İçeriğe atla

Bahriye Üçok

Bahriye Üçok
Türkiye Büyük Millet Meclisi
17. dönem milletvekili
Görev süresi
24 Kasım 1983 - 14 Aralık 1987
Seçim bölgesi1983 - Ordu
Cumhuriyet Senatosu
10-16. dönem kontenjan senatörü
Görev süresi
14 Ekim 1971 - 14 Ekim 1977
Cumhuriyet Senatosu
10-16. dönem Başkanlık Divanı kâtibi
Görev süresi
2 Kasım 1971 - 14 Ekim 1977
Kişisel bilgiler
Doğum Bahriye Bektaşoğlu
10 Mayıs 1919(1919-05-10)
Trabzon, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm 6 Ekim 1990 (71 yaşında)
Ankara, Türkiye
Defin yeri Karşıyaka Mezarlığı, Ankara
Partisi Cumhuriyet Halk Partisi
(1977-1980)
Halkçı Parti (1983-1987)
Sosyaldemokrat Halkçı Parti (1987-1990)
Evlilik(ler) Coşkun Üçok
Çocuk(lar) Kumru Üçok
Bitirdiği okul Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (lisans)
Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı (lisans)

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (doktora)

Bahriye Üçok (10 Mayıs 1919, Trabzon - 6 Ekim 1990, Ankara), Türk tarihçi, ilahiyat akademisyeni ve siyasetçidir. Türkiye'nin ilk kadın ilahiyatçısı olan Üçok, Türkiye'de İslam tarihi, İslam'da kadınların yeri ve laiklik gibi konular üzerine çalışmalar yürüttü ve çeşitli kitaplar yayımladı. Siyasete girdiği 1971 yılından itibaren 1990 yılına kadar cumhuriyet senatörlüğü, milletvekilliği gibi görevler üstlendi. Aktif siyaset yaptığı dönemde hem mecliste hem senatoda laiklik, irtica ve Türkiye'deki dinî konularla ilgili konuşmalar yaptı ve çözüm önerileri sundu.

Ordu'daki ilk ve orta öğreniminin ardından İstanbul'daki Kandilli Kız Lisesinde eğitim gördü. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Orta Çağ Türk-İslam tarihi ve aynı üniversitenin Devlet Konservatuvarı Opera Bölümünden mezun oldu. Daha sonra 1953 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde İslam Tarihi bölümüne öğretim üyesi olarak atanarak Türkiye'nin ilk kadın ilahiyatçısı oldu. 1957 yılında İslam Tarihinde İlk Sahte Peygamberler adlı teziyle doktorasını tamamladı. Bu tezi, İslam dünyasında ilk sahte peygamberlerin hareketlerini incelediği bir akademik çalışma olarak kabul edilir. Akademik çalışmaları, İslam tarihi ve İslam dininin erken dönemleri üzerine yoğunlaştı. Türkiye'de İslam ve kadın üzerine ilk akademik çalışmaları yapan kişidir. İslam tarihinde kadınların rolünü ve tarih boyunca kadın hükümdarları da çalışan Üçok bu alandaki çalışmalarıyla tanındı. Aynı zamanda kadın hakları savunucusuydu.

Bahriye Üçok, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın atamasıyla 1971'de Cumhuriyet Senatosuna kontenjan senatörü olarak girdi. 1983 yılında Halkçı Parti'den Ordu milletvekili seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisinde laiklik ve kadın hakları gibi konularda aktif rol üstlendi. Siyasete atıldıktan ve kadın haklarıyla laiklik konularında açık görüşlerini dile getirmesinin ardından birçok tehdit aldı. 6 Ekim 1990 tarihinde adresine gönderilen paketteki kitabın içine gizlenmiş bir bombanın patlaması sonucunda öldü. Öldürülmesini önce "İslami Hareket" adlı bir örgüt üstlendiyse de yargı safhasında failin Tevhid-Selam adlı başka bir İslamcı örgüt olduğu ortaya çıktı.

Bahriye Üçok'un ölümünün ardından, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy suikastları ve benzer olaylar için Umut Davası olarak bilinen bir yargılama süreci başladı. Ölümüyle bağlantılı bu davada, Türkiye'de aydın cinayetlerinin ve tehditlerinin ciddiyeti ve tehlikesi vurgulandı. Üçok'un İslam üzerine yayımladığı akademik eserler, Türkiye'de laikliğin ve demokrasinin korunmasına yönelik çalışmaları ve kadın hakları savunuculuğu, kendisinin Türkiye'de "Laikliğin Savunucusu İlahiyatçı" lakabıyla tanınmasını sağladı. Türkiye'deki kadınların toplumsal ve siyasi hayata katılımına ve laiklik ilkesinin korunmasına yönelik katkıları, günümüzde de çeşitli kesimlerden destek görmeye devam etmektedir.

İlk yılları ve eğitimi

Bahriye Üçok, Mehmet ve Nadire Bektaşoğlu'nun kızı olarak 10 Mayıs 1919'da Trabzon'da doğdu.[1][2][3] İlk ve orta eğitimini Ordu'da tamamlayan Üçok, İstanbul'daki Kandilli Kız Lisesinden mezun oldu.[1] Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Orta Çağ Türk İslam Tarihi Bölümü ile Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Bölümünde eş zamanlı olarak dört sene eğitim gördü.[4][5] İki bölümden de mezun olduktan[3] sonra kısa bir süreliğine DTCF fakültesinin kütüphanesinde memur adayı olarak çalıştı. 26 Ekim 1942'de Samsun Lisesine tarih öğretmeni stajyeri olarak atandı. Yaklaşık iki sene sonra, 21 Aralık 1944'te ise Ankara'daki 4. Ortaokulda[a] tarih ve coğrafya öğretmenliğine atandı.[1]

1953'te Ankara Ticaret Lisesinde görevlendirildi.[1][7][b] 16 Kasım 1953'te Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Kürsüsüne asistan adayı olarak atanınca lisedeki görevinden ayrıldı. Üçok, fakültenin ilk kadın öğretim üyesi ve Türkiye'nin ilk kadın ilahiyatçısıydı.[9][10] Aday öğretim üyeliğinin süresinin 28 Eylül 1954'te dolmasının ardından kadrolu asistan oldu.[1][9]

Akademik kariyeri

İslam Tarihinde İlk Sahte Peygamberler adlı teziyle 1957 yılında doktorasını tamamladı.[9][11] Monografi niteliğindeki tezinde, Hicret'in ilk on yılında gerçekleşmiş İslam karşıtı faaliyetleri incelemiş; Müslüman geleneğinde Muhammed ve vaizlerinin aleyhtarı olan ve "yalancı peygamberler" olarak adlandırılan Esved el-Ansî, Tuleyha bin Huveylid, Müseylime ve karısı Secah'ın İslam'a karşı yürüttükleri mücadelenin doktrinini ve gösterdikleri değişimi açıklamış; bu kişilerin İslam'a karşı verdikleri mücadelenin siyasi ve sosyal nedenlerini anlatmıştı.[12] Sahte peygamber hareketlerinin İslam tarihi üzerinde iki olumlu ve bir olumsuz etkisi olduğunu ifade ederken ona göre sahte peygamberlere karşı verilen mücadele, Muhammed'in ölümünden sonra Muhacir ve Ensar arasında olası bir ayrılığı engellemiş ve aynı kabileden olan Müslümanlar ile gayrimüslimlerin farklı taraflarda savaşmasını önlemişti. Tezinde bu durumun kabile bağlarının gevşemesine yol açarak İslam'ın yayılması adına olumlu bir etki yaptığını fakat aynı zamanda bu sahte peygamber hareketlerinin İslam'ın yayılmasını bir süre geciktirdiği için olumsuz bir etki yarattığını da ileri sürmüştü.[9]

