
Yelkenli, yelkeni olan, yelkenle giden deniz, göl veya akarsu taşıtıdır.

Pruva veya baş, bir su taşıtının burun kısmı. Taşıt hareket hâlinde iken en önde kalan kısımdır ve pupa (kıç) kavramının zıttıdır. Bir gemide başın en önemli görevi suyu yararak sürüklemeyi (direnci) azaltmaktır. Genellikle yavaş yük gemilerinde hacmi artırmak için yayvan bir pruva kullanılırken daha hızlı gemilerde keskin yapılı bir pruva kullanılır.

Gemi dünya denizlerini, okyanuslarını, nehir, göl ve diğer yeterince derin su yollarını dolaşan, mal ve yolcu taşıyan veya savunma, araştırma ve balıkçılık gibi özel görevleri yapan büyük bir deniz taşıtı’dır. Gemiler genellikle boyut, şekil, yük kapasitesi ve amaca göre teknelerden ayrılır. Yelken çağı'nda "gemi", en az üç Kabasorta arma‘lı direkleri ve tam cıvadra yelken planıyla yelkenli gemi olarak tanımlanır.

Kalyon, İngilizler tarafından 16. yüzyılda geliştirilen rüzgarla giden, üç direkli, yelkenli, büyük savaş gemisi.

Kadırga, daha çok Akdeniz'de kullanılan çektiri (çektirme) tipi bir savaş gemisi. İlk olarak 8. yüzyılda Akdeniz'de deniz savaşlarında kullanılmaya başlandı. 17. yüzyıla kadar gelişme göstermiştir. Antik çağlardan beri kullanılırdı. Asıl hareket mekanizması kürektir ve yelken buna yardımcı olması için tasarlanmıştır.

Kokpit, genellikle uçaklar için kullanılan herhangi bir aracın kontrol edildiği yerdir.

Fırkateyn veya Firkate, büyük gemileri destekleyen, nispeten küçük; çeşitli tonajlarda olmakla birlikte genelde 2000 - 4000 tonluk modern savaş gemisidir. Günümüz Batı donanmalarındaki destroyere tekabül eder. Hafif yapılı, hızlı, orta derecede silahlı ve tek başına uzun menzillerde devriye, akın ve irtibat görevlerini yerine getirmek üzere tasarlanmıştır. Nispeten küçük ve hızlı olması sebebiyle, savaşlarda büyük gemilere destek verme veya kısa süreli savaşlara katılma hizmetinde bulunur.

Baştarda veya baştarde, çektiri tipinde kadırgaların büyüğü bir tür olan harp gemisine verilen addır. İtalyanca galea bastarda teriminden gelmiştir ve donanma komutanı bir amiralin veya büyük rütbeli bir komutanın (patrona) gemisi olarak kullanılan, kadırgadan daha büyük olan bir gemiyi tarif etmektedir. Genellikle kürekle çalışmaktaydı ve Osmanlı baştardaları 26-32 çift küreğe sahip olup her kürek 5-7 kürekçi tarafından çekilmekte idi. Fakat iki veya tek sereni de bulunup yelkenle de hareket kabiliyeti bulunmaktaydı. Dönemin en büyük harp gemileri olması nedeniyle 17. yüzyılda baştarda üretimine Osmanlı Devleti tarafından önem verilmişti. 18. yüzyılda yerini sadece yelkenle çalışan kalyonlara bırakmıştır. Fakat yine de en son çektiri tipi gemiler baştarda olmuş ve şu anda zamanından kalma tek çektiri/kadırga tipli gemi bir Osmanlı hünkar baştardasi olup İstanbul Deniz Müzesi'nde bulunmaktadır.

TCG Peyk ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Peyk-i Şevket, Osmanlı donanması ve sonrasında Türk Deniz Kuvvetleri'nde hizmet gören Peyk-i Şevket sınıfının öncü gemi olan torpido kruvazörüdür. 1906-1907 yıllarında Kiel, Almanya'daki Germaniawerft tersanesinde inşa edilmiş ve Kasım 1907'de Osmanlı donanması hizmetine girmişti. Geminin ana silahı üç 450 mm torpido tüpü ve bir çift 105 mm toptan oluşuyordu ve gemi 21 knot hıza ulaşabiliyordu.

Vasa veya Wasa, 1626-1628 yılları arasında yapılmış olan bir İsveç İmparatorluğu kalyonudur. Gemi 10 Ağustos 1628 tarihindeki ilk yolculuğunda limandan ayrıldıktan hemen sonra henüz 1 deniz mili bile gitmeden su alarak batmıştır. Gemideki en değerli olarak değerlendirilen bronz toplar kurtarıldığı için unutulan geminin batığı 1950’li yıllarda yeniden keşfedilmiştir. Stockholm limanının giriş ağzında yoğun deniz trafiğinin olduğu bölgedeki batık 24 Nisan 1961 tarihinde neredeyse hiç yıpranmamış olarak kurtarılmış ve su yüzeyine çıkartılmıştır. Önce geçici bir müzeye konan gemi daha sonra Stockholm’deki gemiyle aynı adla anılan Vasa Müzesine aktarılmıştır. İsveç’in en önemli turist çeken merkezlerinden birisi haline gelen müze 1961 yılından günümüze kadar 28 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiştir.

HMS Agincourt, Brezilya Donanması'ndaki adıyla Rio de Janeiro ya da Osmanlı donanmasındaki adıyla Sultan Osman-ı Evvel, 1910'ların başında Birleşik Krallık'ta inşa edilmiş bir dretnot savaş gemisidir. Başlangıçta Brezilya'nın Güney Amerika dretnot yarışındaki rolünün bir parçası olarak planlanan gemi, Brezilyalıların özellikle "etkileyici bir tasarım" gereksinimlerine uygun olarak, diğer dretnot savaş gemilerinden daha fazla ağır top ve daha fazla taret taşıyordu.

