İçeriğe atla

Beyin kanaması

Beyin kanaması
BT ile çekilmiş bir spontan intrakranial kanama
UzmanlıkAcil tıp Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Beyin kanaması, beyni besleyen damarlardan bir veya birkaçından dışarı kan sızması sonucu, kanla beslenen bölgenin çalışamaz duruma gelmesidir. Bu durum aniden oluşabilmektedir ve genellikle yüksek tansiyon hastalarında görülebilmektedir. Beyin kanaması sonucu hastada felç, inme meydana gelebilmektedir.

Kanama çeşitleri

Beyin içinde olan kanamalar

Beyni besleyen damarların cidarının yırtılması sonucu, kanın beyin içine sızması ve beyin dokusunu tahrip etmesidir. Beyin damarları yaş ilerledikçe yıpranırlar ve elastik özelliklerini kaybederler. Bu nedenle özellikle tansiyon yüksekliği olan yaşlı insanlarda sıklıkla yırtılarak beyin kanamaları oluştururlar. Hastaların bir tarafları felç olur. Ayak ve el (tutulan tarafda) tamamen veya kısmen felç olur. Ayrıca konuşma merkezinin tutulduğu durumlarda hasta konuşamaz. Genç yaşlarda beyin damarlarının civarının zayıflaması sonucunda balonlaşması ve bu balonlaşan kısmın yırtılması neticesinde beyin kanaması oluşabilir. Damarlarda oluşan bu balonlara "anevrizma" adı verilir. Anevrizma rüptürü, yani anevrizma yırtılması her yaşta görülebilir. Önceden tespit edilmeleri mümkündür. Kasıktan girilerek yapılan beyin anjiyosu sayesinde beyin damalarında oluşmuş ve henüz patlamamış durumda olan Anevrizmalar tespit edilebilir. Tıpkı kalp anjiyosunda olduğu gibi beyin anjiyosunda da bazı riskler söz konusudur. Anjiyo esnasında beyin damarlarında bulunan Anevrizmaların patlama riski bulunmaktadır.

Patlamadan tespit edilmiş Anevrizmaların tedavisi mümkündür. Tedavide Endovascular coiling (baloncuk içinine yerleştirilen platin sarmal)dediğimiz yöntem kullanılmaktadır. Hastanın kasığından sokularak damar boyunca ilerleyen plastik bir tüp, Anevrizmaya kadar iletilir. Baloncuğun merkezine ulaşıldığında platin kıl, tüp içerisinden baloncuğun içinde bükülüp sarmal bir top oluşuncaya kadar söz konusu sarmal büyütülür. Top şeklini alan platin sarmal baloncuğu tamamen kaplayınca electrolytic ayırma dediğimiz bir süreçle tüpün içinde bulunan kıl (micron ebatlarındaki tel) ile bağı kopartılır. Buradaki temel amaç baloncuğun içini doldurarak, damar içinde akan kanın baloncukla olan irtibatını kesip bypass etmesini sağlamaktır. Sarmalın platin tel ile yapılmasının sebebi, operasyon sırasında kullanılan ve bu tip operasyonları mümkün kılan eş zamanlı x-ray cihazı tarafından sarmalın izlenebilmesi sağlamaktır. Söz konusu teknolojiye verilen isim ise Detachable Platinum Coil Technology'dir. Hastaların ölüm veya hasar riski bir senelik döneme bakıldığında %22,6'nin altındadır ki bu risk açık beyin ameliyatı ile baloncuğa metal klips takılmış hastalarınkinden daha azdır. Söz konusu tedavi dünya çapında 125.000 den fazla hasta üzerinde büyük bir başarı oranı ile uygulanmıştır. İyileşme dönemi açık ameliyat geçirmiş hastalarda 1 seneyi bulmasına rağmen, bu yöntemle tedavi görmüş kişilerde bu sürenin 27-30 gün gibi kısa sürdüğü gözlenmiştir.

Beyin dışına olan kanamalar

Genelde travmalar sonucunda oluşurlar. Beynin üzerinde duramater denen bir zar vardır. Bu zarın üstünde bulunan damarlar travma neticesinde kırılan veya çatlayan kafatası kemiklerinin zedelemesi ile kanama yapabilirler. Oluşan kanama beyin zarı duramater ile kafatası kemikleri arasında birikir ve beyinin sıkışmasına neden olur. Ameliyat edilmezse beyin ölümü husule gelir ve hasta ölür. Bu kanamalara epidural hematom adı verilir. Şiddetli travmalarda beynin üzerindeki damarlarda zedelenebilir. Bu damarlardan sızan kan duramater (Beyin zarı) altında birikerek yine beyinin sıkışmasına neden olur. Bu kanamalara subdural hematom adı verilir. Ayrıca beynin üzerini örten çok ince bir zar olan araknoid zarın altına doğru da kanama olabilir. Bu tür kanamalara da subaraknoid kanama adı verildir.