Bahriye Üçok

1 Eylül 1961'de, uzmanlık eğitimi alması adına Fransa'ya gönderildi. Bir sene sonra, 10 Eylül 1962'de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesindeki görevine döndü. 4 Aralık 1964'te, İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar adlı eseriyle İslam Tarihi Kürsüsünde doçent unvanı kazandı.[1] "Mücadeleden yılmayan, cesur ve kabiliyetli kadınların" yaşamları üzerine olduğunu belirttiği bu eserinde Üçok, kadınların devlet yönetimindeki rolünün çok sayıda tarihî örneği olduğuna dikkat çekerek bu konuda Saba Melikesi Belkıs, Yehuda Kraliçesi Atalya, Mısır Kraliçesi Kleopatra, Palmira Kraliçesi Zenobia gibi isimleri örnek verdi. Kitapta, birçok Avrupa ülkesindeki kadın hükümdarlara da vurgu yaparak İslam dünyasındaki kadın hükümdarların faaliyetlerinden bahsetmişti.[12]

1967 yılında doktora tezini genişletip düzenleyerek İslamdan Dönenler ve Yalancı Peygamberler adı altında yeniden yayımladı.[13] Aynı yıl Belleten'de yayımlanan "İslâm Devletlerinde Bazı Nâibeler" adlı makalesi, İslam dünyasındaki kadınların tarih boyunca rolüne dair yapılan araştırmalarının devamı niteliğinde değerlendirildi. Bu makale; Avrupalı bilim insanlarının, genellikle kadınların İslam toplumlarındaki toplumsal ve bireysel hayat üzerindeki etkisini doğru bir şekilde değerlendiremediklerini ve kadınların yalnızca kocalarının eşleri olarak haremlerde izole bir hayat sürdükleri şeklinde yanlış bir algıya sahip olduklarını düşünen Üçok nezdinde bu fikirlere bir tepki olarak görüldü. Üçok aynı zamanda, Sasani İmparatorluğu'ndaki kadınların hukukî statüsünü inceleyen ve kadınların geniş haklara sahip olmalarının imparatorluğun çöküşüne katkıda bulunduğunu öne süren Christian Bartholomae'nin argümanlarını eleştirdi.[12]

2021 tarihli bir çalışmaya göre Türkiye'de kadın ve din konusundaki "ilk kıvılcımı çıkaran" kişi Bahriye Üçok'tur.[14]

Siyasi kariyeri

Senatörlük dönemi

Bahriye Üçok ve eşi Coşkun Üçok'un bir etkinlikten fotoğrafı

Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın talimatıyla 14 Ekim 1971'de kontenjan senatörü seçildi.[1][15] Tayfur Sökmen tarafından 2 Kasım 1971'de Cumhuriyet Senatosu Başkanlık Divanı kâtipliğine aday gösterilen Üçok, yapılan oylamayla bu göreve seçildi.[16]

Senatörlüğü boyunca Genel Kurulda muhtelif konularda yirmi üç konuşma yaptı. 14 Ocak 1972'de yaptığı konuşmada, bazı camilerde Atatürk Devrimleri'ne karşı konuşulduğunu ve halkın kışkırtıldığını ifade ederek Diyanet İşleri Başkanlığının cehaletle savaşması için Atatürk Devrimleri'ni cami vaazlarında halka anlatabileceğini söyledi.[17] 1974'te kâtiplik görevine yeniden seçildi. 18-24 Kasım 1975 tarihlerinde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün Pakistan'a gerçekleştirdiği ziyarette refakatçi sıfatıyla bulundu. Altı yıllık senatörlük görev süresinin 14 Ekim 1977'de dolmasıyla birlikte senatodan ayrıldı.[1]

Milletvekilliği dönemi

1977'de Cumhuriyet Halk Partisi'ne katıldı. 12 Eylül Darbesi'yle tüm siyasi partilerin kapatılmasının ardından 1982 Anayasası'nın kabul edilmesini takiben partilerin kurulmasına yeniden izin verilen dönemde Halkçı Parti'nin kurucu üyelerinden birisi oldu.[1][4] 1983 genel seçimlerinde Halkçı Parti'den Ordu milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisine girdi.[1][18] Mecliste milletvekili olarak görev yaptığı süre boyunca 15 kanun teklifi, 12 sözlü ve 37 yazılı soru önergesi verdi. Genel kurulda 33'ü kanun tasarıları hakkında olmak üzere toplam yetmiş kez konuşma yaptı.[3][19] 11 Nisan 1984 tarihinde mecliste Diyanet İşleri Başkanlığına ilişkin sözlü sorular sordu ve bu sorulara dönemin Anavatan Partisi hükûmetinin Sanayi ve Ticaret Bakanı Kâzım Oksay cevap verdi. Üçok, Diyanet İşleri Başkanlığını şu sözlerle eleştirdi:[20][21]

"İtiraf etmekten çekinmeyelim ki bugün Türkiye, çeşitli akımların yanı sıra cumhuriyete karşı şeriatı açık veya kapalı, örtülü olarak savunan mihraklarla karşı karşıyadır ... Diyor ki, Diyanet İşleri Başkanlığı gazetesinde; «İslâm ilkelerine zıt bir durum tatbik edilmek istendiğinde devlete itaat edilmez.» Yani şeriat kurallarına ters bir harekette bir kanun çıkaracak olursak halkı isyana sevk edeceğiz, öyle mi arkadaşlar? Buna nasıl doğru diyebiliyorsunuz; nasıl doğru diyebiliyorsunuz rica ederim?.."

