İçeriğe atla

Biyocam sentezi

Biyocam, üç boyutlu bir SiO2 ağının Na2O, CaO ve P2O5' in dahil edilmesiyle değiştirildiği, özel olarak tasarlanmış silika bazlı bir cam serisidir. Biyocamın, onun kompozitlerinin ve diğer biyoaktif camların sentezi için geleneksel eriyik söndürme, sol-jel, alev sentezi ve mikrodalga ışıması dahil olmak üzere çeşitli yöntemlerle sentezlenmektedir.

Eriyik söndürme sentezi

İlk biyoaktif cam, 1969' da Hench tarafından ilgili oksit öncüllerinin karışımının nispeten yüksek sıcaklıklarda eritilmesiyle geliştirilmiştir. Orijinal biyoaktif cam eriyikten türetilmiştir (%46.1 mol, Si02, %24.4 mol, Na2O, %26.9 mol CaO ve %2.6 mol P2O5) ve Bioglass olarak adlandırılmıştır.

Spesifik bir uygulama için cam bileşiminin seçimi, hem nihai kullanım hem de ürünün imalatı ile ilgili olarak, tüm ana bileşenlerin camın en ilgili özellikleri üzerindeki etkisine ilişkin sağlam bir bilgiye dayanmalıdır. Son 40 yıldaki kapsamlı araştırmalara rağmen, klinik kullanım için sadece birkaç cam bileşimi kabul edilmiştir.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi FDA onaylı 45S5 ve S53P4 eriyikten türetilmiş bileşimler dört oksitten oluşmaktadır: SiO2, Na2O, CaO ve P2O5.[1][2] Genel olarak, camlarda çok sayıda element çözülebilmektedir. Al2O3, B2O3, Fe2O3, MgO, SrO, BaO, ZnO, Li2O, K2O, CaF2 ve TiO2' nin bazı biyoaktif cam bileşimlerinin in vitro veya in vivo özellikleri üzerindeki etkisi bildirilmiştir.[3][4][5][6][7][8][9][10]

Bununla birlikte, bileşimin biyoaktif ve biyobozunur camların özellikleri ve uyumluluğu üzerindeki etkisi tam olarak anlaşılmamıştır. Eriterek söndürme tekniği ile üretilen iskeleler, in-vivo test sırasında doku entegrasyonunda iyileşmeye ve kusurlara neden olan çok daha az gözenekliliğe sahiptir.

Sol–jel işlemi

Sol-jel yönteminin sistematiğidir.

Sol-jel prosesi, silikat sistemleri ve diğer oksitlerin sentezi için uzun bir kullanım geçmişine sahiptir ve örneğin ince filmlerin, kaplamaların, nanopartiküllerin ve fiberlerin imalatı için yüksek teknolojik önemi olan geniş çapta yayılmış bir araştırma alanı haline gelmiştir. Camların geleneksel eritilerek işlenmesine bir alternatif olan düşük sıcaklıklarda sol-jel işleme teknolojisi, tipik olarak metal-organik ve metal tuzu öncülerinden oluşan bir çözeltinin (sol) sentezini ve ardından kimyasal reaksiyon veya agregasyon yoluyla bir jel oluşumunu içermektedir ve son olarak kurutma, organik uzaklaştırma ve bazen kristalizasyon ve soğutma işlemi için ısıl işlemle sonlanmaktadır. Öncü olarak metal alkoksitleri kullanan düşük sıcaklıklarda sol-jel tekniği ile spesifik silikat biyoaktif camların sentezi, 1991 yılında Li ve diğerleri tarafından gösterilmiştir.[11]

Biyoaktif camların sentezi için kullanılan tipik öncüler tetraetil ortosilikat, kalsiyum nitrat ve trietilfosfattır. Hidroliz ve poli-yoğunlaşma reaksiyonlarından sonra, camı oluşturmak için daha sonra 600-700 °C' de kalsine edilen bir jel oluşmaktadır. Hazırlama yöntemine bağlı olarak, sol-jel türevli ürünler, örn. ince filmler veya parçacıklar, yüksek bir spesifik yüzey alanı sergileyen oldukça gözeneklidir. Sol-jel prosesi ile biyoaktif silikat cam nanopartiküllerin üretilmesine ilişkin son çalışmalar Hong ve diğerleri tarafından yürütülmüştür.[12]

Araştırmalarında, nano ölçekli biyoaktif cam partikülleri iki adımın birleştirilmesiyle elde edilmiştir; sol-jel yolu ve birlikte çöktürme yöntemidir, burada öncüllerin karışımı asidik ortamda hidrolize edilmiştir ve ayrıca alkali durumda yoğunlaştırılmıştır. Ardından dondurarak kurutma işlemine tabi tutulmuştur.

