
Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

Zen, kökeni Hindistan'daki Dhyana (ध्यान) okuluna kadar uzanan bir Mahāyāna Budist okulunun Japoncadaki ismidir. Hindistan'dan Çin'e geçen okul, burada Ch'an (禪) olarak ismini duyurmuştur. Tang Hanedanlığı döneminde Çin'de belli başlı Budist okullar arasına giren Ch'an, Çin'den Kore, Vietnam ve Japonya'ya yayılmıştır. 20. yüzyılda Batı'da tanınmaya başlanan bu okul, İngilizce ve diğer Batı dillerine Zen ya da Zen Budizm ismiyle girmiştir.

Pisagorculuk, Pisagor ve takipçileri tarafından Sicilya'da uygulamaya koyulmuş ezoterik ve metafizik inançlar içeren felsefi bir öğretidir. İlk Pisagorcuların benzeri görüşlerini benimseyen daha sonraki oluşumlar Yeni Pisagorculuk terimi altında ele alınır.

Tıp etiği, tıbbın ve sağlık alanındaki bilimsel ve pratik çalışmaların etik yönden değerlendirilmesi ve ahlaki ikilemlere bir çözüm bulunmasını hedefleyen disiplindir. Genel konusu insan yaşamıdır.

Pali Derlemesi, Pali Kanonu ya da Tipitaka, Theravada geleneğinde kabul edilen Pali dilindeki şekliyle korunmuş Budist yazmaların standart bir derlemesidir. Sözlü gelenekten aktarılmıştır yazmalardan oluşan derleme, Dördüncü Budist Konsey döneminde, MÖ 1 yüzyılda Sri Lanka'da bir araya getirilmiştir. Sri Lanka'ya Kuzey Hindistan'dan aktarıldığı düşünülen yazmalar, buradan diğer Theravada ülkelerine geçmiştir. Derleme günümüze kadar bütünlüğünü koruyan erken Budist yazmalardandır, ayrıca en eskilerinden biridir.
Theravada ; kelime anlamı olarak, "Yaşlıların öğretisi" ya da "Eski öğreti") günümüze ulaşan en eski Budist okuldur. Kökeni, Buda’nın ilk mensubu olan keşişler (rahipler) topluluğuna dayanmaktadır. Mahayana (büyük taşıt) geleneğinden gelen Budistler tarafından küçük taşıt olarak da adlandırılır. Göreceli olarak daha tutucu ve genel olarak erken dönem Budizmine en yakınıdır. Yüzyıllardan beri Sri Lanka ve güneydoğu Asya'nın en yaygın dinidir. Aynı zamanda güneybatı Çin, Vietnam, Bangladeş, Malezya, Filipinler ve Endonezya'da kimi etnik gruplar tarafından izlenmektedir; Singapur ve Avustralya'da da gittikçe popülerlik kazanmaktadır. Günümüzde dünya çapında Theravada Budistlerin sayısı 100 milyonun üzerindedir. Ayrıca son yıllarda Theravada, Batı'da ve Hindistan'da da kök salmaya başlamıştır.
Sanskritçe dhyāna veya Pāli dilinde jhāna, meditasyonda samadhiye ulaşmak için varılan bir aşamayı ifade eder. Hinduizm, Budizm ve Sihizm'de anahtar bir kavramdır. Çince "Chan", Japonca "Zen", Korece "Seon", Vietnamca "Thien" ve Tibetçe "Samten" kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır.
Altıncı Pirin Platform Sutrası, Çin'de yazılmış Budist bir metindir. Chan/Zen okullarında yeni bir çığır açmış önemli metinlerden biridir. Geleneksel olarak Shao Zhou manastırında altıncı Chan piri Huineng'ın yaptığı konuşmalara dayandığı kabul edilir. Konuşmaların ana teması, aniden aydınlanma, kişinin kendi gerçek doğasını doğrudan kavraması, śīla, dhyāna ve prajñānın özünde bir olmasıdır. Güney Chan veya "Aniden Aydınlanma" okulu öğretisinin temelini bu önemli metne dayandırır.
Budizm genelde bir din olarak kabul edilir; ancak kimi zaman Budizm için “ruhani felsefe” tanımı da yapılmaktadır. Bunun nedeni Budizm'de mutlak bir yaratıcı tanrı fikri bulunmamasıdır. Buda'nın yaşadığı dönemlerden itibaren, bir yaratıcı kavramının bulunmayışı Budist düşüncenin ayırt edici özelliklerinden biri olagelmiştir. Budizmin yaklaşımı klinik ve sistematiktir; Dört Yüce Gerçek’te Buda ızdırap sorununu analiz etmiş, kökenindeki nedeni teşhis etmiş ve ızdırabı ortadan kaldıracak reçeteyi yazmıştır. Buda’nın öğretilerine göre, sekiz katlı asil yolu izleyen tüm duyarlı varlıklar, “bensizlik” (anatta) kavramının kavranması yoluyla cehaleti, dolayısıyla acıyı ortadan kaldırabilir. Bu nedenle, Budizm bir yaratıcı tanrı kavramına değil, ahlak, meditasyon ve bilgelik kavramlarına dayanmıştır. Bu açıdan Budizm, nihai bir "benlik" tanımlayan Hindu düşüncesiyle çelişir.
Śīla (Sanskritçe) ya da sīla (Pāli) Türkçeye "erdemli davranış", "ahlak", "etik" veya "ilke" olarak çevrilebilir. Budizm'de beden, zihin ya da konuşma yoluyla yerine getirilen, bilinçli bir çabayı içeren bir eylemdir. Üç uygulamadan biri, pāramitāların ikincisi olarak kabul edilir. Düşünce, söz ve eylemin ahlaki saflığı anlamına gelir.
Çoğu dinler etik unsûru, genelde iddia edilen doğaüstü vahiye veya irşada dayandırılır. Felsefenin önemli kollarından biri olan etik, doğru davranışın ne ve iyi hayâtın nasıl olması gerektiğini konu edinir. Genelde anlaşıldığı üzere iyiyle kötüyü ayırt etmekten daha geniş kapsamlıdır. Etiğin önemli konularından biri "iyi yaşam", yaşamaya değen, insanı tatmîn eden hayattır. Bu konu birçok filozofça ahlâkı yaşamaktan daha önemlidir.
Budizm’de etyemezlik üzerine görüşler farklı okullar arasında farklı yaklaşımlar mevcuttur. Mahayana okullarının çoğu etyemezliği savunurken, Theravada geleneğinde Buda’nın, hayvanların rahiplerin yemesi amacıyla öldürülmediği sürece, rahiplerinin bazı hayvanların etlerini yemelerine izin verdiği kabul edilmiştir. Yine Therevada’ya göre, Buda rahiplerin etyemezliği benimsemelerine izin vermiş, yalnızca insan, fil, at, köpek, yılan, aslan, kaplan, leopar, ayı ve sırtlan eti yemelerini yasaklamıştır.
Vipassanā (Pāli) ya da vipaśyanā kelime anlamıyla içgörü demektir; Budizm'de gerçekliğin doğasının içgörü yöntemiyle sezilmesi anlamına gelir. Düzenli olarak Vipassana uygulayan kişiye Vipassi (vipasya) adı verilir.
Yahudiliğe geçiş, Yahudi cemaatinin üyesi olmayı arzulayan Yahudi olmayan birinin yaptığı dini işlemdir. Yahudiliği tercih etmek, Yahudilik ilkelerine uymayı istemektir. Yahudi milletinin bir parçası olunamaz, çünkü Yahudiler bir etnisitedir. Bu dini geçiş bazen Yahudilikleri şaibeli olanların Yahudiliğini tasdiklemek için de yapılmaktadır.

