İçeriğe atla

Biçimbilim

Biçimbilim,[1] yapıbilim, biçim bilgisi,[2] şekil bilgisi,[3] morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.

Modern dilbilimin alt alanı olan biçim bilimi, bir dilin anlam taşıyan en küçük parçalarının (biçim birimi, morfem) araştırmasını yapar. Biçim birimleri farklı biçimlerde kullanılır, anlam ayırıcı en küçük birimlerden (fonem) oluşur ve bunların kelimelerini oluşturur. Biçim birimi kelimelerin iç yapısındaki dil olgularına ilişkin kurallarla ilgilenir.

Morfoloji kavramının kökeni

Morfoloji geleneksel dil bilgisinde, bükün biçimlerinin ve kelime türlerinin çözümlemesini kapsayan ve söz yapısını da dikkate alan biçim bilgisidir.

Morfoloji kavramı, tipik sözcük yapılarını tanımlamak için dil bilimciler tarafından 19. yüzyılda ele alınmıştır. Bu kavram köken olarak, özellikle Botanik'teki biçim bilgisini başlatan Goethe'den gelmektedir. August Schleicher bu kavramı, dilbilim için 1860 yılında sadece başlık olarak benimsedi. Morfemleri ise ilk olarak Leonard Bloomfield konulaştırdı. Bloomfield (1933) ve Harris (1951) bu konuya ayrı birer bölüm ayırarak eserlerinde yer vermiştir. Morfoloji, konum açısından sürekli bir değişime uğrarken hem hangi dil betimsel alanların ona dahil edilip edilmeyeceği sorusu, hem de değişik gramer sınıflarının düzenleyici sistemlerine nasıl dahil edileceği konusu farklı yaklaşımlarla ele alınmıştır.

Söz türetme

Söz türetme temelbirim ve eklerin birleştirilmesiyle oluşturulan kelime yapılarıdır. Misalen; iyi-lik, güzel-lik gibi… İyi sözüne –lik eki getirilerek sıfattan isim türetilmiştir.

Birleşik kelime yapma

Birleşik kelimeler en az iki sözün bir araya getirilmesiyle oluşur, ama bu sözler istenildiği kadar öğe içerebilir. Mesela; dil-bilim sözü dil sözü ile türemiş isim olan bil-im sözü bir araya getirilerek 'dilbilim' şeklinde birleşik kelime yapılmıştır.

Kısaltmalar

Kısaltmalar şu şekilde ayrılabilir:

  • Birleşik kelimelerin sadece baş harflerini kullanarak yapılan kısaltmalar,
  • Yeni bir sesbilgisel sözcük oluşturacak şekilde yapılan kısaltmalar: Türk Dil Kurumu→ TDK
  • Uzun sözlerdeki kimi birimlerin atılmasıyla yapılan kısaltmalar: Üniversite→ Üni

Evrişim

Kimi dil bilimcilere göre evrişim konusu biçim bilgisi içerisinde ele alınır. Evrişim, bir kelimenin biçim değişikliği olmadan kelime türünün değişmesidir. Örneğin; “Adam güzel konuştu” ile "güzel çiçeklerden bir demet aldı" cümlelerinde "güzel" sözü biçimsel bir değişikliğe uğramadan ilk cümlede zarf, ikinci cümlede sıfat görevindedir.

Almancada kimi isimlerin tekil ve çoğul halleri aynıdır. Das Kissen (tekil), die Kissen (çoğul), bu sözcükte de hiçbir biçimsel değişiklik yoktur ve evrişime uğramış bir sözcüktür.

Evrişimin başka bir tanımı ise, morfemde hafif bir değişiklik olabileceği yönündedir, böyle sözler de bükün konusuna dahil edilebilir. Bu bağlamda evrişimin ilk belirttiğimiz tanımı Sıfır-türetme olarak adlandırılır.

Sözlerdeki biçimsel olaylar, başka hiçbir değişiklik olmadan sadece önek ve soneklerden oluşuyorsa kurallara uygun olan ifadelerle betimlenir. Arapçadaki bâzı sözcük türetme kurallarında olduğu gibi bâzı durumlar kurallara uygun olan dillerle anlaşılmaz.

Sınırlamalarda ortaya çıkan sorunlar

Söz bilgisi ve bükünün bölümlenebilirliğine dair tartışmalar hala sürmektedir. Kimi okullarda sözcük bilgisi kendine özgü bir alan olarak, kimi okullarda ise biçim bilgisinin alt alanı olarak öğretilmektedir. Ama biçim bilgisi sözcük bilgisinin alt alanı olarak alınırsa söz bilgisini biçim bilgisinden ayırmanın hiçbir mantığı yoktur. Bir basit ve belirleyici kurala göre söz bilgisi ile bükün arasındaki fark şudur: Sözcük bilgisinde yeni kelimeler türetilir, bükünde ise sözcüklerin anlamlarına katkı yapılarak kelimelerin cümledeki işlevleri dile getirilir. Mesela; Söz bilgisi, hareket sözüne –siz eki getirilerek yeni bir kelime oluşturulan alandır. Bükünde ise yeni bir kelime türetilmez, sadece uyumluluk aranır, mesela; özne-yüklem uyumu, çoğul isimlerde yüklem de çoğul olur ya da yazmak fiilinin özneye göre (yazıyorum, yazıyorsun) çekimi gibi durumlar bükünün ilgilendiği konulardır.

