İçeriğe atla

Balaban Paşa

Balaban Paşa veya Balaban Baderi (ArnavutçaBallaban Pasha veya Ballaban Badheri[1]) (ö. 1466), Arnavut asıllı bir Osmanlı askeri ve devlet adamıdır. Katolik Hristiyan bir ailede dünyaya gelmiş olup Osmanlılara esir düştükten sonra devşirme olarak yetiştirilip[2] II. Mehmed döneminde paşalığa yükselmiştir. Balaban Paşa bazen İstanbul'un surlarına ilk tırmanan kişi olarak kabul edilir[3] ve Osmanlı'nın Balkan seferleri sırasında önemli bir rol oynamıştır. 1464-1465 yılları arasında Ohri Sancağı'nın sancakbeyi olarak görev yapmıştır.[4][5]

Balaban Paşa, 1466 yılında İkinci Akçahisar Kuşatması sırasında arkebüz ateşiyle boynundan vurularak öldürüldü.

Kaynakça

  1. ^ Elsie, Robert (20 Ocak 2015). Albanian Folktales and Legends: Selected and Translated from the Albanian. Createspace Independent Pub. s. 210. ISBN 978-1-5076-3130-0. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2016. 
  2. ^ "Islamic History Sourcebook: James M. Ludlow: The Tribute of Children, 1493". Fordham University. 14 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2016. 
  3. ^ James M. Ludlow: The Captain of the Janizaries
  4. ^ Sir Hamilton Alexander Rosskeen Gibb; Johannes Hendrik Kramers; Bernard Lewis; Charles Pellat; Joseph Schacht (1954), The Encyclopaedia of Islam, 4, Leiden: Brill, s. 140, ISBN 978-90-04-14448-4, OCLC 399624, 13 Aralık 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 23 Eylül 2016 
  5. ^ İnalcık, Halil, From empire to republic : essays on Ottoman and Turkish social history, İstanbul: Isis Press, s. 88, ISBN 978-975-428-080-7, OCLC 34985150, 24 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 23 Eylül 2016 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Hanedanı</span> Osmanlı İmparatorluğunu yöneten aile

Osmanlı Hanedanı, Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 623 yıl yöneten hanedandır. Osmanlılar, Osmanoğulları, Âl-i Osman ve Hanedan-ı Âl-i Osman olarak da bilinir. Hanedan, adını Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'den alır.

<span class="mw-page-title-main">Leş Birliği</span>

Leş Ligası veya Arnavut Ligi olarak da bilinen Leş Birliği, Arnavut soylular tarafından 2 Mart 1444'te Leş'te kurulan askeri ve diplomatik bir birlikti. İskender Bey ve çeşitli Arnavut soylularının ve şeflerinin Osmanlı İmparatorluğu'na karşı birleşmesi ile oluşan bu birlik Arnavutların tarihlerindeki ilk birleşik devleti olmuştur. Leş Birliği'nin lideri olan İskender Bey, birliğin lideri olduğu süre boyunca hep "Dominus Albaniae" yani "Arnavutların Birliğinin Şefi" unvanını kullanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

Niş Muharebesi Kasım 1443'ün başlarında János Hunyadi komutasındaki Haçlılar ile Osmanlı kuvvetleri arasında yapılmıştır. Sonuçta Niş kalesi ele geçirilip bölgedeki 3 farklı Osmanlı birliği yenilgiye uğratılmıştır. Niş Muharebesi Hunyadi'nin Uzun Sefer'inin bir parçasıdır. öncü birliklerin başında Trajan Geçidine dayanan Hunyadi, 3 farklı paşanın komutasındaki 3 Osmanlı ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Ardından öncü haçlı kuvvetleri Macar Kralının Ordusu ile birleşip Sofya'yı ele geçirmiştir. Bu arada Macar Kralı ile birlikte sonucu tartışmalı çeşitli kaynaklara göre Osmanlı zaferi ile biten ama Osmanlıları Edirne-Segedin Antlaşmasına zorlayacak kadar ağır Osmanlı kayıpları ile sonuçlanan; diğer bir kaynağa göre ise Macar zaferi ile biten ama bastıran kış koşulları, kralın sabırsızlığı neticesinde Haçlı ordusunun bu muharebeden bir süre geri dönmek zorunda kaldığı, sonrasında Osmanlıların yeniden barış antlaşmasına zorlandığı İzladi Derbendi (Kustinitza) Muharebesi'ni sultan II. Murad'la yapmıştır. Bir başka görüşe göre ise Osmanlıların ağır kaybına karşı kendileri de ağır kayıplar verip İzladi'de bozguna uğrayan Macarlar kış şartları altında geri çekilmeye zorlandılar ancak beklenmedik bir olay savaşın gidişini değiştirdi, Dragoman'da bu orduyu takip eden Osmanlı kuvvetleri, pusuya düşürülüp yenilgiye uğratıldı ve sultan II. Murad'ın damadı ve veziriazam Çandarlı 2. Halil Paşa'nın kardeşi Mahmud Bey esir alındı. Bu da Osmanlılar üstünde moral bozukluğuna neden oldu; Haçlılarınsa bu seferi başarılı bir sefermiş gibi göstermelerini sağladı. İzladi Muharebesi'nin sonucu ne olursa olsun, Haçlılarla yapılan bu muharebeler ve Niş muharebesi Bosna, Hersek, Sırbistan ve Arnavutluk'ta geçici süreliğine Osmanlı egemenliğinin zayıflamasına ve sarsılmasına neden olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">1912 Arnavut İsyanı</span> Arnavutların, 1912 yılı içerisinde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı başlattığı ayaklanma olayı

