Sykes-Picot Anlaşması 1916 yılında Birleşik Krallık ve Fransa arasında imzalanan, Rusya ve İtalya tarafından onaylanan, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması durumunda karşılıklı olarak kabul edilen etki ve kontrol alanlarını tanımlayan gizli bir anlaşmadır.
Kanada, Kuzey Amerika'da bir ülkedir. On eyalet ve üç bölgeden oluşan ülke, Büyük Okyanus'tan Atlas Okyanusu'na ve kuzeyde Arktik Okyanusu'na kadar 9,98 milyon km²'lik bir alanı kaplar. Bu özelliğiyle yüzölçümü bakımından dünyanın Rusya'dan sonra en büyük 2. ülkesidir. Kanada, sınırları içinde en çok göl bulunduran ülkedir, bir milyondan fazla göl bulunmaktadır. Kanada'nın güney ve batıda Birleşik Devletler ile olan sınırı 8.891 km ile dünyanın en uzun kara sınırıdır. Ayrıca Kanada, 200.000 km den fazla bir mesafe ile dünyanın en uzun sahil şeridine sahiptir. Kanada'nın topraklarında çoğunlukla ormanlar ve bunun yanı sıra Rocky Dağları'ndaki tundra hakimdir. Nüfusun beşte dördü güney sınırına yakın yaşamaktadır. Kanada'nın başkenti Ottawa; en büyük üç şehri Toronto, Montreal ve Vancouver'dır.
Britanya İmparatorluğu, Birleşik Krallık veya öncül devletleri tarafından yönetilen dominyonlar, sömürgeler, himayeler ve mandalar ile diğer bağımlı bölgelerden oluşmuş olan imparatorluktur. 16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere Krallığı tarafından kurulan denizaşırı sömürgeler ve ticaret karakolları olarak başlamıştı. En güçlü döneminde tarihteki en geniş topraklara sahip devlet olmasının yanı sıra bir yüzyıldan fazla bir süre boyunca dünyanın en önde gelen küresel gücüydü. 1922'de 458 milyon kişi, yani dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri, Britanya İmparatorluğu'nun egemenliği altındaydı ve toprakları 33.000.000 km2'lik alanı kapsıyordu. Bu derece geniş bir coğrafyaya hükmettiği için siyasi, dilsel ve kültürel kalıtı hâlen yaygın olarak devam etmektedir. Gücünün doruklarındayken, dünya geneline yayılmış toprakları nedeniyle her zaman en az bir bölgesinde gün ışığı olmasından ötürü "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" olarak da tanımlanmaktaydı.
Balfour Deklarasyonu, Lloyd George'un başbakanlığındaki Britanyalı savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Arthur Balfour'un girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin'de bir Yahudi devletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir. 1917 yılındaki bu deklarasyon, ilk Balfour Deklarasyonudur. Balfour'un girişimiyle 1926 yılında, Britanya sömürgeleri hususunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır.
Ankara Antlaşması (1926), 5 Haziran 1926 tarihinde, Türkiye ve Irak arasındaki siyasi sınırları belirlemek ve komşuluk münasebetlerini düzenlemek amacıyla İngiltere ve Türkiye tarafından Ankara'da imzalanan anlaşma.
Arthur James Balfour veya Lord Balfour, İskoç asıllı Britanyalı siyasetçi.
John Alexander Macdonald, Kanada Dominyonu'nun ilk başbakanı. Kanada'nın William Lyon Mackenzie King'dan sonra en uzun süre başbakanlık yapan politikacısıdır. Dominyonun kuruluş dönemini izleyen gelişme sürecine önderlik etmiştir.
Sömürge Hindistanı, Britanya Hindistanı, Britanya Rajı ya da Hindistan İmparatorluğu 1858'den 1947'ye kadar Birleşik Krallık'ın Hindistan kolonisinin adıdır. Bu dönem ayrıca dominyon periyodu olarak da adlandırılmıştır. İngiltere kontrolündeki bölge güncel kullanımda Hindistan (India) adıyla bugünkü Hindistan, Pakistan Bangladeş ve Myanmar ülkelerini kapsıyordu. Yöneticisi İngiliz Kraliyet ailesi idi. Başkenti Kalküta (1858-1912) ve Yeni Delhi (1912-1947) olmuştu. Hindistan olarak,1945’te San Fransisco’da II. Dünya Savaşı’nın ardından oluşturulan Birleşmiş Milletler'in kurucu üyesi olmuştur.
