Münih Antlaşması, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Almanya arasında yapılan ve Çekoslovakya'nın Südet bölgesinin Almanya'ya verilmesini öngören 29 Eylül 1938 tarihli antlaşmadır.
Çekoslovakya, Orta Avrupa'da 1918 ile 1992 arasında varlığını sürdürmüş ülke. 1 Ocak 1993'te Slovakya ve Çek Cumhuriyeti adlı iki bağımsız devlete bölünmüştür.
Charles André Joseph Marie de Gaulle, Fransız asker ve siyasetçi.
Sovyetler Birliği'nin askerî tarihi Kızıl Ordu ve Sovyetler Birliği Silahlı Kuvvetlerinin askerî tarihini kapsar. Bolşeviklerin iktidara geldiği 1917 Ekim Devrimini izleyen günlerde başlar. Yeni hükûmet Rus İç Savaşı'nda değişik rakipleriyle başa çıkabilmek amacıyla Kızıl Ordu'yu kurdu. 1939'da Mançukuo ile Moğolistan arasındaki sınır anlaşmazlığında Moğolistan'ı destekleyerek Halhin Gol Muharebesi'nde Mançukuo'yu sahiplenen Japonya ile çarpıştı. Molotov-Ribbentrop paktıyla Nazi Almanyası ile anlaşarak Polonya'nın doğu illerine saldırdı ve kuvvetlerini konuşlandırdı. Baltık Devletleri'ni, Romanya'dan Besarabya ve Kuzey Bukovina'yı ilhak etti. 1939-1940'ta Finlandiya'yı işgal etti. II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası'nı yenilgiye uğratan ana askerî kuvvet Kızıl Ordu'ydu. Savaştan sonra Almanya'nın doğu yarısı ile Orta ve Doğu Avrupa'daki birçok ülkeyi işgal etti, bunlar daha sonra Doğu Bloğu'nun uydu devletleri olmuşlardır.
Willy Brandt veya doğum adıyla Herbert Ernst Karl Frahm, Federal Almanya Şansölyesi (1969-1974), Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) lideri (1964-1987).
Almanya tarihi, Cermenlerin ilk olarak Roma İmparatorluğu döneminde devlet kurmalarıyla başlar. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu dönemiyle 1806 yılına kadar devam eder. Bu dönemde ulaştığı en geniş sınırlar günümüzdeki Almanya, Avusturya, Slovenya, İsviçre, Çekya, Polonya'nın batısı, Hollanda, doğu Fransa ve kuzey İtalya'yı kapsamaktaydı.
Walter Karl Ernst August von Reichenau, Alman subay ve Nazi Almanyası mareşali.
Ferdinand Schörner, Almanya'nın subayı ve Nazi Almanyası'nın mareşal'i. "Hitler'in en acımasız Mareşal'i" olarak değerlendirilmektedir.
Potsdam Konferansı, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nın teslimiyetinden sonra 17 Temmuz 1945 - 2 Ağustos 1945 tarihleri arasında Almanya'nın başkenti Berlin'in 26 kilometre güneybatısında bulunan Cecilienhof Sarayı'nda düzenlenen ve Churchill, Truman ve Stalin olmak üzere "Big Three" 'nin katıldığı konferans.
II. Dünya Savaşı'nda Avrupa Cephesi, Almanya'nın 1 Eylül 1939 tarihinde Polonya'yı işgal etmesiyle başlayan II. Dünya Savaşı'nın, Almanya'nın 8 Mayıs 1945 tarihinde kayıtsız şartsız teslim olmasına kadar sürdüğü bir cephe bölgesidir. Müttefik kuvvetler bu cephenin içindeki iki cephenin yanı sıra bitişik Akdeniz ve Orta Doğu Cepheleri üzerinde de Mihver kuvvetleri ile savaştı.
