İçeriğe atla

Bengi dönüş

Bengi dönüş (AlmancaEwige Wiederkunft), zamanın döngüsel bir formda olduğu ve olayların bu döngüsellikte sonsuza dek yinelenmiş olduğu, yinelendiği ve yineleneceği tezini içermektedir. Friedrich Nietzsche bu düşünceyi etik anlamda oluştaki yaratıcılığın, en yüksek yaşama gücünü elde etmenin, acıyla başa çıkmanın ve Üstinsan'ı meydana getirme aracı ve koşulu olarak geliştirmiştir. Ayrıca bengi dönüş, aktif nihilizmin kendini gösterdiği güçlü sınıfın karşılaşacağı bir sorudur.[]

Bengi dönüş, Friedrich Nietzsche'nin başyapıtı Böyle Buyurdu Zerdüşt'ün ana sorunudur.[1]

Gelişimi

Friedrich Nietzsche, otobiyografik ve özeleştirel Ecce Homo kitabında düşüncenin gelişimini şöyle anlatır:

Zerdüşt’ün öyküsünü anlatayım artık. Yapıtın ana sorunu olan bengi dönüş düşüncesi, erişilebilecek olan en yüksek onaylama ilkesi – 1881 Ağustosuna aittir: bir kâğıt parçası üstüne karalanmış, altına şu yazılmıştır: ‘‘İnsan ve zamanın 6000 ayak ötesinde.”[2]

Nietzsche bengi dönüşten ilk kez Şen Bilim'de şöyle söz eder:

Yaşadığın ve yaşamakta olduğun bu hayatı, yeniden ve sayısız kere daha yaşamak zorunda kalacaksın; içinde yeni hiçbir şey olmayacak: Yaşamındaki her acı, her sevinç, her bir düşünce ve her bir soluk, tarif edilemeyecek kadar küçük ya da büyük her şey, arka arkaya ve aynı sırayla, sana dönecek - ağaçların arasından süzülen şu alacakaranlık ve şu örümcek bile, şu an ve ben kendim bile. Varoluşun sonsuz kum saati, içinde toz lekesi olan sen ile, yeniden ve yeniden başaşağı çevrilecek![3]

Etik

Bengi dönüş etik düzeyde, insanların yaşamlarını en yüksek noktaya "onu bir daha yaşamayı isteyerek" ulaştıracaklarını anlatır. Varlığın en kesin gerçeği olan yok oluş, bengi dönüş ile olumlanabildiğinde korkutuculuğunu yitirir. Nietzsche'ye göre, insan yaşamını tamamladığında ölüm korkusu ortadan kalkacaktır. Bu "yaşamı tamamlama" olgusu, bengi dönüşe, yani bütün acılarıyla ya da fatalist yapısıyla da olsa yaşamı yeniden yaşamaya "evet" diyebilme gücüne sahip olmaktır. Zerdüşt'ün andığı "Kişinin kendi gönüllü ölümünü seçmesi" düşüncesinde yaşamı en yüksek düzeyde kendi elinde bulundurabilmesi vurgulanır.

Bengi dönüş amor fatinin de ön koşuludur. İnsanların kendi seçimleri olmayan yazgılarını sevebilmeleri için onu acılarla birlikte yeniden yaşamayı onaylamak ve bengi dönüşle yaşamı böylece olumlamak gerekir.

Poincaré yinelenme teoremi

Matematikte bengi dönüş kavramıyla ilgili olarak Poincaré yinelenme teoremi bulunmaktadır. Buna göre, dinamikleri hacmini koruyan ve sınırlı mekansal hacimle sınırlanan bir sistem, yeterli süre sonra, baştaki durumuna çok yakın bir biçimde yinelenecektir. Bu bengi dönüşe bir kanıt sayılabilir, ancak Nietzsche'nin tam olarak önerdiği şey, evrendeki en büyükten en küçüğe kadar bütün olayların aynı sıralamayla[1] hiç şaşmayacak biçimde yineleneceğidir. Bunun nedeni ise 19. yüzyıla egemen olmuş nedensellik ilkesidir. Egemen görüşe göre nedensellik ilkesi kesin ve çok ağır bir determinizmi getirerek insan için özgürlük sorununu yaratır; ancak Nietzsche, özgürlüğü bir çeşit paradoks olarak olanaklı kabul eder. Şöyle ki, insanın bengi dönüş karşısında vereceği yanıt belirsizdir ve aktif-pasif nihilizm ikiliği insanın yaşamı boyunca belirsiz kalacaktır.[4] İnsan yaşamının çeşitli dönemlerinde bengi dönüş karşısında aktif ya da pasif nihilistçe tepki gösterebilir. Nietzsche bu belirsizliği de över ve belirsizliğe sanat için uygun bir ortam olarak yaklaşır. Onaylama ilkesi olarak bengi dönüş bu belirsizlikle yaratmayı getirir. Fatalizm Nietzsche felsefesinde her zaman olumlanır.

