İçeriğe atla

Benedict Anderson

Benedict Anderson
Doğum26 Ağustos 1936(1936-08-26)
Yünnan, Kunming, Çin
Ölüm13 Aralık 2015 (79 yaşında)
Kota Batu, Doğu Cava, Endonezya
Vatandaşlıkİrlanda
MeslekPolitikbilimci
AilePerry Anderson (kardeşi)

Benedict Richard O'Gorman Anderson (26 Ağustos 1936 Kunming, Çin Cumhuriyeti - 13 Aralık 2015 Doğu Cava, Endonezya) İngiliz-İrlanda kökenli Amerikalı politikbilimci. Cornell Üniversitesinde profesör olarak çalışmıştır. Ulus kavramını "hayali cemaat" olarak tanımlamasıyla ünlenmiştir.

Hayatı

Babası Çin'de denizci olarak çalışan Anderson, Çin'in Kunming bölgesinde doğdu. Ailesi 1941'de Kaliforniya'ya, sonra İrlanda'ya taşındı. Cambridge üniversitesinde politika okudu. 1945'te Endonezya'da olan devrimle ilgili tezini hazırlamak için 1961'de Endonezya'ya gitti. 1965'te Suharto'nun sözde komünistleri engellemek icin yaptığı darbeden sonra yazdığı bir makale yüzünden 1966'da Endonezya'dan çıkarıldı ve ülkeye tekrar girişi ömür boyu yasaklandı. Tayland'a dönüp doktorasını orada yaptı. 1965'ten bu yana uzakdoğu ile ilgili çok sayıda çalışma yaptı.

En iyi bilinen eseri 1980'li yıllarda "Hayali Cemaatler" adıyla Türkçeye çevrilen "Imagined Communities" adlı kitabıdır.

Anderson 13 Aralık 2015 tarihinde Endonezya'nın Batu kentinde otel odasında öldü.[1]

Ulus Teorileri ve Anderson'un Hayali Cemaatleri

Anderson, ulusçuluğun ve 'hayali cemaatlerin' oluşumunun ana nedeni olarak, monarşilere karşı yükselen hareketleri ve kapitalizmin gelişmeye başlaması ile ortaya çıkan matbaanın elyazmalarına ulaşım ayrıcalığını ortadan kaldırmasını gösterir (Anderson buna basılı kapitalizm "print-capitalism" der).

Anderson ulusçuluk çerçevesindeki ulus kavramının ortaya çıkışını 18. yüzyılın sonuna yerleştirir. Ernest Gellner, ulusçuluğun ortaya çıkışını Batı Avrupa'nın endüstrileşmesine bağlar (ki bu yaklaşım Doğu Avrupa'daki endüstrileşmemiş ülkelerde ulusçuluğun gelişmesini yeterince açıklamaz). Elie Kedourie ise Fransız devrimi ile merkezi Fransız devletinin kurulmasında katkıda bulunan aydınlanma düşüncelerini ulusçuluğun ortaya çıkmasında etkili görür. Anderson ise baska bir alana yoğunlasir. Anderson'a göre Avrupa devletlerinin okyanus ötesinde yarattığı sömürgelerde yaşayan diasporada, özellikle Amerika kitasindaki yeni kolonilerde gelişen bir kavramdir.

Andersona göre "ulus" yapay olarak inşa edilen bir şeydir. 1778 ile 1838 arasinda Kuzey ve Güney Amerika'da ortaya çıkan elit bir kesimin bilinçli şekilde kendilerini bir "ulus" olarak tanımladıklarını ve ilk ulus-devlet modellerinin bu şekilde ortaya çıktığını ileri sürer. Buna göre, zaten var olan "ulus" bir "ulus-devlet" insa etmez, "ulusalcılık düşüncesi", ulusu ve ulus-devleti birlikte inşa eder. Anderson, Fransa ve Amerika örnekleri üzerinden "ulus" inşasının nasıl geliştiğini gösterir. Anderson, bu ilk dalga ulusalcılığı, yurttaş ulusalcılığı olarak adlandırırken, daha sonra gelişen ikinci dalga ulusalcılığı etnik ulusalcılık olarak niteler.

