İçeriğe atla

Beyrut Muharebesi (1912)

Koordinatlar: 33°53′13″N 35°30′47″E / 33.8869°K 35.5131°D / 33.8869; 35.5131

Beyrut Muharebesi
Trablusgarp Savaşı

Beyrut Muharebesi'nde tarafların manevraları
Tarih24 Şubat 1912
Bölge
Sonuçİtalya zaferi
Taraflar
 Osmanlı İmparatorluğu İtalya
Komutanlar ve liderler
Osmanlı İmparatorluğu Enver Paşa[]İtalya Krallığı Paolo Thaon di Revel
Güçler
1 zırhlı korvet
1 torpido botu
2 kruvazör
Kayıplar
1 zırhlı korvet
1 torpido botu
2 subay ve 49 er ölü, 19 yaralı
yok
140 sivil ölü, 200 sivil yaralı

Beyrut Muharebesi veya Beyrut Harekâtı,[1] 1911-1912 yılları arasında gerçekleşen Trablusgarp Savaşı'nın bir parçası olarak 24 Şubat 1912'de, Osmanlı ve İtalyan kuvvetleri arasında Beyrut'ta meydana gelen deniz muharebesidir. Muharebede iki İtalyan kruvazörü, limanda bulunan Osmanlılara ait bir zırhlı korvet ve bir torpido botunu batırdı ve Beyrut şehrini top atışına tuttu. Muharebede Beyrut'taki Osmanlı deniz gücü tamamen yok edildi ve bölgedeki İtalyan nakliyelerine yönelik tek Türk deniz tehdidi ortadan kaldırıldı. İtalyanlar bu saldırı sonrasında savaşın geri kalanında Güney Akdeniz'de tam deniz hakimiyetini elde tuttular, Süveyş Kanalı'na yaklaşımlarda tam bir deniz üstünlüğü sağladılar ve sömürgeleri olan Eritre'deki kuvvetlerini takviye etmede avantaj sağladılar.

İtalyanların Beyrut'taki eylemlerine misilleme olarak muharebeden dört gün sonra Osmanlı hükûmeti; Beyrut, Halep ve Şam vilayetlerine tüm İtalyan vatandaşlarını sınır dışı etti. Suriye kıyılarında çıkarı olan Fransa ve Birleşik Krallık, İtalyanlara savaşı Kuzey Afrika'yla sınırlı tutma ve Akdeniz ile Ege'deki Osmanlı limanlarına saldırmama konusunda diplomatik baskı yapmaya başladı. İlerleyen aylarda İtalyan donanması tekrar bu tür saldırılarda bulunmadı.

Arka plan

Trablusgarp Savaşı sırasında İtalyan ordusu, Akdeniz'deki Osmanlı deniz kuvvetlerinin İtalyan Doğu Afrikası'na giden ikmal ve asker gemilerine yönelik baskın düzenlemesinden çekiniyordu. Böyle bir baskın olasılığını önlemek için Tuğamiral Paolo Thaon di Revel'e Beyrut limanını temizlemesi ve orada bulabileceği Osmanlı donanmasına ait gemilere saldırması emredildi. Revel'in gücü Giuseppe Garibaldi ve Francesco Ferruccio zırhlı kruvazörlerinden oluşuyordu.[2] Her iki kruvazör de Giuseppe Garibaldi sınıfındandı ve taretlere monte edilmiş ikişer adet 10 in (250 mm) top, onar adet 6 in (150 mm) top, altışar adet 4,7 in (120 mm) top, onar adet 6 librelik top, onar adet 1 librelik top, ikişer Maxim makineli tüfek ve beşer torpido tüpüyle donatılmıştı.[3]

Beyrut'taki Osmanlı kuvvetleri, kazamatlı zırhlı korvet Avnillah ve torpido botu Ankara'dan oluşuyordu.[4] Savaş öncesinde Avnillah, kaçakçılığı önlemek üzere şehre gönderilmişti. Her iki gemi de Beyrut limanına dayanarak devamlı kıyı devriyesindeydi.[5] Ankara, 1906'da tamamlanan, iki 37 mm'lik top, iki adet 14 in (360 mm) çapında torpido tüpü ve tüp başına iki torpido ile donatılmış, nispeten yeni bir gemiydi.[6] 1869'da inşa edilen Avnillah ise antika bir zırhlı korvetti. 1907'deki yeniden inşasında dört adet 3 inçlik top ve sekiz adet 6 librelik top ve 14 in (360 mm) çapında tek bir torpido tüpüyle donatılmıştı. İki gemi de düşük hızları sebebiyle Osmanlı donanmasının geri kalanıyla bir arada çalışmaya uygun değillerdi.[5] Savaşın başında Avnillah saatte 7 mil, Ankara ise 12 mil hız yapabilmekteydi.[7]

