Şam veya Dimaşk, Suriye'nin başkentidir. Ayrıca, Şam Valiliğinin ve Rif Şam Valiliği'nin de idari başkentidir.
Ömer bin Hattab, İslâm peygamberi Muhammed'in sahâbesi ve İslâm Devleti'nin Ebû Bekir'den sonraki ikinci halifesidir. Ehl-i Sünnet, Ömer bin Hattab'ı zaman zaman "Ömer'ul-Farûk" diye anarlar. Şiiler ise Ömer'in hâlifeliğini tanımazlar. 23 Ağustos 634 tarihinde Râşidîn Halifeliği'nin ikinci hâlifesi oldu ve bu görevi, öldürüldüğü yıl olan 644'e kadar sürdürdü.
Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.
Yuhanna, Hristiyanlık inancına göre İsa'nın 12 havarisinden biridir. Aslen Yahudi olan Yuhanna'nın, Yuhanna İncili'nin yazarı olduğu düşünülmektedir. Bu kitap dışında, Yuhanna'nın 1., 2. ve 3. mektupları ve Vahiy, Yuhanna'nın kaleme aldığına inanılan Yeni Antlaşma kitaplarındandır. Zebedi'nin oğlu olduğu bilinen Yuhanna'nın Efes'te öldüğüne inanılıyor.
Ebu Talib veya tam adıyla Abdümenâf bin Abdülmuttalib bin Haşim el-Kureşi, İslam peygamberi Muhammed'in öz amcası ve dördüncü İslam halifesi Ali'nin babasıdır. Abdülmuttalib bin Haşim'in on oğlundan biridir. Muhammed'in, 8 yaşından evlendiği yaş olan 25'e kadar bakımını üstlenmiş ve onu büyütmüştür. Muhammed evlendikten sonra dahi onu koruyup kollamaya hep devam etmiştir. 619'da Mekke'de ölmüştür. Muhammed'i en iyi tanıyanlardan biridir.
Hatice bint Hüveylid, İslam peygamberi Muhammed'in ilk eşidir. Müslüman olmadan önceki lakabı, "temiz, pak, arınmış" anlamlarına gelen Tâhire idi.
Hâşimoğulları veya Hâşimîler, Hüseyin bin Ali tarafından kurulan Arap ailesi. İslam peygamberi Muhammed'in mensup olduğu Benî Haşim ailesine bağlı bir Kureyş boyu olduğunu iddia etmektedirler. Ayrıca kan bağı ve kabile birlikteliği yoluyla Kızıl Deniz boyunca kurulan hanedanların sahibi olan boy. Sülale ismini İslam peygamberi Muhammed'in büyük-büyükbabası Haşim bin Abdimenaf'dan alır. I. Dünya Savaşı esnasında İngiliz desteğiyle Osmanlı Devleti'ne isyan etmiş, Arap Yarımadası'nın kontrolünü eline geçirmiş, fakat birkaç yıl sonra Suudi Hanedanlığı'na yine bir isyanla kaybetmişlerdir.
Rahip Bahira Manastırı, Suriye'nin başkenti Şam'a 120 kilometre uzaklıktaki Busra kentinde bulunan manastır. Daha önceki dönemlerde Hristiyanlığın önemli merkezlerinden olan Busra, Büyük Konstantin zamanında 306-337 tarihlerinde piskoposluk merkezi haline getirilmiştir. Kent daha sonra Antakya Patrikliğine bağlanarak, Arabistan Başpiskoposluğu'nun merkezi olmuştur. Günümüzde, manastıra ait kalıntılar halen mevcut olup, çatısı yıkılmış haldedir. Manastırın en azından iki katlı olduğu sanılmaktadır, zira çatıya yakın geniş pencereler halen görülebilir haldedirler. Manastırın kalıntıları arasında, büyükçe kesme taşlar her yana dağılmış haldedirler. Zemini toprak olan manastırın kalıntıları, turistlerin ziyaretine açıktır. Tarihi kalıntılarla dolu olan ve içinde manastırın kalıntılarını da barındıran Busra Kenti'nde Ömer'in adı ile anılan ve ibadete açık olan ve eski bir kiliseden çevrilmiş olan cami de vardır.
