İçeriğe atla

Balyemez

Özellikle kale dövmek için kullanılan orta çapta uzun menzilli top. Osmanlı ordusunda özellikle XVI. ve XVII. yüzyıllarda kuşatma savaşlarında kullanılmıştır. Osmanlı ordusu için İstanbul ve Budin tophanelerinde dökümü yapılmıştır. Balyemez, Osmanlıların XVI. asrın başlarından XIX. asrın başlarına kadar, özellikle kale muhasaralarında kullandıkları uzun menzilli bir batarya topudur. Kaynaklarda zaman zaman büyük balyemez topu olarak adlandırılan ve Evliya Çelebi’nin ejder-heft ser misâl ve serâmed diye nitelendirdiği balyemez toplarının menşei ve kökeni hakkında farklı görüş ve yorumlar bulunmaktadır. Bunlar arasında hakim görüş bu kelimenin Avrupa asıllı olduğu ve Osmanlıların bu kelimeyi kendi telaffuzları doğrultusunda değiştirmiş olduğudur. Kelimenin aslının hangi dilden neşet ettiği hususu ise meşkül mülahazalar içermektedir.

Etimolojik kökeni

İtalyanca ballamezza ("yarım top"), balliamezza ya da balimezzo sözcüklerinin bozulmuş şeklidir. Venedik ve Cenevizliler'den alındığı iddia edildiği gibi, Avusturyalılar'ın kullandıkları "faule mette" (1411 yılında Almanya'da icat edilmiş benzer bir top çeşidi) sözcüğünden Türkçeye türetilmiş olduğu tezi de yaygındır.[1] Osmanlı devrinde Farsçaya da çevrilerek "asel ne-mihored" diye de kullanılmıştır.

Özellikleri

Kara ve deniz savaşlarında kullanılan uzun menzilli balyemezler tunçtan dökülürdü. Balyemez top kalıplarına erimiş tunç yarım saatte dolar ve bir hafta kalıpta bırakılarak soğutulurdu.

Evliya Çelebi balyemez kelimesinin Türkçe asıllı olduğunu göstermek için bir anekdot verir. Çelebi, 1663 yılında yapılan Uyvar muhasarası esnasında düşmandan ele geçirilen bir balyemez topunun üzerinde sâhibu'n-nasr Süleyman Hân mimme ya'mel ser- rihtegân-ı dergâh- ı âlî Bâli yazmakta olduğunu görmüş ve istidradi olarak, bu topu yapan kişinin, sevmediği için ömründe hiç bal yemediğini ve onun yapmış olduğu topların da onun bu durumuna nisbetle bal yemez diye şöhret bulduğunu belirtir. Evliya Çelebi'nin bu düşüncesine en ciddi tenkidler yine Osmanlıca kâmuslardan gelmektedir. Resimli Kâmus-ı Osmanî, bu top mucidi Balyamezzi nam italyalının ismine izafetle müsemmâ iken, kudemâca Türkçe zannedilerek balyemez şekline konulmuş ve daha sonraları ıstılahperverân tarafından ‘asel nemi hûred’ diye tercüme edilmiştir diyerek bu ismin Evliya Çelebi'nin anlattığı gibi Türkçe olamayacağını belirtir. Şemsettin Sâmi'de, Kamûs-ı Türkî'de aynı şekilde bu ismin Türkçe olmadığını belirtir.

Bella ve Mezza asıllı Latince kelimelerin Avusturyalılar tarafından birleştirilmiş hali balimoz kelimesinin Türkçeye uygulanmış şekli olduğu da bazı kaynaklarda belirtilmiştir. Defter-i Galatat'ta da, aynı kelimenin Latince aslının küre manasındaki ‘bal’ ile yarım manasındaki ‘voynez'in bir araya gelmesinden oluştuğunu ve buna göre ‘balyemez'in yarım küre şeklinde top demek olabileceği belirtilmiştir.

Alman asıllı araştırmacı Kissling, bu topun ismi hakkında müstakil bir makale neşretmiş ve bu kelimenin aslının -italyanca olma ihtimali bulunmakla beraber- daha kuvvetli bir ihtimal ile Almanca faule metze olabileceği üzerinde uzun uzadıya durmuştur.

