İçeriğe atla

Beyza Bilgin

Beyza Bilgin
Doğum5 Mayıs 1937 (87 yaşında)
İzmir
MilliyetTürk
VatandaşlıkTürkiye
Kariyeri
Dalıİlahiyat
Çalıştığı kurumlarAnkara Üniversitesi

Beyza Bilgin (5 Mayıs 1935, İzmir) Türk ilahiyat profesörü.

Hayatı

İlkokul ve lise eğitimini sırasıyla Karabük, İstanbul ve Eskişehir'de tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümüne başladı. Ancak bir yıl sonra bu bölümü bırakıp İlahiyat Fakültesi'ne girdi. 1960'ta üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Yozgat ve Ankara'da İmam Hatip Liseleri'nde öğretmenlik yaptı. Ankara'da öğretmenlik yaparken bazı camiilerde hanımlara fahri vaizelik yaptı. 1965 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde asistan olarak çalışmaya başladı. İslam'da Eğitimin Temeli Olarak Sevgi tezi ile 1971'de doktor, Türkiye'de Din Eğitimi ve Liselerde Din Dersleri tezi ile 1979'da doçent ve Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi tezi ile Türkiye'de din eğitimi alanında 1988'de ilk profesör oldu.

2002 senesinde emekli oldu. Eşi mimar Naci Bilgin'den iki kızı vardır.

Görüşleri

Başörtüsü konusunda Kuran'da başörtüsü ile ilgili Nur Suresi'nin 31. ayetinin bir emir veya farz niteliğinde değil tavsiye niteliğinde olduğunu ifade etmiştir.[1] Ahzab Suresi'nin 59. ayetinde geçen 'dış örtülerini üstlerine alsınlar' ifadesinin o günün şartlarında kadınları cariye sanıp taciz ettikleri için indiğini belirtmiş ve şu yorumda bulunmuştur:[2]

"Yani örtünme o dönemin ihtiyacına göre ortaya çıkan bir güvenlik meselesidir. Bunlar hiç göz önünde tutulmuyor ve Allah'ın emri diye yansıtılıyor. Bin yıldır Allah'ın emri dendi kadınlara. Kadınlar da kızlarına gelinlerine aynı şeyi söyledi."

Namazda örtünme konusunda ise şöyle demiştir:

"Bana diyorlar ki; 'Sen namaz kılarken örtünüyor musun?' Cemaat içindeyken elbette örtüyorum. Ben huzuru bozmamakla mükellefim. Ama kendi evimde başım açık da kılıyorum namazımı. Çünkü, Kuran'ın namaz şartı örtünmek değildir, abdest ve kıbleye yönelmektir. Bunları söylediğim zaman tepki alıyorum. Bu da bin yıllık meseledir. O kadar içimize işlemiş ki bizim. Ama bunu kesinlikle küçümsememek lazım. Çünkü insanlar onu Allah'ın emri zannederek yapıyor. Ama diğer taraftan örtmeyen insanı da kötü kadın ilan etmemek gerekiyor."[2]

Kürtaj meselesinde İslam'ın kürtaja izin verdiğini belirterek şöyle demiştir:

"Önce baba maddesiyle anne maddesi, rahimde karşılaşıp birbirini tutabilirlerse, rahime tutunuyor ve çocuk şekilleniyor. Şekillenmeden önce eğer farkedilir de kürtaj yapılırsa, buna izin veriliyor. Ulema, 'Daha ruh üflenmemiştir, bu cinayet sayılmaz' diyor. Ulema o zamanlar bunu 42 gün diye söylemiş, şimdi de doktorlar bunu 10 hafta olarak veriliyor. Yani buna izin veriliyor."[3]

Çokeşliliğin erkeğin genlerinde olduğu tezine karşı çıkmış ve "Madem öyle, niye ilk erkek Âdem çokeşli yaratılmadı?" sualini sormuştur.[4]

Eserleri

  • Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi
  • Ellibin Yıllık Bir Gün
  • İslam'da Kadının Rolü Türkiye'de Kadın
  • Karanlığı Işık Yapmak 1
  • Karanlığı Işık Yapmak 2

Kaynakça

  1. ^ "Başörtüsü bir tavsiyedir vazgeçilmez bir dini emir değil". sabah.com.tr. 2 Ekim 2006. 7 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2017. 
  2. ^ a b ""Örtünmek Allah'ın emri değil"". haberturk.com. 28 Mayıs 2008. 20 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2017. 
  3. ^ "Prof. Beyza Bilgin: İslam'da gebeliğin 42. gününe kadar kürtaja izin var". t24.com.tr. 30 Mayıs 2012. 20 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2017. 
  4. ^ "Beyza Bilgin'in '4 eş' teorisini yıkan tezi tartışılıyor". haberturk.com. 30 Kasım 2010. 20 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Şubat 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bakara Suresi</span> Kuranın 2. suresi

