Klasisizm, Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan tarihselci yaklaşım ve estetik tutumdur. "1660 ekolü" olarak da bilinir.
Aporia, genel olarak konuşmacının konunun hangi yönü takip etmesi gerektiği, konuya nereden başlanıp nerede bitirileceği, ne deneceği hakkında yolunu yitirdiği durumun adı olarak ya da konuşmacının ne söyleyeceğini ya da düşüneceğini bilmediği bir durumda başvurduğu, genellikle yapmacıklı kuşku ifadesi olarak tanımlanır. Etimolojik olarak, "Aporia" kelimesi, Yunanca ἀπορία kelimesinden gelir ve "geçişin olmaması", "çıkmaz", "geçişte zorluk", "şaşkınlık" anlamlarına gelir.
Gorgias, Yunan filozof ve sofisti. Memleketi Sicilya'da bulunan bir Yunan kolonisi olan Lentini'dir. Yunan filozofu Gorgias, ölü annesinin cenaze tabutunda doğmuştur. Tabutu taşıyanlar defnedilme sırasında Gorgias’ın ağlamalarını duymuşlardır. Pelaponez Savaşı (427) sırasında Atina'ya geldi. Hatip olarak tanınır oldu. Yazdıklarından çok az bir kısmı günümüze kalmıştır. Nihilizmin ve daha da çok kuşkucu düşüncenin gelişmesinde önemli bir filozof olarak yer almaktadır. Empedokles'in öğrencisi olmuştur ve ondan hem doğa felsefesini hem de hitabet sanatını öğrenmiştir. Bu sanattaki ustalığıyla Atina'da önemli etkilerde bulunmuş ve bu sanatın en önemli geliştiricilerinden biri olmuştur. Elea Okulu'nun diyalektik anlayışı üzerinde derin bir etkisi olduğu belirtilmektedir.
Protagoras, Sofistlerin en önemli ve kurucu filozoflarındandır.
Antisthenes, Kinik okulu kurmuş olan Yunan düşünür.
Abdera Okulu, İlkçağ felsefesinde, Atomcu Milet'li Leukippos ile Seferihisar'lı (Teos) Demokritos tarafından kurulmuş olan, ünlü temsilcileri arasında Kioslu Metrodoros ve Anaxarkhos'un bulunduğu adını Trakya'da iskeçe yakınlarındaki bir kentten alan okul. Leukippos Miletli ve Demokritos Teoslu olduğu halde, Abdera'da yaşamış ve çalışmış olmaları nedeni ile bu adla anılmaktadırlar.
Sofistler, MÖ 5. yüzyılda para karşılığında felsefe öğreten gezgin felsefecilerdir. Özellikle Atina’da çağın önde gelen bilgeleri var olan değerleri (kritias) eleştirmişlerdir. Göreceli ve kuşkucu düşüncenin köklerini atmışlar ve geliştirici olmuşlardır.
Platonizm ya da Platonculuk, genel anlamda, Platon'un kurduğu ve daha sonra takipçileri tarafından geliştirilen felsefe öğretisi. Bu düşünce duyular dünyası ile gerçek dünya arasındaki karşıtlığa dayanır.
Batı felsefesi MÖ 6. yüzyılda Antik Yunan'da başladı. Sokrates öncesi filozoflar çoğunlukla Yunan dünyasının batı veya doğu çevrelerindendiler. Felsefi projeleri asıl, nihai ilkeyi bulmaya ve dış dünyanın doğasını çözmeye yönelikti. Şeylerin maddi ilkesini, kökenlerini ve yok oluşlarını algılamaya çalıştılar. İlk düşünürler olarak şeylerin ussal birliğini vurgulayarak dış dünyanın mitolojik açıklamalarını reddettiler. Cevap aradıkları başlıca meseleler şunlardır:
- Her şey nereden geliyor?
- Her şeyin yaratılış kaynağı nedir?
- Doğada bulunan şeylerin çoğul oluşlarını nasıl açıklarız?
- Matematiksel olarak doğayı nasıl tanımlarız?
Hippias veya Elisli Hippias, Yunan Sofistlerden biridir. M.Ö. 460 yılı civarında Atina'da doğan Hippias, Protagoras ve Sokrates'in genç akranıdır. Hitabet sanatında etkili olduğu gibi, matematiğe de önem vermiştir. Kendine özgü bir felsefe geliştirmemiş, ancak var olan felsefi düşünceleri etkili bir şekilde değerlendirmiştir. Platon'un diyaloglarında etik konularla ilgili tartışmalarda Hippias yer alır. Kücük Hippias diyalogunda Sokrates ve Hippias arasında yalan üzerine tartışma geçer.
Romanyot, Roma döneminden beri bugünkü Türkiye, Yunanistan ve bu ülkeleri çevreleyen bölgelerde yaşayan Yahudilere verilen addır. Kendi aralarında kullandıkları dil Yunancanın bir lehçesi olan ve İbraniceden kelimeler bulunan Yevanik'ti. Bu dil Sinagoglarının adları Yunanca olduğu gibi, duaların bazıları da yine bu dilde okunurdu. Bu dilin ölü bir dil olma ihtimali çok yüksektir. 1547 yılında Tevrat da Yunancaya çevrilmiştir. Gelenekleri de doğal olarak Rum yaşam tarzına yakın olmuştur.
