İçeriğe atla

Berceste

Berceste; edebiyatta öz, güzel, latif, ince anlamlı, kolayca hatırlanan, yapısı sağlam dize ya da beyittir.

Genel anlamda bir şiirdeki en güzel dize ya da beyit de denebilir.

Bazı berceste örnekleri:

Sü uyur düşmen uyur hasta-i hicrân uyumaz
Şeyh Gâlib
Çeşmini gördüm unutdum derdi de dermânı da
Şeyh Gâlib
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Muhibbî (I. Süleyman)
Ölmek kaderde var; yaşayıp köhnemek hazin
Buna bir çâre yok mudur ya Rabbilâlemin
Yahya Kemal Beyatlı

Tevbeler ittim ki itmeyim tevbe. Tevbeye tevbe-i nasuh olsun. (Sadrazam Bozoklu Kara Mustafa Paşa) (1640-1698)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Galip</span> Türk divan edebiyatı şairi (1757 - 1798)

Galib Mehmed Esad Dede veya tanınan kısa adıyla Şeyh Galib, Türk divan edebiyatı şairi ve mutasavvıf.

Kaside, genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan bir şiir formudur. Ancak kaside biçiminin şiirin farklı konuları için de kullanıldığı vakidir. Kaside sanatı, öncelikli olarak Araplar tarafından geliştirilmiştir. Kaside, klasik Arap şiirinin en yüksek hali kabul edilmektedir. Eski Arap edebiyatında kasideler birkaç farklı dahili kısımdan oluşacak şekilde nazmedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gazel</span> divan edebiyatının aşktan bahseden temel şiir biçimi

Gazel, Türkçe Divan edebiyatının en yaygın nazım şeklidir. Gazel sözcüğü sözlük tarifi ile "kadınlarla sevgi üzerine konuşmak, söyleşmek" anlamına gelir.

<i>Hüsn ü Aşk</i> Şeyh Galipin 2041 beyitlik mesnevisi

Hüsn ü Aşk, Şeyh Galip tarafından yazılan mesnevi. Beyit sayısı 2.041 olan eser, aruz ölçüsünün "mef'ûlü mefâ'îlün fe'ûlün" kalıbı ile kaleme alınmıştır.

Esrâr Dede, Türk Dîvân edebiyatı şairi; mutasavvıf.

Musammat; ayrı bir nazım biçimi olmamakla birlikte bazı gazel ve kasidelerde uygulanan, dize ortasında da uyak bulunması temeline dayanan bir divan edebiyatı tekniğidir.

Türkî-i basit ya da yerlileşme eğilimi, divan edebiyatında ortaya çıkmış, Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalara fazla yer vermeyerek sade bir Türkçeyle şiir yazmayı savunan bir edebi akımdır.

<span class="mw-page-title-main">Ferîdüddin Attâr</span> İranlı hekim ve şair

Ferîdüddin Attâr, İranlı mutasavvıf, şair. Hekim ve eczacı olmasından dolayı Attâr (aktar) olarak anılır. Fars edebiyatındaki ilk tezkire olan Tezkiretü'l-evliyâ'nın yazarıdır.

Kafiye ya da uyak, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Şiirde uyak, dize sonlarında bulunan farklı görevlerdeki ekler veya anlamları ayrı sözcükler arasında görülür. Dize sonlarında yinelenen aynı görevdeki ekler ya da sözcükler uyak değildir. Bunlara redif denir.

<span class="mw-page-title-main">Safiyüddin Erdebilî</span> Safevî Hanedanına ismini veren kişi

Şeyh Safiyüddin İshak Erdebilî, Safevi Tarikatı'nın kurucusu olan mutasavvıf ve şair.

Beyit, iki mısradan meydana gelen nazım parçası. Batı edebiyatında beyte "kuple" denir. Divân edebiyatında nazım birimi sayılan beyit, aynı vezinde olan ve birbiri peşinden gelen iki mısradır. Çoklukla anlamın tamamlandığı bir bölüm beytin bir nazım birimi olarak kabul edilmesi yüzünden, divan edebiyatı şiirlerinde konu birliği pek az görülür. Divan şairinin bütün düşüncesi, beyitleri meydana getirecek kafiyelerle ikişer mısra söyleyebilmekti. Divan edebiyatındaki bu şiir anlayışı, Türkiye'de "Edebiyat-i Cedide" ile değişmeye başlamıştır. Anlamın bir beyitte tamamlanmasının şart olmadığı sonraki beyitte, hattâ daha sonraki beyitlere geçebileceği hakkındaki örnekler, bu edebiyat akımı ile edebiyatımızda gelişmiştir. Böylece, bir nâzım şeklinde konu birliğine önem verilmesi yoluna geçilebilmiştir.

