İçeriğe atla

Basil Zaharoff

Basil Zaharoff
DoğumVasileios Zacharias
6 Ekim 1849(1849-10-06)[1]
Muğla, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm27 Kasım 1936 (87 yaşında)[2]
Monte Carlo, Monako
MeslekBüyük işadamı
MilliyetOsmanlı Rumu, Yunan, Fransız

Basil Zaharoff (6 Ekim 1849 - 27 Kasım 1936) (asıl adı, Osmanlı Devleti nüfus kayıtlarına göre Vasil Zaharyas, Yunanca transkripsiyonuna göre Basileios Zacharias; ismi bazı dillerde Basil Zaharof (tek 'f' ile) yazılır, 1913'te vatandaşlığına geçtiği Fransa'da Basil Zaharoff (iki 'f' ile), 1918'de şövalyelik unvanı aldığı Büyük Britanya'da Sir Basil Zaharoff olarak tanınır.), aslen 1849 Muğla doğumlu ve Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı bir Rumdur. 1936'da Monte Carlo'da uluslararası silah ticareti ve finans yoluyla elde ettiği dev bir servetin başında ölmüştür.

Hayatı

Basil Zaharoff'un ailesi İstanbul kökenli olup, 1821 Yunan ayaklanması esnasında bir süre iltica ettikleri Rusya'da isimlerinin sonuna -of sonekini almışlardır. 1840'larda Osmanlı İmparatorluğu'na dönerek geçici olarak Muğla'ya yerleşmişler ve Basil, Muğla'da doğmuştur. 1855'te ailesi tekrar İstanbul'a dönmüş ve Tatavla (bugünkü Kurtuluş) semtinin dar gelirli Rum ahalisi içinde yaşamışlardır.

Basil Zaharoff çalışma hayatına, İstanbul'a gelmiş Avrupalı turistlere rehberlik yaparak başlamıştır (rehberliğini özellikle Galata genelevleri ile bağlantılı olarak yürüttüğü bilinmektedir). Ardından bir süre itfaiyecilik yapmıştır (o dönemde itfaiyeciliğin evleri yanan zenginlerin servetini komisyon karşılığı kurtarmaya dayalı kârlı bir faaliyet şeklini de alabildiği göz önünde bulundurulmalıdır). Basil Zaharoff bundan sonra döviz acenteliği ve tefecilik yapmıştır. İstanbul'dan ayrılmak üzere ellerindeki nakdi kendi para birimlerine çeviren turistlere sahte dövizler verdiği suçlamalarına maruz kalmıştır. 24 yaşında gittiği Londra'ya ayak basar basmaz, İstanbul'da iken gerçekleştirdiği bir ihracat işi ile ilgili olarak, usulsüz ticari faaliyette bulunma suçlaması ile hakkında açılmış bir dava ile karşılaşmıştır. Cemiyetleri mensuplarının bu tür konulardan dolayı yabancı mahkemeler önüne çıkmasına karşı tedbir alma geleneği olan İstanbul Rumları arasında toplanan 100 sterlinlik bir kefaletle serbest bırakılmıştır. Dava sonuçlanıncaya kadar mahkeme yetki alanı dahilinde ikamet etme zorunluluğu olmasına rağmen hemen gemiyle Atina'ya geçmiştir. Atina'da gazeteci Etyen Skuludis ile dostluk kurmuştur. Skuludis'in İsveçli bir kaptan arkadaşı silah taciri Thorsten Nordenfeldt'in Atina'daki acenteliği işinden ayrılmak üzere olduğundan, Basil Zaharof, Skuludis'in tavsiyesiyle 14 Ekim 1877'de bu işi devralarak silah ticaretinde göz kamaştırıcı bir kariyere ilk adımını atmıştır. Bu dönem 93 Harbi'ne denk geldiğinden, Zaharoff hem bu savaş esnasında, hem de sonrasında Osmanlı Devleti, Balkanlar ve Rusya'yı kapsayan çok karlı işler yapmıştır.

