İçeriğe atla

Belsoğukluğu

Belsoğukluğu
UzmanlıkDermatoloji, Üroloji, Jinekoloji Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Belsoğukluğu (Gonore), Neisseria gonorrhoeae bakterisinin neden olduğu, özellikle döl ve idrar yollarını etkileyen, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların ikinci en bulaşıcı olanıdır; ilk sırayı klamidya enfeksiyonu alır.[1]

Neisseria gonorrhoeae, Gram(-) bir diplokoktur; endotoksik etkisi olan mukopolisakkaridler içerir. Etken tarafından üretilen IgA-proteaze enzimi enzimi üretra, uterus endoserviksi ve tüplerin üretra, uterus endoserviksi ve tüplerin mukozaların yüzeylerindeki koruyucu IgA proteinini eriterek bu bölgede tutunabilmesini sağlar.[1][2][3][4][5]

Korunmasız ilişki enfeksiyonun yayılmasında en önemli faktördür. Cinsel ilişkiyle bulaşan hastalığın kuluçka süresi 2-30 gündür; ancak genellikle enfekte olduktan sonra belirtiler 2-6 gün içinde ortaya çıkabilir. Bu hastalıkta cinsel organdan ejakülata benzer damlalar halinde sıvılar gelir; özellikle erkeklerde üre boşaltımı sırasında ve sonrasında cinsel organda yanma hissi vardır. Eğer tedavi edilmezse kişide kısırlık gibi önemli hastalıklara sebebiyet verir.[1][2][3][4]

Bulgular

Erkeklerde üretrayı (gonokok üretriti), kadınlarda ise serviksi ve serviksteki salgı bezlerini (gonokok servisiti) etkiler. Erkeklerde hastalık kuluçka süresinden sonra idrar yaparken ağrı ve irinli akıntı belirtileri görülür. Kadın hastaların çoğu asemptomatik portörlerdir; mukus ve adet (menstrüasyon) akıntısı bakterilerin çoğalması için uygun ortamlardır.  Belirti veren olgularda, döl ve idrar yollarında ağrılı akıntı başlar. Bu aşamada tedavi edilmezse salpinks lezyonlarındaki kronikleşme kısırlık (infertilite; sterilite) ile sonlanabilir. Akut dönemde sepsis, artrit, konjunktivit gelişebilir.[2][4][5]

Tedavi görmeyen olgular giderek kronikleşir. Dünyada kısırlığa (sekonder sterilite) neden olan faktörlerin başında kronikleşmiş gonore infeksiyonu gelmektedir. Kronikleşme erkeklerde epididim kanallarının tıkanması ile testis ve prostat lezyonları nedeniyle kısırlık (infertilite; sterilite) ile sonlanabilir. Kadınlarda ise, rahim boynu ve tüplerin yanı sıra karın alt bölgesine yayılarak kısırlık (sterilite) ve dış gebelik (ektopik gebelik) nedeni olabilir (pelvik inflamatuvar hastalık). Kadınlarda karaciğer çevresinde oluşan patolojiler, batma sancısı olarak anlatılan ağrılara neden olur (Fitz-Hugh-Curtis sendromu). Akut dönemde sepsis, artrit, konjunktivit ve meninjit gelişebilir.[1][2]

Gonore stomatiti (belsoğukluğu stomatiti): Oral seks infeksiyonlarında canlı etken ağız mukozasından ya da farinksten girer. Genellikle sessiz bir gidiş gösterir. Klinik belirti veren olgulardaki bulgular özgün değildir (nonspesifik); dilde, dişetlerinde ve farinkste eritemli bir zemin üzerinde irili ufaklı erozyonlar görülür. Bazı olgularda erozyonlar birleşerek ve derinleşerek büyükçe ülserler yaparlar. Bölgesel lenfadenopati saptanır. Ayırıcı tanıda bakteriyolojik incelemeler yara sağlardır.[4][6]

Tanı

Belsoğukluğu, bulaşıcı olması nedeniyle toplumsal bir hastalıktır. Mikroskopik inceleme çoğunluğu nötrofil polimorflar tarafından fagosite edilmiş diplokoklar görülür. Kronikleşen olgularda, yoğun plazma hücreleri içeren fibröz doku gelişmesi saptanır.[2][3][4]

