İçeriğe atla

Bazal metabolizma

Bazal metabolizma; Canlının tam dinlenme sırasında kas hareketi yapmadan, vücuttaki canlılık olaylarının sürmesi için gereken enerjiyi sağlayan metabolizmaya bazal metabolizma denir. Yemekten 12 saat sonra tam dinlenme anında vücudun sadece yaşamaya yetecek fonksiyonlarını sürdürecek kadar ihtiyacı olan enerji seviyesidir. Bazal metabolizma hızı kullanılan oksijen miktarı ve oluşan kalori ölçülerek bulunabilir. Bazal metabolizma canlının yaşına, vücut ağırlığına, cinsiyetine ve çevre faktörlerine göre değişir.

Cinsiyete göre değişir. Erkeklerde kadınlara göre daha fazladır. Kışın daha yavaş, yazın daha hızlıdır. Gençlerde hızlıyken yaşlılarda daha yavaştır. Ergenlik ve hamilelik döneminde metabolizma hızı artar. Yeşil çay, kafein ve diğer uyarıcılar da hızı artırır. Hormonların ve ilaçların metabolizma hızını artırıcı veya azaltıcı etkileri olabilir.

Metabolizma hızı çocuklarda, çalışanlarda, erkeklerde, soğukta ve protein ağırlıklı beslenenlerde daha yüksektir. Çevre sıcaklığının da metabolizma üzerine büyük etkisi vardır. Soğuk havalarda kas titremesi, hareket, el ovuşturulması ile ısı sağlanmaya çalışılır. Yüksek sıcaklıklarda terleme ve hareket etmede isteksizlik görülür. Ayrıca terleme ve derideki kılcal damarların genişlemesiyle ısı miktarı azaltılmaya çalışılır.

Dinlenme esnasında vücuttaki kimyasal değişimlerin ve tüketilen enerjinin vücut yüzeyi birimine düşen miktarıdır. Normal bazal metabolizma hızı, belirli yaş ve cinsler için sabittir. 20-50 yaş arasındaki normal bir erkeğin bazal metabolizması, vücut yüzeyinin her metrekaresi için 30-40 kalori veya yaklaşık her kg ağırlığı için bir kaloridir. Eğer kişi sağlıklı ise bu rakamlar değişmez. Bazal metabolizma, sabah uyanır uyanmaz, dinlenmiş vaziyette ve herhangi bir şey yemeden önce ölçülür. Bazal metabolizması ölçülecek kimse hava miktarını ölçen bir araçtan nefes alıp verir. Böylece ne kadar oksijen kullandığı tespit edilir ve alınan sonuç ile bazal metabolizma ortaya çıkarılır. Standart ortalamadan +7 sapmalar genellikle normal kabul edilir. Çocuklarda bazal metabolizmanın yüksek çıkması normaldir. Korku, öfke gibi sinirsel hallerde ve hipertiroidi gibi bazı hastalıklarda bazal metabolizma normalden yüksektir.

Kanda proteine bağlı iyot (PBI) miktarının ölçülmesi, bazal metabolizma hızını tayin eden diğer bir yöntemdir.

Uyku esnasında veya beslenme yetersizliklerinde bazal metabolizma normalden düşüktür. Keza anemik kimselerde, bazı sinir hastalıklarında veya tiroid yetersizliklerinde (miksödem) bazal metabolizma hızı düşer.

Hipofiz ve böbreküstü bezleri, bazal metabolizmayı etkiler. Bu salgı bezlerinin az çalışmaları bazal metabolizmayı düşürür, aşırı çalışmaları ise yükseltir. Gebe kadınlarda doğumdan evvelki son 2-3 ayda ise çocuk ve annenin metabolizmaları birleşmiş vaziyette tespit edilir. Zihni egzersizler, bazal metabolizmayı pek etkilemez. Bazal metabolizmayı en fazla etkileyen fizik egzersizlerdir. Yeşil çay, kafein ve diğer uyarıcılar da hızı artırır. Hormonların ve ilaçların metabolizma hızını artırıcı veya azaltıcı etkileri olabilir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kafein</span>

Kafein, matein veya guaranin olarak da bilinen bir alkaloiddir. Kahvede, çayda, yerba mate'de, guarana'da ve, az miktarda, kakao içinde bulunur. Kafeinin karakteristik, yoğun bir acı tadı vardır. Kola gibi bazı gazlı içeceklere tat vermesi için eklenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tiroksin</span>

Tiroksin veya T4 ; tiroid bezi tarafından salgılanan, tirozin aminoasitlerinden üretilen, iyot atomları içeren bir hormondur.

