Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayımlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemidir. Aynı zamanda kitle iletişim aracı da olan televizyon, yayımlanan görüntü ve sesleri alıcıya ulaştıran elektronik cihazdır.
Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir.
Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
Zağanos Mehmed Paşa, II. Mehmed saltanatında 1453-1456 yılları arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. İstanbul'un Fethi'nden sonra sadrazamlığa getirilen ilk kişidir.
Tambur, Türk müziğinde yaygın olarak kullanılan telli bir sazdır.
Sultan, tarihte pek çok farklı anlamda kullanılmış olan İslamî bir sıfattır. Sözcük olarak "güç", "otorite", "yönetici" anlamlarına gelir. Genelde bağımsızlığını ilan eden İslam hükümdarları tarafından kullanılmıştır.
İstanbul Erkek Lisesi (İEL) ya da eski adıyla İstanbul Sultanisî, İstanbul’un Cağaloğlu semtinde, Osmanlı döneminde kurulmuş Numune-i Terakki Mektebinin devamı niteliğinde olan, günümüzde Anadolu Lisesi statüsünde hizmet veren eğitim kuruluşu.
Gazete, haber, bilgi, bulmaca ve reklam içeren, genellikle düşük maliyetli kâğıt kullanılarak basılan ve dağıtımı yapılan bir yayım olup, halka güncel olaylara ilişkin bilgi verme amacı gütmektedir. Genel olarak yayınlandığı gibi, özel bir konu üzerine de yayınlanabilir ve genellikle günlük ya da haftalık olarak yayınlanır. Gazete anlamında Osmanlı döneminde Arapça kökenli ceride sözcüğünün yanında günlük gazete anlamında Farsça rûznâme sözcüğünün de kullanıldığı ve geçmişte günlük olayları kaydetmek üzere günnâme, aylık olayları kaydetmek üzere aynâme yazıldığı da belirtilir. Gazete sözcüğünün Türkçe eş anlamlısı ise yenün sözcüğüdür.
Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.
Bayan, kadınların ad veya soyadlarının önüne gelen hitap ve saygı sözcüğüdür. 26 Kasım 1934'te Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanunun kabulü sırasında erkekler için kullanılan bay sözcüğünden türetilerek kullanımı sunulmuştur. 5 Aralık 1934'te kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması sonrası Türk Kadınlar Birliği tarafından Ankara Halkevi ve Beyazıt Meydanında gerçekleştirilen kutlamalarla sözcüğün kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Ancak daha yaygın olarak, addan sonra kullanılan hanım sözcüğü nedeniyle günümüzde kullanımı arka planda kalmıştır.
Mehmet Âkif Ersoy Müze Evi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunmaktadır. Mehmet Âkif Ersoy'un Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara'da ikamet ettiği ve İstiklâl Marşı başta olmak üzere çok sayıda şiirini yazdığı müzeye dönüştürülmüş Ankara evidir. Hacettepe Üniversitesi Merkez Kampüsü'nün sınırları içinde yer alır.
Sensei [] "öğretmen", "usta", "yazar" ya da "doktor" anlamına gelen bir sözcüktür.
Han, eski Türk - Moğol topluluklarında hükümdar. "Ulu insan", "lider" anlamları taşımaktadır. Moğolcada ve bazı Altay lehçelerinde Kan (Gan) olarak da söylenir. İngilizcede king denilen kral sözcüğünün Türkçedeki karşılığıdır.
Nevresim, yorgan ve battaniye gibi örtülerin üzerine geçirilen ev tekstili ürünüdür. Kolaylıkla değiştirilebilir olması, dolayısı ile temizliğinin çok kolay olması, ürünün yaygın bir biçimde kullanılmasını sağlamıştır. Nevresim, temizlik açısından geçtiğimiz yüzyılın önemli buluşlarındandır.
