I. Dünya Savaşında Ermeni İsyanları, Taşnak, Armenakan, Hınçak Ermeni partilerinin faaliyetleridir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu karşısına Ermeni ulusal örgütleri Ermeni milisleri ile karşı faaliyetler yürütmüş, ayrıca Rus İmparatorluğunda oluşan Ermeni gönüllü birliklerine katılarak Rus Kafkasya Ordusu'na destek vermiştir. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.
Hünkâr İskelesi Antlaşması 8 Temmuz 1833 tarihinde İstanbul'un Beykoz ilçesinde bulunan Hünkar kasrında imzalanmıştır. Kasrın denize açılan kapısına da Hünkâr İskelesi denir. Antlaşmanın adı da buradan gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun Rus İmparatorluğu ile imzaladığı bir karşılıklı yardımlaşma ve saldırmazlık antlaşmasıdır.
Rum İsyanı/Yunan İsyanı,, Yunan Bağımsızlık Savaşı, Yunan İhtilali veya Yunan Devrimi, Yunanların Osmanlı egemenliği ve isyan bölgelerindeki Müslüman halka karşı başlattığı, 1821-1829 yılları arası süren ve Yunanistan'ın Osmanlı Devleti'nden bağımsızlığını kazanmasıyla sonuçlanan bağımsızlık savaşı, devrim ve etnik temizliktir. 1832 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması ile Yunanistan'ın bağımsız bir ülke olarak tanınmasıyla sonuçlanmış bağımsızlık sürecidir.
Şahkulu İsyanı, 1511 yılı Nisan ayında, Şah İsmail'i kurtarıcı olarak kabul eden Şahkulu önderliğindeki Kızılbaşlar tarafından II. Bayezid yönetimindeki Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirilmiş bir isyandır. Bu isyan, Antalya, Manisa, İzmir, Karaman, Mersin, Konya, Kırşehir, Tokat, Amasya, Yozgat ve Çorum'a yerleşen Aleviler tarafından başlatıldı. Şahkulu Baba isyanı, Anadolu'da Osmanlı'ya karşı yapılan ilk büyük dini isyanlardan biridir. Şahgulu Baba isyanının ortaya çıkışı her ne kadar öncelikle Safevi mezhebinin Osmanlı topraklarına yerleşen Şiiler üzerindeki etkisi ile ilişkilendirilse de, aynı zamanda derin toplumsal kökenlere de sahiptir.
Kürdistan Kafkaslar'ın güneyi ve Orta Doğu'da, Ermenistan, Irak, İran, Suriye ve Türkiye'ye ait toprakların bir kısmını kapsayan jeokültürel bölge. Siyasi bakımdan özerk, federal bir bölge olarak uluslararası resmî tanınmaya sahip olan tek bölge Irak'ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi'dir. Bölgenin kuzeybatı İran’a karşılık gelen kısmı Kürdistan adıyla eyalet statüsündedir. Ayrıca Suriye'de de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi tek taraflı olarak ilan edilmiştir.
Ağrı ayaklanmaları veya Ararat İsyanı 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen Kürt ayaklanmalarıdır. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerinin olduğu bir zamanla birleşen bu dönemde, Türkiye'nin isyanı bastırmak için yaptığı harcamalar ekonomik krize neden oldu.
Hoybun 5 Ekim 1927'de Lübnan'da kurulan Kürt milliyetçi siyasi parti.
Ağrı Cumhuriyeti, Ağrı Kürt Cumhuriyeti veya Ağrı Millî Hareketi, Ağrı isyanları sırasında Türkiye'nin kuzeydoğu bölgesinde Hoybun Merkez Komitesi tarafından ilan edilen; fakat hiçbir devlet tarafından tanınmayan Kürt yönetimi.
Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Ermeni milisleri, çeteleri, fedaileri veya gönüllüleri olarak bilinen ailelerini terk ederek gerilla birlikleri oluşturan Ermeni birimler. Ermeni gönüllü savaşçılar "hayatını feda etmeye hazır" (Kamavor) kelimesiyle adlandırılmaktadır. İlk olarak Osmanlı Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu'nda gerilla örgütleri kurarak Ermeni köylerinin talan edilmesini önlemek amacıyla birlik oluştursalar da bu güçlerin çoğu Ermeni ulusal hareketinin üyesi olarak hizmet etmişlerdir. II. Abdülhamit döneminde Kürt aşiret kuvvetleri ve Hamidiye askerlerine karşı savaşmışlardır. Ermeni nüfusun yoğun olduğu bölgelerde Osmanlı İmparatorluğu'nun faaliyetlerinine karşı savaşmışlardır. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.