Gemiler Beyrut'a atandığında Avnillah komutanının elinde ne olası bir savaşta yapacağı görevler ne de muharebe usulleri öğreten talimnameler bulunmaktaydı. Gemi komutanı Binbaşı Şemsettin,[8] Bahriye Nezâretine gönderdiği ısrarlı istekler sonucunda Nezaret Müsteşarı Amiral Rüstem'den aldığı talimat eşit kuvvetle mendirek önüne çıkarak çatışmaya girmesini, eğer daha üstün kuvvet karşısında kalırsa önce düşmanı Beyrut açık bir şehir olduğu için bombardıman edemeyeceği konusunda uyarmasını, düşmanın saldırması durumunda umut kalmayana dek muharebe etmesini ve mürettebat ile cephaneyi kıyıya çıkartıp kendi gemisini batırmasını kapsıyordu. Ancak bu talimat, içinde askeri kuvvet bulunan Beyrut limanı uluslararası anlaşmalara göre açık şehir olmadığı için uygulanabilir değildi. Dahiliye Nezareti gemilerin geri çekilmelerini istese de Bahriye Nezareti bu isteği kabul etmemişti.[9] Sonuç olarak Osmanlı kuvveti, İtalyanlar karşısında çok daha zayıftı ve yaklaşan savaşta ciddi oranda dezavantajlıydı.[10]

Muharebe

Beyrut Limanı'nda İtalyanlar tarafından batırılan Avnillah zırhlı korveti (1912)

20 Şubat 1912'de Augusta'dan denize açılan iki İtalyan kruvazörün orijinal görevi Mersin ile Silifke arasındaki kıyıları kontrol etmekti. Yoldayken donanma komutanlığından aldıkları emir üzerine, 24 Şubat 1912'de şafak vaktinde Beyrut Limanı'na vardılar.[11] Bu esnada Avnillah limanın içinde, gümrük antreposunun 50 m açığında, liman ağzına karşı mendireğe iskele bordasını vermiş, iki 150 mm ve üç 75 mm topunu kullanmaya uygun bir pozisyonda demirliydi. Ankara da rıhtımdan 8 m ileride bağlı duruyordu.[12] Avnillah eratı sabah namazının ardından ufukta gördükleri dumandan komutanlarını haberdar etmişler, muharebe pozisyonu almışlardı. İtalyan amiral, uluslararası ihtilafa yer vermemek için limandaki Osmanlı gemilerinden kendilerini belli etmelerini isteyen işaret flaması çekti ve buna dikkat çekmek için bir ikaz topu ateşledi.[11][2] Bu ilk mermi Avnillah komutanı tarafından muharebenin başlaması olarak değerlendirildi. Bunun üzerine Avnillah 150 mm'lik ve 75 mm'lik birer topuyla cevap vermiş, mermiler Francesco Ferruccio'nun yakınına düşmüştü.[8] İtalyanların ateşi kesmesi üzerine Avnillah'taki Osmanlı komutanı İtalyan gemilerini görünce düşmanla haberleşmek için ateşkes bayrağı altında bir işkampavya gönderdi. Müzakereler devam ederken Osmanlı komutanı, Ankara'ya limanın mendireği yakınında konum almasını emretti. Amiral Revel, saat 07:30'da Beyrut valisine gönderdiği ve iki savaş gemisini saat 09:00'a[a] kadar teslim etmesini isteyen bir ültimatomla Osmanlı işkampavyasını geri gönderdi.[13] Mesaj saat 08:30'da vali tarafından alındı. Vali bir teslimiyet emri çıkarma sürecindeydi, ancak bu emir İtalyanların verdiği son mühlete kadar İtalyanların eline ulaşmadı. Bunun üzerine göre İtalyanlar saat 09.00'da limandaki Osmanlı gemilerine saldırmaya başladı.[14][b] Bu esnada bir İtalyan hastane gemisi de menzil dışında beklemekteydi.[12]