Biyoaktif cam nanoparçacıkların morfolojisi ve boyutu, üretim koşulları ve reaktiflerin besleme oranı değiştirilerek uyarlanmaktadır. Camın işlevselliğini ve biyoaktivitesini geliştirmek için çinko, magnezyum, zirkonyum, titanyum, bor ve gümüş gibi biyoaktif camlara farklı iyonlar eklenmektedir. Ancak, bu iyonların eklenmesiyle nano boyutta biyoaktif camların sentezlenmesi genellikle zordur. Daha yakın zamanlarda, Delben ve ark. gümüş katkılı sol-jel türevi biyoaktif cam geliştirdiler ve artan gümüş konsantrasyonu ile Si-O-Si bağ sayısının arttığını ve bunun yapısal yoğunlaşma ile sonuçlandığı bildirilmiştir.[13] Biyoaktif camdaki gümüş içeriğinin artmasıyla kuvars ve metalik gümüş kristalleşmesinin arttığı, hidroksiapatit kristalleşmesinin ise azaldığı gözlenmiştir.

İnorganik materyalleri sentezlemek için sol-jel tekniğinin çok yönlülüğü hakkında geniş bir fikir birliği vardır ve çeşitli biyoaktif camların üretimi için uygun olduğu gösterilmiştir. Ancak yöntem, üretilebilecek bileşimler açısından da sınırlıdır. Ayrıca, kalan su veya kalıntı çözücü içeriği, üretilen nanoparçacıkların veya nanoliflerin amaçlanan biyomedikal uygulamaları için yöntemin komplikasyonlarına neden olabilmektedir. Organik kalıntıları ortadan kaldırmak için genellikle yüksek sıcaklıkta kalsinasyon adımı gerekmektedir. Ek olarak, sol-jel işleme nispeten zaman alıcıdır ve sürekli bir işlem olmadığı için partiden partiye farklılıklar olabilmektedir.

Daha yeni yöntemler

Daha yeni yöntemler, son yıllarda dikkat çeken Bioglass' ın alev ve mikrodalga sentezini içerir. Alev sentezi, tozları doğrudan bir alev reaktöründe pişirerek çalışmaktadır.[14] Mikrodalga sentezi, öncülerin suda çözüldüğü, ultrasonik bir banyoya aktarıldığı ve ışınlandığı hızlı ve düşük maliyetli bir toz sentez yöntemidir.[15]