Bu sözleri üzerine dönemin Maliye ve Gümrük Bakanı Ahmet Alptemoçin, Üçok'a "bu meclisin vaktini işgâl etmeye hakkınız yok, sayın milletvekili" dedi.[20][22] Gazeteci Oktay Akbal, 2000 tarihli köşe yazısında Üçok'un tehlikeleri haber veren bu sözlerinin dönemin ANAP milletvekili ve bakanlarınca dikkate alınmadığını, aynı kişilerin "gerçekleri konuşanları bastırmaya çalıştığını" anlattı ve Bahriye Üçok'un "büyük uyarısının güncelliğini koruduğunu" belirtti.[21][22]

Diğer siyasi ve dernek faaliyetleri

Harici video
Bahriye Üçok'un da katıldığı türban konulu açık oturum (03.16), 1988, TRT

Milletvekilliği süresi dolunca meclisten ayrılan Üçok, siyasetle ilgilenmeye devam etti.[1][3] Halk Partisi ve Sosyal Demokrasi Partisi'nin birleşmesinde rol aldı. 1986'da bu birleşme ile birlikte kurulan Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin üyesi oldu.[4] Üçok, 1988 yılında TRT'de katıldığı Açıkoturum adlı televizyon programında Kur'an'daki ayetleri örnek göstererek, İslam'da örtünmenin kadınlar için zorunlu tutulmadığını açıkladı.[4][23] Bu programdan sonra Bahriye Üçok'a "çok sayıda tehdit telefonu ve mektubu" geldi.[4] 27 Ekim 1988'de eşi Coşkun Üçok'un ölümünden sonra da bu tehditleri almaya devam etti ve hatta telefonla gelen tehditlerden birinde bayıldığı için hastaneye kaldırıldı.[24]

Üçok, 19 Mayıs 1989 tarihinde kurulmuş Atatürkçü Düşünce Derneği'nin kurucu üyeleri arasındaydı.[5] 1990 yılı Eylül ayında ise SHP'nin parti meclis üyesi seçildi.[19] Sosyolog Uğur Berk Kalelioğlu'na göre Bahriye Üçok'un Atatürkçü Düşünce Derneği'nin kurucu üyeleri arasında yer alması, "Mustafa Kemal vizyonu ve Atatürkçü düşünceye 'din karşıtlığı' doğrultusunda yöneltilen eleştirilere bir karşı duruş" olarak nitelendirilebilir.[5]

26 Eylül 1990 tarihinde Tübingen, Almanya'da verdiği konferansta İslam'da kadın, Türk kadınının yasal hakları, Türk kadınının Türkiye ve Almanya'daki sosyal yaşantısı gibi konular üzerinde konuşma yaptı. Aldığı tehditler nedeniyle kendisini konuşmacı olarak davet eden Tübingen Türk Derneği üyelerinden koruma talep etti. Yerel polis teşkilatı, Üçok'un korunması için konferans süresince yanında iki kadın polis bulundurdu.[25]

1990 yılında SHP'nin hazırladığı laiklik raporu üzerine çalışıyordu. Bu raporun parti meclisine ve merkez yürütme kuruluna sunulmasından sonra kamuoyuna yayımlanması planlanıyordu. Ölümünden üç gün önce tamamlayıp raporu dönemin SHP genel başkanı Erdal İnönü'ye sundu. "Gerici faaliyetlere sağlanan maddi desteğin büyüklüğüne" ve bunun için yayımlanan kararnamelere ve yürürlüğe giren yasalara vurgu yapan raporun yedi sayfalık özeti basın kuruluşlarına dağıtıldı. Üçok, yazdığı bu raporda irticanın "iktidarın koruyucu kanatları altında gittikçe semirmekte olduğunu" ve "dinsel kökenli çabaların 1982'den sonra anayasallaştığını" yazdı.[4][26]

Suikastı

Bahriye Üçok, 6 Ekim 1990 günü saat 16.00 sıralarında kızı Kumru Üçok ile yerel pazardan evine döndü. Çankaya, Köroğlu Caddesi,[c] 15 numaralı evinin kapısında "Ekspres Kargo'dan ismine gönderilen" ve kendisi adreste bulunamadığı için kargo bürosuna geri dönmüş bir paketin elden teslim alınmasını talep eden bir nota rastladı. Bunun üzerine kızı Kumru Üçok, Kuzgun Sokak'taki Ekspres Kargo şubesinden paketi aldı ve eve geldi. Kumru Üçok'un paketi kapının önündeki pazar çantalarının yanına bırakmasının ardından Bahriye Üçok paketi aldı. Paketi eline alıp ipini kesen Üçok, içinde iki kitap buldu. Kitapları çıkartmakta zorlanan Bahriye Üçok, kızına "Bunu çok sarmışlar, içinde bir şey olmasın? Bunu ben dışarda açayım, sen uzak dur" dedi. İçinde dinî kitaplar bulunan paketin patlamasıyla Bahriye Üçok'un iki kolu ve bir bacağı bedeninden ayrıldı. Patlama üzerine etrafta bulunan insanlar ve polislerin yardımıyla Hacettepe Tıp Fakültesi acil servisine kaldırıldı. 17.30'da hastaneye gelen Üçok'un kalbi durmuştu. Bahriye Üçok, saat 20.00'de ameliyata alınamadan öldü.[4][10][d]

Bahriye Üçok'un evine yollanan kitap içindeki bombanın şeması[25]

Dönemin SHP genel başkanı olan Erdal İnönü, parti genel sekreteri Hikmet Çetin tarafından telefonla aranarak Bahriye Üçok'un ölümünden haberdar edildi. İstanbul'dan Ankara'ya giden Erdal İnönü, aynı gün 21.50 sularında Bahçelievler'de akrabalarının evine gitmiş olan Kumru Üçok'a başsağlığı diledi ve kendisini teskin etti.[4]

9 Ekim 1990'da Bahriye Üçok'un cenazesi Maltepe Camii'nden kaldırıldı. Cenaze namazından önce dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın gönderdiği ve üzerinde "Cumhurbaşkanı" yazan çelenk protesto edildi. Çelenk orada bulunan görevliler tarafından ters çevrildi ve cami dışına çıkarıldı.[28] Ankara Üniversitesi Rektörlüğünde, saat 08.30'da gerçekleştirilen cenaze törenine Erdal İnönü, Süleyman Demirel, meclis başkanı Kaya Erdem, SHP yöneticileri, SHP il ve ilçe örgütleri, DYP, HEP, CDGP genel başkanları katıldı. Bunun yanı sıra meslek odalarından temsilciler, Türk-İş'e bağlı sendikalar da cenaze törenindeydi. Törene toplam 30 bin civarı kişi katıldı. Üçok'un cenazesi, Karşıyaka Mezarlığı'na defnedildi.[28][29]

Soruşturma ve yargılamalar

Bahriye Üçok

Bahriye Üçok'a gerçekleştirilen bombalı suikasti "İslami Hareket" adlı bir örgüt üstlendi.[30][31][e] Söz konusu örgüt adına konuştuğunu belirten bir kişi, Cumhuriyet gazetesini arayıp Bahriye Üçok'u "tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdıklarını" ve "İslam'a sınır koyanları idam etmeyi borç bildiklerini" söyledi. Ankara Emniyet Müdürlüğünden yetkililer de Üçok'un son zamanlarda "sık sık tehdit edildiğini" belirtti. Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Mehmet Ağar, paketi kargoya verenlerin kimliğinin belirlenmesi için çalışıldığını söyledi. Ankara Valisi Saffet Arıkan Bedük, paketin gönderici kısmında "İlmi Araştırmalar Vakfı" adlı bir kurumun yazdığını belirtti ve bu tipteki suikast girişimlerinde paketin üstünde yazan gönderici bilgilerinin "çoğunlukla doğru olmadığını" vurguladı.[4] Bahriye Üçok'un suikast sonucu ölümünün araştırmasında polis, Devlet Güvenlik Mahkemesi ve Milli İstihbarat Teşkilatı görev aldı. MİT, İslami Hareket adlı örgütle alakalı araştırma yaptı ve yurt dışıyla bağlantısı hakkında bilgi toplamaya çalıştı. Güvenlik güçlerinin İslami Hareket adlı örgüte dair hiçbir bilgisi olmadığı ve soruşturmanın "tıkanıp kaldığı" belirtildi.[29]

