Eyyûbîler, Eyyûbîler Devleti veya Eyyûbî Sultanlığı, Zengî Devleti'nin komutanı ve daha sonradan Fâtımî Devleti'nin veziri olan Selahaddin Eyyubi'nin 1171 yılında kurduğu Eyyûbî Hanedanı'nın Mısır ve Suriye'de egemen olduğu Sünni Müslüman bir devlettir. En güçlü olduğu dönemde Mısır, Suriye, Irak, Hicaz, Filistin, Libya, Yemen ve Levant bölgelerini egemenliği altında tutmuştur. 1171'de Selahaddin Eyyubi tarafından Mısır'daki Şii Fâtımî Hâlifeliği'nin ortadan kaldırılmasının ardından doğan bir iktidar boşluğuyla tarih sahnesine çıkan devlet, 1187'de Hıttin Muharebesi ile Kudüs'ü Hristiyanlardan geri almış ve Orta Doğu'da önemli bir güç hâline gelmiştir. Hanedanlık, bölgedeki hâkimiyetini 13. yüzyılın ortalarına kadar sürdürmüştür.
Ayn Calut Muharebesi,, 3 Eylül 1260'ta Memlük Ordusu ile İlhanlılar arasında, Celile Bölgesi'nin Ayn Calut mevkiinde yapılan muharebe.
İlhanlılar veya İlhanlı Devleti, Cengiz Han'ın torunu Hülagû Han tarafından, merkezi Tebriz olmak üzere Orta Doğu'da kurulan Moğol devletidir.
I. Baybars ya da tam künyesiyle el-Melikü'z-Zâhir Rüknüddîn Baybars el-Bundukdârî, Mısır ve Suriye'de hüküm sürmüş Kıpçak asıllı Memlûk Devleti sultanıdır. Baybars, muhtemelen 15 yaşında köle olarak satın alınıp bir memlûk olarak yetiştirilmiş, yeteneği sayesinde hızla terfi ederek emirliğe kadar yükselmiştir. Mansure Muharebesi ve Ayn Calut Muharebesi'ni başarılı sevk ve idaresiyle bu muharebelerin kazanılmasında başrol oynamış ve ün kazanmıştır. Mısır Eyyûbî sultanı Turanşah'ı bir suikastla öldürmesinden sonra Kutuz sultan olmuş, Baybars çeşitli nedenlerle onu da öldürerek Memluk Sultanlığı hükümdarı olmuştur. Devletin gerçek anlamda kurucusu olarak kabul edilir. Pek çok Haçlı kalesini ve kentini ele geçirmiş, Levant'daki Haçlı varlığını birkaç sahil kentine kadar daraltmış, İlhanlılar'ın Kuzey Suriye'deki varlığına son vermiştir. Anadolu Selçuklu Devleti'ni İlhanlı işgalinden kurtarmak için Anadolu'ya bir sefer düzenlemiş olmasına rağmen Anadolu Selçuklu yöneticilerinden vadedilen desteği göremeyince ülkesine geri dönmüştür.
Hülâgû Han, Batı Asya'nın çoğunu ele geçiren Moğol hükümdar. İlhanlılar'ın kurucusudur. Cengiz Han'ın torunu olmakla birlikte Moğol İmparatorluğu'nun diğer büyük hanlarından Mengü Han, Arıkbuka Han ve Kubilay Han'ın da kardeşidir. Annesi Sorgaktani Hatun ve karısı Dokuz Hatun, tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan Ketboğa gibi dinine bağlı birer Nasturi Hristiyanlardı. Moğol İmparatorluğu'nun dinlere karşı alışılmış hoşgörüsüne karşın Hülâgû'nün Müslümanlara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor.
Kutuz ya da tam adıyla Seyfeddin Kutuz, Türk kökenli asker ve devlet adamı. Celaleddin Harzemşah'ın yeğeni idi. Mısır'da kısa bir süre hüküm sürmüş Memluk sultanıdır.