Birleşik Krallık Irak Mandası, Ağustos 1920'de Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan Sevr Antlaşması sonucunda Birleşik Krallık yönetimindeki manda idaresi. Bu yönetim 26 Nisan 1920'de İtalya'daki San Remo Konferansı'nda belirlenmişti. Mezopotamya'da Fransa kontrolündeki Lübnan ve Suriye mandaları da bulunmaktaydı.
Birleşik Krallık Filistin Mandası, Birleşik Krallık'ın Filistin'deki Osmanlı Devleti hakimiyetine son vermesiyle İtilaf Devletleri tarafından kararlaştırılan ve Milletler Cemiyeti tarafından Haziran 1922'de resmen onaylanarak kurulan manda cumhuriyeti.
Faysal-Weizmann Anlaşması, Hicaz Kralı'nın oğlu Emir Faysal ile daha sonra Dünya Siyonist Teşkilatı'nın başkanlığına gelecek olan Chaim Weizmann arasında, I. Dünya Savaşı'ndan kaynaklanan anlaşmazlıkların çözüme kavuşturulması amacı ile toplanan 1919 Paris Barış Konferansı kapsamında, 3 Ocak 1919 tarihinde imzalanmıştır. Filistin'de Yahudiler için bir yurt, Orta Doğu'nun büyük bölümünde de bir Arap devleti kurulması amacıyla Arap-Yahudi işbirliğini öngören, ancak kısa ömürlü olmuş bir anlaşmadır.
Britanya'nın Almanya'yla bir savaşa ilişkin korkuları 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla gerçeğe dönüştü. Britanya'nın Almanya ve müttefiklerine karşı savaş ilan etmesi, ölçülemeyecek değerde askeri, mali ve malzeme alanında destek sağlayan koloni ve dominyonları da kapsamaktaydı. Dominyonların ordularında bulunan 2.5 milyon askerin savaşa katılmasının yanı sıra kraliyet kolonilerinden de binlerce gönüllü savaşta yer aldı. Almanya'nın Afrika'daki denizaşırı kolonilerinin çoğu kısa süre içinde işgal edildi, Pasifik'teyse Avustralya ve Yeni Zelanda Alman Yeni Ginesi ve Samoa'yı işgal etti. Osmanlı İmparatorluğu'na karşı 1915 yılında Çanakkale Savaşı'nda Avustralya, Newfoundland ve Yeni Zelanda'dan gelen birliklerin katkıları bu bölgelerdeki ulusal bilinç üzerinde önemli bir etki yarattı ve Avustralya'yla Yeni Zelanda'nın kolonilikten bağımsızlığa geçiş süreçlerinde önemli bir dönüm noktası oluşturdu. Bu iki ülkede bu olay halen Anzac Günü adı verilen özel bir günde anılmaktadır. Kanadalılar ise Vimy Ridge Muharebesi'ne benzer bir bakış açısıyla yaklaşmaktadırlar. Dominyonların savaşa olan önemli katkısı 1917 yılında Britanya başbakanı David Lloyd George'un dominyon başbakanlarını 1917 yılında emperyal politikaları düzenlemek için toplanan Emperyal Savaş Kabinesi'ne çağırmasıyla hükûmet tarafından da onaylanmış oldu.
Yeni Zelanda Kolonisi, 1841'den 1907'ye kadar var olmuş bir Britanya kolonisidir. 1853 e kadar koloni valilerini Birleşik Krallık atamış, 1853 yılında ise koloni kendi kendini yönetmeye başlamıştır. 1907'de koloni, Yeni Zelanda Dominyonu olmuştur.
Westminster Yasası Birleşik Krallık Parlamentosu'nun oluşturduğu bir yasadır. Yasanın değiştirilmiş versiyonları Avustralya ve Kanada'nın yasalarında mevcut iken; Yeni Zelanda ve diğer Dominyonlarda Milletler Topluluğu'nda artık yer almadığı için kaldırılmıştır. 11 Aralık 1931 tarihinde yapılan bu yasa, onaylanana kadar İngiliz İmparatorluğu'nun kendi kendini yönetmekte olan Dominyonlar ile hukuki ilişkisini oluşturmuştur. Bunun yanında bütün dominyonları karar verme açısından birbirinin onayına bırakmış olup, monarşik lakaplar veya tahtta veraset sistemi bu anlaşmaya bağlı kılınmıştır. Bu yüzden 1926 Balfour Deklarasyonu'nda da belirtildiği üzere eşitlik prensibi ve kraliyet tacına bağlılığı yasal ilkeler haline getirmiştir. Bu, Dominyonların ayrı devletler haline gelmesinde önemli bir adımdır.
