir? Ya da yapılaması mümkün olana izin vermek nasl temellendirilecektir vs. vs."

Bu sorular biyoetiğin neden belirli bir alanla sınırlı bir sorun içermediğini de göstermektedir. Ve neden bu sorunlar üzerinde tek başına belirli bir çevrenin tartışmasının anlamlı olmadığını da göstermektedir. Biyoetiğin disiplinlerarası niteliği tamda sorduğu bu ve benzer sorunların niteliğinden ileri gelmektedir. Çünkü bu yüzyılda meydana gelen bilimsel ve teknolojik gelişmeler insana, yaşamın temeli ya da kabul edildiği anlamda biyolojik olarak yaşam denilen şeyi değiştirebilecek imkânlar sağlamaktadır; en azından gelişmelerin yönü bu sorunları şimdiden gündeme getirmiştir ve tartışmalar derinleşerek sürmektedir. Değişimin iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış olduğuna karar vermek, neyin nereye kadar ne şekilde savunulabileceğine dair temel sorular sormak ve yanıtlar üretmek biyoetiğin sorun alanları içindedir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bilim</span> bilgiyi inşa eden ve organize eden sistematik sistem ve bu sistem tarafından üretilen bilgi kümesi

Bilim veya ilim, nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın "ilim" için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.

Etik veya ahlak felsefesi, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiğidir. Etik sözcüğü Yunanca "kişilik, karakter" anlamına gelen "ethos" sözcüğünden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Deneycilik</span> bilginin sadece veya öncelikle duyusal deneyimden geldiğini belirten teori

Deneycilik, empirizm veya ampirizm, bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren görüştür. Deneyci görüşe göre insan zihninde doğuştan bir bilgi yoktur. İnsan zihni, bu nedenle boş bir levha gibidir.

Ahlak ya da sağtöre, kelimenin en dar anlamıyla, neyin doğru veya yanlış sayıldığı anlamına gelir. Terim genellikle kültürel, dinî, dünyevi ve felsefi topluluklar tarafından, insanların çeşitli davranışlarının yanlış veya doğru oluşunu belirleyen bir yargı ve ilkeler sistemi kavramı ve/veya inancı için kullanılır. Ahlak, kelimesinin etimolojik kökeninin Arapça “hulk” ; ” sözcüğüne dayandığı bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Tarihsel materyalizm</span>

Tarihsel materyalizm, Marx ve Engels tarafından ortaya konulan diyalektik materyalizmin doğadan topluma doğru geliştirilerek tarihsel süreçlerin anlaşılmasında ve açıklanmasında kullanılmasıyla formüle edilen yöntemsel yapı. Diyalektik materyalizmde olduğu gibi tarihsel materyalizmi de bir felsefe dizgesi olarak anlayıp açıklamanın yanı sıra, bir bilim yöntemi dahası bir bilimsel kuram olarak değerlendiren düşünceler de vardır. Bu görüşler, Marksizm içindeki eğilimlere göre çeşitli ayrımlar gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe tarihi</span>