Ketboğa Noyan, Moğol İmparatorluğu'na bağlı bir grup olan Naymanların Doğu Hristiyanıydı. Moğol İlhan Hülâgû'nun teğmeni ve sırdaşıydı ve 1258'de Bağdat'ın yağmalanması da dahil olmak üzere Ortadoğu'daki fetihlerinde ona yardımcı olmuştur. Hülâgû, Moğolistan'daki bir törene katılmak üzere kuvvetlerinin büyük bir kısmını yanına aldığında Ketboğa, Suriye'nin kontrolüne bırakıldı ve güneye, Kahire merkezli Memlûk Devleti'ne doğru devam eden Moğol baskınlarından sorumlu oldu. 1260 yılında Ayn Calut Muharebesi'nde öldürüldü.
VII. Davit Ulu, Bagrationi hanedanına mensup 1247-1270 yılları arasında hüküm sürmüş Gürcü Kralı. Gürcü Krallığının ikiye bölünmesinden sonra Tiflis başkentli doğu kısmında Moğol İmparatorluğu boyunduruğunda hüküm sürmüştür.
Humus Muharebesi, aşağıdaki anlamlara gelebilir.
İkinci Humus Muharebesi, batı Suriye'de, Humus kenti ve civarında, Türk kökenli Memlük Sultanlığı ve Moğol İmparatorluğu'nun, İran merkezli İlhanlı İmparatorluğu kolu arasında, 29 Ekim 1281 tarihinde yapılan ve Memlük zaferiyle sonuçlanan savaştır.
Vâdi'l-Haznedâr Muharebesi ya da Üçüncü Humus Muharebesi, Batı Suriye'de, Humus kentinin hemen kuzeydoğusundaki Vadi'l-Haznedar'da, Mısır kökenli Memlük Sultanlığı ve Moğol İmparatorluğu'nun, İran merkezli İlhanlı İmparatorluğu kolu ve bu kola yardım eden Kilikya Ermeni Krallığı ile Gürcü Krallığı arasında, 22-23 Aralık 1299 süresince yapılan ve Suriye Moğol Akınları içerisinde Moğol zaferiyle sonuçlanan tek savaştır. Bu savaş sonrasında, daha önceki 4 savaşı kaybeden Moğollar kendilerine güven kazanarak, güneye ilerlemiş ve 1303'te, yine Memlüklerle Şakhab Muharebesi'ni yapmışlardır. Ancak orada da yenilgiye uğrayan Moğol İmparatorluğu, Suriye akınlarına son vererek Suriye'yi terk etmişlerdir.
Eşref Musa veya Melik Eşref Musa çocuk yaşında Emir Aybeg tarafından ismen son Eyyubiler Mısır Sultanı olarak 1250-1254 döneminde Mısır Sultanı olarak tahta geçirilmiş ve tahttan indirilmiş hükümdar.
Nasır Davud, babası ölünce 1227 – 1229 döneminde kısa bir süre beşinci Eyyubiler Suriye Sultanlığı yapmış; bu sultanlıktan azlinden sonra 1229 – 1248 döneminde Kerek Emirliği görevine geçmiş; 1248'de bu emirlikten azledilikten sonra 21 Mayıs 1259'da Moğollardan kaçmakta iken Şam yakınlarında Buvayda köyünde ölmüştür.
Elbistan Muharebesi ya da Elbistan Savaşı 15 Nisan 1277'de Sultan Baybars komutasındaki Memlük ordusuyla Tatavun Noyan komutasındaki Ermeni, Gürcü ve Selçuklu destekli Moğol ordusunun karşılaştığı muharebedir. Savaş, Elbistan Ovası'nın Kalfa çayırında cereyan etmiştir.