7 Ekim 1990'da Anadolu Ajansı'nı arayan biri, suikasti "Ülkücü Gençlik Albay Fetih Ordusu" adına üstlendiklerini belirtti. Bunun üzerine polis yetkilileri, bu örgütle ilgili bir bilgiye sahip olmadıklarını ve olayın istismar edilmesi veya hedef saptırmak için artık herkesin suikasti üstlenebileceğini ifade etti. Polis, soruşturmanın ilk aşamasında, bombanın yapımında kullanılan patlayıcı maddenin NATO'ya üye ülkelerde üretilen ve Orta Doğu'daki "İslami terör örgütlerinin kullandığı bir plastik patlayıcı olduğunu" tespit etti. Aynı zamanda polis, Üçok'a kitap içinde gönderilen ve nitrogliserin içeren patlayıcının, aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınevi'nde yaşanan patlamada da kullanıldığını belirtti ancak Diyanet'te yaşanan patlamadan çıkan yangını söndürürken kullanılan su yüzünden Üçok'a gönderilen bombayla Diyanet'teki patlamaya sebep olan maddenin net bir biçimde karşılaştırılamayacağını ifade etti.[33] Daha sonra polis, bombanın yine Orta Doğu merkezli örgütlerin kullandığı C-4 tipi patlayıcı olduğunu açıkladı.[34]

Harici video
Oradaydım Belgeseli - Ölümcül Kitap (34:34), Soner Yalçın

Bomba paketini Üçok'a yollayanları görmüş tek kişi, Ekspres Kargo şirketinin teslimattan sorumlu çalışanı Gülay Calap'tı. Gülay Calap polise ifade vererek paketi ona teslim edenlerin eşkâllerini ayrıntılı bir şekilde anlatıp robot resimlerinin çizilmesine yardımcı oldu fakat ifadesini verdikten sonra kayıplara karıştı. Calap, Bahriye Üçok'un ölümünden dört sene sonra, 16 Ocak 1994'te Türkiye Devrimci Halk Partisi İzmir sorumlusu olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Örgütün PKK'yla ilişkili olması sebebiyle Calap'a mahkemece 22 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Medya kuruluşlarınca "kargocu kız" olarak anılan Gülay Calap, 4 yılı Çanakkale E Tipi Cezaevinde olmak üzere toplam 16 yıl hapis yattıktan sonra tahliye edildi.[34][35]

Umut Davası kapsamındaki gözaltılar, yargılamalar ve cezalar

Güvenlik güçleri tarafından İstanbul'da bulunan "Hizbullah İlim Grubu"na 17 Ocak 2000'de bir operasyon düzenlendi. Bu operasyonda ele geçirilen CD ve disketlerdeki bilgilerden yola çıkılarak Uğur Mumcu'yu öldürenlerin bulunması için polis tarafından 21 Şubat 2000'de Umut Operasyonu başlatıldı. Türkiye genelinde yüzden fazla kişi, bu operasyon kapsamında şüpheli sıfatıyla gözaltına alındı.[36][37] Operasyon ve gözaltılardan sonra soruşturmayı yürüten savcı Hamza Keleş tarafından 11 Temmuz 2000 tarihinde Umut Davası adlı dava açıldı.[36][38] Bu dava, gazeteci ve yazar Uğur Mumcu suikastının sorumlularını yakalamak amacıyla başlatılmıştı fakat daha sonra ortaya çıkarılan bağlantılar sonucunda Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok'un suikastları dahil yirmi iki olayı içeren bir davaya dönüştü.[36][39]

Bahriye Üçok'un mezarı, kocası Coşkun Üçok'un yanındadır
 
Bahriye Üçok'un mezarı, kocası Coşkun Üçok'un yanındadır
Bahriye Üçok'un mezarı, kocası Coşkun Üçok'un yanındadır

İlk yargılama sürecindeki savcı iddianamesinde, Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu ismindeki örgütün yöneticisiyle üye sanıkların "Türkiye'deki mevcut anayasal düzeni silah zoruyla değiştirerek yerine İran rejimine benzer bir İslam devleti kurmayı" amaçladığı belirtildi. Sanıklardan Ferhat Özmen, yolladığı bombalı paketle Bahriye Üçok'u öldürdüğünü itiraf etti. Dava kapsamında 17 sanığın yargılanması 14 Ağustos 2000'de başladı.[36] Sanıklardan Ferhat Özmen dâhil dokuzuna Türk Ceza Kanunu'nun 146/1. maddesine göre idam cezası, ikisine 22 yıl 6 aydan az olmamak üzere ağırlaştırılmış hapis cezası, dördüne 15 ila 22 yıl 6 ay hapis cezası ve kalan ikisine 4 yıl 6 ay ila 7 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi.[39] 7 Ocak 2002 yılında sonuçlanan davada örgüt üyesi Necdet Yüksel ve Rüştü Aytufan'a verilen müebbet hapis cezaları onandı.[40][41] Dava sonuçlanmış olsa da Yargıtay tarafından sanıkların bir kısmı için verilen kararlar bozuldu. Ferhat Özmen ve diğer birkaç sanığın cezaları, Gülay Calap'ın paketi kendisine teslim ettiğini iddia ettiği Ferhat Özmen ile yüzleştirilmemiş olmasından ve buna ek birkaç sebepten daha iptal edildi.[38][42]

İkinci yargılama sürecinde 16 Nisan 2003 tarihinde gerçekleşen duruşmada Gülay Calap ve Ferhat Özmen mahkemede karşı karşıya getirildi. Calap, olayın üzerinden uzun süre geçtiğinden kendisine paketi veren kişiyi tanıyamayacağını öne sürdü.[38] Yargılama sürecinin sonunda, 28 Temmuz 2005'te Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Ferhat Özmen'e hiçbir indirim olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi ve 2006'da cezası onandı.[36][38][40][f] Ceyhan Mumcu, Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine 4 Haziran 2008'de bir dilekçe vererek Gülay Calap'ın, Calap'ın avukatı Filiz Kalaycı ve gazeteci Fehmi Koru'nun ifadelerinin alınmasını talep etti.[43] Davada verilen son cezalar Mart 2014'te Yargıtayın 9. Ceza Dairesi tarafından onandı. Yargıtay bu onama kararında Tevhid Selam ve Kudüs Ordusu örgütünün Bahriye Üçok'u öldürdüğünü açıkladı.[40][44] Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kararında İran bağlantılı örgütleri öne çıkardı. Tevhid-Selam örgütünün 1985 yılında İstiklal ve Şehadet dergileri, ardından da Tevhid ve Selam gazetesi etrafında örgütlendiğini kaydeden Yargıtay, bu örgütlerin radikal dinî fikirlere sahip olduğunu ve İran devriminin yöntemini benimsediğini savundu. Yargıtay, buna ek olarak bu örgütlerin amacının Türkiye Cumhuriyeti topraklarında İran gibi şeriatla yönetilen bir devlet kurmak olduğunu vurguladı.[45]