Nitekim, Basil Zaharoff yaratıcılığını Nordenfeldt I denizaltı sının satışında göstermiştir. Amerikalı papaz George W. Garrett tarafından bir hobi olarak tasarlanan ve Amerika Birleşik Devletleri Donanması'nın 'istikrarsız ve tehlikeli manevra yaptığı' gerekçesiyle reddettiği ve büyük güçlerin teknolojisinin gelişmesini beklemeyi tercih ettiği bu ilk denizaltı modellerinden, prestij arayışı içinde olan Yunanistan Deniz Kuvvetleri'ne bir adet satmıştır. Daha sonra Osmanlı Devleti yetkililerini bu yeni Yunan denizaltısının arzettiği tehdit konusunda ikna ederek, Osmanlı Donanması'na iki adet satmıştır. Hemen ardından, Rus yetkililerini bu yeni Türk denizaltısının arzettiği tehdit konusunda ikna ederek, Rus Deniz Kuvvetleri ne iki adet daha satmıştır. Bu denizaltılar hiçbir savaşta rol oynamamış, Osmanlı donanmasının bir torpil atma tatbikatı esnasında biri dengesini kaybederek pruvadan batmıştır.

Basil Zaharoff, bir sonraki aşamada, Maxim otomatik makinalı tüfekleri işinde, Nordenfeldt'in acenteliğinden ortaklığına yükselmiştir. Öncelikle Amerikalı bir mühendis ve boksör olan Hiram Maxim'in makinalı tüfek modelini tanıtmak için yaptığı Avrupa turunun başarısızlıkla sonuçlanmasını sağlamıştır. Bu çerçevede, İtalya'da La Spezia'da yapılacak ilk gösteriden önce makinalı tüfeğin operatörlerine şehrin batakhanelerini gezdirmiş ve onları hiçbir tüfeği kullanamayacak hale getirmiş, Viyana'da makinalı tüfek Avusturya piyadesinin standart kartuşlarına uyumlu hale getirilmeye çalışılırken mekanizmayı sabote ettirmiş, Viyana'da makinalı tüfeğin mükemmel çalıştığı müteakip denemede de Avusturya yetkililerini bu silahın kitlesel üretime elverişli olmadığı konusunda ikna etmiştir. Maxim böylece, Nordenfeldt ve Zaharof ile ortaklığa gitmek zorunda kalmış, Zaharoff'un satışlardan yüksek komisyon alacağında anlaşılmıştır.

Giderek zenginleşen Zaharoff'un adı, bir sonraki aşamada, Japon Amiral Fuji'nin donanmasının silah alımı karşılığında aldığı rüşvet skandalı ile gündeme gelmiştir. Belgelenebilen ve Amiral'in harakiri yapmasıyla sonuçlanan bu skandalın ötesinde başka rüşvet faaliyetlerinin de yattığı iddia edilmiştir. 1890'da Nordenfeldt-Zaharof ortaklığı sona ermiş, Zaharoff, Hiram Maxim ile ayrı bir ortaklık kurmuştur. Maxim'in şirketinin hisselerini peyderpey satınaralarak eşit şirket sahibine eşit güçte hissedar haline gelmiştir. 1897'de Maxim şirketinin büyümesi, dönemin silah sektörü devlerinden Vickers'ın bu şirketi satınalmak için teklifte bulunmasına yol açmıştır. Satıştan edindiği karın yanı sıra, Vickers bünyesinde de gücü hızla artan Zaharof 1911'de Vickers yönetim kuruluna girmiştir.