May Ana - Türk ve Altay mitolojilerinde varlık tanrıçasıdır. Pay (Bay) Ana olarak da bilinir. İnsanların koruyucusu, kollayıcısı ve gözeticisidir. Göğün üçüncü katında oturur. Budizm'in etkisiyle Maitreya adlı tanrı ile özdeşleşmiştir. Bayanay ile aynı kişi olduğu öne sürülür. Kırk başlı bir kadındır ve kimi yerlerde gümüş saçlı sarı bir kadın olarak betimlenir. Evini havada kurar ve çocuklarını orada doğurur. Çocukları korur. Yay ve oku ile acı veren ruhları çocuklardan uzak tutar. Adı May Ata ile birlikte anılır.
Bayanay, Türk mitolojisinde bereket ve doğa tanrıçası. Bayana olarak da bilinir. Avcıları, balıkçıları ve ormanı korur. Adına Payna töreni düzenlenir. Avcılar ateş yakıp dua ederek avlarının bereketli ve kazasız geçmesini dilerler. Kimi kültürlerde çocukları korur. Soyun koruyucusu olduğu düşünülür. May Ana'nın farklı bir söyleyişi ve aslında aynı Tanrı olduğunu ileri süren görüşler de mevcuttur.
Bayrım Ana, Türk mitolojisinde, özellikle de Kafkas Türklerinde Meryem Ana. “Bayrım Biyçe” olarak da adlandırılır. Bayrım kavramı ilk önceleri kadın evliya ve hatta daha geniş olarak “Pir” anlamına gelirken, sonraları Karaçay ve Balkar bölgesinde Meryem Ana'yı nitelemekte kullanılmıştır. Yarı Tanrıça konumundadır. Bazen Kadın ve Çocuk Tanrıçası olarak da görünür. Nartlarda Umay Biyçe ve Bayrım Biyçe üzerine kurulu ikili Tanrıça kültü oluşturulmuştur. Umay Biyçe, Türklerin Ana Tanrıçası Umay Hanım'dan başkası değildir ve onun tüm özelliklerini taşır. Bayrım Ana ise Hristiyanlığın etkisiyle gelmiştir. Moğolların Alankova Hanımı ile benzer bir biçimde erkek eli değmeden gebe kalmıştır. Alankova ayışığından gebe kalmış, Meryem Ana'nın ise Baş Meleğin Tanrı'dan aldığı emirle kendisine verdiği mucize sonucu, babasız olarak çocuğu olmuştur. Meryem ismi İbranice Miriam, Arapça Meryem sözcüklerinden dilimize geçmiştir. Bayrım Öy, Bayrım Ana'dan dilek dilenen yer, Bayrım Gün ise kendisinden dilek dilenen gündür ve bazen Cuma gününe bu ad verilir. Bayrım Ay ise Nevruz yani Mart ayıdır.
Dayı, annenin erkek kardeşi. Anneden yaşça küçük veya büyük olabilir. Bir kişi herhangi bir dayısının yeğenidir. Dayı sözcüğü, aynı zamanda, bazı yörelerde bir kimsenin akrabalık bağı olmayan, kendisinden yaşça oldukça büyük erkeklere hitap ederken kullandığı bir hitap ve saygı sözüdür.
Sir, Orta Çağ'da kullanılmış ve kökeni Latinceye dayanan Sire kelimesinden türetilen, erkekler için resmî bir İngilizce hitap etme biçimi. Geleneksel olarak, yasa ve geleneklere göre, Sir bir tarikata üye şövalyelere hitap için kullanılmışŞövalye tarikatı, daha sonra ise baronetler ve diğer yöneticiler için de kullanılır hale gelmiştir. Hitabın dişil versiyonu, eğer statü kadının kendisi tarafından edinilmiş ise Dame olmaktadır. Bir şövalye veya baronetin karısına ise Leydi olarak hitap edilmektedir.
Bay Bican Bey, Dede Korkut Kitabı 'ndaki destanda kullanılan antroponimlerden biridir. Üçüncü biçimde kullanılan "Baybican", Deli Karçar ve Banu Çiçek'in babasıdır.