Ulusalcılık ve Matbaa

Anderson, ulus teorisinde yazılı edebiyata ve onun yayılmasına merkezi bir rol verir. Ulusalcılığın gelişmesi basılı kitaplarin sayısının artmasi ve matbaa teknolojisinin gelişimiyle birebir ilişkilidir.

Anderson'a göre bir ulusun inşasinda "ulus"un antik dönemlere bağlanmasi önem taşır, hatta bunu bir zorunluluk gibi görür. Bu noktada Anthony D.Smith'den bazı kavramları ödünç alir. Ulus inşası için gerçek öykülerden cok efsanelere ve fantastik anlatılara dayanıldığını vurgular.

Türkçe yayınlanan kitapları

  • Üç Bayrak Altında Anarşizm ve Sömürgecilik Karşıtı Tahayyül [2]
  • Hayali Cemaatler: Milliyetçiliğin Kökenleri ve Yayılması
  • Tartışılan Sınırlar, Değişen Milliyetçilik (Anthony D.Smith ve Jürgen Habermas ile birlikte)

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 16 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2015. 
  2. ^ http://www.idefix.com/kitap/benedict-anderson/urun_liste.asp?kid=5145[]

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kemalizm</span> Türkiye Cumhuriyetinin kurucu ideolojisi

Kemalizm, 1935'ten 1937'ye kadar Kamâlizm veya Atatürk'ün ölümü sonrası yaygınlaşan bir diğer adıyla Atatürkçülük; Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk İlkeleri'ni esas alan kurucu ideolojisidir. Kemalizm, Mustafa Kemal Atatürk tarafından uygulandığı şekliyle laikliğe ve Batı demokrasisine dayanan ulusal ve üniter bir cumhuriyet rejiminin kurulması, ekonomik kalkınma ve sanayileşme, yüksek öğrenime ve bilimsel faaliyetlere devlet desteği, spora ve sanata teşvik, ücretsiz ve zorunlu eğitim gibi kapsamlı siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve dinî reformları içermektedir. Reformların amacı Atatürk'ün ifadesiyle "muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmak", çağdaş bir hayat tarzını benimsemektir.

<span class="mw-page-title-main">Matbaacılık</span>

Matbaacılık ya da basımcılık, metin ve görüntülerin genellikle kâğıt gibi yüzeyler üzerine basılarak çoğaltılma işidir.

<span class="mw-page-title-main">Milliyetçilik</span> siyasi akım

Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi. Milliyetçilik, her ulusun kendisini dışarıdan gelecek olan müdahalelerden bağımsız olarak yönetmesi gerektiğini, ulusun bir yönetim için doğal ve ideal bir temel ve tek haklı politik güç kaynağı olduğunu savunmaktadır. Milliyetçilik, 19. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'da, 20. yüzyıldan itibaren ise tüm dünyada egemen politik düşünce tarzı haline gelmiştir. Bu dönemde dünya politik haritası milliyetçilik ilkelerine göre biçimlendirilmiştir. Günümüzde Anglosakson kültürüne bağlı toplumlarda ve Avrupa Birliği düşüncesini savunan çevrelerde olumsuz bir anlam yüklenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Emperyalizm</span> nüfuz yoluyla devletler arasında eşitsiz bir ilişki yaratılması

Emperyalizm, yayılmacılık veya ekspansiyonizm, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Faşizm</span> Aşırı sağcı, otoriter, aşırı milliyetçiliği savunan ideoloji

Faşizm, ilk olarak İtalya'da Benito Mussolini tarafından oluşturulan, otoriter devlet üzerine kurulu radikal bir aşırı milliyetçi politik ideolojidir. İlkeleri ve öğretileri, La dottrina del fascismo adı altında Giovanni Gentile tarafından yazılmıştır. Benito Mussolini'nin kurucusu olduğu Ulusal Faşist Parti'nin İtalya'da iktidara gelmesinin ardından, faşizm birçok milliyetçi ideolojiye örnek olmuştur. Hitler'in nasyonal sosyalizmi ve Franco'nun falanjizmi, faşizmden çok etkilenmişlerdir.