2017 yılında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, "terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan hapis yatan Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin, Mehmet Şahin, Yusuf Karakuş ve Recep Aydın'ın Anayasa Mahkemesine başvurmasının ardından bu hükümlülerin yeniden yargılanmasına karar verdi. Bu beş sanık da cezalarının infazı durdurulduğu için tahliye edildi.[46] Günümüzde Umut Davası kapsamında yargılanmış on yedi sanıktan Ferhat Özmen ve Necdet Yüksel dışında şu an cezaevinde bulunan kimse yoktur.[40]

Suikasta tepkiler ve hükûmete eleştiriler

Dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal, Üçok'un öldürülmesinden derin üzüntü duyduğunu ifade etti. "Saldırıyı nefretle telin ettiğini" belirten Özal, Bahriye Üçok'un aldığı görevlerde Türkiye'ye değerli hizmetler verdiğini vurguladı. Başbakan Yıldırım Akbulut ise kimsenin buna benzer olaylarla bir yere varamayacağını belirterek saldırıya tepki gösterdi ancak bu olayı, "1980 öncesindeki Türkiye'deki hareketlerle aynı şekilde mütalaa etmenin yanlış olduğunu" öne sürdü.[4][33] TBMM Başkanı Kaya Erdem, "...Türk milletinin cumhuriyet ilkelerine ve demokrasiye olan inanç ve güveni karşısında bu karanlık odakların çirkin emellerine ulaşmaları asla mümkün değildir" diyerek bombalı saldırıya tepki gösterdi.[4]

9 Ekim 1990 günü Bahriye Üçok'un cenazesi için bir kortej düzenlendi. Resimde Süleyman Demirel, Kaya Erdem ve Erdal İnönü yan yana yürümekte, arkada da "Laik Demokratik Çağdaş Türkiye" yazılı bir pankart görülmektedir.

SHP genel başkanı Erdal İnönü, emniyet birimlerinin suçluları bulacak kuvveti olduğunu fakat bunu isteyip istemediklerinden emin olmadığını ifade etti. Hükûmet bulmasa dahi kendilerinin bu olayı aydınlatacaklarını söyleyen İnönü, "tek tek hepimiz öldürülsek de biz bunları demokrasi içinde aşacağız. Bir kişi de kalsa çağdaş olarak yaşayacağız. Kimsenin kuşkusu olmasın. Ama iktidar nerede?" sözleriyle ANAP hükûmetini eleştirdi. Ayrıca Üçok'un inançlı bir Müslüman olduğunu belirterek kendi ülkesinde dindar fakat laik bir çevrede yaşam sürmek isteyenlere yardım eden biri olduğunu ifade etti. DYP genel başkanı Süleyman Demirel ise saldırının bir "tertip" olduğunu belirtti ve Erdal İnönü'yü TBMM'de bulunan odasında ziyaret ederek başsağlığı diledi. Suikastın faillerinin derhal bulunmasını ve cezalandırılmasını isteyen Demirel, "...devlet, devlet gibi; hükûmet, hükûmet gibi olma mecburiyetindedir. 15 cinayetin hiçbirinin faili bulunamamıştır ... Her defasında söyleniyor. Kanı yerde kalmayacaktır deniliyor. Ama ondan ibaret kalıyor..." sözleriyle hükûmete eleştiride bulundu.[4][47]

Uğur Mumcu'ya göre Bahriye Üçok, Atatürk İlkeleri'ni savunduğu için öldürüldü. Mumcu, hükûmeti Üçok'un cinayetine karşı sessiz kaldığı gerekçesiyle eleştirdi ve "Atatürk İlkeleri'ni savunmanın artık bir cesaret işi olduğunu" söyleyerek tıpkı Bahriye Üçok ve öldürülmüş diğer Atatürkçü çizgideki aydınlar gibi "demokrasinin kendisinin de terör kurbanı olacağını" ileri sürdü. Bülent Ecevit'i de cenazeye katılmaması dolayısıyla eleştirdi.[48][49]

Gazeteci Hasan Cemal, Üçok'u öldürenlere yönelik olarak Türkiye'yi Orta Çağ karanlığına çekemeyeceklerini, "laik ve özgür düşünceyi susturma şansları olmadıklarını" ifade etti. Hikmet Çetinkaya, ANAP iktidarının özgürlükçü ve laik düşüncelerin gelişimine bir fayda sağlamadığını, en azından Üçok'u öldürenleri ve ilişkili örgütleri yakalayıp adalete teslim etmelerinin iyi olacağını belirtti.[33]

Kişisel hayatı

7 Temmuz 1945'te, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Coşkun Üçok ile evlendi.[50] 25 Mayıs 1954'te ise Coşkun Üçok ile evliliğinden Kumru adında bir kızı oldu.[1][50] Üçok, Fransızca, az düzeyde Arapça ve orta düzeyde Farsça biliyordu.[4][51]

Fikirleri

Bahriye Üçok'un, Türkiye'de orta ve yüksek öğretim kurumlarında ilahiyat programlarının yeniden öğretilmesi girişimlerine karşı aktif muhalefet yaptığı belirtilir.[12] Aynı zamanda "Kur'an'a bağlı kalarak İslam dinini çağdaş bir bakış açısı ve hoşgörü" ile yorumladığı belirtilmiştir. Bu yüzden 1960'lardan itibaren çeşitli tehditlere maruz kaldığı kaydedildi.[5] Üçok; Atatürkçülük ve laiklik hakkında yazdı, konferanslar düzenledi, laik ve demokratik sistemin destekçisi olarak çalışmalar yaptı.[1] Katıldığı toplantılarda vurguladığı konular arasında laiklik, kadın hakları ve irtica tehlikesi bulunuyordu. Özellikle laiklik ve kadın hakları konularına odaklanan ve "aydın bir din bilgini" olarak bilindiği belirtilen Üçok'un çeşitli kesimlerce "Laikliğin Savunucusu İlahiyatçı" olarak tanındığı vurgulandı.[5][52] Buna ek olarak üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasına TBMM'de karşı çıktı.[4]

Atatürkçü Düşünce Derneği'ne göre Üçok "hem devrimci hem de mücadeleciydi; kadın haklarını savunuyor ve laikliğin ülkeyi özgür kılacağını" söylüyordu. Bununla beraber "İslam dininin kadınlar için de bir devrim olduğunu ancak hatalı bir şekilde yorumlanmasından ötürü farklı noktalara gittiğini" öne sürmekteydi.[53] Cumhuriyet gazetesi yazarı Mahmut Aslan'a göre ise canının tehlikeye girme ihtimali olsa dahi laiklik aleyhindeki eylemlere karşı çıkmıştır. Yazara göre günümüzde "Bahriye Üçok'un izinde yürüyen milyonlarca kişi vardır".[54]

Mirası ve anılması

Bahriye Üçok heykeli, Bahçelievler, Çankaya, Ankara.