Komplikasyonlar

Ophthalmia neonatorum: gonokok infeksiyonu olan annenin bebeğinde doğumdaki bulaş sonrası oluşan göz enfeksiyonu
  • Kısırlık (sterilite; infertilite)[1][2]
  • Reaktif artrit (Reiter sendromu): Tedavisiz hastalarda, kan dolaşımına giren bakteriler bir ya da birkaç eklemi tutar. Eklemlerde oluşan irinli artrit'in yanı sıra deri ve mukozalarda yangısal tepkiler ile konjunktivit bulguları saptanabilir. Eklemlerden alınan eksüda örneklerinde gonokoklar belirlenir.[1][2]
  • Gonokok konjunktiviti: Erişkinlerde gonokokla kirlenmiş ellerin gözleri de enfekte etmesi sonucudur. Bebeklerdeki göz enfeksiyonu, doğarken hasta annesinin doğum yollarındaki bakterilerin bulaşması ile ortaya çıkar (ophthalmia neonatorum).[1][2]
  • Sepsis: Tedavisi geciken hastalarda gonokokların kan dolaşımına karışmasıdır. Özellikle, bağışıklık sistemindeki kompleman bileşenlerinde sorunu olan hastalarda sık görülen bir komplikasyondur.[1][2]

Tedavi

Belsoğukluğu hastalığı doktor kontrolünde verilen seftriakson, doksisiklin gibi ilaç tedavileri uygulanır.[1][6]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h i Stanberry L, Rosenthal S (editors). Sexually Transmitted Diseases, 2nd edition. Academic Press-Elsevier, London-Waltham-San Diego, 2013
  2. ^ a b c d e f g h i Kumar V, Abbas AK, Aster JC. Robbins and Cotran Pathologic Basis of Disease. 9th edt., Elsevier Saunders, Philadelphia, 2015
  3. ^ a b c Tukington C, Ashby BL. The Encyclopedia of Infectious Diseases, 3rd edition. Facts on File Inc., New York, 2007
  4. ^ a b c d e Çöloğlu AS. Oral Patoloji (Ağız Patolojisi). Yeditepe Üniv.Yayınları, Mor Ajans, İstanbul, 2007
  5. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 18 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Nisan 2012. 
  6. ^ a b Little JW. Gonorrhea: An update. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod. 101:137-143, 2006
Sınıflandırma
Dış kaynaklar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">HIV/AIDS</span> HIV virüsünün sebep olduğu bulaşıcı ölümcül hastalık

AIDS, ilk kez 1980'lerin başında Orta ve Güney Afrika'da gündeme gelen ve giderek ürkütücü boyutlara ulaşan, etkeni HIV (İngilizce: Human Immunodeficiency Virus / Türkçe: İnsan bağışıklık yetmezliği virüsü) olan bir enfeksiyon hastalığıdır. HIV, bağışıklık sistemindeki akyuvarların (özellikle CD4+ lenfositler) yapısını bozarak ve sayısını azaltarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini ortadan kaldırır.

<span class="mw-page-title-main">Sarılık</span> İnsan hastalığı

Sarılık (ikter; icterus), bir hastalık değil, çoğu karaciğerle ilgili olan bazı hastalıkların belirtisidir. İkter tablosunda gözakı (sklera), deri, mukozalar ve organlar sarıya boyanır. En önemli nedeni kandaki bilirubin düzeyinin artmasıdır. Normalde periferik kanın 100 ml’sinde 1 mg kadar bilirubin bulunur. Kandaki bilirubin düzeyinin 2.5 mg’ın üzerine çıkmasına “hiperbilirubinemi”, bunun neden olduğu klinik tabloya "sarılık; ikter (icterus)” adı verilir.

<i>Neisseria gonorrhoeae</i>

Neisseria gonorrhoeae, gonokok olarak da bilinen, insanlarda bel soğukluğu hastalığından sorumlu olan bakteridir. İlk olarak 1979 yılında Albert Neisser tarafından izole edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Endometriosis</span> rahim hastalığı

Endometriozis, dölyatağı mukozasındaki epitelyum dokusundan kopup ayrılan hücrelerin dölyatağından çok az uzağında meydana getirdiği benign dokudur. Rahim dışındaki bölgelerde iyi huylu tümör adlı oluşumlara dönüşmektedir. Bu oluşumlar ağrıya, kısırlığa ve diğer bazı sorunlara neden olabilir. Genelde bu hastalık geç teşhis edilmektedir. Yaklaşık olarak ilk belirtiyle teşhis arasında 6 seneye yakın bir süre gecmektedir. Rahim içini döşeyen endometrium gibi endometrioziste adet döneminin etkisi altındadır. Adet dönemi içerisinde bu dokularda da kalınlaşma ve kanama olmaktadır. Endometriozisin en sık görüldügü yerler karın boşluğu olmak üzere yumurtalıklarda ve pelvis adındaki kalça boşluğundadır.