Fizikteki nedensellik ilkesi göz önünde bulundurulduğunda Poincaré yinelenme teoremine göre bengi dönüşün kozmolojik anlamda olasılığının varlığı kanıtlanmış olur; çünkü nedensellikle, eğer sistemdeki etkiler aynıysa sonuçlar da aynı olacaktır.

Modern kozmoloji

1930'larda ortaya atılan Sarkaç Evren teorisi evrenin Big Bang ile başlayıp Big Crunch ile süren sonsuz bir dönüş içinde olduğuna dayanır. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü profesörü Max Tegmark'a göre, eğer evren yeterince sabitse ya da enerjinin korunumu yasasındaki gibi sınırlıysa, Dünya'nın bütün Hubble hacminin tarihindeki özdeş durumlar yeniden görülebilir.[5]

Modern kozmolojik tasarılar Peter Lynds tarafından da yapılmıştır. Peter Lynds, 2006 yılında bir sonsuz yinelenme modeli öne sürmüştür.[6] Aynı zamanda James Quirk, sonsuz yinelenme düşüncesine kuantum mekaniğinin işleyişini yorumlayarak yaklaşmıştır.[7]

Varlıktan oluşa

Friedrich Nietzsche'nin varlık görüşü de bengi dönüşü temel alır. Ona göre varlık sonsuz dönüş içindeki oluştur, Ur-Eine'dir (tek birlik). Bütün çeşitlilik ve formlar oluşa dayanır ve oluşla bütündür.[4]

Nietzsche kendi içindeliği ile sınırları reddeder. Varlık sonsuz oluş olduğuna göre bu oluştan bağımsız "şey"ler ya da bağımsız formlar düşünmek yanlıştır. Oluş hiçbir zaman durmayacağına göre formların kendi başına varlıkları yoktur ve dolayısıyla da kendi içinde bir şey yoktur.[8]

Sınırları reddedip tek birliğe, Ur-Eine'ye ulaşmak Dionysosça birlik ve bütünlüğü getirir. Ulaşılabilecek en yüksek güç bu birliktedir. Varlıkla bu derecede bütün olmak egonun gereksizliğini ortaya koyar. Friedrich Nietzsche, 1867 yılında bir mektupta "insanlığın egoizminin yeterince zeki olmadığını ve zekasının da yeterince egoist olmadığını" yazar.[9] Böyle Buyurdu Zerdüşt'ün her sayfasına dağılmış olan bu düşünceler bengi dönüş ile anlam kazanmaktadır.

Kaynakça

Özel
  1. ^ a b "...her bir düşünce ve her bir soluk, tarif edilemeyecek kadar küçük ya da büyük her şey, arka arkaya ve aynı sırayla, sana dönecek..." Friedrich Nietzsche, Şen Bilim, En Ağır Yük. ISBN 975468507X
  2. ^ Ecce Homo
  3. ^ Friedrich Nietzsche, 1882, Şen Bilim, En Ağır Yük çev: Mete Avcı Metheus
  4. ^ a b Güç İstenci
  5. ^ Max Tegmark (2003). "Parallel Universes". In "Science and Ultimate Reality: from Quantum to Cosmos", honoring John Wheeler's 90th birthday. J. D. Barrow, P.C.W. Davies, & C.L. Harper eds. Cambridge University Press (2003). arXiv:astro-ph/0302131. Bibcode 2003astro.ph..2131T.
  6. ^ Lynds, "On a finite universe with no beginning or end" 12 Ağustos 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ "Circular causality: A physical hypothesis of eternal recurrence" 14 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  8. ^ Friedrich Nietzsche, Güç İstenci, Kendi İçindelik ve Görünüş, 1886-1887
  9. ^ Friedrich Nietzsche, Seçilmiş Mektuplar, Naumburg'da 6 Nisan 1867 tarihli bir mektubunda. ISBN 9754689167
Genel

İlgili Araştırma Makaleleri

Ontoloji, varlık felsefesi ya da varlıkbilim, temel sorunu varlık olan felsefi disiplin. Varlık ya da varoluş ile bunların temel kategorilerinin araştırılmasıdır. "Varlık" ve "varolan" ayrımını; "varlık vardır" ve "varlık yoktur" fikirlerini tartışır.