Tiroit hormonları, tiroit bezi tarafından üretilen ve salgılanan tiroksin (T4), triiyodotironin (T3) ve kalsitonin hormonlarına verilen isim. Bu hormonlar tirozin kaynaklı hormonlar olup, metabolizmanın regülasyonunda rol oynarlar. T3 ve T4 başlıca iyottan meydana gelir. Iyot eksikliğinde T3 ve T4 salgısı azalır, tiroit doku büyür ve bu durum basit guatr denen hastalığa yol açar. Tiroit hormonunun dolaşımdaki asıl formu, yarı ömrü T3'ten daha uzun olan tiroksindir (T4).

<span class="mw-page-title-main">Lipit</span> Katı ve sıvı yağ

Lipit, tüm canlıların yapısında bulunan temel organik bileşiklerden biridir. Lipitler, doymuş ve doymamış yağlar olarak ayrılır. Doymamış yağlar, oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan lipitler; doymuş yağlar ise oda sıcaklığında katı hâlde bulunan lipitlerdir. Biyolojik önemi olan lipitler için yağ asitleri, nötr lipitler (trigliserit), fosfolipitler ve steroitler örnek gösterilebilir. Lipitler, insan ve hayvanların temel besinleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Trigliserit</span>

Trigliserit ; gliserol (gliserin) ve üç yağ asidinden oluşan bir esterdir. Bitkisel ve hayvansal yağların ana bileşenidir.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

Yağ dokusu ya da adipöz doku; omurgalılarda kısmen retiküler bağ dokudan, kısmen gevşek bağ dokudan meydana gelir. Dokuyu meydana getiren; mezenşimal hücrelerden farklılaşan yağ hücreleri; lipoblastlar dir. Oluşan genç lipoblastların bir kısmı fibroblastlara, bir kısmı ise kübik epitel hücrelerine benzer. Bu evrede hücre içinde yağ birikimi görülmez. Bu hücreler önce etraflarına bazal laminayı sentezler, daha sonra iki farklı yağ dokusunu oluşturmak üzere farklılaşırlar. Bunlar:

<span class="mw-page-title-main">Fitness</span>

Fitness, fiziksel uygunluk anlamına gelen, günlük hayatta daha çok zindelik ve fiziksel uygunluk için yapılan egzersizlerin bütünü için kullanılan terim.

<span class="mw-page-title-main">Taurin</span> Bir yarı esansiyel aminoasit

Taurin, yarı esansiyel methiyonin ve sistinden türetilen sülfür türevi bir aminoasittir. Vücutta doğal olarak bulunur. Koşullu bir amino asit olarak yalnızca hastalık veya stres zamanlarında gerekli hale gelir. Özellikle kalpte ve beyinde önemli işlevlere sahip olabileceği üzerinde durulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hipofiz</span>

Hipofiz bezi veya diğer adıyla Pitüiter bez, bir fasulye tanesi büyüklüğünde yaklaşık 0,5 gram ağırlığında bir endokrin bezdir. Beyin tabanında, hipotalamusun altında bir çıkıntı şeklinde uzanır. Beyni örten dura mater ile çevrilmiştir. Hipofiz hormonu üretip salgılayarak Homeostasiyi düzenler. Bunu bütün iç salgı bezlerini denetleyerek yapar. Bu anlamda hipofiz, endokrin sistem ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Hipotalamusun salgısı olan RF, kan yoluyla hipofizi uyarır ve hipofizin hedef organının uyarılmasını sağlayan hormonu üretmesini sağlar. Hipofiz bezi ön, orta ve arka lop olmak üzere üç parçalıdır. Ara lob insan embriyosunda görüldüğü halde, ergin insanda körelmiştir.

Hipotiroidi, Hipotiroidizm, tiroit bezinin yapısal ya da işlevsel bozuklukları nedeniyle ortaya çıkan tiroit hormonu eksikliği olgusudur. Hipotalamus-Hipofiz-Tiroit aksındaki sorunlar hipotiroidiye neden olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Otonom sinir sistemi</span>

Otonom sinir sistemi ya da özerk sinir sistemi, periferik sinir sisteminin, istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Kalp hızı, sindirim, solunum, tükürük salgılanması, terleme, işeme fonksiyonu, cinsel uyarılma gibi durumlarda istem dışı etkilidir. Visseral sinir sistemi veya vejetatif sinir sistemi olarak da bilinir. Parasempatik sinir sistemi ve sempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Vazopressin</span> Hormon

Vasopressin ve Antidiüretik Hormon (ADH) olarak da bilinen Arginin Vasopressin (AVP), insan dahil olmak üzere memelilerin büyük çoğunluğunda bulunan bir hormondur. Vasopressinin birincil görevi, böbreklerden su geri emilimini artırmaktır.

