
Omurilik, omurga denilen kemik bir yapının içinde boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan ve ortasında yine boydan boya bir kanal içeren merkezî sinir sisteminin bir parçasıdır.

Omur ya da vertebra, omurgayı oluşturan 33-34 kemikten her birine verilen bir addır. Kafatasının hemen altından başlayıp kuyruk sokumuna dek uzanırlar. Omurgada 7 adet boyun omuru, 12 adet sırt omuru, 5 adet bel omuru, 5 sakral vertebra (sakrum) ve 4 de koksigeal (koksiks) vertebra bulunur. Bu vertebraların ilk 24 tanesi birbirine eklemler aracılığıyla bağlanmıştır. Bunlara presakral vertebralar denilir. Kalan 9 vertebradan daha üstteki 5 tanesinin birleşmesinden sakrum meydana gelmiştir. En altta bulunan küçük ve tam gelişmemiş 4 vertebranın birleşmesinden koksiks denilen kemik meydana gelmiştir. Bu vertebraların her birinin yapısı içlerinden geçen oluşumlara ve fonksiyonlarına göre değişiklik göstermesine karşın, hepsinin ortak özellikleri vardır.

Omurga, yani columna vertebralis vücudu destekleyen servikal, torasik, lumbar, sakral ve koksiks olarak gruplanan 26 kemikten 33 vertebradan oluşan ana yapıdır. Omurga, vücudu desteklemek üzere torasik ve pelvik uzuvların arasında bir köprü oluşturur.

Nöroloji ya da sinir bilimi, genel olarak beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen, cerrahi dışındaki tedavi uygulamalarını içeren tıp bilimi dalıdır. Nöroloji zamanla içine kapalı ve sınırlı bir dal olmaktan çıkmış, epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar, uyku bozuklukları gibi ayrıca özelleşmişlik gerektiren alt disiplinlere bölünmüştür, bunun yanı sıra 19. yüzyılda ruh hastalıklarıyla birlikte ele alınırken, 20. yüzyıldan itibaren psikiyatri ayrı bir dal olarak ayrılmıştır. Tüm bu alanlardaki ciddi laboratuvar arka planının yanı sıra günümüze nöroloji pek çok başka tıp alanı ile multidisipliner bir ilişki içindedir.

Ödem, kan sıvısının damar dışına çıkması ve hücreler arasındaki sıvının artışı olgusudur. Ödemin yaygın biçimine anazarka (anasarca) denir. Ödem olgusunun temel ilkesi, kan sıvısı ile hücre dışı (ekstrasellüler) sıvı arasındaki dengenin yitirilmesidir. İnsan vücudunda ortalama 40 litre sıvı vardır. Bu sıvının yaklaşık ½ ‘si hücrelerin içindedir. Öteki yarısı ise kanı, lenf sıvısını ve hücreler arasındaki sıvıyı oluşturur. Kan ve lenf sıvılarının dengesini proteinler sağlar. Bunların dışındaki sıvı türlerinin dengesi elektrolitlere bağlıdır. Hücre içi sıvı dengesini potasyum, hücre dışı sıvı dengesini ise sodyum denetler.

Ensefalopati, beyin dokusunda genelde dejeneratif değişikliklerin görüldüğü hastalıklara verilen isimdir. Modern kullanımda, ensefalopati tek bir hastalığa değil, genel beyin işlev bozukluğu sendromuna atıfta bulunur; bu sendromun birçok olası organik ve inorganik nedeni vardır.

Amnion sıvısı (AS), hayvanlarda, embriyoyu koruyan ve besleyen sıvıdır.
Ventriküler sistem, odacık sistemi medulla spinalis içindeki özeksel kanal ile devam eden, beyin omurilik sıvısı ile dolu, beyindeki bir grup yapıdan oluşur.
CSF şu anlamlara gelebilir:
- Beyin omurilik sıvısı, serebrospinal sıvı, BOS veya CSF
- Koloni stimulan faktör veya koloni uyarıcı faktör
- CONMEBOL veya CSF, Güney Amerika Futbol Konfederasyonu
- CSF Group-Navigare, kıtalararası profesyonel bisiklet takımı
Bos, BOS veya BoS şu anlamlara gelebilir:
- Beyin omurilik sıvısı, serebrospinal sıvı, BOS veya CSF
- Bazik oksijen fırını ya da diğer adıyla LD konverteri, yüksek fırında üretilen sıvı ham demirin çeliğe dönüştürülmesinde kullanılan fırın
- Bos, sığır ve yak gibi hayvanları içeren cins
- bos, Boşnakça'nın ISO 639 alpha-3 kodu
- Boston Bruins, Amerikalı buz hokeyi takımı
- Boston Red Sox, Amerikalı beyzbol takımı
- Wouter Bos (d.1963), Hollandalı siyasetçi
- Bert Bos, Hollandalı bilgisayar bilimcisi
- Jan Bos, Hollandalı patenci ve bisikletçi
- Jan Just Bos (1939-2003), Hollandalı botanikçi, TV sunucusu ve kürekçi
- Jan Ritzema Bos (1850-1928), Hollandalı biyolog
- Lex Bos, Hollandalı çim hokeyi oyuncusu
- Lambert Bos (1670-1717), Hollandalı dilbilimci ve eleştirmen
- Mark Bos (d.1960), Avustralya futbolu sporcusu
- Ricardo van den Bos (d.1984), Hollandalı Muay Thai dövüşçüsü
- Stef Bos (d.1961), Hollandalı şarkıcı
- Theo Bos (d.1983), Hollandalı bisikletçi

Lomber ponksiyon bir tıbbi teşhis ve bazen tedavi yöntemidir. Beyin omurilik sıvısı (BOS) örneği alınarak biyokimyasal, mikrobiyolojik ve sitolojik inceleme yapılabilmesi için bir tıbbi prosedürdür. Bazen de artmış kafa içi basıncı düşürmek için yapılır.

