İçeriğe atla

Batıl inanç

Batıl inanç, genellikle bilgisizlikten, bilimsel bilgilerin veya nedenselliğin yanlış anlaşılmasından, kadere veya büyüye inanmaktan, olağanüstü etkileri algıladığını sanmaktan veya bilinmeyene karşı duyulan korkudan kaynaklanan inanç veya uygulamalardır.[1] Batıl inançlar çoğu zaman şans, kehanet ve belirli ruhani varlıklarla ilişkilidir. Kaynak ve mantıklı bir açıklamadan uzak, uygulamalarda din adı kullanılan inanç ve hareketlere söylenen bir terimdir.[2]

Yaygın bazı batıl inançlar arasında yolculuğa çıkan birisinin arkasından yere su dökmek, merdiven altından geçmemek, gece tırnak kesmemek, kara kedi görmenin uğursuzluk getireceğine inanmak ve evde sürekli bir çocuğun ağlamasının ölüm getireceği batıl inanç sayılabilir.

Anlamı

Batıl inaçların kökenini eski paganist inançlarda aramak gerekir. Bu çağlardan kalma batıl inanç dediğimiz alışkanlıklar devam etmiş, oysa bir zamanlar bunları anlamlı kılan inançlar çoktan unutulup gitmiştir.

Bazı çok eski tarihlerden gelen boş inançlara ilişkin yalnızca bazı varsayımlarda bulunabiliriz. Günümüzde Ay'ın Dünya'nın bir uydusu olduğunu biliyoruz. Oysa bundan binlerce yıl önce yaşamış insanlar Ay'ın bir tanrıça olduğunu sanıyor, insanlara zenginlik ve uğur getirdiğine inanıyorlardı. Günümüzde yeni ay çıktığında sevdiğimiz kişinin yüzüne bakmak ya da altına el sürmek türünden davranışlar o dönemlerden kalmış olabilir. At nalının uğurlu sayılmasının nedenlerinden biri, belki de eski Avrupa topluluklarından Keltlerin atın kutsallığına inanmalarıdır. Eskiçağlarda topraktan çıkarılan demir cevherinden demir eşya üretme sanatının büyücülük olduğuna inanılması da bu inancı doğurmuş olabilir.

Aksıran bir kimseye "çok yaşa!" denmesinin, aksırma sırasında ruhun geçici olarak bedenden ayrıldığına ilişkin eski inançlardan doğmuş olduğu düşünülebilir. Aksıran kimseyi bu sözlerle sevindirmek, belki de ruhun esenlikle geri dönmesine yardımcı olma amacını taşır.

13 rakamının uğursuz olduğu batıl inancının ise; 13 Ekim 1307 Cuma günü Tapınak Şövalyeleri'nin tutuklanması ve işkence edilerek öldürülmesine dayandığı sanılmaktadır. Bu batıl inanç hâlâ öylesine güçlüdür ki, bazı kimseler 13 kişiyi aynı masaya oturtmaktan kaçınır. Bazı ünlü otellerde 13 rakamı taşıyan oda ve kat yoktur. BMW'nin Münih'te bulunan merkez binasının 13. katı boştur.

Anadolu'da halk arasında boş inançlara günümüzde de rastlanır. Bunlardan birkaç örnek şöyledir: İlk rastlanılan kişinin toplumsal durumu ve halk arasındaki itibarına göre işlerin rast gidip gitmeyeceği konusunda yorumlar yapılır. Esnaf, o gün işlerin iyi gitmesi için siftah parasını yere atar ya da yüzüne sürer. Birine kesici alet verilirken düşmanlığa yol açmasın diye üzerine tükürülür. Akşam tırnak kesmek iyi sayılmaz. Ay tutulması ve Güneş tutulması sırasında silah atılıp, teneke çalınarak önlerini kapatan cin-peri topluluğun kaçırılabileceğine inanılır.

