İçeriğe atla

Biçimcilik (sanat)

Biçimcilik yahut şekilcilik, biçim ve şekil dışında bir sanat eserinden geriye kalan bütün unsurların arka plana itildiği bir tutumu ifade eden sanat tarihsel bir kavramdır.

Resimde içerik, anlam, tarihsel veya sosyal bağlamdan ziyade renk, çizgi, şekil, doku ve diğer algısal yönler ile ilgili kompozisyon öğeleri üzerinde durur. Aynı şekilde mimarlıkta da işlev, yapı ve mekan gibi değerleri ikinci plana atarak, tasarım eylemini bütünüyle bir biçim yaratma uğraşına indirger. Postmodern mimarlık bilinçli olarak biçimci iken, modern mimarlık anlayışı çerçevesinde biçimcilik olumsuz bir anlamla yüklüdür.

Biçimcilik, bir sanat yapıtını anlamak için gereken her şeyin sanat yapıtının kendisinde yer aldığını öne sürer. Onun üretilişinin nedeni, tarihsel arka planı ve sanatçının yaşamı da dahil olmak üzere çalışmanın bağlamı, yani kavramsal yönü sanatsal ortamın kendisinin dışında ve bu nedenle ikincil öneme sahiptir.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Sanat tarihi, en yalın haliyle görsel sanatların tarihsel evrimini inceleyen bilim dalıdır. Bir başka tanım vermek gerekirse tarih koşullarından doğan maddi kültür eşyasını inceleyen bilimdir denebilir.

Postmodernizm, modernizmin sonrası ve ötesi anlamında bir tanımlama olarak kullanılmaktadır ve modern düşünceye ve kültüre ait temel kavram ve perspektiflerin sorunsallaştırılmasıyla ve hatta bunların yadsınmasıyla birlikte yürütülmektedir. 20. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan postmodernizm; mimari, felsefe, edebiyat, resim gibi alanlarda kendini göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sanat</span> duygusal veya estetik çekicilik yoluyla dışsal değerler yaratma sürecine denir

Sanat, en genel anlamıyla yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bu tanımlardan en yaygın kabul göreni sanatın edebiyat, resim, müzik, tiyatro, sinema, mimari ve heykel alt türlerinden oluştuğu görüşüdür. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Dışavurumculuk</span> Duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı

Dışa vurumculuk (ekspresyonizm), doğanın olduğu gibi temsili yerine duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımı. Politik istikrarsızlık ve ekonomik çöküntü ortamında Almanya'da pozitivizm, naturalizm ve empresyonizm akımlarına karşı olarak ortaya çıkmıştır. 19. yüzyıl gerçekçilik ve idealizmine karşıt anti-natüralist öznelliğe sahip bir bakış açısı içerir. Ayrıca kuzeyli, Cermen halk sanatı biçimleri ve kabile sanatları da etkilendiği diğer kaynaklardır. Dışa vurumcu sanatın amacı, sanatçının duyguları ve iç dünyasını renk, çizgi, düzlem ve kütle aracılığıyla dışa vurmasıdır. Bu duyguları daha iyi yansıtabilmek için sanatçı geleneksel kuralların dışına çıkarak gerçeğin biçimini bozma yöntemini kullanır ve sanatçının öznel duygularına dayanmaktadır.

Minimalizm, modern sanat ve müzikte, kökeni 1960'lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran bir akımdır. ABC sanatı, minimal sanat gibi tabirlerle de anılır.

Rus biçimciliği Victor Shklovsky, Yuri Tynianov, Boris Eichenbaum, Roman Jakobson, Grigory Vinokur gibi Sovyet yazarları tarafından 1915-1930 yılları arasında geliştirilmiş bir edebiyat eleştirisidir. Şiir dilinin ve edebiyatın özerkliğini savunur. Mikhail Bakhtin ve Yuri Lotman gibi yazarları etkilemiş ve yapısalcılığın oluşmasına da zemin hazırlamıştır. Roman Jacobson, daha sonra Çekoslovakya'ya giderek Prag dil bilim topluluğunu kuranlara katılır ve biçimciliğin Avrupa'da yayılmasına etkin olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Modern mimarlık</span>

Modern mimarlık, 19. yüzyıl'ın Eklektisist mimarlığına karşı çıkan özgün yaratma yanlısı tüm mimari akımların genel adıdır. Eklektisizmin geçmişten biçim aktarmaları yapan tutumuna karşıt olarak, tüm modern akımlar mimari biçimlerin çağa ve güncel koşullara göre oluştuğu görüşü doğrultusunda çalışmışlardır. Kabaca, Art Nouveau'nun ortadan kalkışından, 1910'dan sonra, 1970'lere dek gelişen tüm akımlar modern mimarlık kapsamı içinde değerlendirilebiler. Bunlar tasarım anlayışları açısından birbirlerinden çok farklı kutuplarda yer alsalar da temelde tarihten yararlanmayı yadsıyışlarıyla ortaklaşırlar. 1970'lerden bu yana modern mimarlık Postmodernizm karşısında sürekli gerileyerek, yerini tarihselci bir akıma terk etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Cephe (mimarlık)</span>

Mimarlıkta cephe, temelde bir yapının dışa bakan ön yüzünü ifade eden terimdir. Yapının yan yüzleri ya da arka yüzü için de kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Aksiyon resmi</span>

Aksiyon resmi, eylem resmi veya jestle soyutlama resim yüzeyine anında, herhangi bir ön planlama yapılmadan ve dikkatsizce dökülen, püskürtülen, damlatılan veya sürülen boya yoluyla üretilen ve bu özelliği ile resmin planlanmasından daha ziyade sanatçının fiziksel hareketini vurgulayan bir resim üslubudur. Bu çeşit resimler sanatçının spontane eylemlerinin dolaysız bir sonucudur.

