
Ada, çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçasına verilen addır. Yeryüzündeki adaların bütünü on milyon kilometrekarelik bir yer kaplar. Adalar, tek tek olabileceği gibi, gruplar halinde de olabilir. Bu şekildeki adalara “takımada” adı verilir. Yarımada ise suyla çevrili, ancak bir tarafından ana kara parçasına bağlı bulunan coğrafi şekildir. Yer bilimi açısından adalar, kıtasal adalar ve okyanus adaları olmak üzere temelde ikiye ayrılır. Yüzen adalar ise yeni bir yer bilimi konusudur.

Mutfak ya da ocaklık, yemek hazırlamak için kullanılan alandır. Modern mutfak tipik olarak; set üstü ocak, fırın, mikrodalga fırın gibi pişirme aletlerine sahiptir. Bulaşık yıkamak gibi işleri yapabilmek için bir evyesi vardır. Modern mutfaklarda genellikle bulaşık makinesi de bulunur. Yemek depolamak için kullanılan kiler, mutfak dolabı ya da buzdolabı gibi ekler de mevcuttur.

Ağaç, botanikte çoğu türünde dalları ve yaprakları destekleyen uzun bir sürgüne ya da gövdeye sahip çok yıllık bir bitkidir. Ağaç tanımı, bazı kullanımlarda sadece ikincil büyüme gösteren odunsu bitkileri, kereste olarak kullanılabilen bitkileri ya da belirli bir yüksekliğin üzerindeki bitkileri kapsayacak şekilde daha dar olabilir. Daha geniş tanımlarda ise uzun palmiyeler, eğrelti ağaçları, muz ağaçları ve bambular da birer ağaç olarak kabul edilir. Ağaçlar taksonomik bir grup değildir ancak güneş ışığı için rekabet etmek adına diğer bitkilerden daha fazla yükseğe çıkmanın bir yolu olarak birbirinden bağımsız şekilde evrimleşip gövde ve dalları olan çeşitli bitki türlerini içermektedir. Ağaçlar uzun ömürlü olma eğilimindedir ve bazıları birkaç bin yıl yaşar. Ağaçlar 370 milyon yıldır dünya üzerindeki varlığını sürdürmektedir. Dünyada yaklaşık üç trilyon olgunluğa erişmiş ağacın olduğu tahmin edilmektedir.

Açık tohumlular (Gymnospermae), çoğunlukla ağaç ya da ağaççık, seyrek de olsa çalı biçiminde olan bitkileri kapsayan taksonomik grup. Bütünüyle odunsu olan bu bitkiler, genellikle yapraklarının tamamını birden dökmediği için dört mevsim yeşil kalabilirler. Yaprakları çoğunlukla iğnemsidir. Bununla birlikte pulsu, yelpaze, şeritsi ya da tüysü tipte yapraklı olanları da vardır.

Kök, kara hayatına uymuş olan gelişmiş bitkilerde, genel olarak toprak içerisine doğru büyüyen ama nadiren toprak üstünde de bulunan bir organdır.
Ksilem veya odun borusu, bitkilerde inorganik maddelerin taşınmasını sağlayan borumsu yapılardır. Cansız hücrelerden oluşurlar. Başta bölünme yeteneğine sahip olan trake ve trakeitler canlı meristem hücreleridir. Üst üste gelerek oluşturduğu yapılar birtakım değişimlere maruz kalarak zamanla çekirdek ve sitoplazmalarını kaybeder. Hücreler arasındaki enine zarlar eriyerek kaybolur ve kalan boyuna hücre çeperleri, lignin birikimiyle giderek kalınlaşır ve sertleşir. Böylece, ince bir boru şeklindeki odun boruları oluşur. Ksilem demetler halinde bulunur. Ksilemde taşınma, aşağıdan yukarıya doğru tek yönlüdür. Ksilem, ayrıca kazandığı sertlikle bitki gövdesine mekanik destek sağlar.
Ortakyaşam, ortakyaşarlık ya da simbiyoz, iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşamalarıdır.

Gutasyon, bitkilerde su basıncının arttığı zamanlarda yapraklarda hidatod denilen özel yapılardan ksilem özsuyunun damlalar halinde dışarıya çıkması. Çiy ile karıştırılmamalıdır.

