Bilim veya ilim, nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın "ilim" için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.
Anatomi, organizmaların ve parçalarının yapısının incelenmesi ile ilgili biyoloji dalıdır. Anatomi, canlıların yapısal organizasyonu ile ilgilenen bir doğa bilimi dalıdır. Tarih öncesi çağlarda başlangıcı olan eski bir bilim dalıdır. Anatomi doğası gereği gelişimsel biyoloji, embriyoloji, karşılaştırmalı anatomi, evrimsel biyoloji ve filogeniye bağlıdır, çünkü bunlar anatominin hem anlık hem de uzun vadeli zaman ölçeklerinde üretildiği süreçlerdir. Sırasıyla organizmaların ve parçalarının yapısını ve işlevini inceleyen anatomi ve fizyoloji, birbiriyle ilişkili disiplinlerin doğal bir çiftini oluşturur ve genellikle birlikte çalışılır. İnsan anatomisi, tıpta uygulanan temel bilimlerden biridir.
Embriyoloji, zigot oluşumunu, büyümesini ve gelişimini inceleyen bilim dalı. Gelişim biyolojisinin bir alt dalıdır.
Kulak (auris), işitme işlevini gören ve denge organını içinde bulunduran anatomik yapıdır. Vestibüler sistemi kullanarak işitmeyi ve vücut dengesini sağlar. Kulak; dış kulak, orta kulak ve iç kulak olacak şekilde üç kısımda incelenir.
Carl Linnaeus, İsveçli biyolog, hekim ve fizikçidir.
Marcello Malpighi, mikroskobik anatominin kurucusu, modern histoloji ve embriyolojinin öncüsü İtalyan hekim.
Andreas Vesalius, Roma İmparatoru V. Charles'ın eczacısının oğlu olarak Brüksel'de doğmuştur. Antik Çağ'dan beri süregelen insan bedeni hakkındaki yanlış düşünceleri düzelten anatomist ve doktordur. Tıp kökenli bir ailede büyümüştür. Babası imparatorun başeczacısıydı. Ailesi küçük yaştan itibaren onu tıbbı düşünceleri okuması için cesaretlendirmişti. Önce Leuven'de sonra Paris Üniversitesi'nde eğitim gördü ve daha sonra İtalya'da Padova Üniversitesi'nde anatomi kürsüsünde ders vermeye başladı. Bu sırada Galen'in eserlerini incelemeye başlayan Vesalius; onun insanın anatomik yapısı hakkında verdiği bilgilerin hatalar içerdiğini ve bu hataların kaynağının, bu konudaki çalışmaların hayvanlar üzerinde yapılmasına ve elde edilen verilerin insanlara mâl edilmesinden kaynaklandığını ileri sürdü. Ona göre insan anatomisi ile ilgili bilgi en iyi biçimde, sadece sağlıklı bir insan vücudunun incelenmesi ile elde edilebilirdi.
İnsanlarda böbrekler, memeli böbreklerinin genellikle dış lobülasyon belirtileri göstermeyen, çok loblu, çok papiller şekilli, iki adet kırmızımsı kahverengi fasulye biçimli kan filtreleyen organlardır. Bunlar retroperitoneal boşlukta solda ve sağdadır ve yetişkin insanlarda yaklaşık 12 santimetre uzunluğundadır. Kanı eşleşmiş renal arterlerden alırlar; kan eşleşmiş renal venlere çıkar. Her böbrek, atılan idrarı mesaneye taşıyan bir tüp olan üretere bağlıdır.
İbnü'n-Nefîs ya da tam künyesi ile Ebü'l-Hasen Alâüddîn Alî bin Ebi'l-Hazm İbnü'n-Nefîs el-Kareşî ed-Dımaşkî Arap İslam bilgini, bilim insanı. Birçok farklı dallarda çalışmaları bulunan İbn Nefis, hekim, anatomi uzmanı, fizyolog, cerrah, oftalmolog, psikolog, astronom, kozmolog ve jeolog idi. Bunların yanı sıra sosyal ve beşeri bilimlerde de birçok çalışmaları olan İbn Nefis, hafız, muhaddis, Şafii (mezhebi) hukukçusu, teolog, İslam filozofu, sosyolog, romancı, bilimkurgu yazarı, gramerci, dilbilimci ve tarihçi'dir. İbn Nefis Şam'da doğmuş, Kahire'de çalışmıştır.
Georges Cuvier Fransız bilim insanı ve devlet yöneticisi. Cuvier, neredeyse hiç kimseden yardım almadan, tek başına, bir bilim dalı olan omurgalı paleontolojisini kurmuş ve organizma biyolojisindeki en güçlü araçlardan biri olan karşılaştırmalı yöntemleri geliştirmiştir. Bu nedenle bazı bilim tarihçileri tarafından omurgalı paleontolojisi, karşılaştırmalı anatomi ve jeolojik tarihlendirme bilimlerinin temellerini atmasından ötürü onu "üç bilim dalının kurucusu" olarak nitelendirilmektedir.