Bu dönem bütün devletlerin silahlanma yarışına girdiği I. Dünya Savaşı arifesine denk gelmekteydi. Britanya ve Almanya donanmalarını güçlendirme yarışı ve Rusya'nın 1905 Rus-Japon Savaşı ertesinden donanmasını yeniden kurma ihtiyacı özellikle aciliyet arz etmekteydi. Rusya içinde 'yerli malı donanma'yı savunan güçlü bir lobi olduğundan, Zaharof, Vickers şirketine bağlı kuruluş olarak Tsaritsin şehrinde dev bir silah üretim kompleksinin inşa edilmesini sağladı. Vickers bu arada rakip Almanya'da örtülü üretime devam etmekte, Vickers'in Almanya'daki tesisleri mütemadiyen haberler sızdırarak Almanya'nın silahlanmasının Fransa açısından oluşturduğu tehdidi Fransız basınında işlemekte, Fransız basını kaynaklı haberler Alman parlamentosu Reichstag'da bu kez Almanya'nın daha fazla silahlanma çabası ve harcaması için yapılan oylamalara dayanak teşkil etmekteydi.

Bu arada Zaharoff finans sektörüne de girdi. Ağır sanayi ile geleneksel bağlantıları bulunan Union Parisienne bankasını ve Excelsior gazetesini satın alarak, silah sanayiinin hem finansman hem de kamuoyu açısından desteklenmesini daha iyi kontrol eder duruma geldi. Artık unvanlara da ihtiyacı vardı. Fransız denizcileri için bir huzurevi kurarak Fransız Başbakanı (sonradan Cumhurbaşkanı) Poincare'nin imzasıyla 31 Temmuz 1914'te (Jean Jaures'in suikasta kurban gittiği gün) yüksek Legion d'Honneur nişanını, Paris Üniversitesî'nde bir aerodinamik kürsüsünü, savaşın sonuna doğru da, Lloyd George ve Aristide Briand ile kurduğu dostluklar yoluyla, Britanya tarafından baron unvanı verilerek isminde 'Sir' takısını kullanma hakkını elde etmiştir.

I. Dünya Savaşı'nda Basil Zaharoff muazzam karlar gerçekleştirdi. Bu arada siyasi faaliyetler de yürütmüş, Yunanistan 'ın Britanya-Fransa-Rusya-İtalya yanında savaşa girmesi için çaba göstermiştir. Yunan Kralı I. Konstantin'in Hohenzollern hanedanına mensup olması ve bizzat Kaiser II. Wilhelm'in eniştesi olması bunu imkânsız kılacak gibi görünse de, Basil Zaharof Yunanistan'da bir haber ajansı satınalarak Almanya aleyhinde haberlerin yayılması için elinden geleni yapmış ve nitekim birkaç ay içinde Kral Konstantin tahttan indirilerek yerine Venizelos geçmiştir. The Times gazetesi savaşın sonunda Basil Zaharoff'un Britanya'nın çıkarları için savaş boyunca 50 milyon sterlin harcamış bulunduğunu övgüyle yazmış, ancak Basil Zaharof'un silah satışlarından elde ettiği kara atıfta bulunmamıştır.

Zaharoff I. Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde dikkatini Türkiye üzerinde toplamıştır. Savaştan çok zayıflayarak çıkmış Türkiye toprakları üzerinde Yunanistan'ın kazanç elde etmesi gerektiğine Venizelos'u ikna edenlerden biri olmuştur. 1920'de Yunanistan'nın Türklere karşı savaşı kazanabilmesi ve Megali Idea'nın gerçekleşebilmesi için yarım milyar altın frangı (w:en:Gold franc) bağışlamıştı Yunan devletine.[3] 1920 Yunanistan seçimlerinde Kral Konstantin taraftarlarının Venizelos'u alaşağı etmesi üzerine, bu kez de Kral nezdinde savaş çabasının sürdürülmesi gerektiği konusunda lobi yapmıştır. Ancak Mustafa Kemal Atatürk komutasında dirilen Türk ordusu Yunan ordusunu hezimete uğratınca bu planlar suya düşmüştür.