Kafa travmalarından sonra özellikle hastalar 24 saat müşahede altında tutulurlar. Bunun sebebi; beyin içinde başlayan bir kanama ilk başlarda belirti vermeyebilir. Ancak ilerleyen saatlerde kanamanın artması ve beyine baskı yapması sonucunda hasta komaya girebilir. Bu nedenle kafa darbelerinden sonra 24 saat hastanede gözlem altında tutulurlar. Hasta kazadan sonra ilerleyen saatlerde kusmaya başlarsa ve dalgınlaşırsa vakit geçirmeden hastaneye yetiştirilir.

Etkileri

İnsan beyninde dil işlevleri için özel alanlar mevcuttur. Bu alanlar; sağ elini kullanan kişilerin hemen tamamında sol beyin yarısında, sol elini kullananlarda ise en az %75 oranında yine soldadır. Konuşma merkezi sol beynin ön lobunda, anlama merkezi yan lobunda bulunur. Yazma ve okumayla ilgili merkez ise yan-üst lobdadır. Genelde beyin kanamasında, beynin sol tarafında meydana gelen bir hasar sonucu; kişi konuşma, konuşulanı anlama, okuma veya yazma gibi lisan kabiliyetlerini kaybeder.

İlk yardımda beyin kanaması teşhisi

Kişinin beyin kanamasını ihtimalini teşhisi ederken;

  1. Gülümsemesi, tebessüm etmesi istenir (Eğer yapamazsa felç olmuş olabilir)
  2. Bir cümle kurması istenir (Örnek: "Bugün çok güzel bir gün" gibi)
  3. Her iki kolunu birden kaldırması gerekir,
  4. Dilini dışarı çıkartması istenir. (Eğer dil yamulmuş ise felç geçirdiğine işarettir.)

Dış bağlantılar

Sınıflandırma
Dış kaynaklar


İlgili Araştırma Makaleleri

Şok, kalbin aorta attığı kanın akut olarak azalmasına bağlı bir hipoperfüzyon sendromdur. Şok olgusunda yaşamsal dokulara ve organlara yeterli kan gidemez. Dolaşan kanın azalması, dokuların oksijen ve enerji kaynaklarının kesilmesi, metabolizma artıklarının temizlenememesi anlamına gelir. Başlangıç belirtiler hipotansiyon, bilinç kaybı, ağızda kuruluk, deride solukluk, terleme, nabızda artma/azalma, laktik asidoz, parmak uçlarında ve dudaklarda siyanozdur.

<span class="mw-page-title-main">Beyin</span> vücudumuzun kontrolünü sağlayan sinir sisteminin merkezi beyin

Beyin , sinir sisteminin merkezi olarak hizmet eden bir organıdır. Bütün omurgalı hayvanlar ve çoğu omurgasız hayvan -bazı süngerler, knidliler, tulumlular ve derisi dikenliler gibi omurgasızlar hariç- beyne sahiptir. Baş kısmında; duyma, tatma, görme, denge, koklama gibi duyulara hizmet eden organlara yakın bir noktada bulunan beyin omurgalıların vücudundaki en karmaşık organdır. Normal bir insanda serebral korteksin 15-33 milyar nörondan müteşekkil olduğu tahmin edilmektedir. Her biri birkaç bin nöronla sinaps denen bağlantılar yardımıyla bağlıdır. Bu nöronlar birbirleriyle akson denen uzun protoplazmik lifler yardımıyla iletişim kurar. Aksonlar bilgiyi beynin diğer kısımlarına yahut vücudun spesifik alıcı hücrelerine taşır.

<span class="mw-page-title-main">Ateroskleroz</span>

Ateroskleroz, atardamarları (arterleri) etkileyen bir hastalıktır. Yaygın olarak "damar sertleşmesi" olarak adlandırılan arteriosklerozun bir türüdür. Orta boy ve büyük arterlerde görülen "aterom" veya "plak" olarak adlandırılan yapısal bozukluklardan (lezyonlardan) oluşur. Aterom, hangi safhada olduğuna bağlı olarak çeşitli yapılar barındırabilir:

<span class="mw-page-title-main">Anevrizma</span> kan damarlarının duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik genişlemeler

Anevrizma, kan damarlarının duvarında oluşan baloncuk şeklindeki patolojik genişlemeleri tarif eden genel tıbbi tanımlamadır. Beyin atardamarları ve aort, anevrizmaların en sık yerleştiği bölgelerdir. Anevrizmalar biçimlerine, bulundukları bölgelere, duvar yapılarına veya boyutlarına göre sınıflandırılabilirler. Anevrizmalar, toplardamarlara kıyasla atardamarlarda çok daha sık görülür.

