İçeriğe atla

Baumrind'in ebeveynlik stilleri

Ebeveynlerin çocuğa kontrolü yüksek iken yakınlık/ilgisi düşük olursa otoriter, hem kontrolü hem yakınlık/ilgisi yüksek olursa demokratik; çocuğa kontrolleri düşük fakat yakınlık/ilgileri yüksek olursa izin verici-hoşgörülü, hem kontrolleri hem yakınlık/ilgileri düşük olursa izin verici-ihmalkâr olarak sınıflandırılır.

Baumrind'in ebeveynlik stilleri, gelişim psikoloğu Diana Baumrind'in 1960'larin başında yaptığı araştırmalara dayanarak öne sürdüğü anne baba tutumu sınıflandırmasıdır.

Baumrind, 1966, 1967 ve 1973 yıllarında okul öncesi çağda çocuklar üzerine yaptığı araştırmalarla ebeveynlik tutumu sınıflandırmalarına öncülük etmiştir. Baumrind okul öncesi dönemdeki çocukları ev ortamında gözleyerek, laboratuvar ortamında ebeveyn-çocuk iletişimine odaklanarak ebeveynliğin şu dört özelliği inceledi: ebeveyn kontrolü, ebeveyn desteği, çocuktan olgunluk beklentisi, ebeveyn-çocuk iletişiminde açıklık. Araştırmacı, bu özelliklere dayanarak üç farklı ebeveynlik tarzı olduğunu öne sürmüş ve bu tarzlar "otoriter", "demokratik" ve "izin verici" olarak adlandırılmıştır.[1]

1983 yılında Standford Üniversitesi'nden Eleanor Maccoby ve John Martin adlı araştırmacılar, Baumrind'den farklı olarak ebeveynliği, ebeveynin çocuğu kabulü (duyarlığı) ve çocuğa yönelik talepkârlığı boyutları açısından incelediler ve buna dayanarak Baumrind'in tipolojisindeki "izin verici ebeveynlik tutumu"nu ikiye ayırdılar. Böylece Baumrind'in ebeveynlik stillerini dört ebeveynlik tarzı içerecek şekilde geliştirdiler: "otoriter", "demokratik", "izin verici-hoşgörülü", "izin verici-ihmalkâr".[2] Ebeveyn tutumlarıyla ilgili Türkiye’de yapılan araştırmalar çoğunlukla Maccoby ve Martin’in (1983) sınıflamasını kullanmaktadır.[3]

Maccoby ve Martin’in sınıflaması

Demokratik ebeveynlik

Baumrind'in çalışmasında "authoritative" (güvenilir, sözünü geçirir) olarak adlandırdığı,[4] Türkçede "demokratik" ebeveynlik olarak isimlendirilen ebeveynlik tutumunu benimseyen anne ve babalar, hem çocuklarına karşı sabırlı ve ilgilidir hem de onlardan talepleri yüksektir. Çocuklarının uymasını bekledikleri kuralları ve yönergeleri belirler, davranışlarının ardındaki nedenleri çocuklarıyla paylaşırlar. Çocuk davranışlarının kabahatli olması durumunda ebeveynler yol gösterici olur fakat kontrolü ellerinde tutarlar.[3] Maccoby ve Martin'e göre bu stile sahip ebeveynler, hem duyarlılık/kabul-ilgi hem de kontrol boyutlarında yüksek değerler alırlar.[5]

Maccoby ve Martin'in yaptığı çalışmalarda demokratik ailelerde yetişen çocukların, otoriter ve izin verici ailelerde yetişenlere kıyasla, akademik yeterlik, sosyal gelişim, benlik saygısı ve ruh sağlığı gibi ölçümlerde daha yüksek puan aldıkları görülmüştür.[2] Benzer sonuçlar daha sonra başka çalışmalarda da alınmıştır. Örneğin Dornbusch ve arkadaşları tarafından 1987 tarihli bir araştırmada ergenin akademik başarısı ile ana-babanın demokratik ebeveynlik tutumunu benimsemesi arasından olumlu yönde ilişki bulunmuştur.[6] Lamborn ve arkadaşları 1991'de yaptıkları çalışmada 14-18 yaş arası gençleri psikososyal gelişim, akademik yeterlik ve problemli davranışlar açısından dört temel ebeveynlik stili temelinde karşılaştırmış, ebeveynlerini demokratik olarak değerlendiren ergenlerin akademik yeterlik ve psikososyal gelişiminin yüksek, problemli davranışlarının düşük olduğunu ortaya koymuştur.[7]

Otoriter ebeveynlik

Otoriter ebeveynler, koydukları kurallara çocuklarının koşulsuz uymasını ve itaat etmesini beklerler. Kurallara uymadıklarında çocuklara ceza uygularlar. Demokratik ebeveynlerden farklı olarak çocuğa duyarlıkları düşüktür.[3] Ebeveyn ile çocuklar arasında pek fazla görüş alışverişi olmaz, çocukların kendilerine söylenenleri sorgulamadan kabul etmesi beklenir.