Yunanistan'ın Küçük Asya Felaketi 'nden sonra Londra ve Paris'teki itibarı biraz azalan Basil Zaharoff dikkatini bu sefer büyük gelecek vadettiğine inandığı petrol işine çevirmiştir. Günümüzün BP (British Petroleum) petrol devinin temellerini atmıştır. Monte Carlo casinosunu satın alarak, Monako 'yu mesken edinmiş ve bu arada Fransa Başbakanı Clemenceau ile dostluğunu kullanarak Monako'nun özerk yapısını sağlama almıştır.

1924'te 75 yaşında hayatının aşkı, 30 yıl önce karşılaştığı ve kocasının ölümünü beklediği, Maria del Pilar ile evlenmiş, ancak Maria del Pilar nikâhlarından 18 ay sonra ölmüştür. Hayatını anılarını yazarak tamamlamış, bir uşağın çaldığı ve polisin geri getirdiği sırlarla dolu bu anıları sonra da ateşe atmıştır. Son yıllarını yalnızlık içinde geçirmiştir.

Basil Zaharoff Tenten'in Kırık Kulak adlı macerasında Basil Bazarof adıyla karikatürize edilerek, hiçbir vicdani tereddüdü olmayan 'ölüm taciri'ni sembolize edecek şekilde rol almıştır.

Popüler kültürdeki yeri

2014-2016 Yılları arasında yayınlanan Filinta dizisindeki Boris Zaharyas karakterine ilham vermiştir.[4]

Kaynakça

  1. ^ Thompson, Ralph (November 1932). "Who Is Sir Basil Zaharoff?". Current History. University of California Press. 37 (2): 173-178. doi:10.1525/curh.1932.37.2.173. JSTOR 45334178. 19 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2021.  Alt URL
  2. ^ "Zaharoff, "Mystery Man of Europe", Dies Armaments Salesman One of the Richest Men". The Calgary Daily Herald. 27 Kasım 1936. s. 1. 14 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2021.  Alt URL
  3. ^ Hans Hallmann: Neugriechenlands Geschichte 1820-1948. H. Bouvier u Co., Bonn 1949, sayfa 132 ,(Almanca)
  4. ^ "https://twitter.com/TesbihliAbi/status/1247167061832241153". Twitter. 6 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Şubat 2023.  |başlık= dış bağlantı (yardım)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çanakkale Savaşı</span> I. Dünya Savaşında, 1915–1916 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan savaş

Çanakkale Savaşı veya Çanakkale Muharebeleri, I. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri; Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'u alarak İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrolünü ele geçirmek, Rusya ile güvenli bir erzak tedarik ve askeri ikmal yolu açmak, başkent İstanbul'u zapt etmek suretiyle Almanya'nın müttefiklerinden birini savaş dışı bırakarak İttifak Devletleri'ni zayıflatma amaçları ile ilk hedef olarak Çanakkale Boğazı'nı seçmişlerdir. Ancak saldırıları başarısız olmuş ve geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Kara ve deniz savaşı sonucunda iki taraf da çok ağır kayıplar vermiştir.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı</span> Avrupada başlayan küresel savaş (1914–1918)

I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayıp 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren Avrupa merkezli küresel bir savaştır. II. Dünya Savaşı'na (1939-1945) kadar Dünya Savaşı veya Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır. Savaşın taraflarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nda "Genel Savaş" anlamında Harb-i Umumi, halk arasında ise Seferberlik olarak adlandırılmıştır. 1917'de Amerika Birleşik Devletleri'nin savaşa katılmasına kadar bu savaş ABD basınında Avrupa Savaşı olarak anılmıştır. Savaşan taraflar, çoğunlukla Avrupa, Kafkasya, Amerika, Orta Doğu ve Afrika ile Asya'nın bazı bölgelerinde çatıştılar.

