
Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.
Tūnyokuk, Göktürk Kağanlığının yabgusudur. "Aşina" ailesinin akrabalarından Göktürk "Aşide" ailesindendir. Göktürkler ve diğer Türk göçebe imparatorluklarının kurucusu ve yönetenleri, Aşina sülalesindendir.

Bilge Kağan Resmi unvan: "Tengriteg Тengride bolmuş Türk Bilge Kağan" :Tanrı gibi gökte olmuş Türk Bilge Kağanı İkinci Göktürk Kağanlığı'nın kağanlarındandır. Türk tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak değerlendirilir.

Kül Tigin veya Köl Tigin, d. 684 - ö. 27 Şubat 731), İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nı ağabeyi Bilge Kağan ile birlikte yöneten devlet başkanıdır. Kül Tigin, devletin askerî kanadını yönetiyordu.

Orhun Vadisi Moğolistan’ın göbeğinde, başkent Ulan Batur’dan 370 km uzaklıkta Orhun Nehrinin etrafında bulunmaktadır. Orhun Vadisi 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır. Orhun Vadisinin tarih açısından büyük önemi vardır. Uygur Kağanlığı ve bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğu olan Moğol İmparatorluğu'nun başkentleri Orhun Vadisi’ndedir. Bu yüzden Orhun Vadisi Hun İmparatorluğu, Göktürk Kağanlığı, Uygur Kağanlığı ve Moğol İmparatorluğu’na ait arkeolojik kalıntılar, eski kent ve yerleşim merkezlerinin enkazları, yazılı ve dikil taşlar, mezarlar ve Budist tapınaklarının bulunduğu, çok sayıda tarihi bilgi içeren kültürel bir miras olarak kabul edilmektedir.

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.

Tonyukuk Yazıtları ya da uluslararası literatürdeki adıyla bulunduğu yere nisbetleBain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarından birisidir. Moğolistan'ın başkenti Ulan Bator'un ilçesi Nalayh'ta Bayan Tsokto adlı yerde bulunmuştur.
GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı, Çin egemenliğine giren Göktürkler Kutluk Kağan zamanında yeniden bağımsızlığına kavuştu. Bu yüzden bu devlete "Kutluk Devleti" de denir.

Çoyr Yazıtı, Çöyr Yazıtı ya da Çoyren Bengi Taşı, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemi, 7. yüzyılda 6 dizelik bir bengi taş olarak dikilmiş şimdiye dek bulunan en eski Türk yazıtıdır. Moğolistan’ın Dornogovı aymağı (köy) Çöyr demiryolu istasyonundan 15 km kuzeydoğu yönünde, Urga-Kalgan yolunun doğusunda, Sansar-Ula dağının güney eteklerindeki kurgan yerinde 1928’den önce Jamtsarano Tseeveen ve Sendsüren tarafından bulunmuştur. 682-691 yılları arasına ait olduğu düşünülür. Kimi görüşlere göre Çoyr yazıtı, Türkler'e ait en eski metinler olarak kabul edilen Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarından daha eski olup; Türkçenin tarihlendirilen en eski yazıtıdır.

Yollıg Tigin ya da tahta oturduktan sonraki adıyla Ay Kağan, Türkçenin Tonyukuk'tan sonra bilinen ilk yazarı ve İkinci Göktürk Kağanlığı'nın 5. kağanıdır. Bir Göktürk hükümdarı olmasına rağmen Türkiye Türkçesinde "Ay Kağan" değil "Yollıg Tigin" olarak bilinir. Bunun nedeni henüz bir tigin (prens) iken yazdığı Göktürk Yazıtları'nda "Yollıg Tigin" adını kullanmasıdır. Tonyukuk Yazıtı ile birlikte Bilge Kağan ve Köl Tigin yazıtları; Türk siyasi tarihinin dayandırıldığı ilk Türkçe belgeler olduğu için, Yollıg Tigin; hükümdarlığından çok sanatçı yönüyle ön plana çıkmıştır.
Ozmış Kağan, Göktürk Kağanlığı'nın son kağanıdır.
Bolçu Muharebesi, 711'de Göktürk Kağanlığı ile Türgişler öncülüğündeki ittifak kuvvetleri arasında gerçekleşen muharebedir. Muharebe, kesin Göktürk zaferiyle sonuçlanmıştır.

