
Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.

Progesterone (P4), insanların ve diğer türlerin âdet döngüsü, hamilelik ve embriyogenezinde yer alan endojen steroid ve progestojen cinsiyet hormonudur. Progestojenler adı verilen bir grup steroid hormona aittir ve vücuttaki ana progestojendir. Progesteronun vücutta çeşitli önemli işlevleri vardır. Aynı zamanda cinsiyet hormanları ve kortikosteroidler de dâhil olmak üzere diğer endojen steroidlerin üretiminde önemli bir metabolik ara maddedir ve bir nörosteroid olarak beyin fonksiyonunda önemli rol oynar.

Sıcaklıkölçer ya da Termometre, sıcaklığı ölçmek için kullanılan alet.

Keseliler, memeliler sınıfının bir alt sınıfıdır. Eteneliler ile aralarındaki en önemli fark, yavruların henüz iyi gelişmemiş şekilde çok erken doğup annenin kesesinde gelişmeye devam etmesidir. Bugün Avustralya ve Amerika'da yaklaşık 320 keseli türü yaşamaktadır. Bunlar bütün memelilerin %6'sını oluşturur.

İnsan beyni, insan sinir sisteminin merkezi organıdır ve omurilikle birlikte merkezi sinir sistemini oluşturur.

Ateş veya pireksi insanlarda, organizmanın enfeksiyona karşı savunma mekanizmasının bir belirtisidir ve vücut sıcaklığının hipotalamustaki sıcaklık set noktasının artması nedeniyle normal aralığı aşmasıyla ortaya çıkar. Normal sıcaklık için üzerinde mutabık kalınmış tek bir üst sınır yoktur: Kaynaklar insanlarda 37,2 ve 38,3 °C aralığında değerler kullanmaktadır. Set noktasındaki artış, artan kas kasılmalarını tetikler ve soğuk veya üşüme hissine neden olur. Bu durum, daha fazla ısı üretimine ve ısıyı koruma çabalarına yol açar. Set noktası sıcaklığı normale döndüğünde, kişi sıcak hisseder, kızarır ve terleme başlayabilir. Nadir olarak, ateş ateşli nöbeti tetikleyebilir, bu durum özellikle küçük çocuklarda daha yaygındır. Ateşler genellikle 41 ila 42 °C aralığını geçmez.
Bazal metabolizma; Canlının tam dinlenme sırasında kas hareketi yapmadan, vücuttaki canlılık olaylarının sürmesi için gereken enerjiyi sağlayan metabolizmaya bazal metabolizma denir. Yemekten 12 saat sonra tam dinlenme anında vücudun sadece yaşamaya yetecek fonksiyonlarını sürdürecek kadar ihtiyacı olan enerji seviyesidir. Bazal metabolizma hızı kullanılan oksijen miktarı ve oluşan kalori ölçülerek bulunabilir. Bazal metabolizma canlının yaşına, vücut ağırlığına, cinsiyetine ve çevre faktörlerine göre değişir.

