İçeriğe atla

Beyteci Edebiyatı

Beyteci yazarlarının eski Arnavut Divanları

Beyteci, (Arnavutça tekil bejtexhi, çoğul bejtexhinj) kelimenin tam anlamıyla "beyit yapıcılar" anlamına gelmektedir.[1] Arnavut edebiyatında da aynı anlama gelir;[2] başta Müslüman şairler olmak üzere beyit şiiri ile uğraşanlardır.[3] Bu edebiyat türü 18. yüzyılda Arnavutluk'ta yaratıldı ve günümüzde Arnavutluk, Kosova, Çamlık olarak bilinen bölgelerin farklı şehirlerinde ve dini merkezlerde hakim olmuştur.

Dini uygulamalarda Arnavutça yazılması ve yabancı etkilerden arındırılması yönündeki talep Beyteci Edebiyatı'nın yayılmasına neden olmuştur. Arnavutluk yöneticileri birçok Beyteci şairinin katılımıyla kendi okullarını açmışlardır

Tarih

Beyteci şairler,Arnavutçayı Osmanlı alfabesinin bir uyarlaması olan Elifba alfabesiyle ve genellikle Osmanlı Türkçesinden alıntı sözcükler biçiminde yazmışlardır. Beyteci Edebiyatı'nın iki gelişim aşaması vardı. İlki 18. yüzyılın sonuna kadar sürmüş ve laik temalarla karakterize edilmiştir. 18. yüzyılın sonundan 19. yüzyıla kadar olan ikinci aşama, ağırlıklı olarak dini bir karaktere sahip olmuştur. Laik eserlerden pek çok Beyteci şair, sevginin, doğal ve kadınsı güzelliğin, erdemlerin, eserlerin, bilginin olumlu değerleri hakkında yazdı ve aynı zamanda hırs ve ikiyüzlülüğün olumsuz özelliklerine de değinmiştir.

Bu doğrultuda çalışan Beyteci şairler Nezim Frakulla, Sulejman Naibi ve Muhamet Kyçyku'ydu. Hasan Zyko Kamberi ve Zenel Bastari gibi diğer Beyteci'lerin, yoksulların zorlu yaşamlarını, geleceğin güvensizliklerini ve feodalizmin koşullarından duydukları hoşnutsuzlukları anlatarak dönemin olaylarını yansıtmasıyla edebiyatta bir sonraki adım atılmıştır.

Beyteci Edebiyatı tek başına ulusal prestij kazanmadı, ancak şairler Arnavut edebiyatına değerli bir katkı sağlamışlardır. Dini temaların yanı sıra, Beyteci Edebiyatı seküler temaları yaygın olarak kullanan ilk edebiyattır. Bu türdeki bazı yazarlar, halka daha yakın olmuş ve gerçekçi toplumsal temaları güçlü bir eleştirel duyarlılıkla kullanarak şiirlerinde günlük hayatın unsurlarına yer vermişlerdir.

1725 yıllarında Muçi Zâde'nin ileri yaşlarında kaleme aldığı tespit edilen bu şiirde kendisinin bir kahve tiryakisi olduğu da anlaşılmaktadır ve dini unsurları kullanarak bunu dua şeklinde söylemektedir:[4]

Dhe kȅtȅ muaj mubareq

Falna gjynahet se jemi pleq

Pȅr gjithȅ sa janȅ meleq

İmzot, mos mȅ lerȅ pa kahve!

Për ismitë që je Gafur

Për Muhamednë q‘është meshhur

Mos më lerë po me bullgur

İmzot, mos mȅ lerȅ pa kahve!

Bu mübarek ay hürmetine

Yaşlıyız nail eyle mağfiretine

Meleklerin sayısınca

Rabbim beni kahvesiz bɪrakma!

Gafûr olan isminin azametine

Meşhur Muhammed hürmetine

Beni sadece bulgur ile koma

Rabbim beni kahvesiz bırakma!

Önem

Beyteci eserleriyle Arnavut şiiri sanatsal açıdan bir adım daha atmış, gerçekten sanatsal değer taşıyan ifadeler ve imgelerden oluşmuştur. Beyteci yazarları ayrıca Arnavutluk'un geleneksel şiirini, özellikle de tüm şairlerin kullandığı sekiz satırlık şiirleri harmanladılar. Eserleri yazılı veya sözlü olarak yayıldı. Bu çağın yetiştirdiği şairlerin sayısı oldukça fazladır; bunlar Berat, Elbasan, İşkodra, Yakova, Priştine gibi şehirlerden ve Kolonya, Fraşer ve Konispol gibi daha küçük kasabalardan gelmektedir.