Zübde-i âlem, Zübde kelimesi çekirdek, öz anlamına gelmektedir. Âlem de dünya, kainat, evren anlamlarında kullanılmaktadır. Bu tamlama ise, kainatın özü anlamında kullanılmaktadır. Tasavvufi anlamı olan bu terime göre, insan kainatın özüdür, kainatta ne varsa, aynı oranda insanda da vardır. Bir diğer ifade ile insan kainatla denk kabul edilmektedir. Zaten kainatın varlık sebebi de insandır.

Dize veya mısra, manzum yazıların (şiir) her bir satırına verilen isimdir. Genelde belli bir vezne (ölçü) göre düzenlenir; fakat ölçüsü olmak zorunda değildir. Bütün şiirler mısralar halinde düzenlenir. Bu yönüyle en küçük nazım birimidir denilebilir.

<i>Dîvân-ı Kebîr</i>

Dîvân-ı Kebîr veya Dîvân-ı Şems-i Tebrizî, Muhammed Celâleddin-i Rûmî'nin söylediği ilahi aşk şiirlerinden oluşan, 44 bin 8 yüz 34 beyitlik nazım bir eserdir. Mevlânâ'nın "Âşıklar Divanım" biçiminde adlandırdığı eser aynı zamanda "Şems Divanı" ya da "Divan-ı Şems-i Tebrizî" olarak anılmaktadır. Divan edebiyatında divanların, şairlerinin isimleri ile anılması geleneğine ters düşen bu son adlandırma; Mevlânâ'nın gazellerinin sonunda kendi adı yerine her zaman Şems-i Tebrizi adını kullanmasından kaynaklanmaktadır.

<i>Rugrats</i>

Rugrats, Klasky-Csupo tarafından 1991'de yayına başlayıp 2004'te biten çizgi dizidir. Nickelodeon'un en popüler programlarından biridir.

Nazım biçimleri, dize ve uyakların belli bir düzene göre sıralanmasıyla oluşur. Hiçbir manzumeye bağlı olmayan tek başına bir dize en küçük nazım şeklidir, buna azade mısra denir.

<span class="mw-page-title-main">Kaytazzade Mehmed Nazım</span>

Kaytazzade Mehmet Nazım,, Kıbrıslı şair, yazar, bürokrat.

Sözlük anlamıyla “parça” demek olan kıt'a, nazım terimi olarak iki ya da daha çok, 9-10 beyte kadar olan, matla ve mahlas beyti bulunmayan, gazelde olduğu gibi, yani xa xa xa kafiyeli bir nazım şeklinin adıdır. Matla ve mahlas beytinin yokluğu dışında da kıt'a ile gazel arasında şekil ve konu bakımlarından ayrılıklar vardır. İki beyitli kıt'a yazıldığı halde bu kadar kısa ga­zel yoktur. Ayrıca gazelin beyit sayısı sınırlı olduğu halde 15 beyitten de uzun 30-40 beyte kadar uzayan kıt'alar yazılmıştır. Böyle uzun kıt'alara Kıt'a-i ke­bîre denir. Gazeller genellikle aşk ve sevgili konularını işledikleri halde kıt'anın konusu daha geniştir: Felsefî, tasavvufî bir fikir, bir hayat görü­şü, bir nükte, bir kişiyi övme ya da yerme, bir olayın tarihi kıt'anın konusu olabilir.

"Couplet", The WB kanalında yayınlanan, Joss Whedon tarafından oluşturulan bir fantastik dizi olan Buffy the Vampire Slayer televizyon dizisinin yan dizisi Angel'ın üçüncü sezonunun on dördüncü bölümü.

<span class="mw-page-title-main">Gecelik</span>

Gecelik, uyurken aşınmaya yönelik bir giysidir. Normal gömleklerin çoğundan daha uzundur, kalçaların altına veya dizlerin altına uzanır, bazı bacakları açıkta bırakır. Uyurken kullanıcının hareketlerini kısıtlamaktan kaçınmak genellikle gevşektir. 16. yüzyıla kadar erkekler çıplak ya da gündüz tişörtünde uyudu; daha sonra, kalitede değişen bir gece gömleği yatakta giyildi. 16. yüzyılda soylular nakışlı gömlekler ya da "dövme gece gömlekleri" giydiler. 19. yüzyıla gelindiğinde, gece elbisesi gevşek, kısma yakalı bir gündüz gömlekine benziyordu ya da gevşek, ayak bileği uzunluğundaki bir gecelik idi. Bir gecelikte bir erkek gömleği ile karıştırmak çok kolaydır, çünkü bunlar da uzun olma eğilimindedir. 19. yüzyılın ortasına kadar gece kıyafetleri genellikle bir yatak şapkası ile birlikte giyilirdi.