Bükün ve cümle bilgisinde aynı dilbilgisel ve anlambilimsel işlevler söz konusu ise sınırlandırmalarda sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin; bükünlü diller grubunda olan Almancada şöyle bir kategori vardır: Almancada bütün isimlerin tanımlığı (Artikel) vardır. Bu tanımlıklar adların cinsini, çekimlerini, tekil ya da çoğul biçimlerini, belirli ya da belirsiz olduklarını ve aynı zamanda adla birlikte çekilen sıfat ve zamirlerin çekimini belirtir. Bu tanımlıklar “der, die, das”tır. Mesela; Löwe (arslan) sözü söz bilgisindeki –in ekini alarak Löwin (dişi arslan) olur. Bir cümlede kullanılan Artikeller her zaman çekimlenir, ama Almancadaki çok az isim cinse göre değişir.

Bir dilin anlam taşıyan en küçük birimi olarak tanımlanan morfem, biçim bilgisi dahilinde parçalara ayırma imkânları sunar ve bilimsel tartışmalara yol açar.

Biçim birimi

Dilin anlam taşıyan en küçük yapı birimi olan biçim birimi, bir kelimenin henüz sınıflandırılmamış öğesidir. Morflara kelimeleri parçalara ayırarak ulaşılır. Mesela; "O her gün okula gider" ve "Giderayak işlerim var bitirilecek" cümlelerinde gitmek fiiline –er morfemi getirilerek farklı anlamlar oluşturulmuştur.

Farklı morflar farklı şekillerde aynı işlevi görüyorsa, bunlara da biçimbirimlerin allomorfları denir. Türkçede bu duruma şu şekilde örnek verilebilir:

Örnek 1: “Annemler geldi.” ve “Annemgil geldi.” Bu cümlelerdeki “anne” sözcüğüne eklenen “-ler” ve “-gil” sözcükleri aynı anlamı vermektedir.

Örnek 2: “Öğrenciler yarın gelecekler.” ve “Arkadaşlarım bu sınavı başaracaklar.” Bu cümlelerde “öğrenciler” ve “arkadaşlarım” sözcüklerinde “-ler” ve “-lar” ekleri aynı çoğul anlamını vermektedirler. Aynı zamanda “gelecekler” ve “başaracaklar” sözcüklerindeki “-ecek” ve “-acak” ekleri aynı gelecek zaman kipini belirtmektedirler. Bu durum başka dillerde de meydana gelmektedir. Örneğin; Kinder kelimesindeki –er, Hunde kelimesindeki –e, Fragen kelimelerindeki –n, CDs kelimeleri –s, çoğul biçimi değişmeyen Wagen kelimesi çoğul biçimbirimlerin Allomorfemidir. Bu biçimde farklı biçimbirimler Senkretizm adı verilir.

Bükün ve kelime yapısı kuralları

Bükün, kelime yapısında gözlemlenen farklı yöntem ve kurallara göre gruplara ayrılır.

Sıfat, isim ve fiil çekimi bükün sınıfına girer. Birçok yazar, sıfatlarda karşılaştırma ve bu karşılaştırma derecesini de bükün sınıfına koyarlar. Örneğin; “ Çay içiyorum” cümlesinde birinci tekil şahıs ve şimdiki zaman olarak kullanılan “-yor” ve “um” çekim morfemi vardır.

Son zamanlarda yapılan çözümlemelerde bükün, sözdizimsel düzeyde bir role sahip olduğu için biçim birimi sınıfından sayılmamaktadır, ama bu görüşle, anlambilimsel düzeyde çoğul yapı ve Genus (cins durumu) çelişmektedir.

Kaynakça

  1. ^ İmer, Kâmile; Kocaman, Ahmet; Özsoy, Sumru (2011). Dilbilim sözlüğü. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi. s. 52. ISBN 978-605-4238-53-8. 
  2. ^ Karaağaç, Günay (2013). Dil bilimi terimleri sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. ss. 191-192. ISBN 9789751625601. 
  3. ^ Korkmaz, Zeynep (1992). Gramer terimleri sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. s. 142. ISBN 975-16-0501-6. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dilbilim</span> insan dilinin araştırılması

Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.