Beyteci Edebiyatı'nın akışı 19. yüzyılın başında etkisini yitirdi, ancak Kosova gibi bazı yerlerde bu gelenek Malik Rakoveci ve Recep Voka gibi yazarlardan daha da uzun sürmüştür.

Kaynakça

  1. ^ Elsie 2010, s. 38
  2. ^ Dizdari 2005, ss. 89
  3. ^ Pipa 2013, ss. 33–35
  4. ^ JAHJAİ, Meral (2016). "Osmanlı Yazısı ile Yazılan Arnavut Edebiyatının Dini Karakteri". AVRASYA ETÜDLERİ. 50 (2). T.C. Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı. ss. 389-404. 26 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Kasım 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutluk</span> Balkanlarda bir ülke

Arnavutluk, resmî adıyla Arnavutluk Cumhuriyeti, Balkanlar'da bir ülkedir. Komşuları kuzeyde Karadağ, kuzeydoğusunda Kosova, doğusunda Kuzey Makedonya ve güneyinde Yunanistan'dır. Ayrıca ülkenin batıda Adriyatik Denizi ve güneybatıda İyonya Denizi'ne kıyısı vardır. İyon Denizi ile Adriyatik Denizi arasındaki Otranto Boğazı'nın karşısındaki İtalya'ya uzaklığı 72 km'den (45 mil) daha azdır.

Aruz ölçüsü ya da aruz vezni, Arap edebiyatından doğarak İslamî edebiyatalara da yayılmış bir nazım sistemi; nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak ahengin sağlandığı ölçüdür.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutlar</span> etnik grup

Arnavutlar veya Arnavudlar, ortak bir Arnavut soyunu, kültürünü, tarihini ve dilini paylaşan, Balkan Yarımadası'na özgü bir etnik gruptur. Çoğunlukla Arnavutluk, Kosova, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan'ın yanı sıra Hırvatistan, Yunanistan, İtalya ve Türkiye'de yaşıyorlar. Ayrıca Avrupa, Amerika ve Okyanusya'da yerleşik çeşitli topluluklardan oluşan büyük bir diaspora oluşturuyorlar.

<i>Şehnâme</i> Firdevsinin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanı

Şehnâme veya Şahnâme, Firdevsî'nin eski İran efsaneleri üzerine kurulu manzum destanıdır. İran edebiyatının en büyük eserlerinden biri olarak kabul edilir. 977 ila 1010 arasında yazılmıştır. 60.000 beyit civarında hacime sahiptir. Tek şair tarafından yazılan en uzun epik şiirlerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kosova</span> Güneydoğu Avrupada bir ülke

Kosova, resmî adıyla Kosova Cumhuriyeti, Balkanlar'da bulunan ve dünyada sınırlı tanınırlığa sahip denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Kuzeyde ve doğuda Sırbistan, güneyde Kuzey Makedonya ve Arnavutluk, batıda ise Karadağ ile komşudur. 1999'da Birleşmiş Milletler kontrolü altına alınan Kosova, 2008'de Sırbistan'dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etti. Mart 2020 itibarıyla 97 ülke tarafından tanınmaktadır. Kosova'nın bağımsızlığını tanımayan Sırbistan, bölgeyi kendisine bağlı Kosova ve Metohiya Özerk Bölgesi olarak kabul etmektedir.

Arnavut alfabesi ,Arnavutçanın yazımında kullanılan alfabedir. Latin alfabesinden uyarlanmış olup 36 harften oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutluk Katolik Kilisesi</span> Romaya bağlı Doğu kökenli kilise

Arnavutluk Katolik Kilisesi, Papa'nın ruhanî önderliğindeki ve Vatikan merkezli ökumenik Dünya Katolik Kilisesi'nin alt bölümlerinden birisidir.

Jeton Kelmendi, Arnavut gazeteci, şair, çevirmen ve siyasi analisttir.

Arnavutluk tarih boyunca birçok devletin yönetimi altına girmiş, bu süreçte yalnızca siyasi veya askeri olarak değil, aynı zamanda kültürel açıdan da etkilenmiştir. Bu sebepten dolayı Arnavut mutfağı başta Türk, İtalyan ve Yunan mutfakları olmak üzere genel itibarıyla Akdeniz mutfağından izler taşımaktadır. Bugün Arnavut halkı tarafından sıkça tüketilen ve yapılan baklava, aşure, kadayıf gibi tatlılar; dolma, yaprak sarma, tarator gibi aperitifler ve ayran, siyah çay, Türk kahvesi gibi içecekler Osmanlı zamanından başlayarak Türk mutfağından Arnavut kültürüne geçen yiyecek ve içeceklerden bazılarıdır.