Dromon bir kadırga çeşidi ve İtalyan tarzı kadırgalar yerlerini alana kadar Bizans donanmasının 5 ile 12. yüzyıllar arası en önemli savaş gemisi. Roma İmparatorluğu döneminde Roma donanmasının ana ekseni Antik Liburna gemisinden geliştirilmiştir.

Peyk-i Şevket sınıfı, Osmanlı donanması için Almanya'daki Germaniawerft tersanesinde 1906-1907 yıllarında inşa edilen bir çift torpido kruvazörüdür. Peyk-i Şevket ve Berk-i Satvet adlarında iki gemiden oluşuyordu. 20. yüzyılın başında Osmanlı donanmasını modernize etme programının bir parçası olarak sipariş edildiler. 775 metrik ton deplasmanındaki gemiler, görece küçük boyutlarına göre ağır silahlıydılar ve üç torpido tüpü, bir çift 105 milimetre (4,1 in) top ve birçok küçük silah taşıyorlardı.

Lütf-i Celil sınıfı, 1860'ların sonlarında Osmanlı donanması için Fransa'da inşa edilmiş bir çift zırhlı korvet tipi savaş gemisidir. Sınıf, Lütf-i Celil ve Hıfzu'r-Rahman gemilerinden oluşmaktaydı. İki gemi de başlangıçta Mısır Eyaleti tarafından sipariş edilmiş; ancak yapım aşamasında iken Osmanlı İmparatorluğu'na devredilmiştir. İki gemi de döner taretli gemi türündeydi ve ön taretinde iki 229 mm Armstrong top, arka taretinde ise iki 178 mm Armstrong top taşıyordu.

Osmaniye, 1860'larda Osmanlı donanması için inşa edilmiş dört zırhlı fırkateynden oluşan bir gemi sınıfıdır. Sınıf; öncü gemi Osmaniye ile Aziziye, Orhaniye ve Mahmudiye'den oluşmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu için inşa edilecek demir zırhlı tipteki ilk gemilerdi. İlk üçü Robert Napier and Sons, dördüncüsü ise Thames Iron Works tarafından olmak üzere tamamı Birleşik Krallık'ta inşa edildi. Gemiler borda toplu zırhlılardı; taşıdıkları birer 229 mm top üst güvertenin ön kısmında, geri kalan on dörder 203 mm ve onar 36 librelik Armstrong top ise geminin bordalarında dizilmişti.

Bir yelkenli geminin direği, gemiye omurga hattı boyunca dikey olarak yerleştirilmiş çubuklardan oluşur. Direğin yelkenleri, çubukları, bumbaları taşımak ve seyir fenerleri, gözetleme mevkisi, kumanda konumu, radyo anteni, işaret feneri için gerekli yüksekliği sağlamak gibi görevleri vardır. Büyük gemilerin boyutu ve biçimi geminin tarzına göre değişen birden çok direği bulunur. Neredeyse bütün yelkenli direkleri halatlarla sabitlenmiştir.

Kabasorta arma, birincil hareket yelkenlerinin, geminin omurgasına ve çubuklarına dik veya kare, olan yatay çubuklar üzerinde taşındığı genel bir yelken ve arma dizilimidir. Bu çubuklara seren, serenlerin uçlarına cunda denir. Esasen böyle armalandırılmış bir gemiye kabasorta armalı denir.

Borda, bir geminin yan kısmı, bir savaş gemisinin bir tarafında bulunan top bataryası; ya da deniz savaşındaki koordineli ateş anlamına gelir. 16. yüzyıldan buharlı geminin ilk on yıllına kadar savaş gemilerinde gövdenin her iki yanına yerleştirilmiş top bataryaları bulunurdu. 18. yüzyılda men-of-war gemilerinde bulunan toplar sadece kısa menzilde isabetliydi ve delici güçleri vasattı, bu da tahta gemilerin kalın gövdelerinin ancak kısa mesafelerde delinebileceği anlamına geliyordu. Bu nedenle ahşap gemiler, bordayı ilk ateşleyen olup savaşta avantajlı başlayabilmek için savaş sırasında top ateşi etkili oluncaya kadar birbirlerine yaklaşırlardı. Ayrıca gemilere yükleme ve boşaltma yapıldığı sırada bordayı koruma amaçlı Maliborda tahtası veya yükleri korumak için Maliborda ağı, borda üzerinden sarkıtılmaktadır.

Yetmiş dört, nominal olarak 74 silah taşıyan iki katlı bir hat gemisiydi. 1740'larda Fransız donanması tarafından geliştirildi ve daha sonra üçüncü sınıf olarak sınıflandırılarak Kraliyet Donanması'nın envanterine girdi. İngilizlerden sonra İspanyol, Hollanda, Danimarka ve Rus donanmaların envanterine girdi. Gemi; tasarım, ateş gücü ve yelken nitelikleri açısından iyi bir dengeye sahipti, ancak daha da önemlisi, gemi 1820'lerden itibaren geliştirilen daha fazla silah taşıyan ve daha büyük gemilere ve 19. yüzyılın sonlarında geliştirilen demir zırhlı savaş gemisine kadar gemi yapımında bir ideal form olarak kabul edildi.
Scharnhorst sınıfı zırhlı, II. Dünya Savaşı'ndan hemen önce inşa edilmiş bir Alman zırhlısı sınıfıdır. Nazi Almanyası'nın Kriegsmarine gemisinin ilk ana gemileri, iki gemiden oluşuyordu: Scharnhorst ve Gneisenau.