Kutluk Bilge Kül Kağan, 744'te Uygur Kağanlığı'nı kuran devlet adamı. Uygur Kağanlığı'nı 744'ten 747'ye kadar yönetmiştir. Uygurları oluşturan dokuz boydan, hükümdar ailesinin mensup olduğu Yaglakar uruğundandır. Bilge Kül Kağan'ın adı Karabalgasun Yazıtı'nın Çince metninde Kutlug Boyla şeklinde geçmektedir. Kağan olduktan sonra bugünkü Karabalsagun olarak bilinen yerde başkent olarak inşa ettirdiği Ordu-Balık kenti Türklerin kurduğu ilk kenttir. Böylece Türklerin kutsal başkenti Ötüken başkentliğini kaybetmiş, Türkler yerleşimlerini Orhun Nehri'nin dış havzasındaki yamaçlardan bizzat nehrin yatak boylarına taşımıştır.
Ur Çor Kağan, An͡gçı Kağan, Ay Çor veya Ur Beg, babası Külüg Bilge'nin kısa süreli saltanatından sonra 790'da Uygur Kağanlığı tahtına çıkan Uygur-Türk kağanı. 790-795 arasında Uygur Kağanlığı'nı yönetmiştir. Kağanlığı boyunca küçük yaşı nedeniyle devlete aygucı İl Ögesi Inançu Bilge hâkim olmuş, Ur Çor'u himayesine almıştır.
Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.
Tang imparatoriçesi Wu Zetian'ın kurduğu Zhou Hanedanlığı ve İkinci Göktürk Kağanlığı arasındaki savaşlar 693 yılında Kapgan Kağan ve Aygucı Tonyukuk'un Büyük Kuzey Çin akını ile başlamıştı. Bu Göktürk - Tang savaşının çeşitli nedenleri vardı. Bunların başında Kapgan Kağan'ın devleti güçlendirip büyütme isteği geliyordu. Kapgan Kağan'ın bir kızını Wu Zetian'ın yönetimden uzaklaştırdığı Tang Hanedanı'ndan bir prensle evlendirmek istemesi, ancak Wu Zetian'ın bu isteği geri çevirip kendi ailesinden birini güvey adayı olarak göndermesi savaş için yeterli gerekçeyi yaratmıştı. Yapılan birçok akından sonra 701 ya da 702 yılında yani Kül Tigin 16 yaşındayken, Göktürk ordusu Kuzey Çin'deki Kansu bölgesinin kuzeydoğusuna bir akın düzenledi. Lev Nikolayeviç Gumilyov ile Giraud bu akının Maveraünnehir'e yapıldığını ileri sürmektedirler ancak bu seferin Kansu - Ordos'a yapıldığı açıktır.Bu sefere Kül Tigin ve Bilge Şad da katılmışlardı. Orhun Yazıtları'nda Iduk Baş olarak geçen yerde Göktürk ordusu, Ong Tutuk komutasındaki beş tümenlik bir Zhou ordusuyla savaştı. Kül Tigin yaya olarak saldırdı, Ong Tutuk'un silahlı kayınbiraderini kendi elleriyle tutup (yakalayıp) Kapgan Kağan'a sundu. Ardından Zhou ordusu bozguna uğratılarak yok edildi. Bu savaştan sonra altı yıl boyunca büyük çarpışmalar yapılmamıştır ancak küçük çaplı akınlar sürdürülmüştür.
Küçlüğ Bilge Hatun, yılları arasında yaşamış bir Göktürk hatunudur. Normalde Küçlüğ Bilge Hatun ile ilgili, kaynaklarda hiçbir bilgi geçmez. Ancak Fransız Türkolog Édouard Chavannes, Çin Kaynaklarına Göre Batı Türkleri adlı eserini yazarken bu hatunun mezar yazıtını bulmuştur. Adına yazıt dikilen bu kişinin babası, elbiselerini sağ tarafa ilikleyenlerin (Göktürklerin) ulu kağanı Kapgan Kağan'dır. Küçlüğ Bilge Hatun, babası Kapgan Kağan'ın Bayırku Seferi dönüşünde suikaste uğrayıp öldürüldüğü ve Göktürklerin büyük kargaşalara sürüklendiği yıllarda, kocası ile birlikte Tang Hanedanlığı'na sığındı. Küçlüğ Bilge Hatun'un kocası yasaları ihlal ettiği için hapsedildi. Kendisi de öldürülecekti ki Tang imparatoru tarafından affedildi ve saraydaki hizmet eden odalıkların başına getirildi. Küçlüğ Bilge Hatun, daha sonra Tang imparatorundan özel izin alarak ağabeyi Mo Tigin'in malikanesine döndü. Kendisine ipekli kumuşlar ve şahsı tarafından kullanılacak giysiler de verildi. Daha sonra Tang imparatoru, Küçlüğ Bilge Hatun'u, amcasının oğlu ve Otuz Aşiretin Büyük Kağanı Bilge Kağan ile evlendirmek istedi. Ancak Bilge'nin ilk eşi Pofu Hatun geçimsizlik çıkartıp Balasagun'da bulunan babası Tonyukuk'un yanına küs olarak gidince evlilik işi gerçekleşmedi.
Göktürk adıyla da bilinen Türk Kağanlığı, Aşina ailesi yönetimindeydi. Bu ailenin kağanlık, yabguluk gibi üst görevler yapan üyeleri aşağıda gösterilmiştir. Renkli kutular kağanları gösterir. Buna göre;
Kutlug Kağan Yazıtı, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu İlteriş Kağan’a ait olduğu düşünülen yazıttır. 2019'da Arhangay'daki Nomgon Ovası'nda çalışmalarına başlayan Türk Akademisi ile Moğolistan Arkeoloji Enstitüsünden bilim insanları, Temmuz 2022'de başlayan çalışmalarında m.s. 700. yıla ait yaklaşık 250 metrekarelik bir kurganda yapılan kazıda keşfettikleri külliyede ağustos ayında iki yüzü Göktürkçe ve bir yüzü Soğdca yazılmış bir taş bulmuştur. Yazıtın İkinci Göktürk Kağanlığı'nı yeniden canlandıran Kül Tigin ve Bilge Kağan'ın babası İlteriş Kağan adına dikildiği sonucuna varılmıştır. İlk araştırmalarda yazıtın üzerinde "Tanrı", "Türk", "Kutlug", "tümen" gibi bir dizi kelime tespit edilmiştir. "Türk" adının ilk kez geçtiği Göktürk döneminin en eski yazılı anıtı olarak kabul edilmektedir.