Haşim bin Abdümenaf, İslâm Peygamberi Muhammed'in anne ve babasının ortak cetleri olan Mürre bin Kâ’b'ın oğlu Kusay bin Kilab'ın torunudur. Abdümenâf bin Kusay'ın oğlu, İslâm Peygamberi Muhammed bin Abdullah ile dördüncü Sünnî halifesi Ali bin Ebu Talib'in dedeleri olan Abdülmuttalib'in (Şeybe bin Haşim) babasıdır. Aynı zamanda Hâşimîler sülalesinin de isim babası olarak tanınır.
Cündeb bin Cünâde bin Süfyân, lakabı Ebu Zer, Ebu Zer el-Gıfârî, İslam'ı ilk kabul eden sahabilerden biriydi. İslam peygamberi Muhammed kendisine Abdullah adını vermiştir. Beni Gifar kabilesindendi. Doğum tarihi bilinmemektedir. 652 yılında, Medine çölü yakınlarındaki El-Rabaza kentinde ölmüştür.
Şam olayı, 1840'ta Yahudilere atılan kan iftirasının ardından patlak veren hadisedir.
Muhammed, dünyanın en kalabalık ikinci dini olan İslam'ın kurucusu ve merkezî figürü olan dinî, askerî ve siyasi Arap liderdir. Arap Yarımadası'nın tamamını ele geçirerek Müslüman hâkimiyetini tek bir yönetim altında birleştirmiş ve böylece İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'ın yanı sıra, öğretileri ile uygulamalarını güvence altına alarak İslami dinî inancın temelini oluşturmuştur. Müslümanlar tarafından Âdem, İbrahim, Musa, İsa ve diğer peygamberlerin daha sonradan tahrif edilmiş tek tanrılı dinlerini onaran ve tamamlayan kişi ve Allah'ın insanlara gönderdiği son peygamber olduğuna inanılır.
Muhammed'e yönelik eleştiriler 7. yüzyıldan beri yapılagelmiştir. İlk eleştiriler çağdaşı olan Arap putperestler tarafından "tektanrıcılığı milleti içinde tebliğ" etmesiyle başlamış ve Arabistan'daki Yahudi kabileleri tarafından, İbrani Kutsal Kitabı'ndaki anlatıların ve kişilerin haksız yere kullanması ve Yahudi inancının kötülenmesiyle devam etmiştir. Bu nedenlerden dolayı, Orta Çağ Yahudi yazarları ondan genellikle aşağılayıcı bir takma isim olan ha-Meshuggah olarak bahsediyorlardı. Modern zamanlarda eleştiriler genellikle onun peygamberlik iddiasındaki samimiyeti, politik tutumu, evlilikleri ve sahip olduğu köleleri üzerine yapılmaktadır.
Muhammed devrinde Müslümanlar ile temas kuran gayrimüslimler bu maddede listelenmiştir.
Şamlı İoannis veya Şamlı Yuhanna, Doğu dünyasında tanınan adıyla Yuhannâ ed-Dımaşkî, Suriyeli Hristiyan aziz, teolog, Kilise Babası ve Kilise Doktoru.
Müslümanların Levant'ı fethi veya Müslümanların Biladü'ş-Şam'ı fethi ya da Arapların Levant'ı fethi
İslam peygamberi Muhammed, 622 yılındaki hicrete kadar yaşamının ilk 52 yılında (570-622) Mekke'de yaşadı. Hayatının bu döneminde çobanlık ve yoğun olarak da ticaretle uğraştı. Peygamberlik ilanıyla peygamberlik görevi, Hatice bint Hüveylid ile evlenmesi ve Hatice'nin ölümünden sonra Sevde bint Zem'a ile evlenmesi bu dönemde gerçekleşmiştir.
İslam'ı Başkalarının Gördüğü Gibi Görmek: Geç Antik Çağ ve Erken İslam Çalışmaları serisinden Erken İslam Üzerine Hristiyan, Yahudi ve Zerdüşt Yazılarının İncelenmesi ve Değerlendirilmesi, Orta Doğu uzmanı Robert G. Hoyland'ın bir kitabıdır.
İslam peygamberi Muhammed'in Hristiyanlar hakkındaki görüşleri, onlarla olan temasları yoluyla şekillendi. Muhammed, Hristiyanlar hakkında genel olarak yarı olumlu bir görüşe sahipti ve onları İbrahim'den gelen vahyin alıcıları olarak görüyordu. Ancak onları bazı inançlarından dolayı da eleştirdi.