Frank H. Netter, Amerikalı ressam, tıp doktoru ve tıp ressamı. "Tıbbın Mikelanjı" olarak da anılıyordu.
Dr. Nicolaes Tulp'un Anatomi Dersi, Rembrandt'ın 1632 yılında, yağlı boya ile tuval üzerinde çizmiş olduğu tablo. Eser Mauritshuis Müzesi'nde sergilenmektedir. Tabloda o dönem yılda sadece bir kere düzenlenen anatomi dersi resmedilmiştir.
Tıp tarihi, toplumların antik çağlardan günümüze, insan ve hayvan sağlığı ile ilgili olayları değerlendirirken neden-sonuç ilişkilerini görebilme, geçmişle bugünü değerlendirirken geleceği de öngörebilme becerisi kazanılmasını amaçlayan bir bilim dalıdır. Erken dönem tıbbi gelenekler içerisinde Antik Mısır ve Babil'den de bilgiler içermekte ve antik Yunanların teşhis, prognoz ve ileri düzey tıp etiği hakkında açıklamalara da yer verilmektedir.
Nörofizyoloji sinir sisteminin işleyişi ile ilgilenen bir fizyoloji ve sinirbilim dalıdır. Temel nörofizyolojik araştırmanın birincil araçları arasında yama kelepçesi, voltaj kelepçesi, hücre dışı tek birimli kayıt ve yerel alan potansiyellerinin kaydedilmesi ve ayrıca kalsiyum görüntüleme, optogenetik ve moleküler biyoloji gibi elektrofizyolojik kayıtlar bulunur.
Herophilos, Latince Herophilus olarak da bilinir, en eski anatomistler arasında kabul edilen bir Yunan doktoruydu. Chalcedon'da doğdu, hayatının çoğunu İskenderiye'de geçirdi. İnsan kadavralarının bilimsel diseksiyonlarını sistematik olarak yapan ilk bilim insanıydı. Bulgularını, hemen hemen hepsi kaybolan dokuzdan fazla esere kaydetti. İlk Hristiyan yazar Tertullian, Herophilos'un en az 600 canlı mahkûm üzerinde diseksiyon (viviseksiyon) çalışmaları yaptığını anlatır.
Rönesans döneminde coğrafya, astronomi, kimya, fizik, matematik, imalat, anatomi ve mühendislikte büyük ilerlemeler olmuştur. Eski bilimsel metinlerin yeniden keşfi 1453'te Konstantinopolis'in Osmanlı hâkimiyetine girmesinden sonra ivmelendi, matbaanın icadı öğrenmeyi demokratikleştirmiş ve yeni fikirlerin daha hızlı yayılmasını sağlamıştır. Ancak, en azından ilk döneminde, bazıları Rönesansı bilimsel bir geriye dönüklük olarak görmektedir. George Sarton ve Lynn Thorndike gibi tarihçiler ilerlemenin bir süre yavaşladığını savunarak Rönesans'ın bilimi nasıl etkilediğini eleştirirler. Hümanistler, siyaset ve tarih gibi insan merkezli konuları doğa felsefesine ve uygulamalı matematikğe tercih ettiler. Diğerleri ise kayıp veya belirsiz metinlerin yeniden keşfedilmesi ve dilin incelenmesi ve metinlerin doğru okunması üzerinde artan vurgu gibi etkenlere işaret ederek Rönesans'ın olumlu etkisine odaklanmıştır.
Giovanni Maria Lancisi ; İtalyan doktor, epidemi uzmanı ve anatomist. Sivrisinek popülasyonu artışı ve sıtma arasındaki ilişkiyi ortaya koymasıyla tanınır.
Matteo Realdo Colombo ; İtalyan anatomist ve cerrah. Padova Üniversitesinde 1544 ve 1559 yılları arasında çalışmıştır. 1510-1515 yılları arasında pulmoner dolaşımın ilk ayrıntılı tariflemesini yapan bilim insanıdır.
De Humani Corporis Fabrica Libri Septem, Andreas Vesalius (1514-1564) tarafından yazılan ve 1543'te yayınlanan insan anatomisi üzerine bir dizi kitaptır. Galen'in uzun süredir devam eden çalışması üzerine yazılmış olan kitap anatomi tarihinde büyük bir ilerlemeydi ve bu şekilde tanıtılmıştır.
Karşılaştırmalı anatomi, farklı türlerin anatomisindeki benzerliklerin ve farklılıkların incelenmesidir. Evrimsel biyoloji, filogenenetik ve veteriner anatomi ile yakından ilişkilidir.