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Nietzsche</span> Alman filozof, filolog ve şair (1844–1900)

Friedrich Wilhelm Nietzsche, Alman klasik filolog ve filozoftur. Nietzsche'nin fikirleri ve üslubu, yerleşik düşünce kalıplarını kırmıştır, bu nedenle yaşadığı dönemde var olan bir klasik disipline sokulamamıştır. Nietzsche, günümüzde yepyeni bir felsefi ekol olarak yaşam felsefesi disiplininin kurucusu olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Aristoteles</span> Antik Yunan filozofu (MÖ 384–322)

Aristoteles veya kısaca Aristo, Antik Yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof, polimat ve bilgedir.

<span class="mw-page-title-main">Logos</span>

Logos, Yunancada duyguları kavrama anlamındaki pathos sözcüğünün karşıt anlamı olan us ile kavrama anlamındadır.

Çatışkı ya da Antinomi sözcük anlamı olarak iki yasanın gerçekte ya da görünüşte birbirleriyle uyuşmazlığıdır. Mantık ve epistemoloji’de geçen ve genel olarak bir paradoksu ya da çözümsüz bir çelişkiyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Aynı anda ve ölçüde geçerli iki önermenin birbirinin yerine konulamazlığı durumunu ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Din felsefesi</span> Felsefe dalı

Din felsefesi, dinin kendiliğinden varoluşsal hareketi için bir tür rasyonel bir meşrulaştırma sağlayan felsefe dalıdır. Kutsallık, Tanrı, kurtuluş, ibâdet, peygamber, kurban, dua, vahiy, ayin ve sembol gibi dinler tarihinin temel konularını analiz eden din felsefesi; dinin, dini tecrübenin ve onun ifadesinin doğasını belirler. Din felsefesi dini konu edinen, dinin insan var oluşunun kaynağı, insan doğasının ve kaderinin kaynağı ve değerleri ile ilgili sorunları ele alarak sorgulayan felsefe disiplinidir.

Determinizm, belirlenircilik, gerekircilik veya belirlenimlilik evrenin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile, belirlenmiş olduğunu ve bu belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir. Yani öğretiye göre her şey belirlenmiştir ve değişmesi mümkün değildir. Bu görüş başta ahlak felsefesi olmak üzere felsefenin çeşitli dallarının uğraş ve çalışma alanına bir görüştür. Ahlak felsefesindeki "İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?" sorusunu yanıtlamaya çalışır.

Nihilizm, evrenin ve insan yaşamının özünde herhangi bir anlam taşımadığını savunan bir felsefi yaklaşımdır. Ancak bu, her türlü anlam ve değerin tamamen reddi gerektiği anlamına gelmez. Nihilizme göre, toplumsal, ahlaki ve kültürel değerler insan yapımıdır ve mutlak bir gerçeklik taşımaz.

<span class="mw-page-title-main">Zerdüştçülük</span> Tek Tanrılı bir Antik İran dini

Zerdüştçülük, Zerdüştîlik ya da Mecûsîlik, günümüzden 3.500 yıl önce Zerdüşt tarafından İran'da kurulan, yaklaşık M.Ö. 6. yüzyıldan M.S. 7. yüzyıla kadar Pers, Med ve Sasani İmparatorluğu’nun dini olan, içerisinde düalist ve eskatolojik inanışın ilk örneklerini barındıran, dünyanın en eski tek tanrıcı vahiy dini. Bu dine inananlar Zerdüştçü, Mazdaist ve Zerdüştî olarak adlandırılıyor olup bedenen öldükten sonra dirilip Ahura Mazda'nın huzuruna çıkacaklarına ve orada sorgulanacaklarına inanırlar. Zamanla Zerdüştlüğün Zurvanizm gibi alt dalları ortaya çıkmıştır. Zurvanizm inancı, Zurvan olarak bilinen zaman ve kader tanrısını baş tanrı konumuna yükseltmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Arthur Schopenhauer</span> Alman karamsar filozof (1788–1860)

Arthur Schopenhauer, Alman filozof, yazar ve eğitmendir. Schopenhauer, Alman felsefe dünyasındaki ilklerdendir. Dünyanın anlaşılmaz, akılsız prensipler üzerine kurulu nedenselliklerinin olduğunu söyleyerek dikkat çekmiştir. Ayrıca Nietzsche'nin ilk akıl hocasıdır.

