
Yeni Zelanda, Güney Büyük Okyanus'ta bir ada ülkesidir. Güney Yarımkürede, Okyanusya'daki Güney Pasifik adaları arasında, Avustralya'nın yaklaşık 2.000 km güneydoğusunda yer almaktadır. Başlıca iki büyük ve 700'den fazla küçük adadan oluşur. Toplamda 268.021 kilometrekarelik bir yüz ölçümüne sahiptir. Bölgedeki tektonik hareketler ve volkanik olaylar nedeniyle Yeni Zelanda birçok yüksek dağa sahiptir. Yeni Zelanda'nın başkenti Wellington ve en büyük şehri Auckland'dır.
Laiklik veya laisizm, devlet yönetiminde dinin veya dinsizliğin referans alınmamasını ve devletin din veya dinsizlik karşısında tarafsız ve tepkisiz olmasını savunan ilkedir.

Derviş, bir tarikata ve şeyhe bağlı olan mürid, sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi.

İsmail Hakkı Dümbüllü Geleneksel Türk Tiyatrosunun son temsilcisi, orta oyunu ve tulûat sanatçısıdır.
Ad hominem, argumentum ad hominem ya da kişi karalama safsatası; kalıplaşmış bir Latince deyimdir. Bir reaksiyonun, belirli bir kişinin herhangi bir konudaki duruşu yerine şahsına yöneltilmesidir. Örneğin bir argümana cevap verirken, argümanı eleştirmekten ziyade, argümanı ortaya atan kişinin konuyla ilgisiz bir özelliğini gündeme getirerek fikirlerini çürütmeye çalışmaktır. Önerme yerine, önerme yapan kişi tartışma konusu edilerek iddialara karşı çıkmak yoluyla yapılır. Ad hominem, mantıksal bir safsata kabul edilir.
Status quo veya statüko, bir olgunun günümüzdeki durumunu belirten bir Latince deyiştir. "Statükoyu sürdürmek", var olan durumu olduğu gibi korumak anlamına gelir. Bu deyişle ilintili farklı bir kavram olan status quo ante "olguların geçmişteki durumunu" belirtir.

Anima mundi yani dünyanın ruhu, saf semavi ruh ki antik filozoflarca doğanın her yanına nüfuz ettiği öne sürülmüştür.
Bu sayfa yalın bir şekilde yaygın kullanılan veya zaman içinde önemli bir konuma getirilmiş Latince deyişlerin listesidir. Bu deyişlerden bir kısmı Yunanca deyişlerin Latince çevirileridir, bunun en büyük nedeni Yunancanın Antik Roma'da retorik ve edebiyat gelişmeden çok önceleri retorik ve edebiyat açısından gelişmiş olmasıdır.
Laissez faire (Fransızca telaffuz: [lese fɛʁ] ,, özel insan grupları arasındaki işlemlerin her türlü ekonomik müdahaleden muaf olduğu bir ekonomik sistem türüdür.

Üniversite, yükseköğretim kurumu ya da bilimtay en üst seviyede eğitim verilen, araştırma yapılan ve bilgi üretilen kurumlardır. Araştırma alanları çoğunlukla çeşitli disiplinlere ayrılan üniversiteler genellikle yüksek okul, lisans ve lisansüstü okullarından oluşurlar. Araştırma görevlileri ya da akademisyenler, yaptıkları özgün çalışmalar dolayısıyla doçent, profesör gibi çeşitli unvanlarla ödüllendirilirler. Çeşitli akademik disiplinlerde akademik dereceler verir. Üniversiteler genellikle farklı okullarda veya öğrenim fakültelerinde hem lisans eğitimi hem de lisansüstü eğitim sunar.
Retorik ya da eski ismiyle Belagat, etkileyici ve ikna edici konuşma sanatıdır. Sözcük güncel kullanımda "etkileyici ve ikna edici olmakla beraber içtenlikten veya anlamlı içerikten yoksun lisan" anlamında da kullanılır. Kavram Yunanca rhētorikos (ῥητορικός) "hitabet" kavramından türemiştir. Antik Yunanistan'da MÖ 5. yüzyılda Sokrates çevresindekiler tarafından kullanılmış olan bu kelime, ilk kez Platon’un Gorgias adlı eserinde geçmiştir.
Merkez bankası, bir ülkenin ya da ülkeler grubunun para politikasından sorumlu kurumdur. Merkez bankasının temel amacı para biriminin ve para arzının istikrarının sürdürülmesidir. Fakat merkez bankalarının bunun dışında bankacılık sektörünün son kredi mercii olmak, faiz haddinin kontrolü gibi görevleri de vardır. Bunun yanında merkez bankasının, bankalar ve diğer finansal kurumları, tedbirsizlik ve dolandırıcılığa karşı denetlemek gibi yetkileri de olabilir.