Pan-İranizm / İranizm / İrancılık Osetler, Kürtler, Zazalar, Farslar, Tacikler, Paştunlar ve Beluciler dahil İranî halkların birleşmesini öneren irredantist siyasi düşüncedir.
Uluslararası Zoolojik Adlandırma Kodu, hayvan olarak kabul edilen organizmaların resmi isimlendirme kurallarını belirleyen ve zoolojide yaygın olarak kabul edilen isimlendirme sistemidir. Kurallar temel olarak şunları düzenler;
- Binominal isimlendirme çerçevesinde isimlerin doğru bir şekilde nasıl belirleneceği,
- Çeşitli isimler arasındaki çatışmada hangi ismin kullanılacağının seçilmesi,
- Bilimsel literatürde hangi isimlerin kullanılacağının belirlenmesi.

Açık erişim (AE), online araştırma çıktılarının erişiminde hiçbir kısıtlama olmamasına ve kullanımda da birçok kısıtlamadan serbest olmasına denir. Açık Erişim, akran denetimli olan veya olmayan akademik dergi makaleleri, konferans yazıları tezler, kitap bölümleri, ve monografilere uygulanabilir.

Nürnberg ilkeleri bir savaş suçunun ne şekilde teşkil ettiğini belirlemek için konulan bir dizi kuraldır. İlkeler II. Dünya Savaşı sonrasında Nazi Partisi üyelerinin Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaları sırasında temel hukuk prensiplerini belirlemek amacıyla Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu tarafından oluşturuldu.

Çin'de Budizm, MÖ 1. yüzyılda gelmiştir. Budizm, Çin kültürünü sanat, siyaset, edebiyat, felsefe, tıp ve malzeme kültürü gibi çok çeşitli alanlarda şekillendirmiştir.

Ulusal Arşivler ve Kayıtlar İdaresi, Amerika Birleşik Devletler hükûmetinin hükûmet ve tarihi kayıtların korunması ve belgelenmesinden sorumlu bağımsız bir kurumudur. Aynı zamanda Ulusal Arşivi oluşturan belgelere halkın erişimini artırmakla da görevlidir. NARA, Kongre yasalarının, başkanlık direktiflerinin ve federal düzenlemelerin yasal olarak orijinal ve yetkili kopyalarını korumaktan ve yayınlamaktan resmi olarak sorumludur. NARA ayrıca Seçim Kurulunun oylarını Kongreye iletir.