Batı Berlin, siyasi unsurlar yüzünden oluşmuş ve 1949'dan 1990'a kadar var olmuş bir eksklavdı. Batı Berlin sadece bugünkü Berlin'in batısındaki bölgeyi kapsıyordu ve Doğu Berlin ve Alman Demokratik Cumhuriyeti ile sınırlarını paylaşıyordu. Şehrin batısı 1945'te oluşan Amerikan, İngiliz ve Fransız sektöründen oluşuyordu. Siyasal olarak bu sektörler Batı Almanya'ya bağlıydı ama yine de bu bölgeler özel statülere sahipti, çünkü bu bölgelerin yönetimi Müttefik Devletler tarafından yapılıyordu. Doğu-Berlin'de Sovyetler tarafından işgal edilmişti ve böylece Sovyet sektörü olmuştu, Doğu Berlin böylece Sovyetler yönetimi altına girdi ve bütün Berlin'in Doğu Almanya'nın başkenti olması talep edildi. Bu talep Batılı Müttefikler tarafından reddedildi ve Berlin'in yönetiminin dört işgalci güçleri tarafından gerçekleştirilmesi istendi. Sovyetler'in ve Batılı Müttefikler'in siyasal nedenler yüzünden anlaşamaması nedeniyle kent bölündü ve Berlin Duvarı'nın 1961'de yapılmasıyla şehir resmen duvarlar tarafından bölünmüş oldu. Berlin duvarı'nın 1989'da yıkılmasıyla şehir yeniden birleşti.
Çekoslovakya'nın İşgali (1938-1945), Münih Antlaşması sonucu Almanya'nın, Südetler olarak bilinen bölgeyi işgal etmesiyle başlamıştır. 16 Mart 1939'da Alman birlikleri Çekoslovakya'nın geri kalanını da işgal ederek II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar ülkenin varlığına son vermiştir.
Uluslararası ilişkiler alanında etki alanı, bir devlet ya da kurumun üzerinde önemli derecede kültürel, ekonomik, askerî ve politik etkisinin olduğu bölgelere verilen ad. Bu kavramın en önemli örneklerinden biri yeni emperyalizm çağında, endüstrileşmiş Avrupalı milletlerin afyon kullanımı ile Çin'e giden yolları açması sırasında görülmüştür.
İşgal Almanyası, Almanya'nın II. Dünya Savaşı sonrasında Müttefik Devletlerce kontrol edildiği döneme denir. Amerikan, İngiliz, Sovyet ve Fransız güçlerinden müteşekkil Müttefik Tetkik Yönetimi, 1945'ten 1949'a değin ülkeyi idare etti.
Slovak Cumhuriyeti (1939-1945) veya Birinci Slovakya Cumhuriyeti veya Birinci Slovak Cumhuriyeti, 14 Mart 1939 ile 4 Nisan 1945 arasında, bugünkü Slovakya topraklarının büyük kısmı üzerinde var olmuş Nazi Almanyası'na bağlı uydu devlet. Devlet Almanların Çekoslovakya'yı işgalinden 1 gün önce Alman provokasyonları ile bağımsızlığını ilan etmiştir. Bu daha önce kendilerine ait bir devletleri olmayan Slovakların tarihinde bir ilkti. Slovak Cumhuriyeti, günümüz Slovakya topraklarının büyük kısmına sahipti ancak 1938'de Çekoslovakya'nın Macaristan'a bıraktığı güney toprakları yoktu. Doğudaki bazı topraklar, kısa süren bir savaş sonucunda Macaristan'a kaybedildi.
Polonya-Rusya ilişkileri, Polonya Krallığı ve Kiev Knezliği ve daha sonra Moskova Knezliği'nin sınır bölgelerinin kontrolü için mücadele edildiği Orta Çağ döneminin sonlarına kadar uzanan uzun ve genellikle çalkantılı bir tarihe sahiptir. Yüzyıllar boyunca, Polonya'nın bir zamanlar Moskova'yı işgal ettiği ve daha sonra Rusya'nın 19. ve 20. yüzyılda Polonya'nın çoğunu kontrol ettiği ve ilişkilere zarar veren birkaç Polonya-Rus Savaşı yaşandı. Polonya-Rus ilişkileri, 1989-1993 komünizmin çöküşünün ardından yeni bir aşamaya girdi. O zamandan beri, Polonya-Rus ilişkilerinde zaman zaman hem iyileşme hem de bozulma görüldü. 2013 BBC Dünya Servisi anketine göre, Polonyalıların %19'u Rusya'nın etkisini olumlu, %49'u ise olumsuz düşünüyor.