Diana Baumrind'in 1968 tarihli çalışmasında otoriter ailede yetişen çocukların mutsuz, kaygılı, saldırganca davranış gösterme eğilimi yüksek olduğu görülmüştür.[2]

Türkiye'de ağırlıklı olarak geleneksel otoriter ebeveyn tutumları görüldüğü ancak sosyo-ekonomik düzeyin artmasıyla ve kırdan kente göçle beraber daha demokratik ebeveyn tutumlarının benimsendiği ifade edilmektedir.[3]

İzin verici-hoşgörülü ebeveynlik

İzin verici- hoşgörülü ebeveynlik tutumunu benimseyenler çocuklarına yüksek düzeyde ilgi gösterir ve çocukların yönelik talepleri düşüktür, onların davranışlarına sınırlama koymazlar. Çocukların kendi davranışlarını düzenlemelerine ve kendi kararlarını vermelerine izin veren, saldırganlık gibi olumsuz hareketlerini kabullenen, çok az kural koyan ve çocuklarından görevleri yerine getirme konusunda az talepte bulunan ebeveynlerdir.

İzin verici- ihmalkâr ebeveynlik

İzin verici- ihmalkâr ebeveynlik tutumunun benimseyenler, düşük düzeyde duyarlılık ve düşük düzeyde talepkârlık sergiler. Çocuğunu ihmal eden; onu önemsemeyen; çocuğunu kendisine belli bir mesafede tutmak isteyen ebeveynlerdir. Çocuklarına ayıracak zaman ve enerjileri yok gibidir. Onların okulu ya da okul dışı faaliyetleri ile ilgilenmez; temel ihtiyaçlarını karşılar ama çocuklarına yakınlık göstermezler. Araştırmalar, bu tür ebeveynlerin çocuklarının saldırganlık eğilimi yüksek, akademik başarısı düşük, erkan yaşta içki ve sigara tüketimine başlayan, duygusal kontrolü zayıf bireyler olduklarını gösterir.

Ebeveynlik tarzlarının çocuklar üzerindeki etkisi

Ebeveynlik tarzlarının çocuklar üzerindeki etkisi hakkında çeşitli araştırmacıların yürüttüğü araştırmalardan elde edilen bulguların bazıları şu şekilde özetlenmiştir.[1]

  • Otoriter ebeveynlik tarzını benimseyen ailelerin çocukları genellikle itaatkar ve yetkin olurlar, ancak bunlar mutluluk, sosyal yeterlilik ve öz saygıları düşük.
  • Demokratik ebeveynlik tarzları, mutlu, yetenekli ve başarılı çocuklarla sonuçlanma eğilimindedir
  • İzin verici ebeveynlik tarzını benimseyen ailelerin çocukları genellikle mutluluk ve öz-denetim açısından düşük değerler alır. Bu çocukların otoriteyle ilgili sorunlar yaşamaları ve okulda kötü performans gösterme eğiliminde olmaları daha olasıdır.
  • İlgisiz ebeveynlik tarzını benimsemiş ailelerin çocuklar, tüm yaşam alanlarına dair ölçümlerde en düşük sırada yer alır. Bu çocuklar öz denetimden yoksun olma eğilimindedir, öz saygıları düşüktür ve akranlarından daha az yetkinlerdir.

Kaynakça

  1. ^ a b "How Different Styles of Parenting Impact Children". Verywell Mind (İngilizce). 28 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2021. 
  2. ^ a b c Yılmaz, Ayşen (1999). "Çocuk Yetiştirme Tutumları: Kuramsal Yaklaşımlar ve Görgül Çalışmalar" (PDF). Türk Psikoloji Yazıları. 6 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2021. 
  3. ^ a b c d Saylik, F. Zeynep; Yalçin, Meral GEZİCİ (28 Aralık 2018). "Otoriter veya Demokratik Ebeveyn Tutumunun ve Ebeveyne Bağlanma Biçiminin Suçluluk ve Utanç Duygularına Etkisinin Yarı-Deneysel Yöntemle İncelenmesi". Psikoloji Çalışmaları. 38 (2): 95-127. ISSN 1304-4680. [] Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: ":3" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  4. ^ Baumrind, Diana (1966). "Effects of Authoritative Parental Control on Child Behavior". Child Development. 37 (4): 887-907. doi:10.2307/1126611. ISSN 0009-3920. 10 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2021. 
  5. ^ Karabulut, Hilal; Şendil, Gül. "Okul Öncesi Dönemdeki Baba Katılımının Ebeveyn Tutumlarına göre İncelenmesi" (PDF). Yaşam Becerileri Psikoloji Dergisi. 10 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 10 Aralık 2021. 
  6. ^ Dornbusch, Sanford M.; Ritter, Philip L.; Leiderman, P. Herbert; Roberts, Donald F.; Fraleigh, Michael J. (1987). "The Relation of Parenting Style to Adolescent School Performance". Child Development. 58 (5): 1244-1257. doi:10.2307/1130618. ISSN 0009-3920. 19 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2021. 
  7. ^ Lamborn, Susie D.; Mounts, Nina S.; Steinberg, Laurence; Dornbusch, Sanford M. (1991). "Patterns of Competence and Adjustment among Adolescents from Authoritative, Authoritarian, Indulgent, and Neglectful Families". Child Development. 62 (5): 1049-1065. doi:10.2307/1131151. ISSN 0009-3920. 10 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Baba</span> çocuğun erkek ebeveyni

