Bilgisayar, aritmetik veya mantıksal işlem dizilerini (berim) otomatik olarak yürütmek üzere programlanabilen dijital bir elektronik makinedir. Çağdaş bilgisayarlar, programlar olarak bilinen genel işlem kümelerini gerçekleştirebilir. Bu programlar, bilgisayarların çeşitli görevleri gerçekleştirmesini sağlar. Ayrıca bir bilgisayar sisteminin tam verimle çalışabilmesi için donanım, işletim sistemi ve çevresel cihazlara sahip olması gerekmektedir. Bu terim aynı zamanda bir bilgisayar ağı veya bilgisayar kümesi gibi birbirine bağlı ve birlikte çalışan bir grup bilgisayar anlamına da gelebilir.
Coğrafya; beşerî (insanî) sistemleri ve yeryüzünü araştıran, bunlar arasındaki ilişkiyi neden-sonuç ve dağılış ilkesine bağlı olarak inceleyen ve sorgulayan bir bilim dalıdır. Yer ve insanlar arasındaki ilişkiler coğrafyanın konusunu oluşturur. Coğrafya sözcüğü Yunanca “γεωγραφία” gaia (yer) ve gráphein sözcüklerinden türemiştir. Türkçesi yerçizim sözcüğüdür. Zamanımızdan 2200 yıl önce coğrafya terimini ilk kullanan kişi Eratosthenes olmuştur. Gregg ve Leinhardt (1994), coğrafyayı 4 özellikle karakterize edilen bir disiplin olarak tanımlamaktadırlar:
- Birincisi, bir yere eşsiz bir karakter kazandıran, yeryüzü üzerindeki özelliklerin dağılımıdır.
- İkincisi, bazı şeylerin oldukları yerlerde ve zamanda neden ve nasıl meydana geldiğini anlamaktır.
- Üçüncüsü, meydana gelen olayların, diğer olaylarla ilgisi ve bağlantısıdır.
- Sonuncusu, coğrafyanın haritalar ile bilgilerin ve düşüncelerin iletişimini sağlamasıdır.
Antropoloji ya da insan bilimi, geçmiş ve günümüz topluluklarında yaşayan insanların çeşitli yönlerini inceleyen bilim dalı. İnsanın kültürel ve fiziki yapısını araştıran antropoloji, insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasına yardımcı olur. Bu bilim, insanı kültürel, toplumsal ve biyolojik çeşitliliği içinde anlamaya; insanlığın başlangıcından beri toplulukların çeşitli koşullara nasıl uyarlandığını, bu uyarlanma biçimlerinin nasıl gelişip değiştiğini, çeşitli küresel olayların nasıl dönüştüğünü görmeye ve göstermeye çalışır.
Doğal çevre veya doğal dünya, yalnızca doğal yollarla meydana gelmiş canlı ve cansız tüm varlıkları kapsar. Doğal çevre terimi çoğunlukla Dünya ve Dünya'nın bazı bölgeleri için kullanılır. Bu kavram, insanlığın hayatta kalmasını ve ekonomik faaliyetlerini etkileyen tüm canlı türlerinin, iklimin, hava durumunun ve doğal kaynakların etkileşimini kapsamaktadır. Doğal çevre kavramı, aşağıdaki bileşenlerine göre incelenebilir:
- Bitki örtüsü, mikroorganizmalar, toprak, kayalar, atmosfer ve sınırları içinde gerçekleşen bütün doğa olayları dahil olmak üzere, modern kitlesel insan müdahalesi olmaksızın kendi başına birer doğal sistem olarak varlığını sürdürebilen ekolojik birimler.
- Hava, su ve iklim gibi kesin sınırları olmayan; enerji, radyasyon, elektrik yükü ve manyetizma gibi modern insan faaliyetlerinden kaynaklanmayan evrensel doğal kaynaklar ve fiziksel olaylar.
Çopur Musa Ayaklanması, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Çopur Musa tarafından Afyon ve çevresinde gelişen ayaklanma. Bolu, Düzce, Yozgat Ayaklanmaları sırasında Yunanların kışkırtması sonucu Afyonkarahisar bölgesinde Uşak Hücum Taburu'ndayken eşkıyalık yapmaya çalışan Çopur Musa adlı isyancı, etrafına topladığı kuvvetlerle 21 Haziran 1920'de o dönem Afyonkarahisar'a bağlı Çivril'i bastı. Burada Halifelik elden gidiyor diyerek halkı ayaklandıran ve askere gitmemeye zorlayan Çopur Musa, üzerine gönderilen Millî Kuvvetlere yenilerek Yunanlara sığınmak zorunda kaldı.