Kaynakça

  1. ^ Hench, L.L. & Paschall, H.A. (1973) Direct chemical bond of bioactive glass-ceramic materials to bone and muscle, J Biomed Mater Res, Vol. 7, No. 3, pp. 25-42.
  2. ^ Andersson, O.H., Karlsson, K.H., Kangasniemi, K. & Xli-Urpo, A. (1988). Models for physical properties and bioactivity of phosphate opal glasses. Glastechnische Berichte, 61(10):300-305.
  3. ^ Andersson, Ö.H., Liu, G., Karlsson, K.H., Niemi, L., Miettinen, J. & Juhanoja, J. (1990) 'In vivo behaviour of glasses in the SiO2-Na2O-CaO-P2O5-Al2O3-B2O3 system', Journal of Materials Science: Materials in Medicine, 1(4): 219-227.
  4. ^ W.C.A. Vrouwenvelder, C.G. Groot, K. Degroot, Better histology and biochemistry for osteoblasts cultured on titanium doped bioactive glass — Bioglass 45S5 compared with iron-containing, titanium-containing, fluorine containing and boron-containing bioactive glasses, Biomaterials 15 (1994) 97–106.
  5. ^ Brink M, Turunen T, Happonen R-P, Yli-Urpo A. Compositional dependence of bioactivity of glasses in the system Na2O-K2O-MgO-CaO-B2O3-P2O5-SiO2. J Biomed Mater Res 1997;37:114-121.
  6. ^ Haimi, S., Gorianc, G., Moimas, L., Lindroos, B., Huhtala, H., Räty, S., Kuokkanen, H., Sándor, G.K., Schmid, C., Miettinen, S. & Suuronen, R. (2009) 'Characterization of zinc-releasing three Dimensional bioactive glass scaffolds and their effect on human adipose stem cell proliferation and osteogenic differentiation', Acta Biomaterialia, Vol. 5, No. 8, pp. 3122-3131.
  7. ^ V. Aina, G. Lusvardi, G. Malavasi, L. Menabue, C. Morterra, Fluoride-containing bioactive glasses: surface reactivity in simulated body fluids, Acta Biomaterialia 5 (2009) 3548–3562.
  8. ^ Zhang, J., Wang, M., Cha, JM. & Mantalaris, A. (2009). The incorporation of 70s bioactive glass to the osteogenic differentiation of murine embryonic stems cells in 3D bioreactors. J. Tissue Eng. Regen. Med. 3(1): 63-71.
  9. ^ Gentleman, E., Fredholm, Y.C., Jell, G., Lotfibakhshaiesh, N., O'Donnell, M.D., Hill, R.G. & Stevens, M.M. (2010) 'The effects of strontium-substituted bioactive glasses on osteoblasts and osteoclasts in vitro', Biomaterials, 31(14): 3949-3956.
  10. ^ Watts SJ, Hill RG, O’Donnell MD, Law RV. Influence of magnesia on the structure and properties of bioactive glasses. J Non-Cryst Solids 2010;356:517-24.
  11. ^ Li R, Clark AE, Hench LL. An Investigation of Bioactive Glass Powders by Sol- Gel Processing. J App Biomater 1991;2(4):231-239.
  12. ^ Hong Z, Liu A, Chen L, Chen X, Jing X. Preparation of bioactive glass ceramic nanoparticles by combination of sol-gel and coprecipitation method. J Non- Cryst Solids 2009;355(6):368-372
  13. ^ Delben JRJ, Pimentel OM, Coelho MB, Candelorio PD, Furini LN, Santos FA, Vicente FS, Delben AAST. Synthesis and thermal properties of nanoparticles of bioactive glasses containing silver. J Therm Anal Calorim 2009;97:433–436.
  14. ^ Brunner, Tobias J.; Grass, Robert N.; Stark, Wendelin J. (2006). "Glass and bioglass nanopowders by flame synthesis". Chemical Communications (13): 1384–6. doi:10.1039/b517501a. PMID 16550274.
  15. ^ ESSIEN, ENOBONG R; ATASIE, VIOLETTE N; UDOBANG, ESTHER U (27 July 2016). [ias.ac.in/public/Volumes/boms/039/04/0989-0995.pdf "Microwave energy-assisted formation of bioactive CaO–MgO–SiO2 ternary glass from bio-wastes"] (PDF). Bulletin of Materials Science. 39(4): 989–995. doi:10.1007/s12034-016-1251-6. S2CID 100064762.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Rubidyum</span> Atom numarası 37, kısaltması Rb olan element

Rubidyum, Rb sembolü ile gösterilen, 37 atom numarasına sahip alkali metaller grubundan bir kimyasal element. 1861 yılında Gustav Kirchhoff ve Robert Bunsen tarafından Almanya'da keşfedilmiştir. Kimyasal açıdan potasyum ve sezyumun özelliklerine benzer özellikler gösterir ama potasyuma oranla çok ender bulunur. Oda sıcaklığında gümüşi beyaz renkli, yumuşak ve parlak bir katıdır. Kuru havada bile çok çabuk yükseltgenir, bu yüzden açık havada saklanamaz. Suyu şiddetle ayrıştırır ve ortaya çıkan hidrojeni tutuşturur.

<span class="mw-page-title-main">Cam</span>

Cam ya da sırça, saydam veya yarı saydam, genellikle sert, kırılgan olan ve sıvıların muhafazasına imkân veren, inorganik amorf yapıda katı bir malzeme. Antik çağlardan beri gerek inşaat malzemesi, gerekse süs eşyası olarak camdan faydalanılmaktadır. Günümüzde hâlen basit araç gereçlerden iletişime ve uzay teknolojilerine kadar çok yaygın bir kullanım alanı vardır. Örneğin pencere camları, cam ambalaj, ayna, lamba, sofra takımı ve optiklerde yaygın pratik, teknolojik ve dekoratif kullanıma sahiptir.