Beyrut Limanı'ndaki Ankara torpido botunun su üzerinde kalan bacası (1910'lar)

İtalyanlar Osmanlı korvetine 6.000 m mesafeden ateş açtı. Attıkları ilk salvo mendirek önüne ve içine düştü. Avnillah bu ateşe 09.35'e kadar bir 150 mm ve iki 75 mm topuyla[15] etkisiz bir şekilde karşılık verdi. İlk salvodan altı dakika sonra Avnillah baş güvertesinden isabet aldı, geminin yapısı sebebiyle yangına etkili şekilde müdahale edilemedi. Garibaldi'nin isabet ettirdiği ikinci mermi cephanelik kapısını vurdu ve bir eri yaraladı, üçüncü mermi baş batarya yanında patladı, dördüncü mermi ise baş bataryaya isabet ederek tüm batarya mürettebatını öldürdü. Ardından ikinci batarya da isabet aldı ve batarya mürettebatı öldü; cephanelik kapısının aldığı hasardan ötürü toplara cephane aktarılamaz duruma gelindi ve ateş kesildi.[16] Ağır hasar alan ve karşısında üstün silah gücü bulunan Osmanlı korveti sancağını indirdi ve mürettebat, gemiyi 09.30'dan itibaren terk etti.[2][17] [18]

Bu noktada Garibaldi, limana yaklaşarak Ankara ile 600 m mesafeden çatışmaya girdi, ancak gemiye zarar veremedi.[2] Sonrasında Garibaldi'nin Avnillah'a gönderdiği torpido, gemiyi ıskalayarak yakınlarda demirleyen birkaç tekneye çarptı ve altısını batırdı.[19] İtalyan kruvazörü, ardından Osmanlı korvetinin ortasına isabet eden ikinci bir torpido fırlattı. Saat 11:00'de zırhlı korvet sığ suya battı, iki kruvazör kuzeye çekildi.[20] Ancak muharebe sona ermemişti; 13.45'te İtalyan kruvazörleri geri döndü ve bir kez daha Osmanlı kuvvetleri ile çatışmaya girdi. Limanda kalan tek savaş gemisi kruvazörlere göre çok daha küçük olan Ankara torpido botuydu, yaklaşan Francesco Ferruccio ile üç dakikalık bir çatışmanın ardından Ankara da battı. Çatışma sona erdiğinde iki İtalyan kruvazörü batıya, Tobruk'a doğru yola çıktı.[21][16] Muharebede Avnillah mürettebatından 2 subay ve 49 er öldü, 19 kişi yaralandı. İtalyan gemilerinde ölü veya yaralı yoktu.[16][18][22] Beyrut şehrinde ise 140 kişi ölmüş, 200'den fazlası yaralanmıştı.[22]

Sonuçlar

Muharebede Beyrut'taki Osmanlı deniz gücü tamamen yok edildi ve bölgedeki İtalyan nakliyelerine yönelik tek Türk deniz tehdidi ortadan kaldırıldı. İtalyanlar bu sayede savaşın geri kalanında Güney Akdeniz'de tam deniz hakimiyetini elde tuttular. Osmanlı tarafındaki kayıplar ağırdı. Her iki Osmanlı savaş gemisi de battı, buna karşılık İtalyan gemileri Osmanlı savaş gemilerinden doğrudan isabet almadı ve herhangi bir kayıp vermedi.[23] Avnillah, Trablusgarp Savaşı'nda batan tek zırhlı gemiydi.[24] Hasar Osmanlı donanma gemileriyle sınırlı değildi, şehir de ağır hasar almıştı. Kruvazörlerden gelen serseri mermiler şehre büyük hasar vermiş ve birçok yangın çıkartmıştı. Yangınlar birkaç bankayı, şehrin gümrük binasının bir kısmını ve diğer binaları tahrip etmişti. Bombardıman ve yangınlar ve sonucunda şehirde 66 sivil öldü, yüzlerce sivil yaralandı.[21] Şehrin bombardımanının kasten mi yapıldığı, yoksa isabetsiz topçu atışları sebebiyle mi olduğu konusu tartışmalıdır.[25]