Bakara Suresi, Kur'an'ın ikinci suresidir. Kur'an'ın en uzun suresi olan Bakara Suresi, 286 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Namaz</span> İslamda farz olan günlük ibadet

Namaz, İslâm'ın şartlarından biri olarak kabul edilen bir ibadettir. Kur'an'da günün belli vakitlerinde abdestle birlikte duaya kalkılması ifadesi bulunur. Kur'an'a göre namaz Allah'ı anarak teslimiyetin gösterildiği bir arınma biçimi ve İbrâhim peygambere öğretilen bir ibadet şeklidir.

Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Alak Suresi</span> İslam inancına göre Muhammede vahyedilen ilk sure

Alak Suresi, Kur'an'ın 96. suresi ve kronolojik olarak indiğine inanılan ilk suresidir. Sure, 19 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Şeriat</span> İslamî hukuk

Şeriat, Kur'an âyetleri ile Muhammed'in söz ve fiillerinden oluşan naslardan alimler sınıfının (Fukaha) çıkarımları (istinbat) ile oluşturulan dinî kanunlar toplamıdır. İslam'da ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar. Tarihsel seyir içerisinde kanun ve kuralların teorik (usul) ve pratik uygulama (füru/fetva) çalışmaları ile ilgilenen ve isimleri öne çıkan kişiler adına belirli toplum ve devlet yönetimlerinin de tercihlerini yansıtan fıkıh mezhepleri ortaya çıkmış, ancak şeriat hiçbir zaman tek başına geçerli bir hukuk sistemi olmamış, Ömer veya Emevilerden itibaren "örfi hukuk" ile birlikte kullanılmıştır. Şeriat’ın "insanlar arası ilişkiler bölümü” 1850’lerden itibaren “İslam hukuku” olarak yeni bir isimle sunulmaya başlanır. İslam hukukunda yer yer modern hukukla benzer argümanlar kullanılmasına rağmen aralarında bir takım temel farklar vardır. İslam'da hukuki argümantasyon olarak -insanların birbirlerinin maddi ve manevi alanlarına girmelerini yasaklayan- hak ve -üst makamın alt grup insanlara dengeli davranmasını içeren- adalet kavramları ön plana çıkarılır. Buna göre amirler emirleri altında bulunan insanların gözetimi ve onlara karşı adaletli olmakla, yönetilenler ise onlara itaatle yükümlüdürler. Adaletten sapan amire itaat edilip edilmeyeceği tartışmalıdır. Ayrıca bu anlayışta insanlar Allah'ın kulları (İbadullah) olmakta, şeriat onlara karşı adaletli davranmayı gerektirse bile eşit davranmayı gerektirmemektedir. Şeriat ile modern hukuk arasındaki farklardan belki de en önemlisi, insanların eşit ve özgür bireyler oldukları temelinde geliştirilen modern hukuktaki insan hakları kavramına karşılık, şeriat anlayışında bireysel özgürlük kavramı bulunmamasıdır. Dinî edebiyat ve söylemlerde sıkça kullanılan özgür irade kavramı günlük yaşam tarzını seçebilmesinde değil, kader karşısında insanın uhrevi sorumluluğu bağlamındaki felsefi tartışmalarda görülür. Kur'an'da 30 ayette tekrarlanan ve İslamcılığın temel motivasyonlarından birisi olan “şeriatta kötü olarak tanımlanan durumlar için güç kullanımı kişilerin ev, elbise, beden ve ibadet–inanç gibi özel alanlarına girmeyi gerektirse bile bu kişilerin (kul) hakkına tecavüz olarak değerlendirilmez.

Cuma namazı, İslâm dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.

<span class="mw-page-title-main">Nahl Suresi</span> Kuranın 16. suresi

Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Tesettür</span> Müslüman kadınların giydiği bir tür giysi

Hicap veya modern kullanımda tesettür, Müslüman kadınların farklı biçimlerde olabilen giyim ve örtünme davranışlarını, başörtüsü ise saçları örten ve genellikle baş ve boynu saran, ancak yüzü görünür hâlde bırakan bir giyim şeklini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Fetih Suresi</span> Kuranın 48. suresi

Fetih Suresi, Kur'an'ın 48. suresidir. Sure, 29 ayetten oluşur.

