Gılgamış Destanı, antik Mezopotamya'dan günümüze ulaşan en eski edebiyat eseri ve Piramit metinlerinden sonra en eski ikinci dini metin olarak kabul edilen destansı bir şiirdir. Gılgamış'ın yazınsal tarihi, Üçüncü Ur Hanedanlığı'ndan kalma Uruk Kralı Bilgamış hakkında yazılan beş Sümer şiiriyle başlar. Bu bağımsız hikâyeler, daha sonra Akadcada birleşik bir destan için kaynak olarak kullanılmıştır. "Eski Babilce" yorumu olarak bilinen bu birleşik destanın günümüze ulaşan ilk yorumu, MÖ 18. yüzyıla dayanır ve adını açılışından almıştır. Destanın sadece birkaç tableti günümüze ulaşmıştır. Sîn-lēqi-unninni tarafından derlenen daha sonraki Standart Babilce yorumu, MÖ 13. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar uzanır ve Sha naqba īmuru açılışına dayanır. Bunun yaklaşık üçte ikisi daha uzundur ve on iki tabletlik yorum kurtarılmıştır. En iyi kopyalardan bazıları, MÖ 7. yüzyılda yaşamış olan Asur Kralı Asurbanipal'in kütüphane kalıntılarında keşfedilmiştir.
Gılgamış, Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı, antik Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın protagonistidir. Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında ülkeyi yönetmiş ve ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır. Ur'un üçüncü hanedanlığı döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır. Bunların tespit edilebilen en eskisi Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'dır. Bu şiirde Gılgamış, Tanrıça İnanna'nın yardımına gelir ve tanrıçanın huluppu ağacını istila eden yaratıkları defeder. İnanna, Gılgamış'a mikku ve pikku adı verilen iki bilinmeyen nesne verir fakat Gılgamış, bunları kaybeder. Enkidu'nun ölümünden sonra gölgesi, Gılgamış'a Ölüler Diyarı'nın kasvetli koşullarını anlatır. Gılgamış ve Agga şiiri, Gılgamış'ın tâbi olduğu Kral Agga'ya karşı ayaklanmasını anlatır. Diğer Sümer şiirleri Gılgamış'ın dev Huvava ve Gök Boğası ile ilişkisini anlatırken kötü muhafaza edilmiş olan sonuncu şiir Gılgamış'ın ölümüyle cenazesini anlatır.
Ninsun, Sümer mitolojisinde tanrıça. Ünlü kahraman Gılgamış'ın annesidir.
Şu destanı, MÖ 330-MÖ 327 yıllarındaki olaylarla bağlantılı olan eski bir Türk destanıdır.
Oğuz Kağan Destanı Türk destanlarından, Hun-Oğuz destanları grubundandır. Oğuz Kağan Destanı'nın dört ayrı yazması vardır. Çağatayca, Farsça ve Uygurca yazmalardaki Oğuz Kağan Destanı; Oğuz boyları, Türk dili, edebiyatı, folkloru, târihi ve kültürü hakkında bilgi verir. Destan Türklerin atası olduğu varsayılan Oğuz Kağan'ın hayatını anlatır.
Manas Destanı, Kırgızların millî destanıdır. Mani dinini yaşayan Karahitaylar ile Müslüman Karahanlılar arasındaki mücadelede Kırgızların durumunu ve Manas adlı kişinin başından geçenleri anlatan destandır.
Köroğlu, hem bir Türk destan kahramanının adıdır, hem de 16.yüzyılda yaşayıp büyük ün kazanmış bir halk ozanının mahlasıdır.
Sigurd veya Siegfried : Sîvrit), Cermen mitolojisinde bir ejderhayı öldüren, daha sonra ise öldürülen efsanevi bir kahraman. Karakter İzlanda'da yazıya geçirilen antik Cermen sagası Volsung Sigurd Sagası ve onun Alman versiyonu olan, Ren Nehri kıyısında, eski Worms şehri civarında geçen Nibelungen Destanı'nda bahsedilir. Sigurd'un hikâyesini içeren en eski kayıtlar İsveç'de bulunmuş runik taşlar ile Britanya Adaları'ndaki taş haçlar üzerinde kazınmış olarak keşfedilmiştir. Bu kayıtlar 11. yüzyıla tarihlenmektedir.