Kapitalizm ya da diğer adlarıyla sermayecilik ve anamalcılık, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve kâr amacıyla işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Kapitalizmin tanımlayıcı özellikleri arasında sermaye birikimi, rekabetçi piyasalar, fiyat sistemleri, özel mülkiyet, mülkiyet haklarının tanınması, kişisel çıkar, ekonomik özgürlük, meritokrasi, iş ahlakı, tüketici egemenliği, ekonomik verimlilik, hükûmetin sınırlı rolü, kâr güdüsü, kredi ve borcu mümkün kılan finansal bir para ve yatırım altyapısı, girişimcilik, metalaşma, gönüllü değişim, ücretli emek, mal ve hizmet üretimi, inovasyon ve ekonomik büyümeye güçlü bir vurgu yer alır. Bir piyasa ekonomisinde kararlar ve yatırımlar, servet, mülk veya sermaye ya da üretim kapasitesini yönlendirme yeteneğine sahip kişiler tarafından belirlenir. Fiyatlar, mal ve hizmetlerin dağıtımı ise büyük ölçüde mal ve hizmet pazarlarındaki rekabet tarafından şekillendirilir.

Ulusalcılık, Kemalist ve milliyetçi bir ideolojidir. Ulusalcılık sözcüğü aynı zamanda Atatürk milliyetçiliğinin bir diğer ismi olarak da kullanılmıştır. Günümüz siyasetinde ortak bir tanımı olmayıp, çoğunlukla sol pozisyonda yer alan milliyetçi görüşe sahip Kemalistleri tanımlamakta kullanılmıştır. Türk Dil Kurumu tarafından ise "ulusalcılık" ve "milliyetçilik" sözcükleri eş anlamlı olarak tanımlanmıştır.

Ulus ya da Millet çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk. Milleti etnik gruptan ayıran şey, daha politik olmasıdır. Etnik milliyetçiler milleti etnisite ile aynı anlamda kullanırlarken, sivil milliyetçiler ise milleti anayasal bir şekilde kullanırlar, kültürel milliyetçiler ise milletin tanımını gelenek ve görenekle belirlerler.

<span class="mw-page-title-main">Atatürk milliyetçiliği</span> Atatürkün milliyetçilik anlayışı

Atatürk milliyetçiliği, Atatürk'ün millet tanımından yola çıkarak Kemalizm'in milliyetçilik ilkesini oluşturur. Atatürk'e göre millet, geçmişte bir arada yaşamış, bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip, aralarında ortak dil, kültür, ahlak ve siyasi birlik olan insanlar topluluğudur. Atatürk'ün tanımladığı milliyetçilik; din ve ırk ayrımı gözetmeksizin, ulus tanımını vatandaşlık ve üst kimlik değerlerine dayandıran sivil milliyetçi bir vatanperverlik anlayışıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türk milliyetçiliği</span> Türk halkını ulusal veya etnik tanımlarla yücelten ve teşvik eden bir siyasi ideoloji

Türk milliyetçiliği, ulusal veya etnik tanımlarla Türk milletinin ilerlemesini, gelişmesini amaçlayan siyasi bir görüştür. Türkçülük ile aynı olmayıp, içinde Türkçülük dahil olmak üzere çeşitli Türk milliyetçisi ideolojileri barındırır.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

Sivil milliyetçilik, demokratik milliyetçilik veya liberal milliyetçilik, özgürlük, hoşgörü, eşitlik, bireysel haklar gibi geleneksel liberal değerlere bağlı olan bir milliyetçilik biçimidir ve etnosentrizme dayanmaz. Sivil milliyetçiler genellikle ulusal kimliğin değerini savunarak, bireylerin anlamlı ve otonom bir yaşam sürdürebilmeleri için onu kısmi bir paylaşılan kimlik yönü olarak ihtiyaç duyduklarını ve demokratik siyasetlerin düzgün işleyebilmesi için ulusal kimliğe gereksinim duyduğunu söyler.