İmparatorluk Konferansı veya 1907 öncesinde kullanılan adıyla Sömürgeler Konferansı, Britanya İmparatorluğu'nun bir parçası olan kendi kendini yöneten sömürgeler ve dominyonların hükûmet liderlerinin katıldığı, 1887-1937 yılları arasında periyodik olarak düzenlenen buluşmalardı. 1887, 1894, 1897, 1902, 1907, 1911, 1921, 1923, 1926, 1930, 1932 ve 1937'de düzenlenmiş olup 1944 itibarıyla yerini İngiliz Milletler Topluluğu Başbakanları Konferansı'na bırakmıştı.
Viyana Beyannamesi ve Eylem Programı ya da VDPA, Avusturya'nın Viyana kentinde 25 Haziran 1993 tarihinde Dünya İnsan Hakları Konferansı'nda oybirliği ile kabul edilen bir insan hakları bildirgesidir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği pozisyonu bu beyanname ile tavsiye edilmiş ve ardından 48/121 sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurul Kararı ile oluşturulmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması, I. Dünya Savaşı'nı takiben Kasım 1918'de İstanbul'un Britanya, Fransa ve İtalya askerleri tarafından işgal edilmesinin ardından başlayan jeopolitik bir süreçti. Parçalanma, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanya ile ittifak kurmasının ardından yapılan Sykes-Picot Anlaşması gibi İtilaf Devletleri'nin savaşın ilk safhalarında yaptığı birtakım anlaşamalar üzerinden planlanmıştı. Eskiden Osmanlı İmparatorluğu'nu oluşturan büyük topraklar ve halklar, birkaç yeni devlete bölündü. Osmanlı İmparatorluğu; jeopolitik, kültürel ve ideolojik yönden önde gelen İslam devletiydi. Osmanlı'nın savaşın ardından parçalanması, Britanya ve Fransa gibi Batılı güçlerin Orta Doğu'ya hâkim olmasına sebep oldu ve modern Arap dünyası ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açtı. Anadolu Hareketi tarafından bu Batılı güçlere direnilse de, Osmanlı'nın ardıl devletleri kapsamında böylesi bir direniş II. Dünya Savaşı'nı takip eden hızlı dekolonizasyon sürecine kadar görülmedi.
Ali Rıza Paşa Rikabi modern Suriye'nin ilk başbakanı ve aynı zamanda Ürdün başbakanıydı.
Hindistan Dominyonu, resmi olarak Hindistan Birliği, 15 Ağustos 1947 ile 26 Ocak 1950 arasında var olan Britanya Uluslar Topluluğu'nda bağımsız bir egemenlikti Bağımsızlığına kadar Hindistan, Birleşik Krallık tarafından gayri resmi bir imparatorluk olarak yönetildi. Britanya Raj'ı ve bazen Britanya Hint İmparatorluğu olarak da adlandırılan imparatorluk, doğrudan İngiliz hükûmeti tarafından yönetilen ve toplu olarak Britanya Hindistanı olarak adlandırılan bölgelerden ve bir üstün sistem altında Hint yöneticiler tarafından yönetilen prensdevletler olarak adlandırılan bölgelerden oluşuyordu. Hindistan Dominyonu, bugün Pakistan ve Bangladeş olan İngiliz Hindistan bölgelerini kapsayan bağımsız bir Pakistan Dominyonu da resmileştiren Hindistan Bağımsızlık Yasası 1947'nin kabul edilmesiyle resmileştirildi. Hindistan Dominyonu, genel tabirle "Hindistan" olarak kaldı, ancak coğrafi olarak küçüldü. Yasa uyarınca, İngiliz hükûmeti eski topraklarını yönetme konusundaki tüm sorumluluğundan vazgeçti. Hükûmet ayrıca, prens devletlerin yöneticileriyle olan anlaşma haklarını iptal etti ve onlara Hindistan veya Pakistan ile siyasi bir birliğe katılmalarını tavsiye etti. Buna göre, İngiliz hükümdarının kraliyet unvanı olan "Hindistan İmparatoru" terk edildi.
Kendi kendini yöneten koloni, Britanya İmparatorluğu'nda seçilmiş yöneticilerin koloninin temsili kontrolüne sahip olup, kolonyal güce başvurmadan çoğu kararı alabildiği seçilmiş bir hükûmete sahip bir idari bölünüş biçimidir. Birleşik Krallık hükûmetinin atanmış bir Vali aracılığıyla, atanmış bir Konsey'in yardımıyla veya yardımı olmaksızın yönettiği bir Kraliyet kolonisinin aksine bu koloniler kendi yönetim organlarını oluşturmaktaydı. Kendi kendini yöneten kolonilerin çoğunda "halka sorumlu hükûmet" vardı.