Beyin ve sinir cerrahisi, nörocerrahi ya da nöroşirürji merkezi ve periferik sinir sistemi bozukluklarının mekanik müdahale yoluyla tedavisini yapan bir cerrahi uzmanlık dalıdır. Bu dalda uzmanlık alan tıp doktorlarına nörocerrah ya da nöroşirürjiyen denmektedir. Bu uzmanlık eğitiminin sonrasında daha üst ihtisas dalları olarak spinal, fonksiyonel, tümör, vasküler, pediatrik nöroşirürji gibi dalları da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Kanama</span>

Kanama, canlı bir organizmada kanın kalp ve damar boşluğu (lümeni) dışına çıkmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">İnme</span> zayıf kan akışı nedeniyle beyin hücrelerinin bir bölgesinin ölümü

İnme, beyne giden zayıf kan akışının hücre ölümüne neden olduğu tıbbi bir durumdur. İnmenin iki ana türü vardır: kan akışının yetersizliğinden kaynaklanan iskemik ve kanamadan kaynaklanan hemorajik. Her ikisi de beynin bazı bölümlerinin düzgün çalışmamasına neden olur.

Epidural hematom, oluşan bir kanamanın beyin dokusunun üzerinde yer alan dura mater ile kafatası kemiği arasında birikmesine verilen isimdir. Epidural hematom, ekstradural hematom olarak da isimlendirilir. Biriken kanın yaratttığı intrakranial basınç artışı sonucu ölüm gerçekleşebilir. Epidural hematom hassas beyin alanlarını baskılayıp shifte( beynin orta hattının kayması)sebep olur. Oluşan hematomlarda değişik yayınlarda değişik rakamlar telaffuz edilmekle beraber ortalama %15-20 civarı ölüm oranından bahsedilmektedir. Dura mater aynı zamanda spinal kordu da sarar; bu sebeple spinal kordda da epidural kanamalar olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hidrosefali</span> beyin ventriküllerinde ve boşluklarında normalin üzerinde BOS birikmesi

Hidrosefali, "beyinde su toplanması" olarak da bilinen, beyin ventriküllerinde ve boşluklarında normalin üzerinde BOS birikmesi durumudur. Bu durum kafatasının içindeki kafa boşluğunda basıncın artmasına ve kafanın artan ölçüde büyümesine, kasılmalara ve zihinsel engelli olma sonuçlarına yol açabilir. Bu terim hidro (su) ve sefali (kafa) terimlerinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">İlk yardım</span> Birine yapılan ilk müdahale

İlk yardım herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin yardımını sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç – gereç aranmaksızın mevcut araç - gereçlerle yapılan ilaçsız bir uygulamadır.

İlk yardım için gelişmiş araç – gereçler olması gerekmez. İlk yardım çantası içindeki malzemeler yeterlidir. Fakat ilk yardım kitabını okumadan müdahale yapmamalıyız.
<span class="mw-page-title-main">Embolizm</span> Atardamar, arteriyol ve kılcal damar hastalıkları

Embolizm, bir kütlenin kan akımıyla sürüklenerek damarları tıkamasına embolizm (embolism), bu cisme embolus denir. Kan akımıyla sürüklenen kütle maddenin her türden fiziksel niteliğini taşıyabilir. Bir embolizm sürecinin etkisi, embolusun kaynağı ve izlediği yol ile belirlenir. Trombuslardan kökenli emboluslar en sık görülen embolizm türünü oluşturur (tromboembolizm).

İnfarkt, dolaşım yetmezliğine bağlı yerel iskemik doku nekrozudur; bu olguya infarksiyon (infarction) nitelemsi yapılır. Kısa sürede oluşan güçlü iskemilerin büyük bölümü infarktla sonuçlanır. Çoğu infarktlar arterlerin bir embolus ya da trombusla tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Vena tıkanmaları ve bunlara ilgili infarktlar seyrektir. İnfarktlar genellikle koagülasyon nekrozu, beyindekiler kollikuasyon nekrozu biçimindedir.

<span class="mw-page-title-main">Subaraknoid kanama</span> Subaraknoid aralığa kanama

Subaraknoid kanama, araknoid membran ile beyni çevreleyen pia mater arasındaki alan olan subaraknoid boşlukta meydana gelen kanamalardır.

