Uygur Kağanlığı, 8.ve 9. yüzyılların ortaları arasında yaklaşık bir yüzyıl boyunca var olan bir Türk imparatorluğuydu. Çinliler tarafından Jiu Xing, dokuz Oğuz veya Dokuz Tuğluk olarak adlandırılan bir kabile konfederasyonuydu.
Göktürk Kağanlığı, asıl ismiyle Türk Kağanlığı Göktürkler tarafından kurulmuş ve 552-744 yılları arasında Orta ve İç Asya'da hükümdarlık sürdürmüş bir Türk imparatorluğudur ve bozkırların ilk model devletidir. Asya Hun İmparatorluğu'ndan sonra 2. Büyük Devlet lakabını almıştır.
Batı Göktürk Kağanlığı, Göktürk Kağanlığı'nın 582 yılında ikiye ayrılmasıyla bu ülkenin batısında Tardu tarafından kurulan tarihi Türk devletidir. 582-659 yılları arası varlığını sürdürmüştür.
II. Aaron, Benjamin'in oğlu ve 10. yüzyılın başları boyunca Hazar Kağanlığı'nın kağanı.
Yusuf, 940'larla 960'lı yıllar boyunca görevde kalmış Hazar kağanı. Bizans İmparatorluğu'yla birçok cephede savaşıp mağlup olan Hazar kağanı II. Aaron'un oğludur. Karısı büyük ihtimalle Alan kralının kızıydı. Kiev Knezliği ve Peçenekler'le savaşlar yapan Yusuf, tahtta kalan Bulan hanedanının son hükümdarı olmuştur.
Bulan, 700'lü yılların ortalarında hüküm süren Hazar kağanı. Adı Göktürkçede sığın geyiği anlamına gelmektedir. Yahudiliğe geçiş tarihi tartışmalıdır. Sabriel adı Yahudi olduktan sonra verilmiştir.
Obadiah, 8. yüzyılın sonu ile 9. yüzyılın başlarında hüküm süren Hazar kağanı. Tarihçiler tarafından Bulan Kağan'ın torunu olarak tanımlanır. Yerine oğlu Hizkiya (Hezekiah) geçmiştir.
Tong Yabgu Kağan, 618 ve 630 yılları arasında Batı Göktürk Kağanlığı'nı yöneten kağan. Tong adının, Eski Türkçe'den günümüz Türkçesine "kaplan" şeklinde çevrildiği düşünülmektedir. Bu konuya dair diğer yorumlar ise "yeterlilik" ve "tamlık" anlamına geldiğidir. Ayrıca kelimenin; ilk Türkçe döneminde kullanılan "dolu, içi boş olmayan" anlamlarına gelen; "toñ (tong)" sözcüğünden geldiği de düşünülebilir. Bu kelimenin bir başka anlamı da "son"dur.
Seyanto Hanlığı ; Tielelerin, Batı Göktürk Kağanlığından sonra kurduğu bağımsız devlettir. Şikoey Kağanın tahta çıkmasında sonra tekrar Batı Göktürk Kağanlığının boyunduruğuna girmiştir.
İşad, eski Türklerdeki yüksek rütbeli komutanları tanımlamak için kullanılan terimdir. Bu kavram ayrıca Araplar tarafından Hazar Türklerinin komutanlarını tanımlamak için Kağan Beg biçiminde kullanılmıştır. Bu unvana en çok, eski Türk yazıtlarında ve Bugut Yazıtı'nda rastlanmaktadır. Unvanın Türklerdeki bilinen ilk kullanıcısı Göktürklerin kurucusu Bumin Kağan'ın babası Bilge Şad'dır.
İlteber, Türk Kağanlığı ve Hazar Kağanlığı'nın siyasi hiyerarşisinde kendisine vergi toplama ve bunun belirli bir miktarını Türk kağanına ödeme görevi bulunan boy başkanlarına verilen addır. Bu terime ilk kez, 680'de Kuzey Kafkasya Hunları'nda rastlanmaktadır. Hristiyan kaynaklarında, Albanya'da hüküm süren Hun derebeyinin adı Alp Ilteber olarak geçmektedir.
Bağa Şad, 7. yüzyılda yaşayan bir Batı Göktürk Kağanlığı şadıdır. Bağa Şad, Batı Göktürk kağanı Tong Yabgu Kağan'nın akrabası ve kendisine bağlı bir generalidir. Bağa Şad, Böri Şad'ın babası olduğu için; Hazar Türklerini yöneten yabgu olduğu düşünülmüştür.