1912 Arnavutluk İsyanı, Ocak-Ağustos 1912 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda Arnavutlar tarafından gerçekleştirilen bir isyandır. 1910 ve 1911 yıllarında Arnavutluk ve Kosova bölgelerinde Arnavut Ulusunun Haklarını Savunma Birliği destekli iki isyan başlatılmıştı. 1910 yılındaki Arnavut isyanı Bulgaristan ve Karadağ tarafından desteklenmişti. İsyanda, şiddetli çatışmaların ardından İsa Bolatin öncülüğündeki Arnavut isyancılar Drenice bölgesine çekilmiş, bir diğer isyancı İdris Sefer ise kalan askerleriyle birlikte direnişini sürdürdüğü Karadak bölgesine çekilmişti. 1911 yılındaki isyanda ise Podgorica isyancıların ana üssü olmuş ve isyancılar Karadağ Kralı I. Nikola tarafından desteklenmişti. Her iki isyan da isyancılara birtakım imtiyazlar tanınarak bastırılmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Avlonya Sancağı</span>

Avlonya Sancağı veya Berat Sancağı, Osmanlı İmparatorluğu'nun sancaklarından biriydi. Sancak 1466 yılında Elbasan Kalesi'nin inşa edilmesinden sonra kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Debre Sancağı</span>

Debre-i Bâlâ Sancağı, Osmanlı İmparatorluğu'nun sancaklarından biriydi. Sancağın merkezi Debre idi.

<span class="mw-page-title-main">Arnavutluk Geçici Hükûmeti</span>

Arnavutluk Geçici Hükûmeti veya Bağımsız Arnavutluk, Arnavutluk'un 28 Kasım 1912 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını ilan etmesinin ardından 4 Aralık 1912'de kurulan ve 1914 yılında kadar varlığını sürdüren bir geçici hükûmettir.

<span class="mw-page-title-main">Torvioll Muharebesi</span>

Torvioll Muharebesi veya Aşağı Debre Muharebesi, 29 Haziran 1444 tarihinde Torvioll Ovası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile Leş Birliği arasında gerçekleşen bir muharebedir.

İkinci Akçahisar Kuşatması, Haziran 1466-23 Nisan 1467 tarihleri arasında Leş Birliği'nin kontrolündeki Akçahisar'ın Balaban Paşa önderliğindeki Osmanlı ordusu tarafından kuşatılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Gusinyeli Ali Paşa</span> Arnavut asker

Ali Paşa Şabanagay, bir Arnavut askeri komutanı ve Prizren İttifakı'nın liderlerinden biriydi. Bugün Platon ve Gusinye olarak bilinen Doğu Karadağ'ın civarında bir bölgeyi Osmanlı kaymakamı olarak yönetti. Novšiće Savaşında Karadağ Prensliğine karşı Prizren İttifakı'nda savaşan gayri nizami Arnavut kuvvetlerin lideriydi.