İtalyanların Beyrut'taki eylemlerine misilleme olarak muharebeden dört gün sonra Osmanlı hükûmeti; Beyrut, Halep ve Şam vilayetlerine tüm İtalyan vatandaşlarını kendi yetki alanlarından sürmelerini emretti; bu emir 60.000'den fazla İtalyan'ın bölgeden sınır dışı edilmesiyle sonuçlandı. İtalyan vatandaşlarının bölgeden misilleme yoluyla sınır dışı edilmesine rağmen, muharebe sayesinde İtalyan kuvvetleri Süveyş Kanalı'na yaklaşımlarda tam bir deniz üstünlüğü sağladı. İtalyanlar bu sayede Eritre'deki kuvvetlerini artık tereddüt etmeden takviye edebilir ve bölgeye yönelik Osmanlı tehdidinin çoğunu ortadan kaldırabilirdi. Böylece savaş hem stratejik hem de taktik açıdan bir İtalyan zaferiydi.[21]

İtalyanların Beyrut saldırısı üzerine Suriye kıyılarında çıkarı olan Fransa ile İtalya arasındaki ilişkileri gerginleşti.[12][26] Birleşik Krallık da İtalyanlara savaşı Kuzey Afrika'yla sınırlı tutma ve Akdeniz ile Ege'deki Osmanlı limanlarına saldırmama konusunda diplomatik baskı yapmaya başladı. İlerleyen aylarda İtalyanlar donanmalarının bu şekilde agresif kullanımını sınırladılar.[26]

Notlar

  1. ^ Bazı kaynaklara göre 09.30[8]
  2. ^ İtalyan kaynaklarına göre Amiral Thaom di Revel ültimatom bitimine kadar beklemiş, Türk kaynaklarına göre ise süre bitiminden 10 dakika öncesinde ateşe başlamıştır.[8][12]

Kaynakça

Özel
  1. ^ Willson, H. W. (Nisan 2007). Zırh Devrinde Deniz Muharebeleri. 1. Kitap Yayınevi / Tarih ve Coğrafya Dizisi. s. 366. ISBN 9789756051566. 
  2. ^ a b c d Earle 1912, s. 1092.
  3. ^ Brassey 1898, s. 36.
  4. ^ Beehler 1913, s. 54.
  5. ^ a b Büyüktuğrul 1974, s. 75.
  6. ^ Gardiner 1985, s. 392.
  7. ^ Büyüktuğrul 1974, s. 78.
  8. ^ a b c d Büyüktuğrul 1974, s. 80.
  9. ^ Büyüktuğrul 1974, ss. 76-77.
  10. ^ Gardiner 1985, s. 389.
  11. ^ a b Büyüktuğrul 1974, s. 79.
  12. ^ a b c d Genelkurmay 1980, s. 102.
  13. ^ Article 5 – No Title (PDF). The New York Times. 26 Şubat 1912. s. 1. 17 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Ekim 2020. 
  14. ^ Hidden 1912, s. 456.
  15. ^ Genelkurmay 1980, ss. 102-103.
  16. ^ a b c Büyüktuğrul 1974, s. 81.
  17. ^ Büyüktuğrul 1974, s. 84.
  18. ^ a b Genelkurmay 1980, s. 103.
  19. ^ Beehler 1913, s. 97.
  20. ^ Beehler 1913, s. 55.
  21. ^ a b c Earle 1912, s. 1094.
  22. ^ a b Langensiepen & Güleryüz 1995, s. 16.
  23. ^ Beehler 1913, s. 106.
  24. ^ Sondhaus 2001, s. 218.
  25. ^ Childs 1990, s. 122.
  26. ^ a b Childs 1990, ss. 120-125.
Genel

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<i>Yavuz</i> (muharebe kruvazörü) Osmanlı İmparatorluğunun I. Dünya Savaşına girmesinde önemli rol oynayan savaş gemisi

Yavuz, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girmesinde önemli rol oynayan savaş gemisidir.