Sürdürülebilir gelişme ya da Sürdürülebilir kalkınma, doğal sistemlerin, ekonominin ve toplumun dayandığı doğal kaynakları ve ekosistem hizmetlerini sağlama yeteneğini sürdürürken, insani gelişme hedeflerine ulaşmak için örgütlenme ilkesidir. Arzulanan sonuç, yaşam koşullarının ve kaynakların, doğal sistemin bütünlüğünü ve istikrarını baltalamaksızın insan ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için kullanıldığı bir toplumsal durumdur. Sürdürülebilir gelişme, gelecek nesillerin yeterliklerinden ödün vermeden günümüzün ihtiyaçlarını karşılayan bir gelişme olarak tanımlanabilir.
İletişim çalışmaları veya iletişim bilimleri; insan iletişimi ve davranış süreçleri, kişilerarası ilişkilerdeki iletişim kalıpları, farklı kültürlerdeki sosyal etkileşimler ve iletişim ile ilgilenen bir akademik disiplindir. İletişim genel olarak, bireylerin veya grupların uygun medya aracılığıyla etkili bir şekilde ikna etmelerini, bilgi edinmelerini, bilgi vermelerini veya duygularını etkili bir şekilde ifade etmelerini sağlayan fikir, bilgi, sinyal veya mesajların verilmesi, alınması ve değiş tokuşu olarak tanımlanır. İletişim bilimleri, bireysel faillik düzeyinde yüz yüze konuşma ve etkileşimden makro düzeyde sosyal ve kültürel iletişim sistemlerine kadar bir dizi konuyu kapsayan bir bilgi bütünü geliştirmek için çeşitli ampirik araştırma ve eleştirel analiz yöntemlerini kullanan bir sosyal bilimdir.
James Nicholas Gray, Amerikalı bilgisayar bilimcisi. Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley mezunu olan Gray 1998 yılında Turing Ödülü'nü almaya hak kazanmıştır. Veritabanı konulu araştırmalarıyla bilinmektedir.
Çevresel kaynak yönetimi, insan toplumlarının çevre ile etkileşiminin ve üzerindeki etkisinin yönetimidir. Terimin ifade etmiş olabileceği gibi, çevrenin kendisinin yönetimi değildir. Çevre kaynakları yönetimi, ekosistem hizmetlerinin gelecek insan nesilleri için korunmasını ve sürdürülmesini ve ayrıca etik, ekonomik ve bilimsel (ekolojik) değişkenleri göz önünde bulundurarak ekosistem bütünlüğünün korunmasını amaçlamaktadır. Çevresel kaynak yönetimi, ihtiyaçların karşılanması ile kaynakların korunması arasında ortaya çıkan çatışmalardan etkilenen faktörleri belirlemeye çalışır. Bu nedenle çevre koruma, sürdürülebilirlik ve entegre peyzaj yönetimi ile bağlantılıdır.
Avusturya Bilimler Akademisi Avusturya Cumhuriyeti'nin özel koruması altındaki tüzel bir kuruluştur. Akademi tüzüğüne göre misyonu, özellikle temel araştırmalarda, her açıdan ve her alanda fen ve sosyal bilimleri tanıtmaktır.
Yanlılık bir fikir ya da şey hakkında oransız bir şekilde olumlu ya da olumsuz tutumdur. Bazen önyargı, hoşgörüsüzlük ve adaletsizlikle ilişkilendirilir. Yanlılık içsel olabilir ya da sonradan öğrenilebilir. İnsanlar bir bireye, gruba ya da inanca karşı yanlılık geliştirebilir. Bilim ve mühendislikte, yanlılık bir sistematik hatadır. İstatistiksel yanlılık taraflı bir örneklem oluşturmaktan ya da kullanılan kestirim sürecinin ortalamada doğru sonuçlar vermemesinden ötegelir.
Dijital beşeri bilimler ya da dijital insani bilimler, bilgi teknolojileri ve bilgisayar kullanımı ile beşeri bilimler disiplinlerinin ortak paydasında meydana gelmiş bir bilimsel faaliyet alanıdır. Bu alan hem dijital kaynakların beşeri bilimler alanındaki araştırmalarda sistematik bir biçimde kullanılmasını destekler hem de bu uygulamaları ve etkilerini analiz eder. Dijital beşeri bilimler, bilimsel araştırmaların, yayınların ve öğretimin işbirlikçi, disiplinler arası ve bilgisayar kullanımlı-hesaplamalı yapıldığı bir alandır. Bu alan, basılı kaynakların artık bilgi üretimi ve dağıtımı için ana araç olmadığı bilinciyle, beşeri bilimlere dijital araçlar ve yöntemler sunmaktadır.