Batıl inançların çoğu çok eskilere dayanmakla birlikte, yenileri de vardır. Örneğin, aynı kibritle art arda üç sigara yakmanın uğursuzluk getireceğine inanılır. Bu inancın 1899-1902 yılları arasında İngilizlerin Güney Afrika'da yaşayan Afrikanerler ile yaptığı Güney Afrika Savaşı'ndan kaynaklandığı söylenmektedir. Söylenceye göre, usta Afrikaner nişancıları üç İngiliz askerinin tek bir kibritle sigaralarını yakmaları sırasında yerlerini saptamış ve yanık kibriti elinde tutan askeri öldürmüştür. Bu yeni bir batıl inanç böyle doğmuştur.

Türkiye'de batıl inançlar

Çocuk doğumlarında ve evlenme törenlerinde batıl inançlar yaygındır. Yeni doğan çocuklar kırkları çıkıncaya kadar cinlerin, perilerin, şeytanların etkisi altında kalabilir diye, son derece büyük bir özen görürler. Gebeliği önleyici tedbirlerden biri olarak katır tırnağı kullanılır. Çünkü, katırın kısır bir hayvan olduğu bilinir. Batı Türkiye'nin bir yerinde de haşhaş, kahve, soğan, katır tırnağı, katran, sarımsak, kuru yumurta kabuğu tozu, su içinde bir arada kaynatılarak, gebeliği önleyici bir ilaç hazırlanır. Yeni doğan çocuklar "tuzlanır". Sözde bebeğin ileride güçlü olması böylece sağlanır, bazı yerlerde de yastığının altına kaplumbağa konur. Türkiye'nin pek çok yerinde kaplumbağalara büyük meziyetler yakıştırılır. Batıl inançlar arasında en yaygın olanlardan biri de, nazar, yani kem gözdür. Bebeklerin kırklarının çıkmasına kadar anneler babalar onları çevreye çirkin göstermeye özellikle dikkat ederler. Nazardan koruduğuna inanılan mavi boncuklar takılır. Özellikle de mavi gözlü ve sarı saçlı kişilerin gözlerinin kaldığı söylenir. Mavi boncuğun koruyucu gücü, büyünün birbirini çektiği ilkesine dayanır. Mavi gözden gelecek tehlike, mavi boncuk tarafından çekilir. Muskalara da büyük bir inanç vardır. Bunların içine genellikle Arap harfleriyle, Kur'an'dan ya da Şaman dininden dualar yazılı kâğıtlar yerleştirilir. Hepsi bir kumaş parçası içine sarılır.[3]

Konuyla ilgili yayınlar

  • BORATAV, Pertev Naili; 100 Soruda Türk Folkloru, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1997
  • ÇORUHLU, Yaşar; Türk Mitolojisinin ABC'si, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 1998
  • ERÖZ, Mehmet; Millî Kültürümüz ve Meselelerimiz; Doğuş Yayınları; İstanbul, 1983
  • GÜNGÖR Harun, Ünver GÜNAY; Başlangıçtan Günümüze Türklerin Dini Tarihi, Ocak Yayınları, İstanbul, 1997
  • İNAN, Abdülkadir; Tarihte ve Bugün Şamanizm Materyaller ve Araştırmalar, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2000
  • KAFESOĞLU, İbrahim; Türk Bozkır Kültürü, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ayyıldız Matbaası A.Ş., Ankara, 1987
  • KALAFAT, Yaşar; İslâmiyet ve Türk Halk İnançları, Kültür Bakanlığı Yayınları: 1857; Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Yayınları: 233, Gelenek- Görenek İnançlar: 22, Ankara, 1996
  • KÖSOĞLU, Nevzat; Türk Dünyası Tarihi ve Türk Medeniyeti Üzerine Düşünceler, Ötüken Yayınevi, İstanbul, 1990
  • MALİNOWSKİ, B.; Büyü, Bilim ve Din, Kabalcı Yayınları, İstanbul, 1990
  • ÖRNEK, Sedat Veyis; 100 Soruda İlkellerde Din, Büyü, Sanat, Efsane, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1995,
  • PAZARLI, Osman; Din Psikolojisi; Remzi Kitabevi; İstanbul, 1993
  • TANYU, Hikmet; İslâmlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı İnancı, Boğaziçi Yayınları,
  • TUNA, Erhan; “Şamanlık ve Oyunculuk”; Okyonus Yayıncılık ve Yapımcılık, İstanbul, 2000