Postminimalizm, minimalizmden etkilenmiş veya minimalizmden yola çıkmış çeşitli sanat alanları için kullanılan bir terimdir. Bu ifade genelde görsel sanatlar ve müzikte kullanılsa da minimalizmi kritik bir referans noktası olarak alan her alan için kullanılabilir.

Göstergebilim, semiyotik veya semiyoloji; göstergelerin yorumlanmasını, üretilmesini veya işaretleri anlama süreçlerini içeren bütün etmenlerin dizgesel bir biçimde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Fransızlar semiyoloji terimini kullanmışlardır. Semiyotik disiplinlerarası bir sahadır. Anlam bilimi, dil bilimi, fonetik, mimarlık, sosyoloji, psikanaliz ve daha birçok bilim dalı ve disiplinin oluşturduğu disiplinler arası bir disiplindir. Kültürel kodlar, gelenekler ve metni anlam süreçlerine göre düzenlenmiş işaret sistemleri diye nitelenen her şey semiyotiğin inceleme alanına girmektedir. Semiyoloji, yapısalcılığın modeli olarak düşünülmektedir.

<i>Bokeh</i>

Bokeh veya boke, fotoğraf çekilirken, fokus yani odak dışında kalan net olmayan kısımların fotoğrafçının seçtiği objektif, kullandığı diyafram gibi ayarlar neticesinde fotoğrafta oluşan bulanıklık efektidir. Bokehin belirleyicisi öncelikle objektiftir. Her objektifin bokehi farklı olduğu gibi, seçilen diyafram değeri ile bokeh efekti ve derecesi değişebilir.

<span class="mw-page-title-main">Postmodern mimari</span>

Postmodern mimari ilk örneklerinin 1950'lerde başladığı varsayılan ve günümüz mimarisinde de etkisini sürdüren uluslararası bir üsluptur. Mimarlıkla postmodernitenin habercisi, genellikle modernizmin sahip olduğu uluslararası üslubun biçimciliğine bir yanıt olarak "nüktenin, süslemenin ve göndermenin" geri dönüşüdür. Pek çok kültürel hareket gibi, postmodernizmin en fazla dillendirilen ve görünür olan fikirleri mimaride gözlemlenebilir. Modernizmin işlevsel olan ve resmîleştirilen şekilleri ve alanları tam aksi yöndeki bir estetikle yer değiştirmiştir: üsluplar çarpışır, kendi için biçim anlayışı ortaya çıkar ve tanıdık üslup ve alanlara bakmanın yeni biçimleri fazlalaşır.

İletişim, iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda bilginin bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Organizmaların çeşitli yöntemlerle bilgi alışverişi yapmalarına olanak tanıyan bir süreçtir. İletişim tüm tarafların üzerinden bilgi alışverişi yapılacak ortak bir dili anlamalarına ihtiyaç duyar.

Rafet Ekiz, Türk ressamdır.

Mustafa Ata, Türk ressamdır.

Adnan Çoker, Türk ressam ve akademisyen.

<i>Doni Tondo</i> Michelangelo eseri

Doni Tondo veya Doni Madonna, Olgun Michelangelo'nun hayatta kalan tek bitmiş panel resmi. Şimdi İtalya'nın Floransa şehrindeki Uffizi'de hâlâ orijinal çerçevesinde sergilenen Doni Tondo, muhtemelen Agnolo Doni tarafından güçlü bir Toskana ailesinin kızı Maddalena Strozzi ile evliliğini anmak için yaptırılmıştır. Resim, İtalyancada 'yuvarlak' anlamına gelen tondo şeklinde, yani Rönesans sırasında iç fikirlerle sık sık ilişkilendirilen bir şekildedir.

Biçimcilik sanatı sanat yapan yapılış amacı değil biçimi rengi ve şeklidir ve biçimsel özelliklerinin dışındaki her şey sanatın dışında kalır.

<span class="mw-page-title-main">Clive Bell</span>

Arthur Clive Heward Bell, ismi biçimcilik ve Bloomsbury Group ile birlikte anılan İngiliz bir eleştirmendir. Başat biçim olarak adlandırdığı sanat kuramını geliştirmiştir. Roger Fry ile tanıştıktan sonra geliştirdiği başat biçim kuramına göre sanatı "bizde estetik duygular uyandıran kendine özgü şekillerde kombine edilmiş çizgiler ve renkler, belirli biçimler ve biçimler arası ilişkiler" olarak tanımlamıştır. Buna göre bir resmin izleyicide oluşturduğu estetik duygu, konunun okumasını yaparak değil, resmin başat biçiminin kavranması sonucu ortaya çıkar.