Nörosifiliz, Treponema pallidum bakterisinin neden olduğu bir beyin veya omurilik enfeksiyonudur. Genellikle ilk enfeksiyondan 10 veya 20 yıl sonra, kronik ve tedavi edilmeyen sifiliz hastalarında oluşur.

Kan-beyin bariyeri (KBB), nöron'ların olduğu merkezi sinir sistemi'nin hücre dışı sıvısı'na dolaşımdaki kan'daki çözünen'lerin seçici olmayan geçişini önleyen endotelyal hücreler'in yüksek düzeyde seçici yarıgeçirgen sınırıdır. Kan beyin bariyeri, kılcal duvar, astrosit uç-ayaklarının kılcal damarı kaplayan endotel hücreleri ve kılcal taban zarı içine gömülü perisit'ler tarafından oluşturulur. Bu sistem, bazı küçük moleküllerin pasif difüzyon ile geçişine ve ayrıca çeşitli besinlerin, iyonların, organik anyonların ve glikoz ve amino asitler gibi makromoleküllerin seçici ve aktif taşınmasına izin verir. Sinirsel fonksiyon için çok önemlidir.

Sinir, çevresel sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri sinir lifleri demetidir.

Beyin zarları veya meninksler, beyin ve omuriliği sarmalayan üç zara verilen isimdir. Memelilerde beyin zarları sert zar, örümceksi zar ve ince zar bölümlerinden oluşur. Beyin omurilik sıvısı, araknoid mater ile pia mater arasındaki subaraknoid boşlukta bulunur. Bu zarların temel işlevi, merkezi sinir sistemini korumaktır.

Araknoidaltı boşluk veya subaraknoid mesafe, beyin zarlarından araknoid mater ile pia mater arasında bulunan, içerisinde beyin-omurilik sıvısı (BOS) sirkülasyonu olan aralığa verilen isimdir. Bu mesafedeki BOS dolanımının bozulması hidrosefali olarak isimlendirilen kafa içinde basıncı arttıran bir BOS birikim hastalığına neden olmaktadır. Bu boşluk içindeki sıvı dengesi ile hem beyin için darbelere karşı bir sıvı yastığı görevi görmekle beraber, hem de beyni bir yere yaslanmayan yüzen bir organ olarak korumaya yarar. Ayrıca beyin dokusunun bir kısım beslenmesi ve madde iletimi bu aralıktaki sıvı sayesinde olmaktadır.

Periton boşluğu, parietal periton ile viseral periton arasındaki potansiyel boşluk oluşturur. Viseral ve parietal peritonlar aslında aynı yapı olmakla beraber konumları ve fonksiyonları nedeniyle ayrı ayrı isimlendirilmişlerdir. Periotenal boşluk aynı perikardiyal ve plevral boşluklar gibi intraembriyonik sölom boşluğundan gelişirler.

Ssterna magna veya serebellomedular sistern beyni çevreleyen zarlarından araknoid ve beyin incezarı arasındaki beynin en büyük sisternal boşluklarından biridir. Bu boşluklar topluca subaraknoid sarnıçlar olarak adlandırılır. Sisterna magna, beyincik ve omurilik soğanının sırt yüzeyi arasında bulunur. Dördüncü ventrikülde üretilen beyin omurilik sıvısı, yanal açıklıklar (Luschka) ve orta açıklık (Magendi) yoluyla sisterna magnaya akar.
İnsan vücudu ve vücuttaki tüm sıvılar bile kavramsal olarak tam olarak anatomik kompartmanlar olmamalarına rağmen vücuttaki suyun, çözünmüş maddelerin ve asılı kalmış elementlerin nasıl kümelendiği anlamında gerçek bir dağılımı temsil eden çeşitli sıvı kompartmanlarına (bölüm) bölünebilir. Vücuttaki iki ana sıvı kompartmanı intraselüler ve ekstraselüler kompartmandır. İntraselüler kompartman, organizmanın hücrelerinin toplam hacmidir; ekstraselüler kompartmandan hücre zarlarıyla ayrılır.

Otopsi kimyası, nekrokimya veya ölüm kimyası, ölü bir organizmanın kimyasal yapılarının, reaksiyonlarının, süreçlerinin ve parametrelerinin araştırıldığı bir kimya alt disiplinidir. Ölüm sonrası kimya, adli patolojide önemli bir rol oynar. Camsı sıvı, beyin omurilik sıvısı, kan ve idrarın biyokimyasal analizleri ölüm nedeninin belirlenmesinde veya adli vakaların aydınlatılmasında önemlidir.