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Definition of SUPERSTITION". www.merriam-webster.com (İngilizce). 7 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Haziran 2021. 
  2. ^ "BÂTIL İNANÇ". TDV İslâm Ansiklopedisi. 26 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ocak 2023. 
  3. ^ David Hotham, Türkler, Cumhuriyet Gazetesi Yay. s. 64

İlgili Araştırma Makaleleri

Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.

Mitoloji, mit veya söylen bilimi belirli bir din veya kültürdeki insanlık ile evrenin yaratılış ve doğasını, geleneklere özgü inanç ve uygulamaların sebebini açıklamaya yönelik söylencelerin tümü. Mit (söylen) sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Tengri</span> Eski Türk ve Moğol inançlarında yaratıcı, yaratan

Tengri, Eski Türkçede Tanrı, Gökyüzü; Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilik'te Gök Tanrı ya da Gök'ün yüce tinidir. Aynı zamanda Orhun Yazıtları'nda ilk çözümlenen sözcük olup yazılışı "𐱅𐰭𐰼𐰃" şeklindedir. Yer Tengri; Gök Tengri'nin torunu, Kayra Han'ın oğlu, Ülgen'in kardeşi ve Erlik'in amcası. Gök Tengri; ise Kayra Han'ın babası, Yer Tengri'nin dedesi, Ülgen'in dedesi ve Erlik'in büyük dedesi.

<span class="mw-page-title-main">Tengricilik</span> Türk ve Moğol halkları tarafından inanılan çok tanrılı ve daha sonra tek tanrılı din

Tengricilik veya Tengrizm, Avrasya stepleri'nde ortaya çıkan, şamanizm ve animizme dayanan dinî bir inançtır. Türk ve Moğol toplumlarının inandığı dinlerden biridir. Tengri'ye tapınmanın yanında Animizm ve Totemlik bu inancın ana kısımlarını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Afrikanerler</span>

Afrikaner, Güney Afrika'da Hollanda kökenli, bir Hollandaca lehçesi olan Afrikaans konuşan halk.

<span class="mw-page-title-main">Nazar boncuğu</span> takıldığında nazar değmeyeceğine inanılan, göz şeklindeki boncuk, tılsım

Nazar boncuğu, insanı kem gözlerden koruduğuna inanılan boncuk. Tarih boyunca, çoğu kültürde ve dinsel inançta, göz figürü kötülükleri savan güçlü bir tılsım olarak kabul edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Paul Roux</span> Fransız tarihçi (1925-2009)

Jean-Paul Roux, Fransız oryantalist ve Türkolog.

<span class="mw-page-title-main">Kayra Han</span> Türk mitolojisinde Gök Tengrinin oğlu, yaratıcı tanrı

Kayra Han, Kayır Han ya da Kayrakan, Oğuzlarda ise Krayir, Türk ve Altay mitolojisinde yer alan yaratıcı ve baş tanrıdır. Altay, Tuva, Hakas ve Yakut mitolojilerinde ön plana çıkmaktadır. Babası ilk Tanrı olan Gök Tengri'dir, annesi yoktur.

Yediler, kendilerine özel görevler verilmiş peygamberler; İbrahim, Halil, Musa, Harun, İdris, Yusuf ve İsa.

<span class="mw-page-title-main">At (folklor)</span> halkbilimi ögesi

Türk halkları kültüründe at, çok önemlidir nitekim, birçok halkbilimciye göre Bozkır Medeniyeti at üzerine kurulmuştur.