Felsefe tarihi, felsefenin mantık, epistemoloji, ontoloji, etik, estetik gibi alt bölümlerinden birisidir. Genel olarak felsefe derslerinin başlangıcında verilir. Bunun temel nedeni, felsefe tarihinin içeriğiyle ilintilidir. Felsefe tarihi, felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından, çeşitli felsefe ögretilerinin tarihsel yerlerinin ve öğretisel ayrımlarının belirlenmesine ve bu öğretilerin felsefenin alt bölümleri açısından değerlendirilip ortaya konulmasına kadar çok yönlü ve çok boyutlu bir içeriğe sahiptir. Felsefe tarihi bu anlamda sadece bir mevcut felsefelerin ansiklopedik bir araya getirilmesi meselesi değildir; felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından neyin felsefe-içi neyin felsefe-dışı sayılacağına değin bir dizi kuramsal/felsefi sorunla yüz yüzedir. Bu anlamda, felsefenin bir altbölümü olarak felsefe tarihi, hem felsefi çalışmanın başlangıcı hem de en önemli alanıdır. Genelde felsefe tarihi kitapları, bu bakımdan öğretilerin ve bunların felsefi sorunları çözme denemelerinin art arda etkileşimlerle gelişen tarihini ele alır. Bu tarihin hazırlanmasında hem düşünürlerin metinleri hem de bu metinlerin tarihsel toplumsal koşulları iç bağlantıları açısından değerlendirilir, öğretilerin birbirine etkileri ve karşıtlıkları, benzerlikleri ve ayrımları serimlenir. Dolayısıyla, genel anlamda felsefe tarihinin varlık, bilgi ve değerlerle ilgili soruları ve sorunları belirli özgül yöntemlerle değerlendiren ya da inceleyen ve bu incelemeyi sonuçları bakımından da sistemaktikleştirilmesine yönelik çalışan bütün düşünce girişimlerini ortaya koymayı hedeflediği söylenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Mantıksal pozitivizm</span>

Mantıksal pozitivizm, Viyana Çevresi olarak adlandırılan filozofların felsefi düşünüş sistemlerini adlandırır. Başlıca temsilcileri Moritz Schlick, Rudolph Carnap ve Otto Neurath olan bu çevre, yeni pozitivistler ya da mantıkçı empiristler olarak da adlandırılır. Bu çevrenin oluşumunda önemli etkisi olan isim Ernst Mach'tır ki Mach'ın Viyana'da belirli dönemlerde mantık, fizik ve felsefe profesörlüğü yaptığı bilinmektedir. Mantıksal pozitivizmin çok farklı konumlardaki ve disiplinlerdeki filozofları bir araya getirir. Söz konusu akımın içinde sayılan ya da sayılmış olan belli başlı filozoflar şöyledir: Ernest Nagel, Hans Hahn, Kurt Gödel, Felix Kaufmann, Philipp Frank, Bertrand Russell, Whitehead, A. J. Ayer, Wittgenstein.

<span class="mw-page-title-main">Rönesans felsefesi</span>

Rönesans felsefesi, 14. yüzyıl sonlarından başlayıp 16. yüzyıl ortalarına kadar geçen dönemde, özellikle de 15. yüzyılda ortaya çıkan çok yönlü felsefi gelişmeleri adlandırır. Rönesans felsefesi, genel olarak felsefe tarihinde bir geçiş dönemi felsefesi olarak kabul edilir. Bilimde ve düşünce alanında yeni gelişmeler meydana gelmeye başlamış, ortaya çıkan yeni perspektifler ve bilgiler rönesans felsefesini, Orta Çağ düşüncesiyle Yeni Çağ düşüncesi arasında köprü rolünü oynamaya yöneltmiştir.

Post pozitivizm, 20. yüzyılın başından itibaren pozitivizme yönelik geliştirilen eleştirilerle birlikte biçimlenen ve bilim felsefesindeki tartışmalarla 60'lı yıllarda belirginleşen pozitivizm sonrası bir kuramsal/felsefi bilim düşüncesini belirten akımdır.

<span class="mw-page-title-main">Tıp etiği</span> Hekimlik uygulamalarına ilişkin ahlaki ilkeler sistemi

Tıp etiği, tıbbın ve sağlık alanındaki bilimsel ve pratik çalışmaların etik yönden değerlendirilmesi ve ahlaki ikilemlere bir çözüm bulunmasını hedefleyen disiplindir. Genel konusu insan yaşamıdır.