Fâriskûr Muharebesi, Yedinci Haçlı Seferi'nin son büyük muharebesidir. Muharebe, 6 Nisan 1250'de Fransa Kralı IX. Louis liderliğindeki Haçlılar ile Eyyubi Hanedanı'ndan Turanşah liderliğindeki Mısır kuvvetleri arasında yapıldı. Mansûre Muharebesi'nde daha önceki bir Haçlı yenilgisinin ardından, Fâriskûr, Haçlı ordusunun tamamen yenilgisiyle ve IX. Louis'nin ele geçirilmesiyle sonuçlandı.
Nasır ad-Din al-Malik al-Mansur İbrahim bin Asad ad-Din Shirkuh, daha çok Mansur İbrahim olarak bilinir,, Eyyûbî hanedanı altında 1240'tan 1246'ya kadar Humus emiri ("valisi") olan Kürt hükümdarıydı. Humus'u göreceli bir bağımsızlıkla tuttu, ancak başlangıçta Şamlı Sâlih İsmail'in komutası altındaydı. Daha sonra Sâlih İsmail ve onun Harezmşah müttefiklerine karşı savaşacaktı. Mansur, Sâlih İsmail ile 1241, 1242, 1244 ve 1246'da karşı karşıya geldi.
Şakhab Muharebesi, Merc-i Suffar Muharebesi olarak da bilinir, 20 Nisan - 22 Nisan 1303 tarihlerinde Memlükler ile Moğollar ve onların Ermeni müttefikleri arasında Suriye'de Şam'ın hemen güneyinde El-Kisve yakınlarında meydana gelmiştir. Muharebe, diğer Müslümanlara karşı tartışmalı cihat ve savaşa bizzat katılan İbn Teymiyye tarafından yayınlanan Ramazan ile ilgili fetvalar nedeniyle hem İslam tarihinde hem de kendi döneminde etkili olmuştur. Moğollar için feci bir yenilgi olan muharebe, Levant'ın Moğol istilasına son vermiştir.
1240'lı yıllardan itibaren Moğollar, Suriye'yi defalarca işgal ettiler veya bu yönde girişimleri olmuştur. Çoğu başarısız olmuş, ancak 1260 ve 1300'de Halep ve Şam'ı ele geçirerek ve Eyyubi hanedanını yok ederek bir miktar başarı elde etmişlerdir. Moğollar, başta Mısır Memlükleri olmak üzere bölgedeki diğer güçler tarafından her seferinde aylar içinde geri çekilmek zorunda bırakılmışlardır. 1260 sonrası çatışma Memluk-İlhanlı Savaşı olarak tanımlanır.
Berke-Hülâgû savaşı, iki Moğol lideri, Altın Orda'nın Berke Hanı ile İlhanlılar'ın Hülâgû Hanı arasında gerçekleşmiştir. 1258 yılında Bağdat'ın yıkılmasından sonra 1260'lı yıllarda daha çok Kafkas Dağları bölgesinde savaşılmıştır. Savaş, Moğol İmparatorluğu'nda, her ikisi de Büyük Han unvanını alan Tuluy ailesinin iki üyesi Kubilay Han ve Arık Böke arasındaki Toluid İç Savaşı ile örtüşmektedir. Kubilay, Hülâgû ile ittifak kurarken Arık Böke, Berke'nin yanında yer aldı. Hülâgû, Möngke Han'ın yerine yeni bir Kağan'ın seçilmesi için Moğolistan'a gitti, ancak Ayn Calut Muharebesi'nin Memlüklere yenilmesi onu Orta Doğu'ya geri çekilmeye zorladı. Memluk zaferi Berke'yi İlhanlıları işgal etme konusunda cesaretlendirmiştir. Berke-Hülâgû savaşı ve Toluid İç Savaşı ile bunu takip eden Kaydu-Kubilay savaşı, Moğol İmparatorluğu'nun dördüncü Büyük Hanı Möngke'nin ölümünden sonra Moğol imparatorluğunun parçalanmasında önemli bir an oldu.