<span class="mw-page-title-main">Sevr Antlaşması</span> Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ve Ankara Hükûmetince fiilen ve hukuken geçersiz kılınan barış antlaşması

Sevr Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonrasında İtilâf Devletleri ile Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti arasında 10 Ağustos 1920'de Fransa'nın başkenti Paris'in 3 km batısındaki Sevr (Sèvres) banliyösünde bulunan Seramik Müzesi'nde imzalanmış antlaşmadır. Antlaşma imzalandığı dönemde devam eden Türk Kurtuluş Savaşı'nın sonucunda Türklerin galibiyetiyle, bu antlaşma yerine 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalanıp uygulamaya konulduğundan Sevr Antlaşması geçerliliğini kaybetmiştir. Sevr Antlaşması 433 maddeden oluşmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Navarin Deniz Muharebesi</span> Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında 1827 deniz savaşı

Navarin Deniz Muharebesi, Osmanlı ve Mısır donanmalarıyla, birlikte hareket eden Britanyalı, Fransız ve Rus donanmaları arasında, 20 Ekim 1827 tarihinde geçmiş olan bir deniz muharebesidir. Bu muharebe Osmanlı tarihinde Navarin Olayı, Navarin Baskını veya Navarin Faciası adlarıyla da geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yunan İç Savaşı</span> 1946 - 1949 arası Yunanistanda yaşanan iç savaş

Yunanistan İç Savaşı, 1946-1949 yılları arasında Yunanistan'ı siyasî istikrarsızlık içine iten, etkileri 1955 yılına kadar hissedilen ve temelde sağ-sol mücadelesi olan savaştır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi</span> Türk Kurtuluş Savaşının bir cephesi

Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi, Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayıp aynı kentin 9 Eylül 1922'de Türkiye'nin TBMM Hükûmeti ordusu tarafından geri alınmasıyla biten savaş veya Türk Kurtuluş Savaşı'nın cephelerinden birine verilen ad. Aynı zamanda askerî tarih açısından savaş sırasında Batı Anadolu'da Yunan ordusunun genel taarruzuna karşı 25 Haziran 1920'de kurulup 1923'te kaldırılan askerî birimlerden birine verilen ad.

Osmanlı donanması, Osmanlı Devleti'nin askerî deniz gücü. XIV. yüzyılda kuruldu. Osmanlı Devleti, 1323 yılında Karamürsel'i fethederek denize ulaştı, Kara Mürsel komutasında ilk donanma oluşturuldu ve Kocaeli'nde yapılan savaşlarda denizden destek sağlandı. 1327 yılında Karamürsel'de ilk Osmanlı tersanesi kuruldu ve böylece deniz gücünün kurumsallaşma çalışmaları başladı. Osmanlı donanmasında hiyerarşik sisteme geçildi, ilk Derya Beyi, Kara Mürsel Bey oldu. 1337 yılında Kocaeli ele geçirildi; böylece 1353 yılında gerçekleşecek olan Rumeli'ye geçişin önü açıldı. Bundan sonra donanmanın merkezi sırasıyla İzmit, Gelibolu ve son olarak da İstanbul oldu.

<i>Goeben</i> ve <i>Breslau</i>nun takibi

Goeben ve Breslau'nun takibi, I. Dünya Savaşı'nın başlarında Akdeniz'de gerçekleşen, Birleşik Krallık'ın Kraliyet Donanması'na bağlı gemilerin Almanya'nın İmparatorluk Donanması'na ait SMS Goeben ve SMS Breslau'yu önlemeye çalıştıkları deniz muharebesidir. Alman Akdeniz Tümeni'ni oluşturan Moltke sınıfı muharebe kruvazörü SMS Goeben ve Magdeburg sınıfı hafif kruvazör SMS Breslau, savaşın başlaması ile Akdeniz'de sıkışmıştı. Alman gemileri aldıkları emirler doğrultusunda Birleşik Krallık filosunun yakın takibine rağmen Çanakkale Boğazı'ndan geçerek İstanbul'a ulaşmayı başardı. İstanbul'a ulaşan gemiler, Osmanlı İmparatorluğu'na devredilerek sırasıyla Yavuz ve Midilli adlarını aldı. Gemilerin mürettebatı ise Amiral Wilhelm Souchon komutasındaki Alman denizcilerden oluşmaya devam etmişti. Souchon başkanlığındaki komuta heyetinin sonraki süreçte Karadeniz'e çıkarak emrindeki diğer Osmanlı gemileriyle birlikte Rus limanlarını topa tuttuğu Karadeniz Baskını, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na İttifak Devletleri saflarında girmesine yol açtı.