<i>Barbaros Hayreddin</i> (zırhlı) Alman zırhlısı

Barbaros Hayreddin veya SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm, okyanus ötesi sefer yapabilen bir Alman zırhlısıdır. Alman İmparatorluk Donanması ve sonrasında Osmanlı donanması'nda görev yapmıştır. Geminin orijinal adı Prusya dükü ve Brandenburg seçici prensi olan I. Frederick Wilhelm'den gelmektedir. Brandenburg sınıfının dördüncü ön dretnot gemisi idi. 1890 yılında Kaiserliche Werft Wilhelmshaven'da inşa çalışmaları başladı, 1891'de denize indirildi ve 1893'te tamamlandı. Geminin yapımı 11,23 milyon marka mal oldu. Brandenburg sınıfı savaş gemileri üç zırhlı tarette taşıdıkları altı ana top ile, diğer donanmaların iki tarette dört top taşıyan gemilerine kıyasla daha modern bir tasarımdı.

Yarhisar, Osmanlı Devleti'nde Donanma Cemiyeti tarafından 1907 yılında Fransa'dan satın alınan, Durandal sınıfı temel alınarak tasarlanmış dört Samsun sınıfı muhripten biridir. 1907'de Osmanlı donanmasına katılan muhrip, 1911-1912'de gerçekleşen Trablusgarp Savaşı'nda Osmanlı filosunun geri kalanı gibi İtalyanlarla aktif bir çatışmada yer almadı. 1912-1913'te Balkan Savaşları esnasında Varna Deniz Muharebesi, İmroz Deniz Muharebesi ve Mondros Deniz Muharebesi gibi tüm önemli çatışmalarda yer aldı, ayrıca devriye görevlerinde bulundu. I. Dünya Savaşı'nda özellikle Marmara Denizi'nde eskort ve önleme görevlerinde yer aldı. Marmara'ya giren Müttefik Devletler denizaltılarıyla birçok çatışmaya girdi. 3 Aralık 1915'te tarihinde Yalova açıklarında Birleşik Krallık'ın E11 denizaltısı tarafından torpidolanarak batırıldı. Bu olayda 7 subay ve 33 er öldü. Birleşik Krallık denizaltısı geminin kalan mürettebatını denizden alarak bir Osmanlı yelkenlisine teslim etti.

<i>Mesudiye</i> (zırhlı)

Mesudiye, Osmanlı donanması için 1871-1875 yılları arasında İngiltere'deki Thames Ironworks'te inşa edilmiş merkezî bataryalı zırhlı korvettir. İnşa edilmiş en büyük iki merkezî bataryalı zırhlı korvetten biriydi. Mesudiye'nin Hamidiye adında bir kardeş gemisi olması planlanmıştı; ancak bu gemi Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve HMS Superb adıyla görevlendirildi. Ana silahları merkezî zırhlı bir bataryada yer alan on iki 250 mm toptu.

<i>Asar-ı Tevfik</i>

Asar-ı Tevfik, 1860'larda inşa edilen ve sınıfının tek üyesi olan, Osmanlı donanmasının zırhlı bir savaş gemisiydi. Aslen Mısır Hidivliği tarafından İbrahimiye ismiyle sipariş edilen gemi, daha sonra Osmanlılar tarafından alındı. Kırım Savaşı'ndan sonra 1860'larda Osmanlı filosu için bir genişleme programının bir parçası olarak inşa edilen Asar-ı Tevfik, sekiz adet 220 mm toptan oluşan bir ana batarya ile donatılmış 4.600 metrik tonluk barbetli bir merkezî bataryalı zırhlıydı.

<span class="mw-page-title-main">Tobruk Muharebeleri</span>

Tobruk Muharebeleri, Trablusgarp Savaşı esnasında Tobruk ve çevresindeki İtalya Krallığı güçleri ile Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı düzensiz birlikler arasında gerçekleşen bir dizi çatışmadır. Çatışmalar arasında en büyüğü Nadura Tepesi'nde gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İmroz Deniz Muharebesi (1912)</span>

İmroz Deniz Muharebesi ya da Elli (Seddülbahir) Deniz Muharebesi, Birinci Balkan Savaşı sırasında 16 Aralık 1912 tarihinde Seddülbahir Burnu ve İmroz adası açıklarında Osmanlı ve Yunan deniz güçleri arasında meydana gelmiştir. Osmanlı donanması bu harekât ile Çanakkale Boğazı çıkışındaki Yunan ablukasını kırmayı amaçlamaktaydı. Yunanların Pavlos Kunduriotis komutasındaki bir zırhlı kruvazör, üç ön dretnot ve dört muhribinin; Osmanlıların Ramiz Numan Bey komutasındaki iki ön dretnot, iki zırhlı korvet, bir kruvazör ve dört muhribi ile karşı karşıya geldiği deniz muharebesi, Balkan Savaşları boyunca gerçekleşen en büyük deniz çatışmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Varna Deniz Muharebesi</span> Osmanlı ve Bulgar donanmalarının 21 Kasım 1912 tarihinde Karadenizde giriştikleri çatışma

