Nöroloji ya da sinir bilimi, genel olarak beyin, beyin sapı, omurilik ve çevresel sinir sistemiyle kasların hastalıklarını inceleyen, cerrahi dışındaki tedavi uygulamalarını içeren tıp bilimi dalıdır. Nöroloji zamanla içine kapalı ve sınırlı bir dal olmaktan çıkmış, epilepsi, hareket bozuklukları, beyin damar hastalıkları, bunamalar, uyku bozuklukları gibi ayrıca özelleşmişlik gerektiren alt disiplinlere bölünmüştür, bunun yanı sıra 19. yüzyılda ruh hastalıklarıyla birlikte ele alınırken, 20. yüzyıldan itibaren psikiyatri ayrı bir dal olarak ayrılmıştır. Tüm bu alanlardaki ciddi laboratuvar arka planının yanı sıra günümüze nöroloji pek çok başka tıp alanı ile multidisipliner bir ilişki içindedir.
Guillain-Barré sendromu (GBS), çevresel sinir sisteminin edinilmiş bir bağışıklık kökenli yangısal bozukluğudur; merkezi sinir sistemi etkilenmez. Bu hastalık için kullanılan diğer isimler şöyledir: akut enflamatuvar demiyelinize edici polinöropati, akut idiyopatik poliradikülonörit, akut idiyopatik polinörit, Fransız polyosu, Landry'nin yükselici felci.
Jean Baptiste Octave Landry de Thézillat, Fransız tıp doktoru ve nöroloji uzmanıdır.
Kuduz, Rabies ya da Lyssa, Merkezî sinir sistemini ağır şekilde tutan viral bir zoonoz.
Strabismus veya bilinen adıyla şaşılık, gözün önlenemeyen kayması. Şaşılık gözlerin yanlış pozisyonda bulunup farklı noktalara doğru baktığı bir durumdur. Gözlerden bir tanesi tam karşıya bakarken diğeri dışa yukarıya içe ya da aşağıya bakmaktadır. Yanlış pozisyon sürekli belirgin olabileceği gibi bazı yöne bakışlarda da ortaya çıkabilmektedir. Ameliyatla düzeltilebilir.
Skolyoz, omurganın göğüs (thoracic) veya bel (lumbar) bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliğidir. Tek başına olabileceği gibi, kifoz ile beraber de görülebilir (Kifoskolyoz).
Multiple skleroz, beyni ve omuriliği tutan özbağışıklık hastalığıdır. Kısaca MS olarak anılır.
Felç, paralizi veya pleji, sinirlerin ya da kasların bozukluğundan ileri gelen hareketsizlik ya da hareket azalması. Felcin aşırı durumunda hasta, vücudunun bir yarısını ya da tamamını oynatamadığı gibi, tam bir bilinçsizlik de gösterir; yanı sıra duyu eksikliği de vardır. Ağır olgularda hasta en çok 48 saat yaşar. Bir süre bilinçsiz ve hareketsiz kaldıktan sonra yavaş yavaş iyileşen olgular da vardır.
Botulizm veya botulismus, Clostridium botulinum bakterisinin ürettiği toksinden kaynaklanan bir zehirlenme türü. Çoğunlukla, evde hazırlanmış ve uygun şekilde sterilize edilmemiş konservelerden kaynaklanır. Bununla birlikte açık yaralardan da enfeksiyon kapılabilir. C. botulinum bakterisi toprak altında oksijensiz ortamda yaşar ve ısıya dayanıklı sporlar üretir. Sporların tamamen yokedilmesi için, gıdaların en az 120 °C sıcaklıkta kaynatılması gerekir ki bu sıcaklığa ancak düdüklü tencerede veya endüstriyel ocaklarda ulaşılır. Normal tencerede kaynatma yeterince güvenli değildir. Ancak, konservede üreyen bakterilerin ürettiği zehir ısıya çok dayanıklı değildir ve gıdalar yemeden önce en az 2 dakika 70 °C sıcaklıkta pişirilirse toksinler tamamen yokolur.
Genellikle çocuk felci veya polio olarak da bilinen poliomyelit, poliovirüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Vakaların yaklaşık %75'i asemptomatiktir; ortaya çıkabilecek hafif semptomlar arasında boğaz ağrısı ve ateş yer alır; vakaların bir kısmında baş ağrısı, ense sertliği ve parestezi gibi daha ciddi semptomlar gelişir. Bu semptomlar genellikle bir veya iki hafta içinde geçer. Daha az görülen bir belirti ise kalıcı felç ve aşırı vakalarda olası ölümdür. İyileşmeden yıllar sonra, kişinin ilk enfeksiyon sırasında sahip olduğu kas güçsüzlüğüne benzer şekilde yavaş bir gelişme ile postpolio sendromu ortaya çıkabilir.