<span class="mw-page-title-main">Vickers (makineli silah)</span>

Vickers makineli tüfeği ya da Vickers silahı, Vickers Limited firması tarafından Birleşik Krallık Ordusu için üretilen, su soğutmalı namluya sahip .303 inç (7.7 mm) mermi atabilen bir Makineli tüfekti. Makineli tüfek için 4 ila 6 kişilik bir mürettebat gerekiyordu. Bir kişi ateş ediyor, bir diğeri mühimmatı besliyor ve geri kalanı da silah taşınacağı zaman yardım ediyordu.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Balkan Savaşı</span> Balkan Birliği ile Osmanlı Devleti arasında 7 Ekim 1912-30 Mayıs 1913 tarihleri arasında gerçekleşen savaş

Birinci Balkan Savaşı, 7 Ekim 1912-30 Mayıs 1913'te Bulgaristan Krallığı, Sırbistan Krallığı, Yunanistan Krallığı ve Karadağ Krallığı'ndan oluşan Balkan Birliği'nin Osmanlı Devleti'ne karşı başlattığı savaş. Bu savaş ile Balkan devletleri, Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki topraklarının büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Bu savaş sonucunda Osmanlı Devleti Edirne ve Kırklareli'ne kadar olan Midye-Enez Hattı'nın batısındaki tüm topraklarını Balkan devletlerine bırakmak zorunda kaldı.

<span class="mw-page-title-main">Yenice Muharebesi</span> I. Balkan Savaşıda bir muharebe

Yenice Muharebesi veya Giannitsa Muharebesi, 19- 20 Ekim (2- 3 Kasım 1912 tarihleri arasında yapılan, Yunanların zaferiyle sonuçlanan bir Balkan savaşı muharebesi. Gerek Yunan ordusunun doğru taktiği, gerek de Yunan ordusunun ve donanımının sayıca Osmanlı Devleti'nin savaştaki ordusundan fazla olması Yunan ordusunun zaferini kesinleştirmiştir.

<i>Reşadiye</i> sınıfı zırhlı

Reşadiye sınıfı zırhlı savaş gemisi veya Reşadiye sınıfı dretnot, Osmanlı donanması için planlanan ve 1910'larda Birleşik Krallık'tan sipariş edilen iki adet dretnot savaş gemisinin sınıfıdır. Sınıfın tasarımı İngiliz King George V sınıfının tasarımına dayanmakta olup kapsamlı geliştirmeler yapılmıştır. Gemilerde İngiliz gemileriyle aynı 13,5-inç (340 mm) ana batarya yer almakta, ikincil bataryalar ise 4-inç (100 mm) yerine 6-inç (150 mm) sınıfı toplardan oluşmaktadır. İlk gemi olan Reşadiye 1911'de kızağa konulmuş ve Ağustos 1914'te tamamlanmıştır.

Silahlanma yarışı terimi, asıl kullanımıyla, iki veya daha fazla taraf arasındaki en iyi silahlı kuvvetlere sahip olma yarışıdır. Her bir taraf büyük miktarlarda silaha, büyük ordulara veya üstün askerî silahlara sahip olmak için yarışır.