Hipotermi, insanlarda merkezî vücut sıcaklığının 35 °C'den aşağı düşmesine denir. Sanılanın aksine hipotermiya bir hastalık değildir. Genellikle yağmur, rüzgâr, kar veyâ soğuk suya maruz kalma gibi faktörler tarafından tetiklenir. Belirtiler sıcaklığa bağlıdır. Hafif hipotermiyada şiddetli titreme görülürken sıcaklığın daha fazla düşmesi ile orta derecede hipotermiyada titreme durur ve zihinsel karışıklık artar. Şiddetli hipotermiya başlangıcında paradoksal soyunma yaşanabilir, hipotermik kişi bilincini kaybeder ve kalp durması riski artar.
İki ruh, Kanada Kızılderilileri ile ABD Kızılderililerinde kabul edilen ama birçok Batı Kültüründe olmayan Kuzey Amerika topluluklarında görülen üçüncü cinsiyet modeline verilen addır. Two Spirit, iki ruhun bir bedende birleşmiş olması durumudur. 1990'lı yıllarda antropolojik literatürde kullanılan Berdache kelimesi ayrımcı algılandığı için daha sonra bu terim kullanılmaya başlandı.
Sıcak çarpması, aynı zamanda güneş çarpması olarak da bilinen bu tıbbi durum çevresel koşullar nedeniyle ısıya maruz kalınması ve termoregülasyon eksikliği nedeniyle vücut sıcaklığının 40,6 °C'nin üzerine çıktığı hipertermi olarak tanımlanan ciddi bir ısıya bağlı hastalıktır. Vücut sıcaklığının homeostaz noktasından fizyolojik nedenlerle yükselmesi olan ateşten farklıdır. Önleyici tedbirler çok miktarda soğuk sıvı almak ve parketmiş araçların içi gibi kısa sürede aşırı ısınabilen ve havalandırılmayan ortamlardan yani aşırı sıcak ve nemden uzak durmaktır. Tedavisi, fiziksel olarak vücudun sıcaklığının düşürülmesini gerektirir.
Sıcaklık ve basınç için standart koşullar ya da normal şartlar farklı veri setleri arasında karşılaştırma oluşturmaya izin vermek için kurulmuş olan deneysel olçümler için standart koşullardır. En çok kullanılan International Union of Pure and Applied Chemistry (IUPAC) ve National Institute of Standards and Technology (NIST) standartlarıdır. Bunlar tüm dünya tarafında kabul edilmese de en çok kullanılar standart setlerdir. Diğer organizasyonlar kendi standartları için çeşitli alternatifler bulmuşlardır.

Algor mortis ya da ölüm soğukluğu, ölümden sonra vücut sıcaklığının değişmesidir. Vücut sıcaklığı genelde kademeli olarak ortam sıcaklığına kadar düşer, ancak dış etkenler bu duruma etki edebilir. Ortam sıcaklığı vücut sıcaklığının üzerinde ise, vücut sıcaklığı ortama göre değişir ve sıcaklık artar.
Kokuşma, ölmüş hayvan bedeninin ayrışmasının yedi aşamasından biridir. Geniş anlamda, dokular arasındaki uyumsuzlukla ve çoğu organın sıvılaşmasıyla sonuçlanan bir süreç içinde, protein yapılarının bozulmasıdır. Organik maddelerin bakterilerle veya mantarlarla ayrışmasından kaynaklanır ve zararlı kokuların oluşumuyla sonuçlanır.

Ayrışma veya çürüme, organik maddelerin, maddenin daha basit formlarına ayrıldığı süreçtir. Bu süreç biyomda yer kaplayan sonlu maddelerin geri dönüşümü için gereklidir. Canlı organizmaların organları ölümünden kısa bir süre sonra ayrıştırmaya başlar. Bütün organizmalar aynı yolla ayrışmamalarına rağmen, ölümden sonra aynı aşamalardan geçerler. Ayrışmayı inceleyen bilim olan taponomi, Yunanca’da (τάφος, taphos) (mezar) kelimesinden gelir.
İnsanın normal vücut sıcaklığı genellikle iki yöntem ile ölçülür. Birinci yöntem olan oral yol ile ölçüldüğünde 36.8±0.4 derecedir. İkinci yöntem olan içsel bölgeler anal, vajinal yolla ölçüldüğünde ise 37.0 derece olarak çıkmaktadır. Ancak günümüzde ilerleyen teknoloji ile birlikte alından veya termal kameralar ile daha hızlı ve hijyenik olarak ölçülmektedir. Bu ölçümler esnasında kişinin yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu, üreme yetisi, ölçüm yapılan yerin bölgesi,günün hangi saatinde yaptığı,kişinin ayık veya baygın olma durumu, kişinin aktivite durumu (hareketlilik) ve duygusal durumu vücut sıcaklığının değişmesine sebebiyet olmaktadır. Rektal ya da vajinal ölçümler vücudun içinden geldiği için oral yolla yapılan ölçümlere göre daha sıcaktır, hatta oral yol ile yapılan sıcaklık ölçümleri de deri üstünden yapılan ölçümlerden de daha yüksek çıkmaktadır. Ayrıca koltuk altı ve kulaktan yapılan ölçümlerde farklı sıcaklıkları da göstermektedir.