Ölümünün ardından Türkiye'de birden fazla yere Bahriye Üçok'un adı verilmiştir. Buna örnek olarak İzmir, Karşıyaka ve Karabağlar'daki Bahriye Üçok mahalleleri, Kocaeli'deki Bahriye Üçok Caddesi, İstanbul'daki Bahriye Üçok Ekolojik Çocuk Yuvası, Eskişehir'deki Bahriye Üçok Eğitim ve Gelişim Merkezi verilebilir.[55] Bunlara ek olarak Fethiye'de, Zeytinburnu'nda, Çan'da, Bergama'da, Narlıdere'de ve Çankaya'da Bahriye Üçok'un adını taşıyan parklar bulunmaktadır.[56] Fethiye'deki parkta büstü,[57] Çankaya'daki bir parkta ise heykeli bulunur.[58] 4. Levent'teki Demokrasi Kahramanları Parkı'nda da Bahriye Üçok'a ait bir heykel vardır.[59] Üçok'un adı aynı zamanda Çankaya'daki bir kütüphaneye[60] ve Ataşehir'deki bir hasta misafirhanesine verilmiştir.[61] İzmir Kadın Müzesi'nin "Protesto ve Kadınlar" bölümünde, Bahriye Üçok'un suikast sonucu ölmesini protesto etmek için 13 Ekim 1990 tarihinde çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından İstanbul'da düzenlenen yürüyüşün o döneme ait haberleri bulunur. Aynı müzede bulunan "Öncü Kadınlarımız" odasında da Bahriye Üçok'un fotoğrafı ve bilgileri mevcuttur.[62]

Bahriye Üçok'un ölüm yıl dönümünde, Atatürkçü Düşünce Derneği dâhil olmak üzere çeşitli kurumlar, siyasi partiler, devlet yetkilileri ve sivil toplum kuruluşları tarafından anma törenleri yapılmakta ve mesajlar yayımlanmaktadır.[30][63][64][65][66][67]

Harici video
Doç. Dr. Bahriye Üçok Anması (1:41:56), Atatürkçü Düşünce Derneği, 2022

Eserleri

Bildiri
Çeviri
  • Mazaherî, Ali (1972). Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları. Üçok, Bahriye tarafından çevrildi. İstanbul: Varlık Yayınları. 
  • Mazaherî, Ali (1964). Müslüman Ortaçağda Eğitim ve Öğretim. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 12. Üçok, Bahriye tarafından çevrildi. Ankara. ss. 119-128. 
  • Poliak, Abraham Nahum (1954). "Samî Doğunun Araplaştırılması". Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 3 (3-4). Üçok, Bahriye tarafından çevrildi. Türk Tarih Kurumu Basımevi. ss. 85-101. 
Kitap
Konferans metni
Makale

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. ^ Bu okulun adı günümüzde Cebeci Ortaokulu'dur.[6]
  2. ^ Bu okulun adı günümüzde Ankara Mesleki ve Teknik Lisesi'dir.[8]
  3. ^ Bu caddenin adı günümüzde Uğur Mumcu Caddesi'dir.[27]
  4. ^ Eski Malatya Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu da 1978 yılında benzer yöntemle suikaste uğramıştır.[4]
  5. ^ Bu örgüt, Atatürkçü Düşünce Derneğinin bir diğer kurucu üyesi olan hukukçu Muammer Aksoy'un suikastini de üstlenmiştir.[32]
  6. ^ Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin ve Türkiye'de idam cezasının kaldırılmasından sonra Ağır Ceza Mahkemeleri kuruldu ve sanığın cezası idamdan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi.[42]

