Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayımlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemidir. Aynı zamanda kitle iletişim aracı da olan televizyon, yayımlanan görüntü ve sesleri alıcıya ulaştıran elektronik cihazdır.
Medya, Latincede ortam, araç anlamına gelen medium kelimesinin çoğulundan gelmiştir. İletişimde medya, bilgi veya verileri depolamak ve iletmek için kullanılan kitle iletişim araçlarını ifade eder. Bu terim genellikle basılı medya, yayıncılık, haber medyası, fotoğrafçılık, sinema, radyo ve televizyon yayıncılığı, dijital medya ve reklamcılık gibi kitle iletişim araçlarını, iletişim endüstrisinin bileşenlerini ifade eder.
Reklam, "insanları gönüllü olarak belli bir davranışta bulunmaya ikna etmek, belirli bir düşünceye yöneltmek, dikkatlerini bir ürüne, hizmete, fikir ve kuruluşa çekmeye çalışmak, onunla ilgili bilgi vermek, ona ilişkin görüş ve tutumlarını değiştirmelerini veya belirli bir görüşü ya da tutumu benimsemelerini sağlamak amacıyla oluşturulan; iletişim araçlarından yer ya da süre satın almak yoluyla sergilenen ya da başka biçimlerde çoğaltılıp dağıtılan ve bir ücret karşılığı oluşturulduğu belli olan "duyuru"dur.
Gazetecilik, olayların, olguların, fikirlerin ve insanların etkileşimi üzerine toplumu en azından bir dereceye kadar doğru bilgilendiren raporların araştırılması, yayınlanması ve dağıtımıdır. Bir isim olarak gazetecilik mesleği, bilgi toplama yöntemleri ve editoryal edebi tarzlar için geçerlidir. Gazetecilik mesleğini yapan kişilere gazeteci denir.
Ünsal Oskay, Türk sosyolog, iletişim bilimcisi ve çevirmen. Kitle iletişim teorileri, popüler kültür, iletişim sosyolojisi, kültür sosyolojisi, Frankfurt Okulu, estetik, edebiyat, müzik ve sanat felsefesi konularında çok sayıda çalışması olan Oskay, Türkiye'de iletişim bilminin kurucusu sayılmaktadır.
Halkla ilişkiler bir işletmenin, kurumun ya da örgütün bağlantı kurduğu ya da kurabileceği kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için yaptığı sürekli ve örgütlenmiş bir yönetim fonksiyonudur. Temelinde ikna, retorik, algı kavramları yatmaktadır. Kısa tanımıyla, kurumların kitlelerle iletişim kurmak amacıyla yürüttükleri, pro-aktif ve re-aktif olarak sürdürülebilen, kamu yararı esas alınarak devam ettirilen düzenli faaliyetlerdir. İngilizcedeki karşılığının "Public Relations" olması nedeniyle yaygın kullanımı "PR" olarak Türkçeye de yerleşmiştir. Public relations kısaltılarak PR şeklinde Türkçede kullanılmaya başlanınca bu PR'nin birleşik olarak ifadesi gerektiğinde de Piar ya da piyar şeklinde kullanılmaya başlanmıştır.
Doğan Yayın Holding, Doğan Holding bünyesinde bulunan gazete, dergi, kitap, radyo ve televizyon yayıncılığı, yapımcılık, basım, dijital medya, dağıtım, perakende ve alternatif telekom alanlarında faaliyet gösteren bir şirketti. 1997 yılında kurulmuş, 26 Ağustos 2014 tarihinde Doğan Holding ile birleşmesi sonucu faaliyetleri sona ermiştir.
Gazeteci, gazetecilik mesleğini icra eden; güncel olaylar, akımlar, konular ve kişiler hakkında veri toplayıp, araştırıp, arşivleyip olabildiğince tarafsız bir şekilde yayımlamaya gayret gösteren kişidir.
İletişim sosyolojisi, iletişimin sosyolojik açıdan incelenmesidir. Bu bağlamda iletişimin toplumsal anlamı, topluma etkileri, toplum-iletişim ilişkisi, toplumsal iletişimin tarihsel süreç içindeki gelişimi gibi konular iletişim sosyolojisinin inceleme alanları içerisinde yer alır.
Mehmet Korkmaz Alemdar Türk iletişim profesörü. Türkiye'de iletişim bilimin kurucu isimlerindendir.
İzleyici ölçümü bir izleyici topluluğunda kaç kişi olduğunun ölçümüdür. Genelde radyo dinleyicileri ve televizyon izleyicileri için düşünülse de, gazete ve dergi okuyucuları ve Web sitesi kullanıcıları için de geçerli olan bu kavram, yayımcılar ve reklamcılar tarafından, kaç kişi ve kimlere ulaşıldığını belirlemek için kullanılır. Bu daha geniş anlamıyla izleyici kitle araştırması anlamına gelir.
Popüler bilim, toplumun her kesiminin anlayacağı bir dille ve biçimle yapılan bilimdir. Popüler bilim ürünleri genellikle çok geniş alanda, çok çeşitli bilim dallarıyla ilgilenir. Üretenler, ortaya koyanlar; bilim insanları da olabileceği gibi genelde bilime yakın, konusunda bilgili kişilerdir. Popüler bilim birçok biçimde halka sunulabilir. Kitap, dergi, belgesel ve gazete başlıca biçimlerdir.