1915 Van İsyanı ya da İkinci Van İsyanı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Van Vilayeti sınırları içindeki Ermenilerin çıkardıkları isyandır. Olayların süresi, Van Vilayeti'nin diğer bölgelerinde daha önce başlamış olmalarıyla birlikte, Van merkezine yayıldıkları süreyi esas alarak 19 Nisan-6 Mayıs 1915 arası olarak kabul edilmektedir.
Ermeni Ulusal Hareketi, 1780 Zeytun İsyanı ile başlayarak 1984 yılına kadar süren dönemdeki "Ermeni ulusal kurtuluş hareketi" olarak da bilinen Ermeni milliyetçiliğini savunan Ermenilerin tarihte kurulmuş olan Ermeni devletlerinin kapsadığı bölgelerde, Doğu Anadolu Bölgesi ve Kafkasya'da, yeniden bir Ermeni devleti kurma amacı doğrultusunda düzenlenen faaliyetlerdir.
Bu madde, Osmanlı Devleti'nin Levant, Anadolu, Orta Doğu ve Kafkasya'da yaptığı savaşları; ve Osmanlı'ya karşı çıkmış isyanları kapsar.
Londra Antlaşması (1840) 15 Temmuz 1840 tarihinde bir taraf olarak Osmanlı Devleti ve ikinci taraf olarak Mısır Hidivliği, Birleşik Krallık, Avusturya İmparatorluğu, Prusya, Rusya devletlerinden oluşan Büyük Avrupa Güçleri arasında imzalanmış bir barış ve düzenleme antlaşmasıdır. 1839-1841 Osmanlı-Mısır Savaşını sona erdirmiştir.
Ermeni-Kürt ilişkileri, Kürtler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkileri kapsamaktadır.
1943 Barzani ayaklanması, II. Dünya Savaşı sırasında Irak Krallığı'nda ortaya çıkan Kürt milliyetçi ayaklanması. İsyanı Mustafa Barzani yönetti ve daha sonra Irak'ta önceki Kürt isyanının da lideri olan ağabeyi Ahmed Barzani katıldı. 1943'te başlayan isyan, 1945'in sonlarında Irak ordusu saldırılarıyla birlikte bir dizi Kürt aşiretinin kaçmasıyla birlikte durduruldu. Barzaniler kuvvetlerinin çoğuyla Mahabad Cumhuriyeti'ni kurdu ve yerel Kürt unsurlarına katılarak İran Kürdistanı'na çekildi.
İkinci Sason İsyanı veya 1904 Sason İsyanı, Ermeni komiteciler'in Osmanlı İmparatorluğu'na karşı 1904 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Sason'da gerçekleştirdikleri bir ayaklanmadır.
1931 Kıbrıs isyanı veya Ekim Olayları 21 Ekim ile Kasım 1931 arasında, İngiliz kraliyet kolonisi olan Kıbrıs'ta gerçekleşen sömürge karşıtı bir ayaklanmadır. Ayaklanmaya adanın Yunanistan ile Enosis'i (Birliğini) savunan Kıbrıslı Rum milliyetçiler öncülük etti. İsyancıların yenilgisi, İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcına kadar sürecek olan baskıcı bir İngiliz yönetimi dönemine yol açtı.
I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu içinde çeşitli Kürt isyanları patlak verdi. Bu isyanlar başta Kürtlere bağımsız bir devlet vadetmiş olan Birleşik Krallık olmak üzere İtilaf Devletleri tarafından teşvik edilmişti. Buna rağmen İtilaf Devletleri Kürt isyancılara yalnızca sınırlı derecede askeri destek sağladı. İngilizlerin bağımsız bir Kürt devleti vaatleri planlanmış bir Kürt devletine küçük bir bölge ayıran 1920'deki Sevr Antlaşması'nda yer aldı, ancak bu planlar Türk Kurtuluş Savaşı'nı Anadolu Hareketi'nin kazanmasıyla ve 1923'teki Lozan Antlaşması'yla iptal edildi.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Batılı milliyetçilik anlayışının yükselişi, Osmanlı millet anlayışının çöküşüne neden oldu. Osmanlı İmparatorluğu'nda hakim olan ve dini merkeze aldığı için mevcut millet kavramından farklı olan millet anlayışı, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde kilit bir faktör oldu.