Hiperkalsemi, kandaki kalsiyum seviyesinin normalin üstünde olması anlamına gelmektedir. Normal kandaki toplam kalsiyum değeri 8.5-10.2 mg/dl aralığındadır. Vücutta kalsiyum metabolizmasını ayarlamadaki en önemli hormon paratiroid hormonudur. Tiroid bezinin içinde bulunan paratiroid bezinden salgılanan parathormon kandaki kalsiyum seviyesinin ayarlanmasında baş rolü oynar. PTH reseptörleri aracılığı ile vücutta etkisini gosterir. PTH reseptörleri sadece kemik yapimindan sorumlu hücreler osteoblastlar üzerinde bulunmasına rağmen, kemik yıkımından sorumlu hücrelerin osteoklast sayı ve aktivitesini de arttırır. Osteoklastlar kemik rezorbsiyonunda yer alan başlıca hücrelerdir. Kemik yıkılırken kalsiyum açığa çıkar. PTH, ayrıca böbreklere etki ederek kalsiyumun tubulüsden emilimini arttırır ve 1,25 (OH)2 kolekalsiferol (aktif D vitamini) yapımını uyarır. D vitamini bağırsaklarda kalsiyum bağlayıcı protein yapımını uyararak bağırsaklardan kalsiyum emilimini arttırır. Bu hormonun fazla salgılanması (paratiroid adenomu veya paratiroid karsinomu sonucu) hiperkalsemi görülür. Ayrıca, habis hastalıklara bağlı hümoral hiperkalsemi vakalarında kemik metastazları mevcut değildir ve hiperkalsemiden tümörün yaptığı "PTH related peptide" (PTHrP) sorumlu tutulmaktadır. 141 veya daha fazla aminoasit zinciri bulunan bu peptid de aynı PTH gibi ilk 34 aminoasit mineral metabolizması üzerinde etkilidir. Lokal osteolitik hiperkalsemi malign hücrelerin iskelet sistemini doğrudan istila etmesi sonucu olmaktadır. Bu hücreler kemiği rezorbe eden sitokinler veya hümoral etmenler salgılamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Paratiroid hormon</span>

Paratiroid hormon, parathormon veya PTH, paratiroid bezi tarafından salgılanan, vücutta kalsiyum metabolizmasının düzenlenmesinde rol alan hormon.

Uyarıcı veya stimülan, genellikle merkezî sinir sistemine etki ederek farkındalığı, dikkati ve uyanıklığı artıran ilaçlar ya da maddelerdir. Genellikle etkinlikleri arttıkça yan etkileri de artar. En güçlü çeşitleri sıklıkla özel reçete ile verilen ya da yasa dışı ilaçlardır. Kahvede bulunan kafein ve sigarada bulunan nikotin dünyada en yaygın olarak kullanılan uyarıcılarıdır. En çok bilinen uyarıcılar arasında efedrin, amfetaminler, kokain, metilfenidat, metilendioksimetamfetamin ve modafinil yer alır.

<span class="mw-page-title-main">İyot eksikliği</span>

İyot eksikliği, kalbin hareketlerini, uyarılan sinirlerin verdiği yanıtı, canlının büyüme hızını ve metabolizmayı denetleyen tiroit bezi salgısını doğrudan etkileyen iyot elementinin vücuda yeterli miktarda alınamaması durumudur.

<span class="mw-page-title-main">Enerji içeceği</span>

Enerji içeceği, çoğunlukla içildiğinde yarattığı zihinsel ve fiziksel uyarıcı etkisi nedeniyle tüketilen yüksek kafeinli içecek türü. Enerji içecekleri gazlı veya gazsız olmalarının yanında içeriklerinde birçok bitki özü, amino asitler, şeker, taurin ve tatlandırıcılar bulunur. Sıklıkla spor içecekleri ile karıştırılan enerji içecekleri, hatalı olarak bu amaçla da kullanılır. 2017'de küresel enerji içeceği satışları yaklaşık 44 milyar euro idi. Enerji içecekleri 250 ml, 500 ml olan içecek kutusu, aynı zamanda şişe'de sunulur.

İnsanın normal vücut sıcaklığı genellikle iki yöntem ile ölçülür. Birinci yöntem olan oral yol ile ölçüldüğünde 36.8±0.4 derecedir. İkinci yöntem olan içsel bölgeler anal, vajinal yolla ölçüldüğünde ise 37.0 derece olarak çıkmaktadır. Ancak günümüzde ilerleyen teknoloji ile birlikte alından veya termal kameralar ile daha hızlı ve hijyenik olarak ölçülmektedir. Bu ölçümler esnasında kişinin yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu, üreme yetisi, ölçüm yapılan yerin bölgesi,günün hangi saatinde yaptığı,kişinin ayık veya baygın olma durumu, kişinin aktivite durumu (hareketlilik) ve duygusal durumu vücut sıcaklığının değişmesine sebebiyet olmaktadır. Rektal ya da vajinal ölçümler vücudun içinden geldiği için oral yolla yapılan ölçümlere göre daha sıcaktır, hatta oral yol ile yapılan sıcaklık ölçümleri de deri üstünden yapılan ölçümlerden de daha yüksek çıkmaktadır. Ayrıca koltuk altı ve kulaktan yapılan ölçümlerde farklı sıcaklıkları da göstermektedir.