Kaynakça

Özel
Genel
  • Şafak TUNÇ Tophâne-i Âmire ve Osmanlı Devleti'nde Top Döküm faaliyetleri 2004 İst.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türkçe</span> Türk halkının Oğuz Türkçesi dili

Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">I. Bayezid</span> 4. Osmanlı padişahı (1389–1402)

I. Bayezid veya Yıldırım Bayezid, dördüncü Osmanlı padişahı. 1389'dan 1402 yılına kadar hükümdarlık yapmıştır. Babası Sultan I. Murad, annesi ise Gülçiçek Hatun'dur.

<span class="mw-page-title-main">Candaroğulları Beyliği</span> 1291–1461 yıllarında Karadeniz bölgesinde hüküm sürmüş Beylik

Candaroğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılışından sonra Kastamonu ve çevresinde kurulan bir Türkmen beyliğidir.

<span class="mw-page-title-main">IV. Murad</span> 17. Osmanlı padişahı (1623–1640)

IV. Murad, dîvân edebiyatındaki mahlası Murâdî, 17. Osmanlı padişahı ve 96. İslam halifesi. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü. Revan ve Bağdat fatihidir. IV. Murad İstanbul'da, Sultan I. Ahmed'in ve Kösem Sultan'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Ağabeyi II. Osman'ın Yedikule Zindanları'nda bir grup isyancı tarafından öldürülmesi üzerine amcası I. Mustafa tahta geçmişti. Aklî dengesi bozuk olan amcası I. Mustafa'nın yerine 11 yaşındaki IV. Murad padişah yapıldı.

<span class="mw-page-title-main">Tophane-i Amire</span> İstanbul, Beyoğlunda bulunan tarihi yapı

Tophane-i Amire binası, 15. yüzyılda Bizans döneminde Ste. Claire ve Aya Photini kiliselerinin yer aldığı Metopon adlı bölgede kurulmuştur. Sultan II. Mehmet tarafından fetihten sonra kurulan top döküm merkezi, Osmanlı ordu ve donanmasının kullandığı askeri topların üretildiği yerdir. 1992 yılına kadar çeşitli düzenlemeler geçiren Tophane-i Amire binası, bu tarihte Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne devredilmiştir. Günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi olarak hizmete açılan bu tarihi askeri binada Tophane-i Amire Beş Kubbe, Tophane-i Amire Tek Kubbe ve Tophane-i Amire Sarnıçlar olmak üzere üç ayrı sergi holü bulunmakta ve bu mekanlarda yurtiçi ve yurtdışı sergiler düzenlenmektedir.

Kara Davud Paşa ya da Sultan II. Osman'ı öldürdükten sonraki unvanıyla Hain Davud Paşa, Sultan I. Mustafa'nın ikinci padişahlık döneminde, 20 Mayıs 1622 - 13 Haziran 1622 tarihleri arasında 24 gün Veziriazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Ateşli silahlar, barut gazının itici gücüyle mermi atan bütün silahların genel adıdır. Ateşli silah denince, genellikle bir kişi tarafından taşınabilen küçük çaplı silahlar akla gelse de ateşli silahlar kategorisi; büyük toplardan tüfeklere, av tüfeğine ve tabancaya kadar her türde ve boyuttaki silahları kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Berber</span>

Berber, erkek saçı kesen; sakal ve bıyık tıraşı yapan meslek erbâbı. Günümüzde pek çok berber saç boyama ve fön çekimi gibi işlemleri de gerçekleştirmektedir. Türkçeye Farsça berber kelimesinden geçmiştir. Kelimenin kökeni muhtemelen Latince barba (sakal) kelimesidir.