Polonya'nın 1945'ten 1989'a kadar olan tarihi, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra Polonya'ya dayatılan komünist yönetim dönemini kapsar. Bu yıllar, genel sanayileşme, kentleşme ve yaşam standardında pek çok iyileştirmeyi barındırırken, erken dönem Stalinist baskılar, toplumsal huzursuzluk, siyasi çekişmeler ve şiddetli ekonomik zorluklarla gölgelendi.
Potsdam Anlaşması,, Ağustos 1945'te İkinci Dünya Savaşı'nın galibi üç büyük Müttefik devlet olan Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasında yapılan anlaşmadır. Potsdam Konferansı'nın bir sonucu olan bu anlaşma, Almanya'nın sınırlarının ve Alman işgalinden kurtarılan bölgede sınırların belirlenmesi ve yeniden inşası ile ilgiliydi. Ayrıca Almanya'nın silahsızlandırılması ve ödeyeceği savaş tazminatları, savaş suçlularının yargılanması ve etnik Almanların Avrupa'nın çeşitli bölgelerinden toplu olarak sınır dışı edilmesi konularını da ele almıştır.
II. Dünya Savaşı sırasında direniş hareketleri, işgal edilen her ülkede, işbirliği yapmamaktan propagandaya, düşen pilotları saklamaya ve hatta doğrudan savaşa ve kasabaların yeniden ele geçirilmesine kadar çeşitli yollarla meydana geldi. Birçok ülkede direniş hareketleri bazen Yeraltı olarak da anılırdı.
Bolşeviklerin 1918'de çökmekte olan Rus İmparatorluğu'nun bazı kısımlarını ele geçirdikleri Ekim Devrimi'nden sonra, Alman İmparatorluğu'na karşı büyük zorluklarla karşı karşıya kaldılar ve sonunda I. Dünya Savaşı'ndan çekilme şartlarını kabul ettiler. Daha sonra, acı iç savaşta Beyaz Orduya, bağımsızlık yanlısı hareketlere, asi köylülere, eski destekçilere, anarşistlere ve yabancı müdahalecilere karşı savaşa girdiler. 1922'de Vladimir Lenin'in başkanlığında Sovyetler Birliği'ni kurdular. İlk başta, çarlık borçlarını reddetmesi ve hem yurtiçinde hem de dünyada kapitalizmi yok etme tehdidinde bulunması nedeniyle tanınmayan bir Parya devleti olarak muamele gördüler. 1922'ye gelindiğinde Moskova dünya devrimi hedefinden vazgeçti ve Britanya ve Almanya'dan başlayarak kapitalist dünyayla diplomatik tanınma ve dostane ticari ilişkiler kurmaya çalıştı. Nihayet 1933'te Amerika Birleşik Devletleritarafından tanıdı. Almanya ve ABD'den ticari ve teknik yardım 1920'lerin sonlarında geldi. 1924'te Lenin öldükten sonra liderliğe Josef Stalin geldi. 1930'larda ülkeyi endüstriyel ve askeri bir güce dönüştürdü. Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı kapsamında aniden Berlin ile dostane anlaşmaya vardığı Ağustos 1939'a kadar Nazi Almanyası'yla sürekli ideolojik olarak karşı karşıya geldi. Moskova ve Berlin anlaşmaya vararak Polonya ve Baltık Devletlerini işgal etti ve böldü. Stalin, Hitler'in işgal etmeyi planladığı yönünde defalarca yapılan uyarıları görmezden geldi. Haziran 1941'de Nazi Almanyası Sovyetler Birliği'ni işgal etti. Almanlar Leningrad ve Moskova'nın eteklerine ulaştığında Sovyet güçleri neredeyse çöküyordu. Ancak Sovyetler Birliği, II. Dünya Savaşı'ndaki kilit müttefikleri