Kaynakça

Özel
  1. ^ a b c d e f g h i j k l m Çoker, Fahri (1999). Türk Parlamento Tarihi: Cumhuriyet Senatosu Üyelerinin Özgeçmişleri (1960-1980) (PDF). 2. Ankara: Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları. ss. 781-782. 12 Kasım 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  2. ^ Üçok 1967, s. VI.
  3. ^ a b c d Candeğer, Ümmügülsüm; Coşkun, Mehmet Burhanettin (21 Haziran 2018). "Cumhuriyet Senatosu dönemi kadın siyasetçilerin Türk kamu bürokrasisindeki yeri ve önemi üzerine bir inceleme". Toros Üniversitesi İİSBF Sosyal Bilimler Dergisi. 5 (8): 236-262. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2023. 
  4. ^ a b c d e f g h i j k l m n o "Üçok'a bombalı paket". Cumhuriyet (23752). 7 Ekim 1990. ss. 1, 11. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2023. 
  5. ^ a b c d e Kalelioğlu 2020, s. 91.
  6. ^ "2019-2023 Stratejik Planı" (PDF). Cebeci Ortaokulu. 2019. s. 6. 21 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Ekim 2023. 
  7. ^ "TBMM Üyelerine Ait Özgeçmiş Bildirimi - Bahriye Üçok" (PDF). TBMM. 1983. 11 Aralık 2023 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  8. ^ "Okulumuzun Tarihçesi". Ankara Mesleki ve Teknik Lisesi. 2023. 11 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Aralık 2023. 
  9. ^ a b c d Asal, Caner (7 Nisan 2020). "İslam'dan Dönenler ve Yalancı Peygamberler". Tarih Kritik Dergisi. 6 (2): 126-128. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ekim 2023. 
  10. ^ a b Barutçu, Atilla (15 Mart 2023). "'Wounded religious masculinities': Muslim men's opposition against male circumcision in Turkey". Turkish Studies (İngilizce). 24 (2): 379-399. doi:10.1080/14683849.2022.2103408. ISSN 1468-3849. 9 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  11. ^ Üçok 1967, s. VII.
  12. ^ a b c d Buniyatov, Z. V. (20 Ocak 1983). "Ortaçağları Araştıran Türk Tarihçilerinin Yeni Eserleri". Belleten. 47 (185): 87-94. ISSN 0041-4255. 15 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  13. ^ Üçok 1967, s. vii.
  14. ^ Tunç, Harun (2021). "Türkiye'de Kadın ve Din Çalışmaları Üzerine Bir Araştırma". Antakiyat. 4 (1). ss. 175-190. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2023. 
  15. ^ "Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi - 124'üncü Birleşim" (PDF). Cumhuriyet Senatosu. 14 Ekim 1971. s. 1037. 27 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 14 Ekim 2023. 
  16. ^ "Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi - 2'nci Birleşim" (PDF). 1 (Toplantı 11). Cumhuriyet Senatosu. 2 Kasım 1971. ss. 17-18. 26 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 14 Ekim 2023. 
  17. ^ Kılıç, Selami (2010). "Türk Parlamentosundaki Kadın Milletvekilleri (1935-2007) (Yayımlanmamış Doktora Tezi)" (PDF). Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı. 15 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 9 Kasım 2023. 
  18. ^ "Resmî Gazete" (PDF) (18181). 4 Ekim 1983. s. 58. 14 Haziran 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 13 Ekim 2023. 
  19. ^ a b "Bahriye Üçok'un katledilişinin 25. yılı..." CNN Türk. 11 Aralık 2018. 25 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023. 
  20. ^ a b "T.B.M.M. Tutanak Dergisi - 51'inci Birleşim" (PDF). TBMM. 11 Nisan 1984. s. 259. 1 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Ekim 2023. 
  21. ^ a b Akbal, Oktay (22 Ağustos 2000). "Üçok'tan Bu Yana..." Cumhuriyet. s. 2. 21 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2023. 
  22. ^ a b Tüleylioğlu 2018, s. 306.
  23. ^ Dündar, Can. (5 Ekim 2022). Prof. Bahriye Üçok'u Ölüme Sürükleyen Program [Video]. YouTube. https://youtube.com/8IsHy0_PB5Q?si=qZNAR7KZE_CW123E 6 Şubat 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  24. ^ Emekçi, Mustafa (9 Ekim 1990). "Milletvekili Ne İş Yapar?". Cumhuriyet. 21 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2023. 
  25. ^ a b "Tehdit ediliyorum, koruyun". Cumhuriyet (23754). 9 Ekim 1990. ss. 1, 16. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ekim 2023. 
  26. ^ "İktidar irticanın koruyucusu". Cumhuriyet (23756). 11 Ekim 1990. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  27. ^ "Cadde-Bulvar ve Refüjler". Ankara Büyükşehir Belediyesi. 2023. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  28. ^ a b "Laiklik yürüyüşü". Cumhuriyet (23755). 10 Ekim 1990. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  29. ^ a b "Soruşturma tıkandı". Cumhuriyet (23754). 9 Ekim 1990. s. 1. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  30. ^ a b "Aydınlanma savaşçısı Bahriye Üçok. Atatürkçü İlahiyatçı, laikliğin ve Türk Devrimi'nin yılmaz savunucusu Üçok 32 yıl önce bugün şehit edildi". Yeniçağ. 6 Ekim 2022. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  31. ^ "Aydınlanma yazarı Bahriye Üçok katledilişinin 26. yılında anılıyor". Sözcü. 6 Ekim 2016. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  32. ^ "Hükümete çağrı". Cumhuriyet (23754). 9 Ekim 1990. s. 1. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  33. ^ a b c "Yine ipucu yok". Cumhuriyet (23753). 8 Ekim 1990. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  34. ^ a b "Faili meçhullerin suç aleti: C-4". Milliyet. 28 Ocak 1999. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  35. ^ Sürek, Erdem (25 Kasım 2007). "Kargocu kız DTP'nin kurmayı". Hürriyet. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  36. ^ a b c d e "Umut davası: Özmen'e müebbet hapis". CNN Türk. 11 Aralık 2018. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2023. 
  37. ^ "Umut Operasyonu'nun tarihçesi". arsiv.ntv.com.tr. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2023. 
  38. ^ a b c d "Uğur Mumcu Cinayeti | Uğur Mumcu Cinayeti Soruşturmasının Geçirdiği Aşamalar". um:ag. 2018. 16 Ocak 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  39. ^ a b "Umut Operasyonu davası başladı". Hürriyet. 14 Ağustos 2000. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  40. ^ a b c d "Uğur Mumcu cinayeti: Bazı tuğlalar çekildi ancak kalın duvarlar yıkılmadı". bianet. 24 Ocak 2023. 29 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2023. 
  41. ^ Tüleylioğlu 2018, s. 446.
  42. ^ a b "Umut Operasyonu Davası". Cumhuriyet. 24 Ocak 2013. 29 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2023. 
  43. ^ "Mumcu, Gülay Calap'ın dinlenmesini istedi". BirGün. 25 Temmuz 2009. 22 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2023. 
  44. ^ "Yargıtay'dan "Umut Davası" cezalarına onama". Anadolu Ajansı. 10 Nisan 2014. 29 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2023. 
  45. ^ Tüleylioğlu 2018, ss. 448-449.
  46. ^ "'Umut Davası'nda yeniden yargılama kararı". Anadolu Ajansı. 20 Ocak 2017. 16 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2023. 
  47. ^ "Hükûmete çağrı". Cumhuriyet. 9 Ekim 1990. 29 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2023. 
  48. ^ Tüleylioğlu 2018, ss. 309-310.
  49. ^ Mumcu, Uğur (9 Ekim 1990). "Bahriye Üçok..." Cumhuriyet. 6 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2023. 
  50. ^ a b Mumcu, Ahmet (13 Haziran 1989). "Prof. Dr. Coşkun ÜÇOK Hayatı – Kişiliği – Eserleri". Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. 2 (2): 1-10. ISSN 1306-8075. 22 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2021. 
  51. ^ "TBMM Albümü • 1920-2010" (PDF) (2 bas.). Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği. 2010. s. 1160. 20 Aralık 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 20 Ekim 2023. 
  52. ^ "Laiklik savunucusu Bahriye Üçok özlemle anılıyor". Cumhuriyet. 10 Haziran 2017. 19 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ekim 2023. 
  53. ^ "Doç. Dr. Bahriye Üçok" (PDF). Atatürkçü Düşünce Derneği. 2022. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  54. ^ "Cuma genelgesi, Bahriye Üçok ve unutulan laiklik". Cumhuriyet. 15 Ağustos 2023. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  55. ^
  56. ^
  57. ^ "Bahriye Üçok Büstü". Karşıyaka Belediyesi. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  58. ^ Aydınlık (10 Ağustos 2014). "CKD: Bahriye üçok'un anısı mücadele çağrısıdır". Aydınlık. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  59. ^ Aydın, Gülden (19 Nisan 2008). "Öldürülen 12 aydının heykeli dikiliyor". Hürriyet. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  60. ^ "Prof. Dr. Bahriye Üçok Kütüphanesi". Çankaya Belediyesi. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  61. ^ "Bahriye Üçok Hasta Konuk Evi | Ataşehir Belediyesi". Ataşehir Belediyesi. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  62. ^ Öztürk, A. Adnan; Akay, Melis (2017). "Geçmişten Günümüze Türk Kadınları: İzmir Kadın Müzesi" (PDF). İzmir Araştırmaları Dergisi. 3 (7). ss. 147-168. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  63. ^ "Doç. Dr. Bahriye Üçok'u Gömütü Başında Andık". Atatürkçü Düşünce Derneği. 6 Ekim 2023. 8 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2023. 
  64. ^ "Bahriye Üçok, katledilişinin 31. yılında anılıyor..." Cumhuriyet. 10 Haziran 2021. 7 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2023. 
  65. ^ "Bahriye Üçok, ölümünün 32. yılında mezarı başında anıldı - Ankara Haberleri". Habertürk. 7 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2023. 
  66. ^ "Cumhuriyet Aydını Bahriye Üçok u Katledilişinin 33. Yılında Saygı ve Rahmetle Anıyoruz". Türkiye Barolar Birliği. 7 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2023. 
  67. ^ "'Laikliğin savunucusu ilahiyatçı' Bahriye Üçok, katledilişinin 30. yılında unutulmadı". BirGün. 7 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Kasım 2023. 
Genel

Konuyla ilgili yayınlar

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Uğur Mumcu</span> Türk araştırmacı-gazeteci, yazar, Kemalist ve sosyalist aydın

Uğur Mumcu, Türk gazeteci, araştırmacı ve yazar.

