İçeriğe atla

Birmanya halk dini

Nat Mahagiri
Bir nata sunulmuş yiyecek.
Natların (ruhların) sembolü olan bir hindistan cevizi

Burma halk dini Myanmar'daki (Burma) animistik ve çok tanrılı bir dindir . İnanç Burma'daki farklı bölge ve köylerde küçük farklılıklar gösterse de genel olarak aynıdır.

Burma halk dininde nat, insanları ve dünyayı koruyan bir insana benzeyen bir ruh veya tanrıdır. İnsanlar öldüğünde, nat olabilirler (benzer bir inanç için Kami'ye bakınız). Bir insan öldükten sonra bir nat (ruh) olabilir. Nat olanların çoğu zaman korkunç ve şiddetli bir ölümü olur, bu da natların intikamcı doğalarını açıklar. Natların ayrıca kaplanlar veya timsahlar gibi hayvanlara sahip olma kabiliyetine sahip olduğuna inanılıyor. Bu ruhlar yani natlar doğada ağaçlar ve kayalar gibi şeylerde de bulunabilir. Natların çoğu inanları tarafından saldırgan ve sinirli olarak görülüyor. Natlar kendilerine sakinleştirici ve yiyecek sunulmasını isterler.

Özellikle bir pagoda bileşiminin veya kutsal bir alanın belirli bir yerinde bulunan, eski gizli hazineyi koruduğu söylenen, Oukdazaung adı verilen özel bir nat vardır. Kurban Oukdazaung tarafından yakalanırsa, onun yerini alır ve Ouktazaung serbestçe dolaşabilir, ancak yalnızca yirmi yıl boyunca onun hazinesine geri dönmesi gerekir. Bir köy, geleneksel olarak köyünün koruyucusu olan bir ruha da sahip olacaktır; buna Bo Bo Gyi denir.

Tarihi ve kökenleri

Burma halk dinin kökenleri tam olarak bilinmesede kral Anawarahata dönemine kadar çok yaygındı. Fakat kral Anawarahata yerel halk dininden oek haz etmiyordu ve bu dini ortadan kaldırmaya çalıştı ama insanlar dinlerinden vazgeçmediler ve natlara inanmaya devam ettiler bunu üzerine iyice hiddetlenen kral tüm nat heykel ve resimlerinin yok edilmesini emretti ama bu insanları dinlerinden döndüremedi ve insanlar hindistan cevizlerini sembol olarak kullanarak onlara tapıyorlardı (zaten normal bir nat heykelinde nat'a sunulan sunumu ve nat'ın kendisini temsil eden bir hindistancevizi vardır) . Bunun üzerine insanları dininden döndüremeyeceğini anlayan kral sadece Budizmi teşvik etmekle ve ülkesine Budist misyonerler getirmekle yetindi. Her ne kadar sonradan Budizm ülkenin hakim dini konumuna gelse de bugün hala Myanmar halk dinine inanan insanlar mevcut.

İlgili Araştırma Makaleleri

Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.

Rastafari, 1930'larda Jamaika'da ortaya çıkan ve dünya çapında yayılan, Hıristiyanlıktan doğmuş ve Eski Ahit'ten birçok kavram ve ögeler barındıran toplumsal hareket, alt kültür ve inançtır. Rasta Hareketi, Haile Selassie'ye tanrılık atfeder ve Marcus Garvey'in Afrika'da zencilerin kurtuluşuna liderlik edecek zenci bir kralın tahta çıkacağına yönelik kehanetinin gerçekleşeceğini iddia eder. Rasta inanışının en önemli dinî ritüellerinden biri, esrar kullanımıdır. Bazı Rastalar, saçlarını halk arasında rasta adı verilen bir türde örerler. Rastafaryanizm, ataerkil, heteronormatif bir dünya görüşüdür ve hiçbir türlü eşcinselliği tasvip etmez.

<span class="mw-page-title-main">Hinduizm</span> Hindistan merkezli bir din

Hinduizm, çok kapsamlı inanç ve yaşam felsefesinin toplamıdır. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır. Günümüzde yaklaşık 1.25 milyar izleyeni ile Hristiyanlık ve İslam'dan sonra üçüncü sırada yer alan Hinduizm inancının neredeyse tüm takipçileri Hindistan ve çevresinde bulunmaktadır. Budizm ve Zen Budizmi gibi çeşitli ekoller Hinduizm'den kaynaklanıp ayrılmıştır.