Sol milliyetçilik, eşitliğe, halk egemenliğine ve self determinasyona dayalı bir milliyetçilik akımıdır. Kökleri Fransız Devrimi'ndeki jakobenizme dayanır. Sol milliyetçilik anti emperyalizmi benimser. Sol milliyetçilik, etnik milliyetçiliği ve faşizmi reddeder; buna rağmen sol milliyetçiliğin bazı minör formları tahammülsüzlük ve ırksal önyargıyı içerisinde barındırır.

Ekonomik sistem, bir toplumda mal ve hizmetlerin üretimini, ticaretini, dağıtımını ve kaynakların üretime tahsis edilmesini düzenleyen, ayrıca üretimi kimlerin yapacağına karar veren uygulama ve ilkeler bütünüdür.

<span class="mw-page-title-main">Küreselleşme karşıtlığı</span>

Küreselleşme karşıtlığı, kurumsal kapitalizmin küreselleşmesine karşı eleştirel ve toplumsal bir harekettir.Bu hareket aynı zamanda küresel adalet hareketi, alternatif küreselleşme, anti kurumsal küreselleşme hareketi ve neoliberal küreselleşme karşıtı hareket olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Geleneğin icadı</span>

Geleneğin icadı, Britanyalı Marksist düşünür E. J. Hobsbawm ve T. O. Ranger'ın editörü olduğu ve kavramın adını aldığı 1983 tarihli kitapta öne çıkan bir ifadedir. Giriş bölümünde editörler çoğu "geleneğin, eski gözüken veya eski olduğu iddia edildiği halde gayet yeni ortaya çıkmış ve hatta bazen icad edilmiş" olduğunu savunur. Kendileri geleneğin "icadı"nı bu açıdan, sonradan eski olduğu iddia edilmeyen bir geleneği "başlatmak"tan veya "öncüsü olmak"tan ayırırlar. Olgu ulus ve ulusçuluğun modern gelişiminde, ulusal birliği sağlayan, ulusal kimliği yaratan ve belirli kurumları veya kültürel uygulamaları meşrulaştıran eylemlerde açıkça görülür.

<span class="mw-page-title-main">Amerikan milliyetçiliği</span> Amerikada ortak kimlik anlayışını destekleyen bir çeşit milliyetcilik

Amerikan milliyetçiliği, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan bir sivil milliyetçilik, kültürel milliyetçilik, ekonomik milliyetçilik veya etnik milliyetçilik biçimidir. Amerikalılar'in bir millet olduğunu ve Amerikalıların kültürel bütünlüğünü desteklediğini iddia eden milliyetçiliktir. Genel anlamda, Amerikalı kültürüne, diline ve tarihine duyulan sevgiden ve ABD ile Amerikalılar halkından kaynaklı gurur duygusundan esinlenen siyasi ve sosyal hareketler ve düşünceler içerir. Amerikan milliyetçileri genellikle kendilerini Britanyalıdan ziyade ağırlıklı olarak Amerikalılar olarak görüyorlar.

Siyahi milliyetçiliği veya Siyah milliyetçiliği, Siyahların bir ırk olduğu inancını benimseyen ve Siyah ırksal ve ulusal bir kimlik geliştirmeye ve sürdürmeye çalışan bir milliyetçilik veya panmilliyetçilik türüdür. Siyah milliyetçisi aktivizm, özellikle beyaz kültüre asimilasyona direnmek ve belirgin bir Siyah kimliğini korumak için Siyah toplulukların ve insanların sosyal, siyasi ve ekonomik olarak güçlendirilmesi etrafında döner.

Milliyetçilik, resmi devlet ideolojisinin bir parçası olarak veya popüler bir devlet dışı hareket olarak kendini gösterebilir ve sivil, etnik, kültürel, dil, dini veya ideolojik çizgilerde ifade edilebilir. Ulusun bu öz tanımları milliyetçilik türlerini sınıflandırmak için kullanılır. Ancak, bu tür kategoriler birbirini dışlamaz ve birçok milliyetçi hareket bu unsurların bir kısmını veya tamamını değişen derecelerde birleştirir.

Etnosembolizm, modern ulus devletin oluşumunda ve devamlılığında sembollerin, mitlerin, değerlerin ve geleneklerin önemini vurgulayan, milliyetçilik araştırmalarında yer alan bir düşünce okuludur.