Neodimyum, sembolü Nd ve atom numarası 60 olan kimyasal bir elementtir. Lantanit serisinin dördüncü üyesidir ve nadir toprak metallerinden biri olarak kabul edilir. Havada ve nemde hızla kararan sert, hafif dövülebilir, gümüşi bir metaldir. Hızla oksitlenir ve +2, +3 ve +4 pembe, mor/mavi ve sarı bileşikler üretir. Elementlerin en karmaşık spektrumlarından birine sahip olduğu kabul edilir. Neodimyum, 1885 yılında praseodimyumu da keşfeden Avusturyalı kimyager Carl Auer von Welsbach tarafından keşfedildi. Monazit ve bastnäsite minerallerinde önemli miktarlarda bulunur. Neodimyum, doğal olarak metalik formda veya diğer lantanitlerle karışmamış olarak bulunmaz ve genel kullanım için rafine edilir. Neodimyum kobalt, nikel veya bakır kadar yaygındır ve Dünya'nın kabuğunda yaygın olarak dağılmıştır. Diğer birçok nadir toprak metalinde olduğu gibi, dünyadaki ticari neodimyumun çoğu Çin'de çıkarılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Magma</span> yeraltında bulunan, erimiş haldeki kayaçlar

Magma, yeraltında bulunan, ergimiş haldeki kayaçlar. Kayaçların basınç düşmesi, sıcaklık yükselmesi, H2O ilavesi gibi etkenler altında erimesi sonucu oluşan silikat hamuru durumundaki eriyiklerdir. Yeryüzüne ulaşarak yanardağlardan püsküren magmaya lav denir. Magma, dünya yüzeyinin altında bulunur ve diğer karasal gezegenlerde ve bazı doğal uydularda da magmatizmanın kanıtı keşfedilmiştir. Erimiş kayanın yanı sıra, magma ayrıca kristaller ve volkanik gazlar içerebilir.

Nitrik asit, HNO3 kimyasal formülüne sahip oldukça aşındırıcı bir inorganik asittir. Kezzap olarak da bilinir. Saf hâldeki bileşik renksizdir. Ancak uzun süre bekleyen eski asitler azot oksitleri ve suya ayrışması nedeniyle sarı renge dönebilme özelliğindedirler. Piyasada bulunan nitrik asitlerin çoğu % 68'lik bir konsantrasyona sahiptir. Çözelti, %86'dan fazla HNO3 içerdiğinde, dumanlı nitrik asit olarak adlandırılır. Mevcut azot dioksit miktarına bağlı olarak, dumanlı nitrik asit ayrıca %86’nın üzerindeki konsantrasyonlarda kırmızı dumanlı nitrik asit veya %95’in üzerindeki konsantrasyonlarda beyaz dumanlı nitrik asit olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Karbonatit</span>

Karbonatit, kalsit ve diğer karbonat minerallerince zengin, manto kökenli olduğu kabul edilen nadir bir kayaç. Karbonatitler, sokulum yapmış kütleler, dayklar, konik örtüler ve nadiren de lavlar ve tefra şeklinde alkalilerce zengin kor kayaçlarla ilişkili olarak bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Bor</span> sembolü B ve atom numarası 5 olan kimyasal element

Bor simgesi B ve atom numarası 5 olan kimyasal elementtir. Kristal formunda kırılgan, koyu, parlak bir metaloid; amorf formunda kahverengi bir tozdur. Bor grubunun en hafif elementidir, kovalent bağlar oluşturan üç değerlik elektronuna sahiptir, bu da borik asit, mineral sodyum borat, bor karbür ve bor nitrür gibi ultra sert bor kristallerini açıklar.

<span class="mw-page-title-main">Magmatik kayaçlar</span> Magmanın yeryüzüne çıkarken soğumasıyla meydana gelen kayaçlardır.