Deizm veya yaradancılık, din, peygamber veya vahiy aracı olmaksızın bireyin akıl, gözlem, sezgi gibi yollarla Tanrı'nın varlığına inanmasına dayalı bir felsefi görüştür.

<span class="mw-page-title-main">Myanmar</span> Güneydoğu Asyada ülke

Myanmar, resmî adıyla Myanmar Birliği Cumhuriyeti, diğer isimleriyle Burma ya da Birmanya, Güneydoğu Asya'da bir ülkedir. Kuzeybatıda Bangladeş ve Hindistan, kuzeydoğuda Çin, doğuda Laos, güneydoğuda Tayland ile komşudur. Güney ve güneybatıda Andaman Denizi ve Bengal Körfezi'ne kıyısı vardır. Myanmar Güneydoğu Asya anakarasındaki en büyük, Asya genelinde ise 10. büyük ülkedir. 2017 verilerine göre nüfusu 54 milyondur. Başkenti Nepido, en büyük şehri Yangon'dur.

<span class="mw-page-title-main">İlahi</span>

İlahi, Allah'ı veya çeşitli kutsal kişi ya da varlıkları övmek amacıyla bestelenen sözlü dinî şarkılar. İlahi kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve "Ey Tanrım!" anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Din felsefesi</span> Felsefe dalı

Din felsefesi, dinin kendiliğinden varoluşsal hareketi için bir tür rasyonel bir meşrulaştırma sağlayan felsefe dalıdır. Kutsallık, Tanrı, kurtuluş, ibâdet, peygamber, kurban, dua, vahiy, ayin ve sembol gibi dinler tarihinin temel konularını analiz eden din felsefesi; dinin, dini tecrübenin ve onun ifadesinin doğasını belirler. Din felsefesi dini konu edinen, dinin insan var oluşunun kaynağı, insan doğasının ve kaderinin kaynağı ve değerleri ile ilgili sorunları ele alarak sorgulayan felsefe disiplinidir.

<span class="mw-page-title-main">Tengricilik</span> Türk ve Moğol halkları tarafından inanılan çok tanrılı ve daha sonra tek tanrılı din

Tengricilik veya Tengrizm, Avrasya stepleri'nde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan dinî bir inançtır. Türk ve Moğol toplumlarının inandığı dinlerden biridir. Tengri'ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik bu inancın ana kısımlarını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türbe</span> İslami kültürde saygın kişilere ait mezar

Türbe, devlet görevlilerinin veya din âlimlerinin mezarlarının bulunduğu oda şeklindeki yapıya verilen isimdir. İçerisinde çoğunlukla saygın kişilerin gömülü olduğu anıtsal tarihi mezarlar için de türbe kelimesi kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Roma mitolojisi</span> Antik Romada yaşayan insanların mitolojik inançlarının bütünü

Roma mitolojisi, Antik Roma'da yaşayan insanların mitolojik inançlarının bütününe verilen isimdir. Genelde iki ana bölümü olduğu düşünülür; ilk bölüm ki daha sonraları etkin olmuştur ve edebidir, genellikle Etrüsk mitolojisindeki öğelerin Romalılaştırılmış hallerinden meydana gelir, ikinci bölüm ise daha erken dönemlerde etkin olmuş olan ve daha çok kültik olan farklı uygulama ve inançlara sahip daha özerk bir bölümdür.

<span class="mw-page-title-main">Animizm</span> Nesnelerin, yerlerin ve yaratıkların hepsinin ayrı bir ruhani öze sahip olduğuna dair dini inanç

Animizm ya da Canlandırmacılık, doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu kabul eden görüş. Animizm, hayvanları, bitkileri, kayaları, nehirleri, hava sistemlerini, insan eserlerini ve bazı durumlarda sözcükleri canlı, fail ve özgür iradeye sahip olarak kabul eder. Animizm bir din olmaktan öte bir din sistemidir. Animizm, mantıksal temellerin ve prosedürlerin ötesinde doğaüstü evrene odaklanan metafizik bir inançtır ve özellikle maddi olmayan ruh kavramına odaklanır.