Danışmanlık ya da müşavirlik, danışman ya da müşavir sıfatındaki kişilerin yapmakta oldukları meslektir. Finansal, ticari, yasal, teknolojik, teknik ve uzmanlık faaliyetleri alanında çok çeşitli konularda yöneticiler ve başkanlar için uzman faaliyetleridir. Özel olarak danışmanlık firması mevcuttur. Danışmanlığın amacı, belirtilen hedeflere ulaşmada işletme sistemine (yönetim) yardımcı olmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan refahı</span>

Hayvan refahı, hayvanların fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı ve huzurlu bir hayat sürmelerini sağlamayı amaçlayan bir akım. Hayvanların refahını tespit etmede kullanılan ölçütlerden bazıları davranışlar, fizyoloji, ömür ve üremedir.

Lâik ahlâk dinsel gelenek ve öğretiler dışında ahlâkla ilgilenen felsefe alanıdır.

Metaetik, etik anabilim dalının etik özelliklerinin, anlatım ve bildirimlerinin, tutumlarının ve yargılarının doğasını anlamak, arayıp bulmak ve ortaya çıkarmak maksadıyla uğraşan koludur.

Çevre etiği, çevre ile ilgili, doğadaki ortak yaşamla ilgili sorunlarla sadece bilim ve teknolojik bakış açısıyla bakmayıp bu sorunları felsefe ve etik bağlamında sorgulayan ve çözümler üreten uygulama etiği alanlarından biridir. Genel olarak düşünüldüğünde, çevre etiğinin insanın doğayla ya da geniş anlamda kendi dışındaki dünya ile nasıl ilişkide bulunması gerektiğini incelediğini söyleyebiliriz.

<span class="mw-page-title-main">Çevre felsefesi</span>

Çevre felsefesi, bilim felsefesinin çevre sorunlarıyla ilgilenen bir alt dalıdır. Çevre felsefesinin temel sorunsalları, ekoloji uygulamaları, ahlaki sorunlar ve insan ile diğer canlılar arasındaki etkileşimin durumudur. Çevre felsefesi, metafizik, varlıkbilim ve bilgi kuramıyla da doğrudan ilişkilidir. Söz gelimi o, çevre etiğinin ve kamu politikasının ilgilendiği alanlarda metafiziksel, bilgi kuramsal veya ahlaki çözümler üretmeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Bilim tarihi ve felsefesi</span> Bir akademik disiplin

Bilim tarihi ve felsefesi, Bilim felsefesi ve Bilim tarihi'ni kapsayan bir akademik disiplin'dir. Alandaki birçok bilim insanı öncelikle tarihçi veya filozof olarak eğitilmiş olsa da, birçok önde gelen üniversitede HPS'nin akademik derece veren bölümleri mevcuttur. Bilim felsefesi ve bilim tarihi'nin kendine ait disiplinleri olsa da Bilim tarihi ve felsefesi başlı başına ayrı bir disiplindir.

Rosemarie "Rosie" Tong, Amerikalı bir feminist filozoftur. 1998'de Feminist Düşünce: Daha Kapsamlı Bir Giriş, feminist teorinin belli başlı geleneklerine genel bir bakış kitabının yazarı, Charlotte North Carolina Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde sağlık bakımı etiği alanında fahri seçkin profesördür.

Uygulamalı etik, ahlaki değerlendirmelerin pratik yönüdür. Özel ve kamu yaşamında, mesleklerde, sağlıkta, teknolojide, hukukta ve liderlikte gerçek dünyadaki eylemlere ve bunların ahlaki değerlendirmelerine ilişkin etiktir.* Örneğin biyoetik; ötenazi, kıt sağlık kaynaklarının tahsisi veya insan embriyolarının araştırmalarda kullanılması gibi yaşam bilimlerindeki ahlaki sorunlara en iyi yaklaşımı belirlemekle ilgilenir. *** Çevre etiği, hükümet ve şirketlerin kirliliği temizleme sorumluluğu gibi ekolojik konularla ilgilenir.* İş etiği, ihbarcıların kamuya ve işverenlerine karşı görevlerini içerir.

Araştırma etiği, uygulamalı etik çalışmaları içinde yer alan bir disiplindir. Kapsamı, genel bilimsel dürüstlük ve suistimalden insan ve hayvan deneklere yapılan muameleye kadar uzanır.