
Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

Buhârî ya da tam künyesiyle Ebû Abdillâh Muhammed bin İsmâîl bin İbrâhîm el-Cu'fî el-Buhârî, Buharalı Fars bir muhaddistir. Yazdığı Sahih-i Buhârî diye bilinen eser, daha sonradan Sünni Müslümanlar için güvenilir hadis kaynaklarını teşkil eden ve Kütüb-i Sitte diye anılan serinin ilk kitabıdır.

Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

Câferîlik ya da Câʿferîyye, İslam dininin Şii fıkıh mezheplerinden biridir. İsmini kurucusu olan Ca'fer es-Sâdık'tan (699-765) alır. Başta İran olmak üzere Azerbaycan ve Irak'ta yaygındır. Yer yer Türkiye'nin Kars, Iğdır gibi illerinde ve bazı İslam toplumlarında görülmektedir. İsnâ‘aşer’îyye'nin temelini teşkil eden fıkıh ekolüdür. Şiîlerin çoğunluğunun mensup olduğu fıkhî mezheptir. Günümüzde Şiîler başlıca üç ana fırkaya ayrılmışlardır. Bunlar nüfus oranlarına göre sırasıyla İsnâ‘aşer'îyye, İsmâ‘îl’îyye ve Zeyd’îyye fırkalarıdır. İran'nda hakim olan İsnâ‘aşer'îyye fırkasının %90'ının takip ettiği resmî fıkhî mezhep Câferîlik'tir. Ayrıca, İsmâ‘ilîğin Mustâ‘lî-Tâyyîb’îyye kolu tarafından da fıkhî meselelerde takip edilmekte olan mezheptir.

Sarı Saltuk Baba Balkanların Osmanlılar tarafından fethedilmesinden önce başlıca Balkanlarda ve civârındaki bölgelerde seyahat ederek insanlara İslâm'ı tebliğ eden Alevî-Bektâşî şeyhi ve Türkmen bir Derviştir.

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

Musa el-Kâzım bin Câʿfer es-Sâdık, (Arapça: موسى بن جعفر الكاظم; 12 İmam'dan yedincisidir. Babası altıncı Câʿfer es-Sâdık, annesi ise Afrika kökenli eski bir köle ve öğrenci olan Hamide bint Said el-Berberiyye'dir. Eşi Ümmü Benin, annesi tarafından bir köleyken satın alınarak serbest bırakıldı ve bir İslam aliminin yanında eğitim gördü.
Keşfü'l-Hafâ, Aclûnî'nin, halk içinde 'hadis' olarak söylenegelmiş bazı rivayetleri incelediği eseridir.

Gadîr-i Hum İslam peygamberi Muhammed'in 16 Mart 632 tarihinde vereceği vaaz için Müslümanların toplanmış olduğu tarihsel etkinliktir. Şiilerin ve Arap Alevilerinin inancına göre İslam peygamberi bu vaazinde, Ali bin Ebu Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. Bu günün hicri yıldönümü Şiiler ve Arap Alevileri tarafından her yıl Gadir-i Hum Bayramı olarak kutlanır.
Muhammed Zahid Kevserî, Osmanlı dönemi din alimi, düşünür ve yazar.

Ömer, Ali'nin desteğini almak amacıyla Fatıma'nın evine gider ve burada bir dizi olay meydana gelir.

Muhammed Bâkır el-Meclisî, Şii alim ve müellif.

Caban el-Kurdi, İslam peygamberi Muhammed'in Kürt sahabesi.

Fatıma Mushafı,, Şii inanışa göre Muhammed'in ölümünden sonra kızı Fatıma'yı teselli etmek amacıyla Cebrail tarafından Fatıma'ya söylenen sözlerin Ali tarafından yazılmasıyla meydana gelen kitap.

Ümmü Gülsüm bint Ali,, Muhammed'in torunu, Ali ile Fatıma'nın kızı. Sünni ve bazı Şii kaynaklara göre Ömer'in eşidir.
Kırtas Vak‘ası, Kalem kağıt hadisi veya Perşembe günkü felaket Muhammed'in ömrünün son günlerinde bir şeyler yazdırmasını istediği bir olayı ifade eder. Tarihi kayıtlarda tevatür haddinde yer alan bu hadis, Şii ve Sünni kaynaklarda nakletmiştir.
El-İrşad, şii âlimi Şeyh Müfid tarafından yazılmış olan isnâaşeriyye imamların biyografilerini ihtiva eder. Arap diliyle yazılmış olan bu eser, yazarın en çok tanınan ve çeşitli dillere tercüme edilen çalışmasıdır. Bu kitap 12 imamın Hayatını anlatan en eski Kaynak kitaptır. Eser İslam alimleri arasında o kadar meşhur ki, Allameh Meclisi şöyle yazıyor: " el-İrşâd kitabı, yazarından daha meşhurdur".

Rukiyye bint Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, Dördüncü İslam halifesi ve İslam peygamberi Muhammed'in damadı Ali'nin oğlu üçüncü Şii imamı Hüseyin’in kızıdır. Hüseyin ve destekçilerinden oluşan küçük bir grup, Emevi halifesi Yezid'in emriyle 680'deki Kerbela Savaşı'nda katledildi. Sağ kalan kadın ve çocuklar daha sonra esir alındı ve başkent Şam'a götürüldüler. Rivayete göre Rukiyye burada yaklaşık üç yaşındayken öldürüldü. Şam'daki Rukiyye'ye atfedilen türbe, Şiiler için kutsal bir ziyaret yeridir. Hüseyin'in Kerbela olayından kısa bir süre sonra ölen çocuğu bazen Sakine olarak anılır.

Silsiletu’z Zeheb Hadisi ; şiilerin sekizinci imamı olan Ali er-Rızâ tarafından nakl edilmiş kudsi hadis. Şii inancına göre, şii imamlar bu hadisi atalarından ve sonra İslam peygamberi olan Muhammed tarafından nakl etmişler. Genel olarak bu hadis tevhit ve şartları hakkındadır. Ali er-Rızâ, bu hadisi, Merv’e doğru giderken Nişabur’da beyan etti.