<span class="mw-page-title-main">Hasan Tahsin Paşa</span>

Hasan Tahsin Paşa (1845–1918), Birinci Balkan Savaşı'nda görev almış Osmanlı subayı.

<span class="mw-page-title-main">Temistoklis Sofulis</span> Yunanistan başbakanı (1860-1949; hd. 1924)

Temistoklis Sofulis, Liberal Parti'nin merkez sol kanadında olan ve Sisam Adası'ndan önemli bir merkezci Yunan politikacı. Uzun yıllar parti liderliğini sürdürdü.

<span class="mw-page-title-main">Maxim (makineli silah)</span> Birleşik Krallık yapımı bir makineli tüfek

Maxim makineli tüfeği, Birleşik Krallık yapımı bir makineli tüfektir. Silah 1883 yılında Hiram Maxim tarafından tasarlanmış olup dünyanın ilk tepme ile çalışan makineli tüfeğiydi. Britanya İmparatorluğu fetihleri ile en çok bağlantılı olan silah olarak adlandırılmış ve 1886-1914 yılları arasında diğer ülkeler tarafından sömürge savaşlarında yoğun olarak kullanılmıştır.

Yunanistan'ın 1912-1913 yıllarındaki Balkan Savaşları'na katılımı, Yunan devletinin büyüklüğünü neredeyse iki katına çıkarmasını ve bugünkü toprak büyüklüğünün çoğuna ulaşmasını sağladığı için modern Yunan tarihinin en önemli bölümlerinden biridir. Aynı zamanda, ilişkilerin sonraki on yıla hükmedeceği ve Yunanistan için uzun süren yankı uyandıran iki kişiliğin ön plana çıkmasıyla birlikte siyasi gelişmelerin bir katalizörü olarak da hizmet etti: Başbakan Elefterios Venizelos ve ordu komutanı, prens ve daha sonra kral olan I. Konstantin.

<span class="mw-page-title-main">Alman-İngiliz deniz rekabeti</span> Alman - İngiliz Donanma Yarışı

Alman-İngiliz deniz rekabeti, Büyük Britanya ve Almanya arasında on dokuzuncu yüzyılın son on yıldan Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılına kadar Silahlanma yarışının denizdeki versiyonudur. Silahlanma yarışı, onlarca yıldır kötüleşen ikili bir ilişkiye dayanmasına rağmen, 1897'de Alman Amiral Alfred von Tirpitz'in İngiltere'yi diplomatik tavizler vermeye zorlayacak Fleet in being oluşturma planıyla başladı; Tirpitz, Alman İmparatorluk Donanması'nın Kraliyet Donanması'nı yenmesini beklemiyordu.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal Bölünme</span> I. Dünya Savaşında tarafsızlığı tercih eden Kral Konstantin ile Müttefiklere katılmayı tercih eden Başbakan Venizelos arasındaki anlaşmazlık.

Ulusal Bölünme, bazen Büyük Bölünme olarak da anılan bu, Kral I. Konstantin ile Başbakan Elefterios Venizelos arasında 1910–1922 döneminde Yunanistan'ın dış politikasına ilişkin bir dizi anlaşmazlıktı ve bunun devrilme noktası, Yunanistan'ın I. Dünya Savaşı'na girip girmemesi idi.Başbakan Müttefikleri destekleyen ve Yunanistan'ın kendi tarafında savaşa katılmasını isterken, Alman yanlısı Kral Yunanistan'ın tarafsız kalmasını istedi, bu da İttifak Devletleri'nin planlarını destekliyordu.

<span class="mw-page-title-main">Girit İsyanı (1897-1898)</span>

1897-1898 Girit İsyanı, II. Abdülhamid devrinde Girit'teki Rum nüfusun Osmanlı İmparatorluğu yönetimine karşı başlattığı başarılı bir ayaklanmadır. İsyancılar başlangıçta Yunanistan Krallığı'ndan ve daha sonra da Büyük Güçlerden malzeme ve silahlı destek aldılar.