Magmatik kayaçlar, magmanın yükselerek yer kabuğunun içerisine girip veya yeryüzüne ulaşıp soğuyarak katılaşması sonucu oluşan kayaç türüdür. Üç ana kaya türünden biridir, diğerleri tortul ve metamorfiktir. Magmatik kaya magma veya lavın soğutulması ve katılaşmasıyla oluşur. Magmatik kayaçlar çok çeşitli jeolojik ortamlarda meydana gelir: kalkanlar, platformlar, orojenler, havzalar, büyük magmatik bölgeler, genişletilmiş kabuk ve okyanus kabuğu. (Resim1) Magmatik kayaçlar temel olarak silikat minerallerinden oluşmuşlardır. Magmanın bileşimi temel bazı elementlerin dağılımını yansıtsa da oranları değişmekte ve bu da belli başlı magma tiplerinin oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Pleksi</span>

Pleksi, renkli ve renksiz çeşidi bulunan plastik camdır. Poli(metil metakrilat) (PMMA), metil metakrilat'tan türetilen bir sentetik polimerdir. Mühendislik plastiği olduğundan, şeffaf bir termoplastiktir.

Silikozis, silika (SiO2) adı verilen maddenin uzun süre solunması sonucu gelişen kronik bir pneumoconiosis (pnömokonyoz) tablosudur. Önemli bir meslek hastalığıdır; zımpara işleri, mermer ve granit işleri, seramik, porselen ve kaolin işleri, metal döküm işleri, kumaş aşındırma (taşlama) emekçilerinde görülür. Kum fırtınalarının sık olduğu yörelerde yaşayanlarda da saptanabilir. Maden işçileri arasında bir dönem "Dul Bırakan Hastalığı" olarak anılmıştır. Bir işçinin kot taşlama işinde altı ay çalışması bu hastalığa yakalanması için yeterli bir süre olup nefes darlığı, yorgunluk gibi belirtilerle ortaya çıkar. Ancak toza maruz kalma ortadan kalksa bile hastalığın ilerlemesinin önüne geçilemez.

<span class="mw-page-title-main">Cam özelliklerinin hesaplanması</span>

Cam özelliklerinin hesaplanması, belirli koşullar altındaki cam davranışlarını veya cam özelliklerini deneysel araştırma yapmadan, önceden toplanmış veri ve tecrübe ile, bilimsel bir bakış kazanmak veya zaman, hammadde, finansal ve çevresel kaynakları korumak amacıyla tahmin etme işlemine verilen addır. İlk olarak 19. yüzyıl sonunda A. Winkelmann ve Otto Schott tarafından gerçekleştirilmiştir. Birkaç cam modellemesinin diğer ilgili fonksiyonlarla kombinasyonu, optimizasyon ve altı sigma prosedürleri için kullanılabilir. İstatistiksel analiz amacıyla kullanıldığında, yeni verilerin, deneysel prosedürlerin ve ölçüm kurumlarının akreditasyonu için kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Seramik mühendisliği</span> Seramik mühendisliği inorganik, metalik olmayan malzemelerden nesneleri oluşturma bilim ve teknolojisidir.

Seramik mühendisliği inorganik, metalik olmayan malzemelerden nesneleri oluşturma bilim ve teknolojisidir. Bu, ya ısıl hareketle ya da yüksek saflıktaki kimyasal çözeltilerinden çökelme reaksiyonları kullanılarak düşük sıcaklıklarda sağlanır. Bu tanım, hammaddelerin saflaştırılması, söz konusu kimyasal bileşiklerin üretimi, ürüne dönüştürülmesi, yapı kompozisyon ve özelliklerinin incelenmesi çalışmalarını içerir.

<span class="mw-page-title-main">Fenoller</span> hidroksil grubun aromatik halkaya bağlı olduğu kimyasal bileşikler

Organik kimya'da, fenoller ya da fenolikler, hidroksil grubunun (- O H ) doğrudan bir aromatik hidrokarbon grubuna bağlı olduğu bir grup kimyasal bileşiklerdir. Sınıfın en basiti fenoldür, C6H5OH. Fenolik bileşikler, moleküldeki fenol ünitelerinin sayısına bağlı olarak basit fenoller veya polifenoller olarak sınıflandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Titanyum diborür</span> Mükemmel ısı iletkenliği, oksidasyon kararlılığı ve mekanik erozyona karşı direnç içeren çok sert bir seramik

Titanyum diborür (TiB2), mükemmel ısı iletkenliği, oksidasyon (yükseltgenme) kararlılığı ve mekanik erozyona karşı direnç içeren çok sert bir seramiktir. TiB2 ayrıca makul bir elektrik iletkenidir.