Pamukçuk ya da oral kandidiyaz (oral candidiasis), Candida albicans mantarının ağız mukozasında yaptığı enfeksiyondur. "Pamukçuk" adı genelde bebeklerin ağzında görülen enfeksiyon için kullanılmakla beraber yetişkinlerin ağzında veya boğazında meydana gelen kandida enfeksiyonları için de kullanılır.

Vajinit, vajina mukozasının enflamasyonudur ve genelde aşağıdaki üç kategoriye ayrılır:

<span class="mw-page-title-main">Şigelloz</span> Bakteriyel enfeksiyon çeşidi

Şigelloz, ağır vakalarda basil dizanterisi olarak da bilinir, Shigella bakterisinin bağırsaklarda neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Belirtiler genelde bakterinin alınmasından bir-iki gün sonra başlar. İshal, ateş ve karın ağrısı ile bağırsakların boş olmasına rağmen dışkılama isteği (tenesmus) bazı belirtileridir. İshal kanlı olabilir. Belirtiler tipik olarak beş-yedi gün sürer, ancak bağırsakların normal düzenine dönmesi birkaç ayı bulabilir. Şigelloz komplikasyonları arasında reaktif artrit, sepsis, nöbetler ve hemolitik üremik sendrom bulunur. Hayvanlarda ender olarak görülür, başlıca insan ve primatların bir hastalığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yolla bulaşan hastalık</span> insan cinsel davranışı yoluyla bulaşan enfeksiyon

Cinsel yolla bulaşan hastalık (CYBH) veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyon (CYBE), daha eski adıyla zührevi hastalık, özellikle vajinal seks olmak üzere anal seks, oral seks, bazen de sürtünme yoluyla cinsel ilişkiyle bulaşabilen enfeksiyonların genel adıdır. CYBE'ler genellikle başlangıçta semptomlara neden olmadığından başkalarına bulaştırma riskleri fazladır. İngilizce literatürde Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon terimi, semptomatik hastalığı olmayan vakaları da kapsadığından cinsel yolla bulaşan hastalık veya zührevi hastalık terimlerinin yerine tercih edilmektedir. CYBE'lerin belirti ve bulguları olarak vajinal akıntı, penis akıntısı, cinsel organların üzerinde veya çevresinde ülserler ve pelvik ağrı sayılabilir. Bazı CYBE'ler kısırlığa neden olabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bulaş</span>

Biyoloji ve tıpta bulaş, bir bulaşıcı hastalığın enfekte konakçıdan, doğal konaklardan, vektörlerden veya portörlerden başka canlılara geçmesine denir. Hastalık bulaştıran canlı bazı durumlarda hasta olmayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Anilingus</span> Anüsün oral yolla uyarılması

Anilingus veya analingus, bir kişinin dudakları, dilleri veya dişleri de dahil olmak üzere ağzını kullanarak başka birisinin anüsünü uyardığı oral ve anal seks eylemidir. Anal-oral temas ve anal-oral seks olarak da bilinir. Argoda "rimming" ve "rim job" da denir. Zevk için ya da bir erotik aşağılama biçimi olarak herhangi bir cinsel yönelim tarafından gerçekleştirilebilir. Ağıza dışkı bulaşmasından kaynaklanan bazı sağlık sorunlarına neden olabilir.

Henoch-Schönlein purpurası küçük ve orta çaplı damarların etkilendiği, çocuklarda görece sık rastlanan vaskülitik bulgular kümesidir. Deride ve mukozalarda ve seröz zarlarda, damarların etkilenmesi sonucu ortaya çıkan küçük purpuralar saptanır.