Çevre bilimi, fiziksel bilimleri, biyolojik bilimleri ve bilgi bilimlerini çevre araştırmalarına ve çevre sorunlarının çözümüne entegre eden disiplinlerarası bir akademik alandır. Çevre bilimi, Aydınlanma Çağı sırasında doğa tarihi ve tıp alanlarından doğmuştur. Günümüzde çevre sistemlerinin incelenmesine bütüncül, nicel ve disiplinlerarası bir yaklaşım sunmaktadır.
Sara B. Pritchard, Amerikalı teknoloji ve çevre tarihçisidir. Çevre teknolojisi ve tarihi üzerine kitaplar yazmıştır. Pritchard, Cornell Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi'nde bilim ve teknoloji çalışmaları doçentidir.
İnsan cinselliğinde kink, basmakalıp olmayan cinsel uygulamaların, kavramların veya fantezilerin kullanılmasıdır. Terim, bu tür davranışları "düz" veya "sade" cinsel adetler ve eğilimlerle karşılaştırmak için kişinin cinsel davranışındaki "ilginçlik" fikrinden türemiştir. 21. yüzyılda BDSM, deri ve fetiş gibi ifadelerle birlikte "kink" terimi, parafili teriminden daha yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Bazı üniversitelerde, daha geniş LGBTI ilgisi bağlamında, kinke odaklanan öğrenci örgütleri de bulunmaktadır. Psikolog Margie Nichols, kinki "LGBTQ'daki 'Q'yu oluşturan varyasyonlardan" biri olarak tanımlar.
Stanford Encyclopedia of Philosophy (SEP), çevrimiçi bir felsefe ansiklopedisini, İnternet kullanıcıları tarafından ücretsiz olarak erişilebilen felsefe alanındaki orijinal makalelerin hakemli yayınlarıyla birleştirir. Stanford Üniversitesi tarafından sürdürülmektedir. Her giriş, dünya çapındaki birçok akademik kurumdan profesörler de dahil olmak üzere bu alandaki bir uzman tarafından yazılır ve geliştirilir. Ansiklopediye katkıda bulunan yazarlar, Stanford Üniversitesi'ne makaleleri yayınlama izni verir, ancak bu makalelerin telif hakkını saklı tutar.
Kültürlerarası yeterlilik diğer kültürlerden insanlarla etkili ve uygun iletişime yol açan hedeflenen bilgi, beceri ve tutumları gösterme yeteneğini ifade eder.
Çevresel arkeoloji, 1970'lerde ortaya çıkan, geçmiş toplumlar ile içinde yaşadıkları ortamlar arasındaki ilişkileri inceleyen arkeolojinin bir alt dalıdır. Bu alan, paleo-çevreyi anlamak üzere arkeolojik-paleoekolojik bir yaklaşımı benimsemektedir. Geçmiş çevreleri ve insanların içinde yaşadıkları doğa ile ilişki ve etkileşimlerini ortaya çıkarmak, arkeologlara antropojenik ortamların kökeni ve evrimi ile tarih öncesi uyum süreçleri hakkında fikir vermektedir.
Çevre ekonomisi, ekonominin çevre sorunları ile ilgili bir alt alanıdır. Yirmi birinci yüzyılda artan çevresel kaygılar nedeniyle geniş çapta çalışılan bir konu haline geldi. Çevre ekonomisi "dünya çapında ulusal veya yerel çevre politikalarının ekonomik etkilerinin teorik veya ampirik çalışmalarını üstlenir. ... Belirli konulardan hava kirliliği, su kalitesi, zehirli maddeler, katı atık ve küresel ısınma ile başa çıkmak için alternatif çevre politikalarının maliyet ve faydalarını içerir. "
Ekoeleştiri, edebiyatçıların çevresel kaygılarını gösteren metinleri analiz eden ve edebiyatın doğa konusunu ele almanın çeşitli yollarını inceleyen disiplinlerarası bir bakış açısıyla edebiyat ve ekolojinin incelenmesine verilen isimdir. İlk kez Joseph Meeker tarafından The Comedy of Survival: Studies in Literary Ecology adlı eserinde "edebi ekoloji" adı verilen bu fikir olarak ortaya atılmıştır.