Halk hikâyesi veya halk öyküsü, toplumsal iz bırakmış bir olaydan veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin etkiden kaynaklanarak ortaya çıkan halk edebiyatı ürünlerine verilen ad. Ayrıca, bazı halk bilimciler halk öyküsünü: "Çağdaş çağlara yaklaştıkça geçirdiği değişimle destanların yerini tutan halk ürünü." olarak görmüştür. Destanlar olağanüstü ögelerin çokça rastlandığı türlerdir. Halk hikâyeleri ise olağanüstülük düzeyinin ikinci safhasında yer alır ve destanlara oranla halk hikâyelerinin olay örgüsü daha gerçekçidir. Halk hikâyeleri bu yönüyle modern çağların yazın türleri olan roman ve öykü gibi mensur türlerle, destan arasında bir geçiş sürecini yansıtan ürünlerdir. Halk hikâyelerinde olaylar belirli kahramanların üzerine kurulmuştur. Bu kahramanlar çoğu kez; tanınmış bir edebî ürünün içeriğinde yer alan kahramanların topluma mal olması ve anonimleşmesiyle oluşmuştur. Aslen Divan edebiyatı'na ait mesneviler olan Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi eserler, taç eserlerin toplum tarafından sözlü kültüre aktarılıp "halk hikâyesi" haline gelmesinin en önemli örnekleridir. Bunun yanında halk edebiyatı ürünlerinde de bu duruma rastlanmaktadır. Örneğin, Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı; toplumun beğenerek halk hikâyeleştirme sürecine dahil ettiği eserlerdendir. 1930'da edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü, Genç Osman Destanı'nı halk hikâyelerinin oluşum evrelerini tespit etmek maksadıyla incelemiştir. Ayrıca bu çalışma; Türk edebiyatındaki anonim hikâyeleşme süreci hakkında yapılmış ilk çalışmalardan biri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kırklar</span>

Kırklar, Türk halk inancında Kırk Evliya. Kırkavlan da denilir. Bilinmeyen bir yerlerde yaşayan kırk kutlu kişidir.

Albıs - Türk ve Altay halk inancında ve kültüründe Cadı anlamına gelir. Albız, Albas, Alpas ve Moğolcada Almas, Anadoluda "Alkarısı" olarak da bilinir. Albastı’ya neden olan kızıl renkli kötü varlık.

<span class="mw-page-title-main">Nazar</span>

Nazar ya da kem göz, canlı veya cansız bir varlığın başına kaza veya belâ gelmesine neden olduğuna inanılan bakış. Nazardan özellikle çocukların, hamilelerin ya da hayvanların etkilendiğine inanılır.

<span class="mw-page-title-main">Gök-Kal</span>

Gök-Kal - Türk ve Altay mitolojisinde bir doğa katmanı. Aynı zamanda eski Türk İnancı Tengricilik'te bir ruh kategorisidir. Kök-Kal veya Gök-Kalığ ya da Kovak-Kalığ olarak da söylenir. Karşıtı Yer Su'dur.

Kalgançı – Türk ve Altay halk inancında Kıyamet. “Kalgançı Çağ” da denir.

<span class="mw-page-title-main">40 (sayı)</span>

40 (kırk), 39'dan sonraki ve 41'den önceki çift tam sayıdır.

Türkiye'de Tengricilik küçük azınlık dinlerinden biridir. İlahiyatçı yazar Cemil Kılıç'a göre eski Türk dini olan Tengriciliğe son yıllarda ilgi artmakta ve kendini Tengrici sayan kişilerin sayısı çoğalmaktadır. Kılıç Tengriciliği Türkiye'de deizm çerçevesinde değerlendirmekte ve inancı "Türk deizmi" olarak ele almaktadır.

Altay mitolojisi, Altayların inanç ve kültürlerinin mitolojik bütününü tanımlamak için kullanılan bir terim. Altay kamlığını (şamanizm) içine alan daha geniş bir tanımlamadır.

<span class="mw-page-title-main">Sati (ritüel)</span>

Sati ritüeli, dul kalan kadınların kocasıyla birlikte yakıldığı bir Hint geleneğidir.