APECED sendromu, ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal dominant ya da otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur. İlk belirtiler çocukluk yaşlarında ortaya çıkar. Primer immun yetmezlik sendromlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Güvenli seks</span> CYBE kapmanın risklerini düşürme yolları

Güvenli seks, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların (CYBE), özellikle HIV'in bulaşma veya kapma riskini azaltmak için çeşitli yöntemler veya gereçleri kullanan cinsel aktivitedir. "Güvenli seks", güvenli seks uygulamalarından bazılarının CYBE risklerini tamamen ortadan kaldırmadığını göstermek için bazen daha güvenli seks veya korunmalı seks olarak da adlandırılır. Aynı zamanda, gebeliği önlemeyi amaçlayan ve bazen CYBE risklerini azaltabilen veya ve azaltamayan yöntemleri tanımlamak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Pelvik inflamatuar hastalık</span> Rahim, fallop tüpleri, yumurtalıklar veya pelvis iç yüzeyinin enfeksiyonu

Pelvik inflamatuar hastalık (PİH), kadın üreme sisteminin üst kısmının, yani uterus, fallop tüpleri ve overlerin ve pelvis içinin enfeksiyonudur. Sıklıkla semptomsuz olabilir. Eğer bulgu ve semptomlar varsa, alt karın ağrısı, vajinal akıntı, ateş, idrara çıkma ile yanma, ağrılı cinsel ilişki, cinsel ilişki sonrası kanama veya düzensiz adet kanaması olabilir. Tedavi edilmeyen PİH, infertilite, ektopik gebelik, kronik pelvik ağrı ve kanser gibi uzun süreli komplikasyonlara neden olabilir.

İlaç stomatitleri, günümüzde kullanımı giderek artan ilaçlar ve bitkisel kökenli destek maddelerinin yan etkileri sonucu ağız mukozasında beliren klinik tablolardır; “oral mukozit” tanımlaması da kullanılmaktadır. İlaçların içerdiği maddeler, tüm organizmada istenmeyen önemli reaksiyonlara neden olabilmektedir (adverse drug reactions). İstatistiksel veriler, hastane acil servislerine getirilen hastaların ortalama %3'ünde bu tür reaksiyonlara bağlı yakınmaları olduğunu göstermektedir. Yan etkisi olmayan ilaç yoktur, ancak bazı insanlar bazı ilaçlara karşı daha duyarlıdır. İlaç stomatitlerinin çok büyük bir bölümü, kullanılan ilacın kesilmesi ya da dozajının yenilenmesini gerektirir.

Hipogonadizm (hypogonadism), cinsiyet hormonlarının yetersizliğidir. Gonadotropik hormonlar (GnRH) hipotalamusta üretilir ve özel bir kan dolaşım sistemiyle hipofize yönlendirilir. Gonadotropik hormonlar (GnRH), gonadotropin salgılatıcı hormonlardır; hipofizi uyarır ve hipofiz gonadotropinleri üreterek kan dolaşımına boşaltır. Hipofiz ön lobuna ulaşan GnRH, follitropin (FSH) ve lutropin (LH) adı verilen iki gonadotropin hormonun aralıklı olarak kana verilmesini (sekresyonunu) tetikler. Pulsatil sekresyon olarak bilinen bu mekanizmada; her 60-90 dakikada bir, 1 dakika süreyle hipofize gelen GnRH uyarısıyla gonadotropin hormonlar kan dolaşımına verilir. Hipofizden kan dolaşımına dökülen gonadotropin hormonlar, kadınlarda ovaryumlara (yumurtalık), erkeklerde testislere ulaşarak cinsiyet hormonlarının üretimini tetikler; GnRH, kadınlarda yumurtlamayı ve östrojen hormon üretimini düzenleyen folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) sentezini tetikler. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler ve sperm üretimini uyarır. FSH ve LH sekresyonu, yine hipofiz ön lobunda üretilen ve prolactin adı verilen hormon tarafından frenlenir. LH testislerdeki Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını denetler.

<span class="mw-page-title-main">Hidronefroz</span> İdrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu oluşan tablo

Hidronefroz (hydronephrosis) ve obstrüktif üropati, idrar yollarındaki sıvı akışının durması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Sıvı akışının bozulmasındaki en büyük etken idrar yollarının tıkanmasıdır; bu nedenle, “obstrüktif üropati” olarak nitelendirilirler. Uzun süren tıkanmalarda böbrek dokusuna yüklenen sıvı basıncı atrofiye neden olur (basınç atrofisi).

Sweet sendromu, otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Özellikle çocukluk yaşlarında başlayan ateşlenme atakları ve deri bulgularıyla karakterize bir tablodur.

<span class="mw-page-title-main">Penis akıntısı</span>

Penis akıntısı ya da Penil akıntı, penis başındaki üretra açıklığından gelen; idrar, zevk suyu ve meni dışındaki sıvıdır.

Dizüri ağrılı veya rahatsız edici işeme anlamına gelir.