Batıl inanç, genellikle bilgisizlikten, bilimsel bilgilerin veya nedenselliğin yanlış anlaşılmasından, kadere veya büyüye inanmaktan, olağanüstü etkileri algıladığını sanmaktan veya bilinmeyene karşı duyulan korkudan kaynaklanan inanç veya uygulamalardır. Batıl inançlar çoğu zaman şans, kehanet ve belirli ruhani varlıklarla ilişkilidir. Kaynak ve mantıklı bir açıklamadan uzak, uygulamalarda din adı kullanılan inanç ve hareketlere söylenen bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Şaman</span> Eski Orta Asya devletlerinde dinsel kişilik

Şaman ya da Kam, Şamanizm dinine inanan kavimler tarafından, ruhlarla insanlar arasında iletişim kurduğuna inanılan dini liderdir. Tunguzcada ve Mançucada ''büyücü'' veya ''kahin'' anlamına gelmektedir.

Ermeni dini ve mitolojisi, Ermenilerin Hıristiyanlığı kabulünden önceki ve Hristiyanlığı kabul ettikleri erken dönemlerdeki, Hristiyanlık dışı inanış, gelenek ve mitoloji bütününü ifade etmektedir. İlk dönemlerde kendine özgü karakterlerini korumakla birlikte Asyalı diğer kavimlerin ve çeşitli Anadolu uygarlıklarının inanç ve mitolojilerinden etkilenen Ermeni dini ve mitolojisi zamanla özellikle Perslerin etkisinde kalmış ve özellikle Zerdüştlüğü kendi farklı inanç, gelenek ve mitolojik yapısına adapte ederek benimsemiştir.

Müneccimler veya yıldızbilimciler, Hristiyan geleneğinde bebek İsa'ya "Yahudilerin kralı" olarak hürmetlerini sunmak için doğudan geldiğine ve hediye olarak altın, günnük ve mür getirdiğine inanılan soylu âlimlerdir.Kitâb-ı Mukaddes'te isimlerinden ya da kral olduklarından bahsedilmez ancak sonraki dönem efsanelerde Gaspar, Melkior ve Baltazar isimli üç kral oldukları söylenir. Batı efsanelerinde üç kişi, doğu efsanelerinde 12 kişi oldukları söylenir.

<span class="mw-page-title-main">Myanmar'daki Yahudilerin tarihi</span>

Myanmar'daki Yahudilerin tarihinde kayıtlara geçen ilk Yahudi, 18. yüzyılda Myanmar Kralı Alaungpaya'nın ordusunda yer alan Solomon Gabirol'du.

Slav mitolojisi, Slavların Hristiyanlığı kabul etmelerinden önce inandıkları çok tanrılı dinin mitolojisidir. Din, Ön Hint-Avrupa dinleriyle bağlantısı olan pek çok dinle ortak özelliklere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mısır dini</span>

Antik Mısır dini, Antik Mısır toplumunun ayrılmaz bir parçası olan ve çok tanrılı ve ritüelleri karmaşık bir inanç sistemi vardı. Mevcut olduğuna inanılan ve kuvvetler ve doğa unsurları, kontrolünde olan birçok tanrılar ile Mısırlıların etkileşimi üzerinde yoğunlaşmıştır. Mısırlı din uygulamalarını tanrılar sağlamakta ve halk ise onların beğenisi kazanmak için bir çabaları vardı. Mısır'ı tarihteki kral ile aynı statüsü ile aynı olan ve aynı zamanda tanrı olan Firavunlar yönetirdi. Firavunlar bir insan olmasına rağmen, Firavunların tanrıların soyundan olduğuna inanılıyordu. Firavunlar insanlar ve tanrılar arasında arabulucu olarak görev aldılar, evrendeki düzeni korumak ve tanrıların tekliflerini yerine getirmek zorundaydılar. Mısırlılar tanrılar için muazzam tapınaklar yapmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Çin'de din</span> Çin içerisindeki birçok din