<span class="mw-page-title-main">Kafa içi basıncı</span> kafatası içerisinde kan, BOS ve beyin dokusunun oluşturduğu basınç

Kafa içi basıncı (KIB) veya intrakraniyal basınç (İKB) kafatası içerisindeki Beyin-omurilik sıvısı ve beyinin oluşturduğu basınçtır. Ölçü birimi milimetre-cıva (mmHg)'dır. Düz zeminde uzanan sağlıklı bir erişkinde normal aralık 7-15 mmHg aralığındadır. Vücut kafa içi basıncını denge halinde tutmak için bir takım mekanizmalara sahiptir. Kafa içi basıncında 1 mmHg civarında oynamalar meydana gelebilir. Bunlar pozisyon, beyin omurilik sıvısının emilimi veya üretimi esnasında olur ve hızla dengelenir. Kafa içi basınç değişikliklerine sebep olan etkene bağlı olarak kafatası sabit bir hacime sahip olduğu için içerideki diğer bileşenlerde hacimsel değişimler meydana gelir. Öksürmek veya ıkınmak gibi bazı manevralardan sonra da göğüs içi ve karın içi basıncındaki artışa bağlı ana toplar damarlar üzerindeki basınç ve dolayısıyla direnç artacağından kafa içi basıncıda yükselir. Normal şartlarda kafa içi basıncı sağlıklı bir erişkinde 7-17 mmHg civarındadır. Bu değerin 20 mmHg'nin üstine çıkması durumunda artmış kafa içi basıncı veya kafa içi hipertansiyonu olarak adlandırılır ve tedavi gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Subdural kanama</span> kafa travmaları sonrası ortaya çıkan, beyin zarları arasında olan bir kanama şekli

Subdural kanama beyini çevreleyen beyin zarlarından dura mater ile araknoid zar arasında, sıklıkla travma sonrası ortaya çıkan kanamalardır. Kanamanın kaynağı genellikle subdural aralıkta bulunan köprü venlerinin yaralanmasıdır. Subdural kanamalar kitle etkisi yaratırlar ve beyin dokusuna baskı uygulayarak hasar meydana getirirler. Akut subdural kanamalar sıklıkla yaşamı tehdit eder. Kronik subdural kanamalar ise eğer doğru şekilde tedavi edilirse sonuçları oldukça iyidir. Tedavi ve iyileşme döneminde 6-8 ay boyunca amnezi, anksiyete, dengesizlikler ve şiddetli baş ağrıları görülür.

<span class="mw-page-title-main">Kafa travması</span>

Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.

<span class="mw-page-title-main">İntrakraniyal anevrizma</span> serebrovsküler hastalık

Beyin anevrizması veya Serebral anevrizma olarak da bilinen intrakraniyal anevrizma, çoğunlukla bir serebral arter duvarındaki zayıflık sonucu damarda lokal bir genişleme veya balonlaşmanın gerçekleştiği serebrovasküler hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Endovasküler koil uygulaması</span>

Endovasküler koil uygulaması, intrakraniyal anevrizmalar ve vücuttaki bazı kanama odakları için uygulanabilen damar içi bir tedavi yöntemidir. İşlemde mikrocerrahi ile çıkartılabilir nitelikte platin teller kullanılarak anevrizmaya giden kan dolaşımınının azaltılması ve bu sayede damar içinde oluşmuş boşluktaki kan akımının giderilmesine dayanmaktadır. Serebral anevrizmalar için iki ana tedaviden biridir. Diğer tedavi yöntemi cerrahidir ve klipsler aracılığı ile ilgili damar bölgesinin kapatılmasına dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Beyin herniasyonu</span>

Beyin herniasyonu , beynin bir kısmının kafatası içindeki yapılar arasında sıkıştığında ortaya çıkan, kafatası içindeki çok yüksek basıncın potansiyel olarak ölümcül bir yan etkisidir. Beyin bu durumda, falx cerebri, tentorium cerebelli gibi yapılar arasından, hatta foramen magnum içinden geçebilir. Fıtıklaşma, kitle etkisine neden olan ve kafa içi basıncını (ICP) artıran bir dizi faktörden kaynaklanabilir. Bunlar arasında travmatik beyin hasarı, kafa içi kanama veya beyin tümörü vardır.

İç kanama, vücudun içinde toplanan bir kan damarından kaynaklanan kan kaybıdır. İç kanama genellikle dışarıdan görülmez. Bu ciddi bir tıbbi acil durumdur ancak ciddiyetin derecesi kanama hızına ve kanamanın yerine bağlıdır. Göğüste, karında, retroperitoneal alanda, pelviste ve uylukta şiddetli iç kanama, eğer uygun tıbbi tedavi hızlı bir şekilde alınmazsa hemorajik şoka veya ölüme neden olabilir. İç kanama tıbbi bir acil durumdur ve tıbbi uzmanlar tarafından derhal tedavi edilmelidir.