<i>Cumhuriyet</i> (gazete) Türkiyede yayımlanan günlük gazete

Cumhuriyet, Türkiye'de yayımlanan günlük bir gazetedir. 7 Mayıs 1924 tarihinde kurulan gazete, 30 Temmuz-5 Ağustos 2018 tarihleri arasındaki 37.412 adet tirajı ile 24. sırada yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Atatürkçü Düşünce Derneği</span> sivil toplum kuruluşu

Atatürkçü Düşünce Derneği, 19 Mayıs 1989'da kurulmuş olup Türkiye genelinde ve yurt dışında birçok şubesi olan sivil toplum kuruluşu. Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı gizli ya da açık saldırıların yapıldığı, Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ne kazandırdığı çağdaş kazanımların geriye doğru çevrilmek istendiği ve tüm bu çabalara karşın Atatürk ilke ve inkılaplarına sıkıca bağlanmış olan kişiler tarafından dernek kurulup yaşatılarak bu ilke ve inkılapların sonsuza kadar yaşatılacağı, dernek kurucular kurulu tarafından tüzüğe derneğin kuruluş nedeni olarak eklenmiştir.

Ethem Ruhi Fığlalı, Türk ilâhiyatçı, akademisyen ve eğitimci.

<span class="mw-page-title-main">Muammer Aksoy</span> Türk hukukçu, siyasetçi, köşe yazarı ve entelektüel

Mustafa Muammer Aksoy, Türk hukukçu, siyaset adamı ve yazar.

Mustafa Sait Yazıcıoğlu, Türk siyasetçi ve ilahiyatçı, 14. Diyanet İşleri Başkanı. Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu'nun amcası.

Hasan Aksay, Türk siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Mahmut Tali Öngören</span>

Mahmut Tali Öngören, Türk gazeteci, yazar, senarist ve TRT Televizyonu kurucusu.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de başörtüsü yasağı</span> Türkiyede 12 Eylül Darbesinden sonra kamu kurumlarında türbanın yasaklanması

Türkiye'de başörtüsü yasağı veya kılık kıyafeti düzenleyen kararlar, başta üniversite öğrencilerine yönelik olmak üzere bütün kamu ve bazı özel kurumlarda kadın çalışanlara uygulanan başörtü yasağı ile bu yasağın sosyal ve siyasal etkileri etrafında yaşanan tartışmalar. Siyasal İslam'ın simgesi olduğu iddia edilen başörtüsünü kamusal alanda yasakladığı iddia edilen mahkeme kararları bu sorunun ön ayağını oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kutbiddin Aybek</span> Delhi Türk Sultanlığının kurucusu

Kutbiddin Aybek. Delhi Türk Sultanlığı'nın kurucusu ve ilk hükümdarı.

Faik Bulut, Türk gazeteci ve yazar. 1972'de Lübnan'daki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kamplarına katıldı. Şubat 1973'te bu kamplara yapılan İsrail askerî operasyonu ile kaçırılarak İsrail'de cezaevine kondu, 7 yıl 2 ay tutuklu kaldıktan sonra 1980'de Türkiye'ye döndü.

Tevhid Selam ya da Tevhid Selam Kudüs Ordusu, Hizbullah'ın kurucularından İranlı düşünür ve siyasetçi Musa el-Sadr'ın fikirleri temelinde İslam devleti kurmayı amaçlayan örgüt. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 2007 yılında açıkladığı terör örgütleri listesinde ismi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Raziye Begüm</span> Kuzey Hindistan yarımadasında 13.yüzyıl sultanı

Raziye Begüm,, Delhi Türk Sultanlığı hükümdarı.

Talip Küçükcan, Türk akademisyen, siyasetçi ve diplomat. Endonezya Büyükelçisi.

<span class="mw-page-title-main">Zâtüssavârî Muharebesi</span> 654teki Arap-Bizans deniz çarpışması

Zâtüssavârî Muharebesi ya da Finike Muharebesi, Abdullah bin Sa'd komutasındaki İslâm donanması ile İmparator II. Konstans'ın kişisel komutasındaki Bizans filosu arasında 655 yılında gerçekleşmiş deniz savaşıdır. Muharebe, "ilk İslâm mutlak zaferi" olarak düşünülür.

<span class="mw-page-title-main">Şenal Sarıhan</span>

Şenal Sarıhan, Türk hukukçu ve siyasetçi. Haziran 2015 ve Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri'nde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara ikinci bölge milletvekili olarak meclise girdi. 100 Kahraman Kadın ve Robert Kennedy İnsan Hakları Ödülü sahibidir.

<i>İslam Devletlerinde Türk Nâibeler ve Kadın Hükümdarlar</i>

İslam Devletlerinde Türk Nâibeler ve Kadın Hükümdarlar, akademisyen ve siyasetçi Bahriye Üçok'un yazdığı, tarih boyunca İslam devletlerindeki Türk kadın hükümdarları anlatan eseridir. Üçok, 1964'te, ilk olarak adı İslam Devletlerinde Kadın Hükümdarlar olan bu çalışmasıyla doçent oldu. Kitapta Saba Melikesi Belkıs, Yehuda kraliçesi Atalya, Mısır kraliçesi Kleopatra, Palmira kraliçesi Zenobia gibi kadın hükümdarlardan bahsedilir. Avrupa ülkelerinde de kadınların devlet yönetiminde rol aldığı anlatılır ve İslam coğrafyasında hüküm sürmüş kadınların yaptığı işlere değinilir.

<i>İslamdan Dönenler ve Yalancı Peygamberler</i>

İslamdan Dönenler ve Yalancı Peygamberler, Türk tarihçi, ilahiyat akademisyeni ve siyasetçi Bahriye Üçok'un yazdığı bir kitaptır. Kitap, Bahriye Üçok'un 1954 yılında yayınladığı İslam Tarihinde İlk Sahte Peygamberler adlı doktora tezinin genişletip düzenlenmiş hâlidir. Bu eserinde Üçok, İslam'a karşı mücadele etmiş sahte peygamberlerin yöntemlerini ve verdikleri mücadelenin İslam tarihine etkilerini açıklar.

Umut Davası, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy ve Bahriye Üçok'un öldürülmelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda olayı kapsayan “Umut Operasyonu”na ilişkin davanın adıdır.


Türkiye'de 1919 yılındaki olayları içeren listedir.