Bilgi tekeli, ilk kez Kanadalı ekonomi tarihçisi Harold Innis'in iletişim üzerine yazdığı yazılarda ortaya attığı bir konsept. Innis bu terime net bir açıklama getirmese de, bu tekel konseptine ekonomi ve bilgi alanında yaklaştığını belirtir. Bilgi tekeli egemen sınıfların temel iletişim teknolojilerini kontrol etmek suretiyle siyasal iktidarlarını korumalarıyla ortaya çıkar. Bunun bir örneği Eski Mısır'da karmaşık yazı sisteminin okur yazar rahiplerle, yazman takımına kazandırdığı bilgi tekelidir. Yazma ve okumada uzmanlaşmanın çok uzun süreli bir çıraklık ve eğitimden sonra elde edilmesi bilginin sadece bu güçlü sınıfın tekelinde tutulmasına yol açmıştır.
Türkiye'de medya, farklı görüşlerin ifade edildiği yerli ve yabancı süreli yayınları içeren, son derece rekabetçi yerli gazetelerden oluşan bir medya sektörüdür. Medya sahipliği, genellikle varlıklı kişiler tarafından kontrol edilen holdinglerin parçası olan birkaç büyük özel medya grubunun elinde yoğunlaşmıştır ve bu da sunulan görüşleri sınırlı kılmaktadır. Buna ek olarak şirketler, iktidar ile dostça ilişkiler kurmaya çalışmak dahil olmak üzere sahiplerinin iktisadi çıkarlarını desteklemek için nüfuzlarını kullanmaktadırlar. Türkiye'de medya, kamuoyu üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir.
Medya okuryazarlığı günlük dilde radyo, televizyon, gazete, dergi gibi elektronik veya yazılı basın organlarına erişmek, kritik bir şekilde okumak, yargılamak, yaratmak için kullanılan bir terimdir.
Çin'de medya, başlıca olarak televizyon, gazeteler, radyo ve dergilerden oluşur. 2000'den beri İnternet de önemli bir medya iletişim aracı olarak gelişmiş ve Çin hükûmetinin gözetiminde tutuluyor.
Haber medyası veya haber endüstrisi, kamuoyuna veya hedef kitleye haber aktarmaya odaklanan basın-yayın araçlarıdır. Bunlar matbaacılık ürünleri, haber yayını ve daha yakın zamanda İnternet'i içerir.
Tarih boyunca insanlar iletişim aracılığıyla birbirleriyle ilişkiler kurmuş ve ortak bir toplum düzeni oluşturmuştur. Özellikle Sanayi Devrimi'nden sonra ortaya çıkan kapitalist düzen ve kitle toplumu nedeniyle iletişim araştırmalarına olan önem artırılmıştır. Ortaya çıkan kitleyi kontrol etmek amacıyla kitle iletişim araçlarına önem verilmeye başlanmıştır ve bu dönem içerisinde bir dizi kitle iletişim kuramı ve modeli geliştirilmiştir. İletişim kuramları temel olarak eleştirisel ve ana akım iletişim araştırmaları olarak iki sınıfa ayrılabilir. Bu iki temel ana sınıf kendi içerisinde ideolojilere ve kuramcıların bakış açılarına göre farklı sınıflandırılmaktadır.
Dar yayın, geleneksel olarak bilginin dar bir hedef kitleye yayılması olarak anlaşılmıştır. Genel olarak daha geniş halk için değildir. Niş pazarlama veya hedef pazarlama olarak da adlandırılan dar yayın, medya mesajlarının değerler, tercihler, demografik özellikler ve/veya abonelik tarafından tanımlanan kamunun belirli kesimlerine yöneltilmesini içermektedir. Dar yayın, kitlesel izleyicilerin var olmadığı postmodern fikrine dayanmaktadır. Terimin ilk kullanımları 1940'ların sonlarında abonelik radyo programları bağlamında ortaya çıkmış olsa da, terim ilk olarak ortak sözlüğe bilgisayar bilimcisi ve kamu yayıncılığı savunucusu J. C. R. şunları söylemiştir;
"daha küçük, uzmanlaşmış izleyicilerin ihtiyaçlarına hizmet etmeyi amaçlayan çok sayıda televizyon ağı. 'Burada,' dedi Licklider, 'bağlılığın dayattığı kısıtlamaların reddini veya çözülmesini vurgulamak için kullanarak' "daraltma" terimini monolitik bir kitlesel çekiciliğe, yayın yaklaşımına kullanmak isterim.'"
Ağ Toplumu, ağ bağlantılı, dijital bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının neden olduğu sosyal, politik, ekonomik ve kültürel değişimlerle ilgi olarak 1991 yılında ortaya atılmış bir ifadedir. Ağ Toplumu kavramı Georg Simmel gibi erken dönem sosyal teorisyenlerinin çalışmalarına kadar uzanabilir. 1991 yılında Manuel Castells tarafından ortaya atılan ve daha sonrasında Hollandalı sosyolog Jan Van Dijk tarafından geliştirilen Ağ Toplumu kavramının Bilişim Çağından, sonra dijital kültüre yön veren bir iletişim formu olduğu belirtilmiştir. Toplumun sosyal organizasyon formundan ağ toplumu formuna geçmesiyle daha esnek ve birbirine bağlı bir iletişim ortamı kurulmuştur. Merkeziyetçi olmaması, herkesin özgür ifadelere yer verebilmesi, Jan Van Dijk tarafından "yatay hiyerarşi" olarak tanımlanmış ve 21. yüzyılın ilk on yılında internet gibi medya daha da gelişmiş hale gelip, nüfusun daha geniş kesimleri tarafından ve ekonomi, siyaset ve kültürle ilgili çıkarlar tarafından kullanılmaya başlandıkça, yavaş yavaş “normal medya” olarak görünür olmuştur. Jan Van Dijk, kâğıt iletişim araçlarının modasının geçeceğini iddia etmiştir.