Mâtüridîlik, Matüridî'nin kurduğu, Hanefî Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Nisa Suresi</span> Kuranın 4. suresi

Nisâ Suresi, Kur'an'ın dördüncü suresidir. Sure 176 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Başörtüsü</span> başa örtülen bez

Başörtüsü, başı özellikle saçları yıpratıcı dış etkenlerden korumak, örtünmeyi sağlamak, tanınmamak için kullanılan, başın üst kısmının çoğunu ya da tamamını kaplayan bir çeşit örtü ve giysi.

<span class="mw-page-title-main">Kurban Bayramı</span> Ay takvimine göre Zilhicce ayının onunda başlayıp dört gün süren ve kurban kesilen dinî bayram

Kurban Bayramı, Müslümanlar tarafından Hicrî takvime göre Zilhicce ayının 10. gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan dinî bir bayramdır. Zilhicce ayının onuncu, on birinci, on ikinci ve on üçüncü günlerine 'Eyyâm-ı nahr' ve bir önceki gün olan Zilhicce ayının dokuzuncu gününe Arefe denir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke'de hac farizasını ifa ettikleri vakittir.

<span class="mw-page-title-main">Zina</span>

Zina, aralarında bir nikâh bağı bulunmayan yetişkin bir erkek ile kadın arasındaki cinsel ilişkidir, ancak efendi-cariye ilişkisinde de nikah bağı yoktur ve onlar zina sayılmamıştır.

İslam mezhepleri, başlangıçta İlk dönemlerde Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki savaş ve İslâm toplumundaki bölünme Ehl-i Sünnet, Şîa ve Hâricîler şeklinde ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Besmele</span>

Kur'an'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml suresinin 30. ayetinde de geçmektedir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır. Genellikle Türkçe olarak "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" şeklinde tercüme edilir. Güncel hayatta sıklıkla bazen de Bismillah şeklinde kısaltma olarak kullanılır. İslami inanışta Rahmân ve Rahim Allah’ın Esma-ül hüsnadan sayılan iki adıdır. Birincisi gramer olarak sıfat-ı müşebbehe, ikincisi mübalağa ile ism-i faildir. Sıfat-ı müşebbehe özelliğin devam ve değişmezliğini, ism-i fail ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Bu bakımdan "Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla" şeklinde anlaşılır.

Boy abdesti veya gusül (Arapça: الغسل), İslâm dininde bir dinî gereklilik olarak tüm vücudun yıkanmasıdır. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı guslü; kuru hiçbir yer bırakmamak üzere bedenin her tarafını yıkama olarak tanımlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de başörtüsü yasağı</span> Türkiyede 12 Eylül Darbesinden sonra kamu kurumlarında türbanın yasaklanması

Türkiye'de başörtüsü yasağı veya kılık kıyafeti düzenleyen kararlar, başta üniversite öğrencilerine yönelik olmak üzere bütün kamu ve bazı özel kurumlarda kadın çalışanlara uygulanan başörtü yasağı ile bu yasağın sosyal ve siyasal etkileri etrafında yaşanan tartışmalar. Siyasal İslam'ın simgesi olduğu iddia edilen başörtüsünü kamusal alanda yasakladığı iddia edilen mahkeme kararları bu sorunun ön ayağını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çador</span>

Çador, Çadar ya da Çadur İran'da kadınlar tarafından giyilen bir çarşaftır. Kullanımı antik zamanlara, Ahameniş İmparatorluğu'na dayanır. Pehlevi Hanedanı döneminde Batılı kıyafetler tercih edilirken, İran İslam Devrimi'nden sonra yeniden yaygınlaşmıştır. Günümüzde İran'da örtünmek zorunlu olsa da, çador kullanımı zorunlu değildir, daha çok dini ya da geleneksel sebeplerle tercih edilir. Vücudun tamamını ve başı öreten şekildedir.

Bu sayfada İslam diniyle ilgili tüm maddelerin dizin halinde gösterilmesi amaçlanmıştır. Bu madde içeriğinde İslam'a ait tüm ilmi terimler, İslam dinine ait olmayıp İslam'daki bakış açısını anlatan terimler, diğer dinlere ait terimlerin İslam'a göre bakış açısını gösteren maddeler listelenmiştir. Kişi adlarını buraya eklemek dizini aşırı kalabalıklaştıracağı için; İslam'da çok önemli yeri olan kişiler haricinde diğer isimler için Vikipedi'de listesi bulunan listelere bakınız.