<span class="mw-page-title-main">Bromöz asit</span> HBrO2 formüllü bir inorganik bileşik

Bromöz asit, HBrO2 formülüne sahip bir inorganik bileşiktir. Konjugat bazının -bromitlerinin- tuzları izole edilmiş olmasına rağmen, kararsız bir bileşiktir. Asidik çözeltide, bromitler broma ayrışır.

<span class="mw-page-title-main">Kurşun(II) oksit</span>

Kurşun monoksit olarak da adlandırılan kurşun(II) oksit, PbO moleküler formülüne sahip inorganik bileşiktir. PbO iki polimorfda oluşur: tetragonal kristal yapıya sahip litarj ve ortorombik kristal yapıya sahip massikot. PbO için modern uygulamalar çoğunlukla kurşun bazlı endüstriyel cam ve, bilgisayar bileşenlerini de kapsayan endüstriyel seramiklerdir. Amfoterik bir oksittir.

<span class="mw-page-title-main">Mineral hidrasyon</span>

Mineral hidrasyon, suyun bir mineralin kristal yapısına eklendiği, genellikle hidrat olarak adlandırılan yeni bir mineral oluşturduğu inorganik bir kimyasal reaksiyondur. Jeolojik açıdan, mineral hidrasyon süreci retrograd alterasyon olarak bilinir ve retrograd metamorfizmada meydana gelen bir süreçtir. Genellikle metasomatizme eşlik eder ve genellikle cevher gövdeleri etrafındaki duvar kayalarının değişiminin bir özelliğidir. Minerallerin hidrasyonu genellikle tektonik veya magmatik aktivite tarafından yönlendirilebilen hidrotermal dolaşım ile uyum içinde gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Cam-seramik</span>

Cam-seramikler (CS'ler), bir camın kristalleştirilmesiyle elde edilmektedir. Camların özellikleriyle kristallerin faydalarının birleşiminin sonucu olarak ortaya camdan daha verimli bir yapı çıkar. Cam-seramikler, uygun bileşimdeki camların ısıl işlem uygulanmasıyla oluşur. Bu nedenle daha düşük enerjiye sahip kristalli yapı oluşur. Kontrollü kristalizasyona tabi tutulduğunda oluşan ince taneli polikristal malzemeler cam- seramik malzemeler olarak adlandırılmaktadır. Holand ve Beall (2012) cam-seramik malzemeleri kimyasal bileşimlerine göre sınıflandırmaktadır. Bu sınıflandırma ; alkali ve toprak alkali silikatlar, alümino-silikatlar, florosilikatlar, silikofosfatlar, demir silikatlar ve fosfatları kapsamaktadır. Cam-seramiklerin bir başka sınıflandırması ise cam-seramikleri oksit ve oksit olmayan kategorilere ayırmaktadır.. Oksit cam seramikler, silikat, fosfat, borat ve GeO2 bazlı malzemeleri içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uranyum camı</span>

Uranyum camı, renklendirme için eritilmeden önce bir cam karışımına eklenen, genellikle oksit diuranat formunda uranyum içeren camdır. Oran genellikle eser seviyelerden ağırlıkça yaklaşık %2 uranyuma kadar değişir, ancak bazı 20. yüzyıl parçaları %25'e kadar uranyumla yapılmıştır.

Lityum nikel manganez kobalt oksitler (Li-NMC, LNMC veya NMC ), lityum, nikel, manganez ve kobaltın karışık metal oksitleridir. LiNixMnyCozO2 genel formülüne sahiptirler. En önemli temsilcileri, x + y + z'den oluşan geçiş metali sitesinde az miktarda 1'e yakın lityum bulunan bir bileşime sahiptir. Ticari NMC numunelerinde, bileşim tipik olarak < %5 fazladan lityum içerir. Bu gruptaki malzemeler yapısal olarak lityum kobalt(III) oksit (LiCoO2) ile yakından ilişkili katmanlı bir yapıya sahiptir ancak stokiyometride ideal bir Mn(IV), Co(III) ve Ni(II) 1:1:1 yük dağılımına sahiptir.