Arnavutça, ait olduğu Hint-Avrupa Dil Ailesi'ne ait özellikler barındırmasına rağmen bulunduğu grup içinde yalıtılmış bir haldedir. Arnavutçanın dahil olduğu bu grupta konuşulmaya devam eden diğer diller Ermenice ve Yunancadır. Dilin kökeni hakkındaki ilk çalışmaları yapan ve Arnavutçanın Hint-Avrupa Dil Ailesi'ne mensup olduğunu kanıtlayan kişi Alman filolog Franz Bopp'dur. Arnavutçanın, eski zamanlarda Balkanlar'da konuşulan bir dil olan İlir diliyle bağlantısı olup olmadığı sıklıkla tartışılan bir konudur.

<span class="mw-page-title-main">Kosova mutfağı</span>

Kosova mutfağı, Kosova'ya özgü etnik grupların geleneksel yemeklerinden oluşan, Balkan mutfağının bir temsilcisidir. Arnavutluk ile tarihsel ve etnik bağları nedeniyle, Arnavut mutfağından önemli ölçüde etkilenmiş ve diğer Balkan ülkelerinin unsurlarını da benimsemiştir.

Besim Bokshi 1930 – 2014 arasında yaşayan Arnavut şair, dilbilimci ve filolog. 2008-2011 döneminde Kosova Bilim ve Sanat Akademisi Başkanı olarak görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Fan Noli</span>

Fan Noli veya Theofan Stilian Noli, Arnavut şair, tarihçi, gazeteci, siyasetçi, Ortodoks metropolit.

<span class="mw-page-title-main">Naim Fraşiri</span> Arnavut tarihçi, gazeteci, şair, yazar ve çevirmen

Naim Bey Fraşıri, Arnavut tarihçi, gazeteci, şair, yazar ve Arnavutluk millî şairi ilan edilen çevirmen. Modern Arnavut edebiyatının öncüsü ve 19. yüzyılın en etkili Arnavut kültürel simgelerinden biri olarak kabul ediliyor.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Edhem Bey</span>

Haxhi bej Tirana Etëhem olarak da bilinen Hacı Edhem Bey (1783-1846), Beyteci Edebiyatı'nın Arnavut şairiydi.

<span class="mw-page-title-main">Jani Vreto</span> Arnavut yazar (1822-1900)

Jani Vreto Arnavut yazar, matbaacı, yayıncı ve Arnavut millî uyanışının önemli isimlerinden biridir. 1886'da Bükreş'teki ilk Arnavut matbaasını kurmaktan ve denetlemekten sorumluydu.

<span class="mw-page-title-main">Parashqevi Qiriazi</span>

Paraskevi D. Kyrias olarak da bilinen Parashqevi Qiriazi, hayatını Arnavut alfabesine ve yazılı Arnavut dilinin öğretimine adamış, Qiriazi ailesinin Arnavut öğretmeniydi. Arnavut alfabesinin biçimine karar veren Manastır Kongresi'ne katılmış tek kadındı ve bir kadın derneği olan Yll' i Mengjesit'in kurucusuydu. Parashqevi ayrıca 1919 Paris Barış Konferansı'na Arnavut-Amerikan topluluğunun bir üyesi olarak katıldı. 1891'de Korça'da açılan ilk Arnavut Kız Okulu'nun müdürü Sevasti Qiriazi'nin kız kardeşidir.

<span class="mw-page-title-main">Nezim Frakulla</span> şair

Nezim Berati, alternatif olarak Nezim Frakulla veya İbrahim Nezimi olarak da bilinen Arnavutça yazan ancak Arap alfabesini kullanan Müslüman geleneği olan Beyteci Edebiyatı arasındaki ilk büyük şairdir. Fier yakınlarındaki Frakull köyünde doğmuş ve yaşamının bir bölümünü Berat'ta geçirmiştir. Frakulla, İstanbul'da öğrenim görmüş ve burada iki divan da dahil olmak üzere ilk şiirini Türkçe, Farsça ve belki de Arapça yazmıştır. 1731 civarında Berat'a dönmüş ve burada dönemin diğer şairleriyle, özellikle de Berat müftüsü İmam Ali'yle edebi rekabete girdiği bilinmektedir. 1731 ile 1735 yılları arasında Arnavutça bir divan ve çeşitli başka şiirler yazmıştır; bunlara manzum şeklinde bir Arnavutça-Türkçe mini sözlük de dahildir. Divanın orijinalinin tamamı elimizde olmasa da elimizde bu divandan yaklaşık 110 şiir bulunmaktadır. Şiirlerinin bir kısmı müziğe uyarlanmış ve yüzyıllarca sözlü olarak hayatta kalmıştır.