Arnavut milliyetçiliği, ilk kez 19. yüzyılda Arnavut millî uyanışı sırasında etnik Arnavutların ürettiği milliyetçi fikir ve kavramların genel bir adıdır. Arnavut milliyetçiliği, coğrafi olarak genişletilmiş bir Arnavut devletinin veya büyük Arnavut nüfusunu barındıran bitişik Balkan topraklarını kapsayan Büyük Arnavutluk'un oluşturulması fikirlerini de içeren Arnavutçuluk ve Pan-Arnavutçuluk gibi benzer kavramlarla da ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">1912-1913 Londra Konferansı</span>

Londra Barış Konferansı veya Büyükelçiler Konferansı olarak da bilinen 1912-1913 Londra Konferansı, o zamanın altı Büyük Gücü'nün uluslararası bir zirvesiydi. Birinci Balkan Savaşı'nda Balkan Birliği ordularının Osmanlı Devleti'ne karşı kazandığı başarılar nedeniyle Aralık 1912'de toplandı. Konferans özellikle, toprak edinimleri konusunda savaşan güçler arasında hakemlik yapmayı ve aynı zamanda çatışma sırasında bağımsızlığı ilan edilen Arnavutluk'un geleceğini belirlemeyi amaçladı.

<span class="mw-page-title-main">Avlonyalı Süreyya Bey</span>

Avlonyalı Süreyya Bey Osmanlı Arnavut siyasetçisi, 1912 Arnavutluk Bağımsızlık Bildirgesi'nin aktif bir figürü ve Avlonya Meclisi delegelerinden birisi.

<span class="mw-page-title-main">Talat Paşa suikastı</span> 214. Osmanlı Sadrazamının uğradığı suikast

Talat Paşa suikastı, 15 Mart 1921'de eski Osmanlı sadrazamı ve İttihat ve Terrakinin kurucularından Talat Paşa'nın Berlin'de Ermeni öğrenci Soğomon Tehliryan tarafından yapılan suikast sonucu öldürülmesidir. Duruşması sırasında Tehliryan, "Bir adam öldürdüm ama katil değilim" dedi ve jüri kararıyla beraat etti.

<span class="mw-page-title-main">Toptanî ailesi</span>

Toptaniler, 20. yüzyılın başlarında Osmanlı'ya bağlı Arnavutluğun orta kesimlerinde yer alan ve Osmanlı Devleti'nin önde gelen Arnavut kökenli soylu bir ailesiydi. Toptani ailesi Osmanlı Devleti tarafından, Arnavutluk'un daha kolay yönetilebilmesi için atanan az sayıdaki soylu aileden biriydi. 20. yüzyılın başlarında klanın başı olan Esad Paşa Toptani, kendi ailesinin kökeninin Thopia ailesinden geldiğini iddia etti. Bazı kaynaklara göre ailenin ismi, topçuluğun nadir olduğu zamanlarda, ailesinin sahip olduğu düşünülen, top kelimesinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yanya Paşalığı</span>

Yanya Paşalığı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Epir merkezli bir alt bölümüydü. Paşalık, Osmanlı İmparatorluğu tarafından hiçbir zaman resmi olarak tanınmamasına rağmen, Arnavut hükümdarı Ali Paşa yönetiminde yüksek derecede özerklik kazandı.

<span class="mw-page-title-main">Arnavut paşalıkları</span> 1760-1831 yılları arasında Arnavutlukta hükûm süren 3 yarı bağımsız devlet

Arnavut Paşalıkları 1760-1831 yılları arasında modern Arnavut paşaları tarafından yönetilen Arnavutluk, Kosova, Karadağ, Güney Sırbistan ve Yunanistan sınırları içindeki üç yarı-bağımsız devletti.

<span class="mw-page-title-main">Libhovalı Müfid Bey</span> Arnavut siyasetçi, diplomat ve maliyeci (1876-1927)

Müfid bey Libohova Arnavut ekonomist, diplomat ve siyasetçi ve Arnavutluk Bağımsızlık Bildirgesi'nin yapıldığı Avlonya Meclisi'nde delegelerden biridir. Arnavutluk Geçici Hükûmeti döneminde Arnavutluk'un ilk İçişleri Bakanı olarak görev yaptı ve o zamandan itibaren 1913-1927 yılları arasında dokuz kez farklı hükûmet görevlerinde bulundu, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı, Maliye Bakanı ve Kültür Bakanı olarak görev yaptı.

Arnavut Soylular, Orta Çağ Arnavutluk'unun yönetici sınıfı olan asilzadeler topluluğuydu. Bu soyluların yönetimindeki Arnavut prenslikleri genellikle çevredeki Venedik Cumhuriyeti, Bizans İmparatorluğu, Sırp İmparatorluğu, Napoli Krallığı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun himayesinde yaşıyordu. Bu prensliklerin yöneticisi olan asilzadeler ise genelde Despot, Dux, Kont ve Župan gibi unvanlar kullansa da Sebastokrator gibi Latince veya Slav orijinli unvanlar da kullanıyorlardı.