Alman felsefesi, 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarından itibaren belirgin bir ağırlık kazanan, bir bakıma felsefenin yurdu hâline gelen Alman felsefe geleneğini ya da başka bir açıdan farklı felsefi eğilimlere sahip olan Alman felsefecilerinin bütünlüğünü ifade etmektedir.

Nedensellik, genel olarak nedensellik ilkesi olarak bilinen; olay ve olguların birbirine belirli bir şekilde bağlı olması, her sonucun bir nedeni olması ya da her sonucun bir nedene bağlanarak açıklanabilir olması ya da belli nedenlerin belirli sonuçları yaratacağı, aynı nedenlerin aynı koşullarda aynı sonuçları vereceği iddiasını içeren felsefe terimi.

<span class="mw-page-title-main">19. yüzyıl felsefesi</span>

19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.

<i>Böyle Buyurdu Zerdüşt</i> Friedrich Nietzschenin felsefi romanı

Böyle Buyurdu Zerdüşt: Herkes ve Hiçbiri için Bir Kitap, Friedrich Nietzsche tarafından kaleme alınmış bir kitaptır (1883–1885). Kitabı belirli bir kategori içerisinde tanımlamak genelde zor olmuştur: Bir edebiyat eseri ve aynı zamanda felsefi bir çalışmadır. Nietzsche kendisi kitabı "yazılmış en derin" eser olarak tanımlamıştır. Eser, birçok farklı konu ve tarz barındırmaktadır. Nietzsche'nin felsefi görüşleri açısından önemli bir yer tutan kitap, birçok eleştiriye maruz kalmıştır.

Üstinsan, Friedrich Nietzsche'nin felsefesinde yer alan ve onun tarafından felsefeye kazandırılmış bir kavramdır. Üstinsan felsefesini, özellikle Böyle Buyurdu Zerdüşt isimli eserinde açık şekilde tanımlamış ve eserinde bu kavramı irdelemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Güç istenci</span>

Güç istenci, Friedrich Nietzsche tarafından evrenin her türlü devinimindeki en temel istenç olarak tanımlanan kavram. Mikro ve makro kozmosu kaplayan bu kavram, tüm değişim ve dönüşümlere de kaynaklık etmektedir. Her detayda bu istencin izlerini yakalamak mümkündür. Nietzsche bu olguyu şöyle tanımlamaktadır:

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Nietzsche kronolojisi</span>

Friedrich Wilhelm Nietzsche, "Güç İstenci", "Üstinsan", "Bengi dönüş" gibi özgün fikirlerle tanınan varoluşçu Alman filozof.

Çoklu evren veya çoklu kâinat, birbirinden farklı, gözlemlenebilir evrenlerin hipotezsel toplamı. Teleskop ile gözlemleyebildiğimiz bilinen evren yaklaşık 93 milyar ışık yılı genişliğindedir. Ancak bu evren, farazî çoklu evrenin çok küçük bir kısmına tekabül eder. Çoklu evren sonlu ve sonsuz var olan muhtemel evrenlerin hipotezsel bütünü olup bu evrenler var olan her şeyi - bütün mekân, zaman, madde ve enerji ile birlikte fizik kanunları ve fizikî değişimleri - kapsar. Bu evrenlere "alternatif evrenler" ya da "paralel evrenler" de denir.

İradecilik ya da istenççilik "iradeye zekâdan daha baskın rol atfeden bir metafizik veya psikolojik sistem" ya da eşit derecede "gerek evrende gerekse insan davranışlarında iradenin temel faktör olduğu öğreti". İradecilik, felsefe tarihi boyunca çeşitli noktalarda ortaya çıkmış, metafizik, psikoloji, siyaset felsefesi ve teoloji alanlarında uygulama görmüştür.

Anti-Oedipus: Kapitalizm ve Şizofreni, Fransız yazarlar Gilles Deleuze ve hem bir filozof ve hem de bir psikanalist olan Félix Guattari'nin 1972 tarihli bir kitabıdır. Anti-Oedipus, onların ortak çalışmaları olan Kapitalizm ve Şizofreni'nin ilk cildidir, ikinci cildi Bin Yayla (1980)'dır.