Çorpan Tarkan, 7. yüzyıl'da yaşamış Hazar kökenli bir Göktürk komutanıdır. Çorpan Tarkan, Ermeni tarihçi Movses Kagankatvatsi tarafından bir Hazar generali olarak tanıtılmıştır. Tong Yabgu Kağan'ın 627-629 yıllarında Üçüncü Göktürk-Sasani Savaşı'nda Sasaniler'i yenilgiye uğrattığı sıralarda Çorpan Tarkan, Tong Yabgu Kağan'ın yeğeni Böri Şad'ın Kafkasya'daki ordusunda bir komutan olarak bulunmaktaydı. Çorpan Tarkan, Üçüncü Göktürk-Sasani Savaşı sırasında, 629 yılında Sasaniler ile savaşarak Tiflis'i fethetti ve Güney Kafkasya'da Kabale şehrini kurdu. Tiflis'in fethedilmesi ile Göktürkler, Sasaniler'e büyük bir darbe vurmuş ve bu durum Sasaniler'in Anadolu'daki harekâtlarını durdurup ordularını Kafkasya'ya kaydırmalarına neden olmuştur. Daha sonra Çorpan Tarkan, Kafkasya'daki ileri harekâtını sürdürerek 630 yılının nisan ayında Ermenistan'ı işgal edip yerle bir etti. Bu durumdan dolayı Çorpan Tarkan yine Ermeni tarihçi Movses Kagankatvatsi tarafından cesur ve kanasusamış biri olarak tanıtılmıştır. Ardından Çorpan Tarkan Aras Irmağı'na kadar bütün Kuzey Azerbaycan'ı fethetti ve buradaki bazı Ermeni topluluklarını denetim altına aldı. Bu durum üzerine Sasani imparatoru Şahrbaraz tarafından Göktürkler üzerine gönderilen ve çoğunluğu atlı birliklerden oluşan 10,000 kişilik güçlü ve donanımlı Sasani ordusuna, Çorpan Tarkan tuzak kurdu ve Sasani ordusunu imha etti.
Barcık, 8. yüzyılın başlarında yaşayan bir Hazar prensiydi. El-Taberi tarafından " Kağan'ın oğlu" olarak tanımlanır; Bey olabileceği halde tam statüsü ve konumu bilinmiyor.
Hizkiya, muhtemelen MS dokuzuncu yüzyılın ortalarında yaşamış bir Hazar hükümdarıydı. Hahamları Hazaristan'a getiren ve orada bir yeşiva inşa eden Bulan'ın soyundan gelen Obadiah'ın oğluydu. Hizkiya'nın hükümdarlığı hakkında hiçbir şey bilinmemektedir ve onun adının geçtiği tek belgenin tarihsel gerçekliği ve doğruluğu sorgulanmaktadır. Diğer Bulan hanedanı hükümdarları gibi Hizkiya'nın da Kağan mı yoksa Kağan Beyi mi olduğu belirsizdir, ancak ikincisi daha olasıdır.
Menaşe ben Hizkiya, Hazar Yazışmalarında adı geçen, Türk Hazar hükümdarıydı. Muhtemelen MS dokuzuncu yüzyılın ortalarından sonlarına kadar hüküm sürdü. Obadiah oğlu Hizkiya'nın oğluydu. Onun saltanatı hakkında çok az şey bilinmektedir. Adının geçtiği tek belgenin tarihsel gerçekliği ve doğruluğu sorgulanmaktadır. Diğer Bulan hanedanı hükümdarlarında olduğu gibi, onun da Kağan mı yoksa Kağan Beyi mi olduğu belirsizdir, ancak ikincisi daha olasıdır.
Hanukkah ben Obadiah ya da Hanuka ben Bulan muhtemelen 9. yüzyılın ortalarından sonlarına kadar hüküm süren bir Hazar hükümdarıydı. Hanuka, Obadiah'ın kardeşiydi ve yeğeni Hizkiya'dan sonra tahta geçen oğlu I. Manasse’nin yerine tahta geçti. Onun saltanatına ait hiçbir ayıt günümüze ulaşamamıştır fakat Hisdai ibn Shaprut ile Hazar kralı Joseph arasındaki Hazar Yazışmalarında kendisinden bahsedilmektedir. Diğer Bulan hanedanı üyelerinde olduğu gibi, Hanuka'nın kağan mı, yoksa kağan beyi mi olduğu da belli değildir. fakat çoğu tarihçi ikinci olasılığa yönelmektedir. Adının geçtiği tek belgenin tarihsel gerçekliği ve doğruluğu da sorgulanmaktadır.
İsak ben Hanukkah, Hazar Yazışmalarında adı geçen, Hazar hükümdarıydı. Muhtemelen MS dokuzuncu yüzyılın ortalarından sonlarına kadar hüküm sürdü. Onun saltanatı hakkında çok az şey bilinmektedir. Diğer Bulan hanedanı hükümdarlarında olduğu gibi, İshak'ın Kağan mı yoksa Kağan Beyi mi olduğu belirsizdir, ancak ikincisi daha olasıdır. Yerine oğlu Zebulun geçti. Adının geçtiği tek belgenin tarihsel gerçekliği ve doğruluğu sorgulanmaktadır.
Nisi ben Menaşe veya Nisi ben Musa, Hazar Yazışmalarında adı geçen bir Hazar hükümdarıydı. Muhtemelen MS dokuzuncu yüzyılın sonlarında hüküm sürdü. Zebulun'un hükümdarlığı hakkında çok az şey bilinmektedir. Diğer Bulan hanedanı hükümdarlarında olduğu gibi, onun Kağan mı yoksa Kağan Beyi mi olduğu belirsizdir, ancak ikincisi daha olasıdır. Adının geçtiği tek belgenin tarihsel gerçekliği ve doğruluğu sorgulanmaktadır. Aynı kaynakta oğlu Aaron ben Nisi'nin de Hazar hükümdarı olduğu belirtiliyor.
Aaron ben Nisi, Hazar Yazışmalarında adı geçen bir Hazar hükümdarıydı. Muhtemelen MS dokuzuncu yüzyılın sonlarında hüküm sürdü. Zebulun'un hükümdarlığı hakkında çok az şey bilinmektedir. Diğer Bulan hanedanı hükümdarlarında olduğu gibi, onun Kağan mı yoksa Kağan Beyi mi olduğu belirsizdir, ancak ikincisi daha olasıdır.