Aristoxenus Taranto'lu bir Yunan filozofudur. Peripatetik ekolün bir sözcüsü olup, müzik ve ritim alanındaki teorisyenlerden biridir. Sokrates’in bir öğrencisi olan babası Spinthare tarafından eğitilen Aristoxène sonradan Pisagorcular’ca eğitilmiştir. Daha sonra Atina’ya gidip Aristo’nun yanında öğrenim gören Aristoxene özellikle felsefe, etik ve müzik konularında 453 yazı yazmıştır.
Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.
Filozof, felsefe ile uğraşan kişidir. Filozof kelimesi Antik Yunanca bilgelik aşığı anlamına gelen φιλόσοφος (filasofos) kelimesinden gelir. Cicero ve Diogenes Laertius’un, Eflâtun’un öğrencisi Herakleides Pontikos’un bugün elde bulunmayan bir eserine dayanarak verdikleri pek kesin olmayan bir rivayete göre filozof kelimesini ilk kullanan düşünür Pisagor olmuştur.
Antik Çağ Yunan Felsefesinde Aristoteles'ten itibaren Yeni Platonculuk'un ortaya çıkmasına kadar geçen döneme Helenistik felsefe adı verilir.
Antik Yunanistan'da din, Antik Yunanistan kökenli alan inançlar, ritüeller ve mitolojinin hem popüler halk dini hem de kült uygulamaları biçiminde toplanmasını kapsamaktadır.
Antik Yunan felsefesi, MÖ. 6. yüzyılda başlamış ve Hellenistik çağ ile Roma İmparatorluğu arasında devam etmiştir. Felsefe kelimesi Yunanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Önceleri bilimi, matematiği, siyaseti ve etiği de kapsayan bir terimdi. Yunan felsefesi Batı medeniyetinin bir ürünüydü. Roma'da, Rönesans'ta, Aydınlanma çağında ve İslam filozofları tarafından kullanıldı. Yunan felsefesi Antik Yakın Doğu felsefesinden etkilenmiş olabilir.
Eski Yunan’da devlet ile ilgili en önemli görüşler, Platon(427-347) ile Aristoteles(384-322) tarafından ileri sürülmüştür. Bunlardan özellikle Platon üzerinde Sokrates (469-399)’in önemli tesirleri olmuştur. Bu üç büyük Yunan düşünürleri de hayatı çeşitli tehlikelere maruz kalmış ve Sokrates, inandığı fikirler uğruna ölümlünü kendisi hazırlamıştır. Devlet ile ilgili görüşler, Platon ve Aristoteles’ten sonra da devam etmişse de bu görüşlerin hiçbiri bu iki filozofun devret teorileri ile kıyaslanamaz. Ancak, ortaya çıkan çeşitli okullar önemli siyasi hadiseleri hazırlamaları bakımından ayrı bir değer taşımaktadır. Örneğin, M.Ö. 3. yüzyılda ortaya çıkan Stoacı mektep evrensel bir dinin (Hristiyanlık) belirtisini bünyesinde toplamaktadır. Bu mektep ve bundan sonrakiler ise, tesirlerini Roma üzerinde de icra etmişlerdir. Roma İmparatorluğunun yayılması ile Eski Yunan felsefesi daha geniş bir bölgeye yayılmıştır. Yunan felsefesinin sona erdiği tarih M.S. 529 yılıdır. Bu tarihte Kayzer Justinian’ın emri ile Yeni Platon Mektebi Atina’da kapatılmıştır.
Hristiyan felsefesi, MS 2. yüzyıldan günümüze kadar Hristiyanlar tarafından ortaya konulan ve tartışılan felsefî fikirlerdir.
Panpsişizm, zihin felsefesinde, zihnin veya zihin benzeri bir yönün, gerçekliğin temel ve her yerde bulunan bir özelliği olduğu görüşüdür. Aynı zamanda, "zihnin, evrende var olan dünyanın temel bir özelliği olduğu" teorisi olarak da tanımlanır. En eski felsefi teorilerden biridir ve Thales, Platon, Spinoza, Leibniz, William James, Alfred North Whitehead, Bertrand Russell ve Galen Strawson gibi filozoflara atfedilmiştir. 19. yüzyılda panpsişizm, Batı düşüncesinde varsayılan zihin felsefesi görüşüydü, ancak 20. yüzyılın ortalarında mantıksal pozitivizmin yükselişiyle panpsişizm bir düşüş yaşadı. Bilincin zor sorusuyla son zamanlarda ilgi gören nörobilim, psikoloji ve kuantum fiziği alanlarındaki gelişmeler, 21. yüzyılda panpsişizme olan ilgiyi yeniden canlandırdı.