Biyolojik olarak baba, anneye sperm vererek bir çocuğun dünyaya gelmesinde rol alan erkek. Genlerin yarısı babadan gelir. Bununla birlikte "baba" tanımı sosyolojiden hukuka, farklı alanlarda farklı şekillerde açıklanır.

Özgüven, kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi ve kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri, hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları, hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi, genel bir kavram olarak da düşünülebilir.

Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB dikkat, dürtüsellik ve öz düzenlemeyle ilgili sorunlarla kendini gösterir ; Bazen şiddetli fiziksel huzursuzluk da ortaya çıkabilir.

Çocuk istismarı bir çocuğa bir yetişkin tarafından fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır. Ayrıca çocuklara kötü muamele, çocuk istismarı ve ihmali ile çoğu zaman aynı anlama gelir. Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."

<span class="mw-page-title-main">Öğretmen</span> başkalarının bilgi, yeterlilik veya değerler edinmesine yardım eden kişi

Öğretmen veya eğitmen, eğitim kurumlarında önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda öğretim etkinliklerini planlı ve programlı bir biçimde düzenleyerek yürüten uzman eğitmendir. Anaokulu, okul, üniversite, akademi ve başka yerlerde görev yapar. Öğrencilerin öğretim uygulaması yoluyla bilgi, yeterlilik veya erdem kazanmalarına yardımcı olur.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

<span class="mw-page-title-main">Ebeveyn</span> biyolojik ya da manevi çocuğa sahip anne/baba

Ebeveyn kavramı, temel anlamda çocuğa bakım vermekle sorumlu olan biyolojik ya da evlat edinen anne ve/veya babayı kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ergenlikte eşcinsellik</span>

Ergenlikte eşcinsellik, ergenlik süresi içerisinde keşfettiği eşcinsel kimliği ya da ergenlikte çocuğun yaşadığı homoseksüellik benzeri eğilim taşıyan davranışlar bütünü. Çocukluk ve ergenlik çağında çocuğun başından geçen eşcinsel dürtü ve eğilimler bütünü olarak adlandırılır. Bu cinsel dürtüler bireyin cinsel yönelimi, cinsel kimlik arayışı sürecinde kendini bulmasında önemli bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">LGBT ebeveynliği</span>

LGBT ebeveynlik, bir veya birden fazla çocuğu ebeveyn veya koruyucu aile olarak yetiştiren lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender kişileri ifade eder. Buna şunlar dahildir: Eşcinsel çiftler tarafından yetiştirilen çocuklar, bekar LGBT ebeveynler tarafından yetiştirilen çocuklar ve en az bir eşin LGBT'li olduğu karşı cinsten bir çift tarafından yetiştirilen çocuklar.

Cinsiyet tarafsızlığı, politikaların, dilin ve diğer sosyal kurumların rolleri insanların cinsiyetine göre ayırt etmekten kaçınması gerektiği fikridir. Bu, bir cinsiyetin diğerinden daha uygun olduğu sosyal roller olduğu izleniminden kaynaklanan ayrımcılığı önlemek içindir. Tarih boyunca cinsiyet eşitliğindeki eşitsizlik, pazarlama, oyuncak, eğitim ve ebeveynlik teknikleri dahil olmak üzere toplumun birçok yönü üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Son yıllarda toplumsal cinsiyet tarafsızlığını artırmak için kapsayıcı dili kullanmaya ve eşitliği savunmaya toplumsal bir vurgu yapılmıştır.