Varna Deniz Muharebesi ya da Draçki Saldırısı, 21 Kasım 1912 tarihinde Karadeniz'de, Bulgaristan'ın Varna limanının 32 mil açığında dört Bulgar torpido botu ile Osmanlı kruvazörü Hamidiye arasında meydana gelen çatışmadır.

<i>Mecidiye</i> (kruvazör) Osmanlı İmparatorluğu donanmasına ait kruvazör

Mecidiye, Osmanlı Devleti hükûmetinin 1900 yılındaki siparişi üzerine Abdülmecid adıyla Amerika Birleşik Devletleri'nin William Cramp & Sons firmasının Philadelphia Tersanesinde suya indirildikten sonra Osmanlı Donanması, Rusya İmparatorluk Deniz Kuvvetleri, Kızıl Donanma, Ukrayna Halk Cumhuriyeti Deniz Kuvvetleri ve Türk Deniz Kuvvetleri'nde görev yapan korumalı kruvazör.

TCG <i>Peyk</i>

TCG Peyk ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Peyk-i Şevket, Osmanlı donanması ve sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri'nde hizmet gören Peyk-i Şevket sınıfının öncü gemi olan torpido kruvazörüdür. 1906-1907 yıllarında Kiel, Almanya'daki Germaniawerft tersanesinde inşa edilmiş ve Kasım 1907'de Osmanlı donanması hizmetine girmişti. Geminin ana silahı üç 450 mm torpido tüpü ve bir çift 105 mm toptan oluşuyordu ve gemi 21 knot hıza ulaşabiliyordu.

TCG <i>Berk</i>

TCG Berk ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Berk-i Satvet, Osmanlı donanması ve sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri'nde hizmet gören Peyk-i Şevket sınıfının ikinci ve son torpido kruvazörüdür. 1906-1907 yıllarında, Kiel, Almanya'daki Germaniawerft tersanesinde inşa edilmiş ve Kasım 1907'de Osmanlı donanması hizmetine girmişti. Geminin ana silahı üç 450 mm torpido tüpü ve bir çift 105 mm toptu ve gemi, 21 knot maksimum hıza ulaşabiliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Sarıç Burnu Muharebesi</span> 18 Kasım 1914te yapılan savaş

Sarıç Burnu Muharebesi veya Balıklava Muharebesi, I. Dünya Savaşı esnasında Sarıç Burnu açıklarında gerçekleşen bir deniz muharebesidir.

<i>Muin-i Zafer</i>

Muin-i Zafer, 1860'ların sonlarında Osmanlı donanması için inşa edilen iki Avnillah sınıfı zırhlı korvetin ikincisiydi. Geminin inşasına 1868'de başlandı, 1869'da denize indirildi ve ertesi yıl filoya katıldı. Merkezî bataryalı olan gemi, ana silah olarak kazamatlara monte edilmiş dört adet 230 mm top taşıyordu ve saatte 12 deniz mili (22 km/sa) hıza ulaşabiliyordu.

<i>Peyk-i Şevket</i> sınıfı torpido kruvazörü

Peyk-i Şevket sınıfı, Osmanlı donanması için Almanya'daki Germaniawerft tersanesinde 1906-1907 yıllarında inşa edilen bir çift torpido kruvazörüdür. Peyk-i Şevket ve Berk-i Satvet adlarında iki gemiden oluşuyordu. 20. yüzyılın başında Osmanlı donanmasını modernize etme programının bir parçası olarak sipariş edildiler. 775 metrik ton deplasmanındaki gemiler, görece küçük boyutlarına göre ağır silahlıydılar ve üç torpido tüpü, bir çift 105 milimetre (4,1 in) top ve birçok küçük silah taşıyorlardı.