Anlambilim, anlam bilimi, anlam bilgisi ya da semantik, anlamları inceleyen bilimdir. Anlam bilimi felsefî ya da mantıksal ve dilbilimsel olmak üzere iki farklı açıdan ele alınabilir. Felsefî ya da mantıksal yaklaşım, göstergeler ya da kelimeler ile bunların göndergeleri arasındaki bağlantıya ağırlık verir ve adlandırma, düz anlam, yan anlam, doğruluk gibi özellikleri inceler. Dilbilimsel yaklaşım ise zaman içinde anlam değişiklikleri ile dilin yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı bağlantı vb. konular üstünde durur.

<span class="mw-page-title-main">Fince</span> Sondan eklemeli Finlandiyanın resmi dili

Fince (

Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Litvanca dil bilgisi, Litvancayı konuşabilmeyi sağlayan kurallar bütünüdür. Litvanca dil bilgisi aşırı derecede karmaşık ve eskidir. Sözcükler kullanımda çok fazla farklı biçimlere bürünürler ve çoğu zaman bu farklılık çok büyük olur.

İyelik ekleri veya sahiplik ekleri, isimlere ve isim görevinde kullanılan sözcüklere eklenerek kime veya neye ait olduğunu bildiren ekler.

<span class="mw-page-title-main">Tanımlık</span>

Tanımlık, tanım edatı, harf-ı târif veya artikel; bir isimle birlikte kullanılan bir sözcük olup o isme nasıl değinildiğini belirtir. O sözcüğün belirli veya belirsiz, bilinir veya bilinmez olduğuna ilişkin bilgi verir. Türkçede olmayan tanımlık sınıfı, Hint-Avrupa dillerinin birçoğunda bulunur.

Ek-fiil, ek-eylem veya cevher fiil, Türkçede isimlerin sonuna eklenerek onları yüklem haline getiren bir ektir. Bu ek Eski Türkçe "ér- : olgunlaşmak, yetişmek, tamam olmak" fiilinden evrilip zaman içinde "i-mek" haline gelmiş ve zamanla kökünün de erimesiyle bugün sadece “şu veya bu durumda bulunmak” manalarını cümleye katan (i)-di, (i)-miş, (i)-se ve (i)-dir halleri kalmıştır. Diğer dillerden muadil olarak İngilizce "to be",Latince "esse" fiilleri örnek verilebilir.

Fransızca dil bilgisi, diğer Latin dilleri dil bilgileriyle benzerlikler barındıran, Fransızcanın yani Fransız dilinin kullanımındaki kuralların bütünü, dil bilgisidir.

Vokatif, Türkçede olmayan ismin hâllerindendir. Kişiye, hayvana ya da eşyaya hitap için bazı dillerde kullanılmaktadır. Vokatif bir ifade hitabın altını çizen bir söz yöneltme şeklini içerir. Mesela "Bilmiyorum, Ahmet" cümlesinde Ahmet vokatif bir ifade olup "Bilmiyorum Ahmet" cümlesindeki Ahmet gibi "bilmek" fiiline bağlı düz tümleç olmayıp tersine kime hitap edildiğini belli eder.

Şahıs eki veya kişi eki, yüklemin kişisini (özneyi) belirten ek. Fiil kiplerine veya ek-fiillere eklenerek işin veya oluşun kim tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşılmasını sağlayan eklerdir.

Özne-yüklem uyumu; Türkçe bir cümlede özne ve yüklemin şahıs (kişi), tekillik-çoğulluk ve olumluluk-olumsuzluk yönünden uyumlu olması. Özne-yüklem uyumsuzluğu, dil bilgisi açısından bozukluklara neden olur.

Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öge eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.

Ge'ez (ግዕዝ), Eritre ve Kuzey Etiyopya'da konuşulmuş eski bir Sami dilidir. Dil Etiyopya Ortodoks Tevhîdî Kilisesi'nin ayin dili olup Ge'ez alfabesi ile yazılmaktadır.

Sorani dilbilgisi, Irak ve İran'da konuşulan bir Kürtçe lehçesi olan Soranicenin dilbilgisidir.

Parçasal tanımlık, bazı dillerde sayılamayan maddelerin belirsiz miktarını ifade etmek için kullanılan bir tanımlıktır. Kullanılan bu tanımlık sayesinde maddenin belirsiz miktarı ile bu miktarın kökeni yani genel miktarı arasında bir bağ kurulur.

<span class="mw-page-title-main">Arapça dilbilgisi</span> Arapça dil kuralları

Arapça dilbilgisi Arap dilinin yapısını inceler. Arapça bir Sami dili olmakla birlikte diğer Sami dillerin dilbilgisi kurallarıyla benzerlik göstermektedir.

Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.

Ek, dilbilimde bir köke veya gövdeye eklenerek yeni bir kelime veya kelime biçimi oluşturmak için kullanılan biçimbirimdir. Ekler, yapım eki ve çekim eki olmak üzere ikiye ayrılabilir. Konumları göz önünde bulundurulduğunda ön ek, son ek, sirkumfiks ve iç ek başlıca ek türlerini oluşturur.