Buzdolabı anne teorisi, otizmin anne sıcaklığının eksikliğinden kaynaklandığına dair bir teoridir. Güncel araştırmalar, otizmin nedenleri arasında genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de bulunduğundan şüphelenildiğini göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Akran grubu</span> yaklaşık olarak aynı yaştaki ve genellikle benzer rütbe veya sosyal statüdeki ortaklar

Sosyolojide, bir akran grubu hem bir sosyal grup hem de benzer ilgi alanlarına (homofilik), yaşa, geçmişe veya sosyal statüye sahip birincil bir grup insandır. Bu grubun üyeleri, kişinin inançlarını ve davranışlarını etkileyebilir. Akran grupları hiyerarşiler ve farklı davranış kalıpları içerir. Örneğin bir lise ortamında, 18 yaşındakiler 14 yaşındaki bir akran grubudur çünkü okulda benzer ve paralel yaşam deneyimlerini birlikte paylaşırlar. Bunun aksine, öğretmenler öğrencileri bir akran grubu olarak paylaşmazlar çünkü öğretmenler ve öğrenciler iki farklı rol ve deneyime sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Akademik başarı</span>

Akademik başarı veya akademik performans, bir öğrencinin, öğretmenin veya kurumun kısa veya uzun vadeli eğitim hedeflerine ulaşma derecesidir. Ortaokul diplomaları ve lisans dereceleri gibi eğitim kriterlerinin tamamlanması akademik başarıyı temsil eder.

Sedef Örsel Özçelik, sosyolog, araştırmacı, eğitimci, yazar.

<span class="mw-page-title-main">Üçgenleşme</span>

Üçgenleşme ya da İngilizce kullanımı ile Triangulation, psikolojide Bowen Aile Sistemleri Teorisi'nde kullanılan bir kavramdır.

Ayrılma kaygısı bozukluğu (AKB), bireyin evinden ve/veya güçlü bir duygusal bağa sahip olduğu kişilerden ayrılma konusunda aşırı düzeyde kaygı yaşadığı bir anksiyete bozukluğudur. Ayrılma kaygısı gelişimsel sürecin doğal bir parçasıdır. Daha büyük çocuklarda, yaşlılarda ve yetişkinlerde patolojik olarak kendini gösterebilse bile en çok bebeklerde ve küçük çocuklarda yaygındır. Aşırı düzeyde kaygı ile belli olan AKB'den farklı olarak, normal ayrılma kaygısı bir çocuğun bilişsel olgunlaşmasında sağlıklı ilerlemeleri gösterir ve gelişen bir davranış sorunu olarak görülmemelidir.

Çocuk ve Genç Suçluluğu, çocuktaki anti-sosyal eğilimlerin yasa müdahalesi gerektiren duruma gelmesi.

Paylaşılan ebeveynlik (sharenting), sharing (paylaşmak) ve parenting (ebeveynlik) kelimelerinin birleşimi olup ebeveynlerin çocukları hakkında hassas içerikleri internet platformlarında yayınlaması kavramıdır. Bu kavram 2010 gibi yakın bir tarihte icat edilmiş olsa da, "sharenting" Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, Fransa ve Birleşik Krallık'ta yaygın varlığıyla uluslararası bir fenomen haline geldi. Bu nedenle "sharenting", sosyal medyada tartışmaları ateşledi. Kötüleyenler, bunun çocuğun mahremiyetini ihlal ettiğini ve ebeveyn-çocuk ilişkisine zarar verdiğini düşünüyor. Taraftarlar, uygulamayı ebeveynlerin çocuklarına duydukları gururun doğal bir ifadesi olarak çerçeveliyor ve eleştirmenlerin paylaşım gönderilerini bağlamın dışında ele aldıklarını savunuyorlar.

Kaplan ebeveyn ebeveynlerin çocuklarının başarısını garanti altına almak için büyük yatırım yaptığı sıkı bir ebeveynlik şeklidir. Kaplan ebeveynler özellikle çocuklarını yüksek düzeyde akademik başarı veya müzik, spor gibi yüksek statülü ders dışı etkinliklerde başarı elde etmeye zorluyor. "Kaplan anne" terimi, Yale Hukuk Fakültesi profesörü Amy Chua tarafından 2011 tarihli anı kitabı Battle Hymn of the Tiger Mother'da kamuoyunun bilgisine sunuldu.

<span class="mw-page-title-main">Ebeveynlik stilleri</span>

Ebeveynlik stili, bir ebeveynin çocuğuyla etkileşimde bulunurken ve onu büyütürken kullandığı davranış, tutum ve yaklaşımların hepsini kapsayan bir durumdur. Ebeveynlik stilleri üzerine yapılan çalışma sonucunda ebeveynlerin ebeveynlik kalıplarında farklılık gösterdiği ve bu kalıpların çocuklarının gelişimi ve refahı üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceği görülmüştür. Ebeveynlik stilleri, geniş uygulama ve tutum kalıplarını kapsadığı için belirli bir modeli yoktur. Ebeveynlik stilleri aynı zamanda ebeveynlerin çocuklarına tepki verme ve onlardan talepte bulunma aşamalarını da kapsar.