Çin, dünyanın en eski ve sürekli öğreti ve felsefi geleneklerinin beşiği olmuştur. Çin'de batıdaki anlamıyla bire bir örtüşen bir din anlayışı hiç olmamıştır. Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan düşünce okulları kendi içinde özgün olarak sürekli gelişmiştir. Bu yüzden Çin'de inanç sistemleri olarak Çin kültürünü tarihi boyunca şekillendiren Konfüçyüsçülük, Taoizm ve çok sonradan gelen Budizm düşünce okulları sıralanır. Bu iç içe geçmiş düşünce okulları kendi aralarında kökten farklı bir evren anlayışı taşımazlar ancak klasik anlamıyla batıda ortaya çıkan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinden kökten ayrıdırlar. Bu düşünce okulları öncesinde de Çin'in hem toplayıcı ve avcı şamanik toplumlarında hem de yerleşik tarım toplumları döneminde kainatın doğuşuyla ilgili anlatılan masal ve efsanelerde evrenin; klasik dinlerde olduğu gibi bir yaratıcı tarafından yaratılmasından çok her şeye hamile olan ve hiçbir şeyin henüz bir biçimi olmadığı karanlık bulamaç bir şeyden doğduğu inançları yer bulmaktadır. Bu bulamaç, karanlık hiçbir nesnenin henüz şekil almadığı ama her şeye hamile olunan bu hale masallarda Hundun, düşünce okullarında Dao denmektedir. Dao'dan Gök ve Yer yani somut ve soyut olan her şey doğar, yin ve yang değişim ilkeleriyle her şey biçim alır ve dönüşür. Günümüzde Kuantum Kuramı'nın kozmogoni görüşleri Çin'de ortaya çıkan bu evren anlayışına daha yakın durmaktadır. Gök uzayı, yer ise yıldızlar, gezegenler gibi yoğun her şeyi temsil etmektedir. Dao düşünce okulunda Gök ve Yerin ham doğası yani kendiliğindenlik hali olan Zìrán (自然)'a uyması çabasız çabayı uygulaması en uygun yönetim olarak anlatılırken, Konfüçyüsçü okullara göre ise Gök ve Yer ilişkisi hiyerarşik ele alınır, erdem ve görevlere önem verilir, dolayısıyla devletin yönetimi ve halk ile ilişkisi buna uymalıdır anlayışı hakim olmuştur. Çin imparatorları, özellikle Konfüçyüs okuluna göre Gök gibi olmalıydılar ve bu yüzden "Göğün Vekaleti"ni (Tianming) talep edip Çin efsanevi ve geleneksel pratiklerine katılırlardı. Yaygın inanç sistemi bu şekilde kendini gösterirken sonraki yüz yıllarda Batıda ortaya çıkan dinler Çin'de yayılmak istemiş olsa da halk arasında bu inanç sistemleri çok rağbet görmemiştir. Ancak günümüzde sayıları fazla olmasa da Çin'de Hristiyanlık ve müslümanlık da yaşamaktadır. 1949 Mao Zedong devriminden beri Çin, bir ateist ve Marksist kurum olan Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Bu dönemde bilimsel bir zemini olmayan hiçbir görüşe izin verilmedi. Dini hareketler ve kurumlar önce hükûmet kontrolü altına alındı, sonra Kültür Devrimi (1966-1976) sırasında baskıya uğradı. Devrimin yumuşama döneminde geleneksel öğretiler ve sonradan gelen dini örgütlere haklar verilmeye başlanmıştır. Hükûmet henüz beş tane öğreti ve dini resmen tanımaktadır: Budizm, Taoizm, İslam, Protestanlık ve Katoliklik. 21. yüzyılın başında kurumsal idarelerde Konfüçyüsçülük ve Çin halk gelenekleri giderek daha fazla tanınma kazanmaktadır.

Kongo dini veya Kongo mitolojisi, KiKongo konuşan halkların geniş geleneksel inançları kapsar. Din, dünyayı ve içinde yaşayan ruhları yaratan Nzambi Mpungu adlı bir ana yaratıcı tanrı fikrine dayanmaktadır. Dinde Nganga olarak bilinen rahip doktorları vardır. Bu rahip doktorlar takipçilerinin zihinlerini ve bedenlerini iyileştirmeye çalışır. Bir Nganga olmak gibi aracı roller, diğer ruhlar ve atalar dünyasından iletişim gerektirir. Evren, yaşayanlar ve ölüler dünyası olmak üzere iki dünya arasında bölünmüştür, bu dünyalar bir su kütlesi tarafından bölünmüştür. İnsanlar bu dünyalardan sürekli olarak döngü halinde geçerler.