<i>Feth-i Bülend</i>

Feth-i Bülend 1860'ların sonlarında sınıfının öncü gemisi olan demir zırhlı korvet savaş gemisidir. Osmanlı Donanması için İngiliz Thames Iron Works'ten sipariş edildi ve 1868'de inşasına başlandı, 1869'da denize indirildi ve 1870'te hizmete girdi. Dört 229 mm topu vardı, tek pervaneyi çeviren bileşik buhar motoru ile 13 deniz mili (24 km/sa) hıza ulaşabilmekteydi.

<i>Avnillah</i> sınıfı zırhlı korvet Osmanlı Donanmasının zırhlı savaş gemisi sınıfı

Avnillah sınıfı, Osmanlı donanması için 1860'larda inşa edilen iki zırhlı korvet savaş gemisinden oluşan bir gemi sınıfıdır. Sınıfta yer alan gemiler Avnillah ve Muin-i Zafer'dir. İki gemi İngiltere'de 1868 ve 1870 arasında inşa edildi. Gemi ortasındaki kazamatlara monte edilmiş dört adet 230 mm çapında top taşıyorlardı.

<i>Avnillah</i> Osmanlı savaş gemisi

Avnillah 1860'ların sonlarında Osmanlı donanması için inşa edilmiş bir zırhlı savaş gemisidir. Avnillah sınıfının öncü gemisi olarak Thames Iron Works tarafından Birleşik Krallık'ta inşa edilmiştir. Omurgası 1868'de serilen gemi, 1869'da denize indirildi ve ertesi yıl filoya katıldı. Merkezî bataryalı gemi olan Avnillah, merkezî bir kazamatta yer alan dört adet 230 mm top ile silahlandırıldı ve en çok saatte 12 deniz mili (22 km/sa) hıza ulaşabiliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun zırhlı korvetleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

1860'larda ve 1870'lerde Osmanlı donanması, neredeyse tamamen yabancı tersanelerde inşa edilen bir dizi zırhlı korvet savaş gemisi sipariş etti ve satın aldı. Sipariş edilen ilk sınıf olan Osmaniye sınıfı, dört adet zırhlı fırkateynden oluşuyordu. Osmaniye sınıfı 1860'ların başında Birleşik Krallık'taki tersanelerinden sipariş edildi. 1864'te beşinci gemi Fatih sipariş edilse de bu gemi, 1867'de Prusya donanması tarafından satın alındı. Aynı yıl Osmanlılar, Feth-i Bülend ile iki gemiden oluşan Avnillah sınıfını yine Birleşik Krallık'tan sipariş etti. Osmanlı İmparatorluğu'nun bir eyaleti olan Mısır da o dönem, merkezî otoriteden bağımsız olarak Fransa'daki tersanelerden; Asar-ı Tevfik, Asar-ı Şevket ve Lütf-i Celil zırhlı korvet sınıflarına ait gemi siparişleri vermiş, bir Avusturya-Macaristan firmasıyla ise İclaliye için sözleşme imzalamışlardı. Mısır'ın bağımsızlığını savunmaya yönelik çabaları, Mısır'dan 1868'de yaptığı sipariş ettiği tüm zırhlı korvetleri teslim etmesini isteyen Padişah Abdülaziz'i kızdırdı. Bu esnada ikinci bir Feth-i Bülend sınıfı zırhlı olan Mukaddeme-i Hayr sipariş edilmiş ve Osmanlı Tersane-i Amire'sinde inşa edilen ilk zırhlı olmuştu. 1871'de Osmanlılar, iki Mesudiye sınıfını sipariş etti. İlk gemi teslim alınırken ikinci gemi Birleşik Krallık'ın 1878'de Rusya ile savaşa girmesi korkusunun ortasında Kraliyet Donanması tarafından satın alındı ve yerini Tersane-i Amire'de inşa edilecek üçüncü bir gemi olan Hamidiye'ye bıraktı. Son iki gemi, Peyk-i Şeref sınıfı, 1874 yılında Birleşik Krallık'tan sipariş edildi fakat Kraliyet Donanması 1878'de savaş beklentileri sırasında her ikisini de satın aldı.

<i>Draç</i> (torpido botu) Osmanlı torpido botu

Draç, Osmanlı donanmasına ait 1907'de hizmete giren bir torpido botudur. Balkan Savaşları ile I. Dünya Savaşı'nda görev yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Konfide Deniz Muharebesi</span>

Konfide Deniz Muharebesi, Trablusgarp Savaşı'nda evre.