Arı, zar kanatlılar takımına ait Apoidea familyasını oluşturan tüm böcek türlerine verilen isimdir.

Protistler, ayrışık (heterojen) bir canlı grubudur ve hayvan, bitki ya da mantar olarak değerlendirilemeyen ökaryot canlılardan oluşur. Protistler bilimsel sınıflandırma açısından âlem olarak değerlendirilse de tek soylu (monophyletic) değil, kısmi soylu (paraphyletic) bir gruptur. Protistler içinde değerlendirilen canlıların da görece basit yapılı ya da ileri düzeyde özelleşmiş dokuları olmayan olmak dışında ortak özellikleri pek yoktur.

Larva, özellikle aşağı omurgalıların ve böceklerin embriyonik gelişimi sırasında görülen yapı. Döllenmiş yumurtanın oluşmasından koryon zarının çatlamasına kadar geçen gelişim evresi.

Çürükçül ya da saprotrof organizmalar gıdalarını cansız maddelerden elde eder, genelde ölmüş veya çürümekte olan bitki ve hayvanların içerdiği organik bileşikleri kullanır. Saprotroflar kendi gıdalarını yapamadıkları için bir tip heterotrof sayılırlar. Aralarında mantarların çoğu, bakteriler ve protozoalar bulunur. Bazı hayvanlar ve fotosentez yapmayan bazı ender bitkilere de saprotrof olarak değinilebilir ama bunlara daha sık olarak saprofaj terimi kullanılır.

Bedeviler, geçmişte göçebe olan ve Büyük Sahra'nın Atlas Okyanusu kıyısından Batı Çölü, Sina Yarımadası ve Necef Çölü üzerinden Arap Çölü'ne kadar uzanan bölgede yaşayan Arap kabileleridir. Arap olmayan bazı kabilelerin, örneğin Kızıldeniz'in Afrika kıyısındaki Bejalar gibi, Bedevi olarak anıldıkları olmuştur.

Büyükada veya Sahip Adası, İzmir ilinin Karaburun ilçesinin kuzeyinde yer alan bir ada.

Anofel (Anopheles), yaklaşık 400 türü bulunan bir sivrisinek cinsidir.

Dışbeslenen, dışbeslek, ardıbeslek ya da heterotrof canlılar; besinlerini kendi kendilerine sentezleyemeyen canlılardır. Yaşamlarını sürdürmek için gerekli enerjiyi bu sebeple diğer dışbeslenen ya da kendibeslek canlılardan alması gerekir. Heterotrof terimi mikrobiyoloji alanında ilk kez 1946 yılında, mikroorganizmaların beslenme tiplerine göre sınıflamasında kullanılmıştır. Bugün ise terim besin zincirinin tanımlanmasında birçok alanda kullanılmaktadır.
Asalak ya da parazit, bir canlıya bağımlı olarak yaşayabilen ve üzerinde yaşadığı canlıya zarar verebilen organizmadır. Bu canlılardan kimileri mikroskobik boyutlardan erginlikte çok büyük boyutlara ulaşabilecek değişimlere sahip olabilirler.

Spor, döllenme özelliğinde olmayan, monoploit bir üreme hücresidir. Ancak her spor, başka bir hücre ile birleşmeden, tek başına yeni bir organizma oluşturabilir. Sporların dış yüzeyinde bulunan bir örtü, onları çevrenin olumsuz şartlarından koruma özelliği kazandırır. Uygun koşullara düşen her spordan, monoploit bir döl oluşur. Bazı tek hücrelilerde, mantarlarda, su yosunlarında, kara yosunu ve eğrelti otu gibi yerleşik bitkilerde görülür.
Komünite, ekolojide iki veya daha fazla türe ait popülasyonun aynı bölgede yaşamasıdır.

Biyolojide, daha küçük canlıları parazitizm, mutualism veya kommensalism gibi simbiyotik bir ilişki içerisinde vücudunda barındıran canlılara konak denir. Konak canlı, misafirine genellikle besin ve barınma imkanı sağlar. Virüslerin konak hücreleri, köklerinde azot bağlayan bakterileri barındıran baklagiller ve parazit kurtlara konak sağlayan hayvanlar örnek olarak sayılabilir. Botanikte daha spesifik bir örnek ise, bir tür ektoparazit olan mikropredatörlere besin kaynağı sağlayan konak bitkilerdir.