İbikseydi, Eskişehir ilinin Sivrihisar ilçesine bağlı bir mahalledir.

Hititçe veya Hitit dili, Tunç Çağı'nda Anadolu'da yaşamış Hititlerin veya dillerinde kendilerine verdikleri isimleri ile Neşalıların konuşmuş olduğu, Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil. Dil, diğer Anadolu dilleri olan Luvice ve Palaca ile yakından ilişkilidir. Tarihte belgelenmiş en eski Hint-Avrupa dilidir.

Doğla, Bursa ilinin Karacabey ilçesine bağlı bir mahalledir.

Gaius Plinius Secundus Maior ya da Büyük Plinius veya Yaşlı Plinius Como doğumlu, Romalı tarihçi, bilgin, avukat, yazar, doğa bilimci, komutan ve filozoftur. Naturalis Historia adlı kitabın yazarı olmasıyla tanınır. Gençlik yıllarında 10 yılı aşkın bir süre Roma ordusu'nda görev yapmıştır. Vespasianus döneminde Galya, Afrika ve İspanya'da praetorluk (vekillik) yapmıştır. Savaş, retorik, hitabet, gramer ve tarih alanlarında da kitaplar yazmıştır ancak o kitapları günümüze ulaşamamıştır. Günümüze ulaşabilmiş olan en önemli eseri Naturalis Historia adlı eser olup, 37 kitaptan oluşmaktadır; eserini Titus'a ithaf etmiştir. Vezüv Yanardağı'nın patlaması sırasında Stabiae'da hayatını kaybetmiştir.
Nekromansi, ölmüş kişilerin ruhlarını, birçok nedenden dolayı, doğaüstü kötü güçlere karşı ruhsal koruma olarak çağırma olayına verilen addır.

Ekin İyesi - Türk ve Tatar mitolojilerinde ekinin koruyucu ruhu. Arış İyesi de denir. Çavdar İyesi, Arpa İyesi, Buğday İyesi, Yulaf İyesi, Yonca İyesi, Ot İyesi, Çayır İyesi, Çimen İyesi gibi türleri vardır. Hatta hasat sonrası biçilmiş ot ve ekinler için Kes İyesi, Saman İyesi gibi iyeler de mevcuttur. Ayrıca dirgen, tırmık, yaba, döven, kosa, orak, bel, kürek, kazma gibi tarım araçlarının her birinin dahi iyeleri olduğu düşünülür. Zayıf kalmış ekinlerin bulunduğu yerlere Ekin Anasının ayak izleri denir. Ekin Anası ekinlerde yangın çıktığında ters tarafa üfleyerek söndürür, ekinlerin içinde yuvarlanmayı sever. Bir demet ekin onun için biçilmeden bırakılır ve buna bırakılan ekin demetine Kır Sakalı denir.

De mortuis nil nisi bonum, uzunca De mortuis nil nisi bene dicendum est veya kısaca Nil nisi bonum, Türkçe "Ölünün arkasından kötü konuşulmaz." anlamına gelen Latince bir ifadedir. Ölen kişinin kendini savunamayacağını vurgular.