İnme, beyne giden zayıf kan akışının hücre ölümüne neden olduğu tıbbi bir durumdur. İnmenin iki ana türü vardır: kan akışının yetersizliğinden kaynaklanan iskemik ve kanamadan kaynaklanan hemorajik. Her ikisi de beynin bazı bölümlerinin düzgün çalışmamasına neden olur.
Yüz felci ya da fasiyal palsi, yüz kaslarını etkileyen ve çok hızlı bir şekilde gelişen bir felç durumudur. Yüz hareketlerini sağlamak amacıyla beyinden gelen komutları kaslara ileten yüz sinirindeki sorunlar bu hastalığa neden olmaktadır. Bu felç türünde yüzün yarısı kısmen hareketsiz ve ifadesiz kalır. Santral ve periferik olmak üzere iki türlüdür.
Hidrosefali, "beyinde su toplanması" olarak da bilinen, beyin ventriküllerinde ve boşluklarında normalin üzerinde BOS birikmesi durumudur. Bu durum kafatasının içindeki kafa boşluğunda basıncın artmasına ve kafanın artan ölçüde büyümesine, kasılmalara ve zihinsel engelli olma sonuçlarına yol açabilir. Bu terim hidro (su) ve sefali (kafa) terimlerinden türemiştir.
Uyku bozukluğu, karabasanla ilgili olarak uyku sonrası felce verilen addır. Çoğu zaman, uyku felcine uğrayan kişi tarafından bunun bir rüya sebebiyle oluştuğuna inanılır. Bu yüzden, insanların hareket etmek istese de hareket edemediği rüya sayısı bu kadar fazladır. Uyku felcinin sebep olduğu sanrılar bazen durumun normal bir rüya olarak algılanmasına, bazen de oda içerisinde hayali şeyler görülmesine sebep olur.
Bu listede önemli ve sık görülen nörolojik bozukluklar, semptomlar, bulgular ve sendromlar alfabetik olarak sıralanmıştır.
Mimik kasları, fasiyal sinir tarafından kontrol edilen mimik hareketlerinin yapılmasını sağlayan bir grup çizgili iskelet kasıdır. Bu kaslara yüz kasları da denir.
Yabancı el sendromu (YES) veya Dr. Garipaşk sendromu, kişinin ellerinden birisinin bireyin bilincinden bağımsız, "kendi bilinci varmış gibi" hareket etmesine sebep olan nörolojik bir sendromdur. Yani kısaca kişinin iki elinden biri, kontrolsüz olarak hareket eder; ancak bu hareket kasılma, fırlama gibi anlamsız hareketler değildir. Tıpkı beyin kontrolünde, sanki kişi gerçekten isteyerek hareket ettiriyormuş izlenimi verir.
Hipoglossal sinir 12. kraniyal sinirdir. Vagus sinirinin uyardığı palatoglossus kası hariç dilin tüm intrinsik ve ekstrinsik kaslarını innerve eder. Saf motor nöronlardan oluşan bir sinirdir. Beyin sapında hipoglossal sinir çekirdeğinden çıkan lifler aşağı oksipital kemiğin hipoglossal kanalına doğru ilerler. Bu kanaldan geçerek boynun önünden yukarı dil altına doğru yönlenir. Dilin kasları içerisinde terminal dallarını verir.
Posterior Serebral Arter (PCA) ya da arka beyin atardamarı insan beyninin arka kısmı olan oksipital lobu ve bazı beyin sapı alanlarını besleyen bir çift arterdir. Baziler arterin terminal kısmının çatallanması ile her iki yana doğru uzanır. Posterior komünikan arter ile internal karotid arter ve orta serebral arter ile bağlantı kurar.
Pitozis veya blefaropitozis, sarkan veya aşağı inmiş olan üst göz kapağı durumudur. Bireyin kasları yorulduğunda, uzun süre uyanık kaldıktan sonra bu durum daha net gözlenebilir. Bu duruma bazen "Whitaker gözü"de denir, ancak bu terim normalde ambliyopi durumunu ifade eder. Yeterince şiddetliyse ve tedavi edilmezse, sarkık göz kapağı ambliyopi veya astigmatizma gibi başka durumlara neden olabilir. Bu nedenle, bu bozukluğun çocuklarda görme gelişimini engellemeden önce küçük yaşta tedavi edilmesi özellikle önemlidir.