Şehnâme veya Şahnâme, Firdevsî'nin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanıdır. İran edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir. 977 ila 1010 arasında yazılmıştır. 60.000 beyit civarında hacime sahiptir. Tek şair tarafından yazılan en uzun epik şiirlerdendir.
Köroğlu Destanı, Türk, Altay, Anadolu ve Azeri efsanelerinde ve halk öykülerinde yer alan söylencesel kahramanın öyküsünün anlatıldığı doğal bir destandır.
Aeneis, Romalı şair Vergilius'un Roma İmparatorluğu'nun destanı sayılan epik destanı. Destanın ana kişisi olan Aeneas, Troyalı bir kahramandır. Aeneas, efsanalere göre Ankhises'le Afrodit'in oğludur, Truva krallar soyundan gelir ve Hektor'un kuzenidir. Truva'nın Yunanlara karşı savunulmasında önemli bir rol oynamış ve başarılarıyla bir tek Hektor'u geçememiştir. Homeros; Aeneas'ın bu ikinci adam durumundan hoşnut olmadığından söz eder. Sonraki efsanelerde Truva'ya ihanet ettiği görüşü de bu sözlerden doğmuştur. Bununla birlikte efsanesinin daha yaygın biçiminde hayatta kalan Truvalıların önderi olarak gösterilir. Her iki durumda da Aeneas savaştan sağ çıkmayı başarmıştır.
Ağrıdağı Efsanesi Yaşar Kemal'in destansı romanlarındandır. İlk basımı 1970'te Cem Yayınevi tarafından yapılmıştır. Roman, bir film ve bir opera eserine ilham kaynağı olmuştur.
Odysseia ya da Odesa Homeros'un derlediği ünlü destanlarından biridir. Diğeri de İlyada'dır. Modern Batı kültürünü oluşturan temellerden biridir ve İlyada destanından sonra günümüze ulaşan ikinci en eski Batı edebiyatı örneğidir. Bilim adamları MÖ 8. yüzyılın sonlarında, Anadolu'nun bir kıyı kenti olan İyonya'da oluşturulduğunu tahmin etmektedir.
Mahabharata veya Mahābhārata eski Hindistan'da Sanskritçe yazılmış en önemli iki destandan biridir. Diğeri, Ramayana'dır.
Beowulf, bir Anglosakson destanıdır. Ancak Anglosaksonlardan değil, İskandinavyalılardan bahseder. İngilizler'in en eski destanı olarak bilinir. Beowulf adındaki güçlü bir İskandinav (Geat) savaşçısını konu alır. Şiirsel bir anlatım tercih edilmiştir. Epik şiirdir. Destan, 3,182 dizeden oluşur ve tüm Eski İngiliz şiirleri gibi adsızdır. 11. yüzyılda yazıya geçirilen Beowulf destanı, adını 1805 yılında almış ve 1815 yılında ilk kez basılmıştır.
Ramayana, "Mahabbarata" ile birlikte Hint yarımadasında en çok bilinen iki destandan biridir.
Digenis Akritis, Yunan folklorunda Διγενῆς Ἀκρίτας, Türk Folklorunda ise Battal Gazi olarak bilinir, Akritik şarkıların en ünlüsüdür.
Edige Destanı, XIII. yüzyılda Hazar denizi kıyısında kurulan Altınordu Hanlığı'nın XV. yüzyılda Timurlular tarafından yıkılışını anlatan destandır.
Türk edebiyatında destan, efsaneden sonra ortaya çıkmış bir edebî türdür. Türk milletinin bir bütün olarak zamanımıza ulaşmış büyük destanları olmasa da yabancı kaynaklarda yer alan bazı parçaları mevcuttur. Türk destanlarına ait çeşitli parçalar Çin, Fars, Moğol ve Arap kaynaklarında bulunmaktadır. Bilinen Türk destanları arasında en eskisi Yaratılış Destanı’dır. Bu destan, Altay Türkleri arasında anlatılagelmiştir. Rus Türkolog Vasili Radlof tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir. İslâmiyet'ten önceki döneme ait en eski destanlar Saka Türkleri'ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp Er Tunga ve Şu Destanı parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmut'un Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserinde yer almaktadır.
Ah Çibek Arığ, Hakaslara ait bir destan. Destanın oluşumunun, içerisinde geçen bazı kavramlar ve tanımlardan hareketle Afanasiyevo kültürü ile ilişkilendirilerek MÖ 4 binli yıllara dek indiği düşünülmektedir.