Acem, Arapların kendileri haricindeki yabancılar için kullandığı bu sözcük, Osmanlılar tarafından ise genellikle İranlıları nitelemek için kullanılmıştır. Bu sebepten dolayı Türkçeye de İranlı anlamında kullanılan bir sözcük olarak geçmiştir. Osmanlılar döneminde İran'dan gelen insanlar için kullanılırdı. Bu nedenle İranlılar, genelde Acem olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Kili</span>

Kili, Ukrayna' nın güneybatısında, Odessa Oblastı' nda bulunan Kiliya Rayonunun merkez şehridir. Tuna Nehri deltasında, tarihi Besarabya topraklarında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Korint</span> Yunanistanda bir şehir

Korent ya da Korint, Mora Yarımadası'nı Yunanistan anakarasına bağlayan Korint Kıstağı'nın üstünde yer alan bir Yunanistan şehridir. Korint'in batısında Korint Körfezi, doğusunda da Saronik Körfezi vardır. Eski şehir, Atina'nın 78 km güneybatısında kalır. Eskiden gemilerin kayalıklı tepe üzerinden kızaklarla çekildiği kıstak, artık bir kanalla kesilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Evliya Çelebi</span> Osmanlı Türk gezgini ve yazar (1611–1682)

Derviş Mehmed Zıllî veya bilinen adıyla Evliyâ Çelebi, 17. yüzyılın önde gelen bir Osmanlı seyyahı ve nesir yazarıdır. Evliyâ Çelebi, imparatorluk kültürel zirvesinde iken, elli yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını ve komşu toprakları gezmiş, gördüklerini ve yaşadıklarını Seyahatnâme adlı 10 ciltlik ünlü eserinde toplamıştır. Hayatı boyunca gezdiği şehir sayısı 257'dir.

<span class="mw-page-title-main">Sancak (idari birim)</span> osmanlı idari birim

Sancak, Osmanlı İmparatorluğu’nun idari yapılanmasına dair bir terim olan sancak, Osmanlı Devleti'nde bir bölge veya gelir getiren has anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Lâgarî Hasan Çelebi</span> 17. yüzyılda yaşadığı rivayet edilen Türk bilim insanı

Lâgarî Hasan Çelebi, Osmanlı İmparatorluğu'nda IV. Murad döneminde, barut macunundan hazırlanmış fişekler vasıtasıyla uçtuğu görülen ve kayıt edilen Osmanlı sanatkârı ve mühendisidir.

<span class="mw-page-title-main">Şebeş Muharebesi</span> 1787-1791 yılları arasında Avusturya-Osmanlı Savaşı sırasında kazara gerçekleşen savaş

Şebeş Muharebesi, Romanya'nın Karansebeş bölgesinde Osmanlı İmparatorluğu ve Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu'na bağlı Avusturya Arşidüklüğü arasında yapılan bir muharebe olup, muharebe Osmanlı zaferi ile sonuçlanmıştır. Ancak Osmanlı kaynakları ve Avusturya kaynakları değişik olaylara önem vermekte ve bu anlatımların hangisinin gerçeği tam yansıttığı hususunda sorunlarla karşılaşılmaktadır. Özellikle Avusturyalılar tarafından yazılan Almanca mevcut kaynaklar savaştan uzun bir süre sonra yazılmıştır ve kendi tarafını hiç iyi göstermeyen gerçekler anlatmaktadır.

Pulak Mustafa Paşa sancakbeyliği, kaptan-ı derya ve beyleybeyliği görevlerinde bulunmuş Osmanlı devlet adamı.

<span class="mw-page-title-main">Şehrizor</span> Vikimedya liste maddesi

Şehrizor veya Şehrezûr, Irak'ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde kalan Süleymaniye şehrinin batısında, Cibâl bölgesinde verimli bir ovadır. Bölge, İran, Irak ve Türkiye arasındaki sınır bölgesinde kalmaktadır. Havraman Dağları'nın batısında yer alır ve yaklaşık 60 x 40 km genişliğindedir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı silahları</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri kuvvetleri yüzyıllar boyunca çeşitli silahlar kullandı. Topkapı Sarayı'nın cephaneliğinde seçkin eşyaların bulunduğu geniş bir koleksiyon vardır.

<span class="mw-page-title-main">Azak Seferi (1641-1642)</span>

Azak Seferi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kazaklar ve Rusya Çarlığı ile askerî mücadelelerinde evre.