Âdet döngüsü, kadın üreme sisteminde oluşan, hamileliği mümkün kılan düzenli doğal değişimdir. Döngü oosit üretiminde ve rahmin hamilelik için hazırlanmasında gereklidir. Kadınların %80 kadarı âdetten 1-2 hafta önce bazı semptomlar yaşadığını bildirmiştir. Bu yaygın semptomlar arasında akne, memelerde hassasiyet, şişkinlik, yorgunluk hissi, sinirlilik ve ruh hâli değişiklikleri yer almaktadır. Bu semptomlar, gündelik hayatı etkiler ve bu nedenden ötürü bu durum, kadınların %20 ila 30'unda premenstrüel sendrom olarak nitelendirilir. %3 ila 8 oranında şiddetli geçer.

Doğurganlık hesaplama veya doğurganlık tahmini, bir kadının âdet döngüsü çerçevesinde doğurgan olduğu ve doğurgan olmadığı evreleri bulmak için kullanılan yöntemleri kapsar. Halk arasında yumurtlama hesaplama gibi isimlerle de bilinir. Ovülasyondan 5 ila 1-2 gün öncesini kapsayan ve hesaplanmak istenen bu en doğurgan dönem, cinsel ilişki sonrasında döllenmenin ve hamile kalınmanın en olası olduğu zaman aralığını tanımlar.
Anovülasyon, yumurtalıkların âdet döngüsü sırasında bir oosit salmaması durumunu tanımlayan terim. Bu nedenle, yumurtlama gerçekleşmez. Ancak bu durum her adet döngüsünde yumurtlamayan bir kadının mutlaka menopoza girdiği anlamına gelmemektedir. Kronik anovülasyon kısırlığın yaygın bir nedenidir.

Platyzoa, Protostomia infraâlemine bağlı segmentsiz hayvanların bulunduğu parafiletik bir üstşubedir. 1998 yılında Thomas Cavalier-Smith tarafından tanımlanmıştır.
Termoregülasyon, bir organizmanın, çevre sıcaklığı farklı olsa bile vücut sıcaklığını belirli sınırlar içinde tutma yeteneğidir. Termo-uyumlu bir organizma ise bunun aksine, çevre sıcaklığını kendi vücut sıcaklığı olarak benimser ve böylece dahili termoregülasyon ihtiyacını ortadan kaldırır. İç termoregülasyon, bir homeostaz sürecidir. İnsanlarda vücut, normal bir sıcaklığı koruyamaz ve normalin önemli ölçüde üzerine çıkarsa, hipertermi olarak bilinen bir durum oluşur. İnsanlar ayrıca, altı saat boyunca yaş termometre sıcaklığı 35 °C üzerinde tutulduğunda ölümcül hipertermi yaşayabilir. Vücut sıcaklığının normal seviyelerin altına düşmesi durumu ise hipotermi olarak bilinir. Vücut sıcaklığının homeostatik kontrol mekanizmaları arızalandığında ortaya çıkar ve vücudun sıcaklığı üretmesinden daha hızlı kaybetmesine neden olur. Normalde 37 °C olan vücut sıcaklığı, 35 °C altına düştüğünde hipotermi başlar. Genellikle soğuğa uzun süre maruz kalmanın neden olduğu hipotermiye, vücut sıcaklığının normal aralığa yükseltilmeye çalışıldığı yöntemlerde müdahale edilir.